![]() |
#11 |
![]() Tarihi bir bütünlük içerisinde değerlendirmeye çalışmıyoruz. Zaman, tarih, toplum hiç değişmiyormuş gibi, hiç değişmeyecekmiş gibi davranmaya devam edebiliyoruz. Karşı karşıya bulunduğumuz sarsıntılarla ilgili olarak yeni bir gündeme sahip olmamız gerekirken, saatleri hep geriye almaktan bir türlü vazgeçemiyoruz. Modern-seküler yapılar, toplumsal/tarihsel/kültürel sahih gelenekleri altüst ediyor. Tarihsel, geleneksel değer sistemlerinin çöküşü; kitlesel popüler kültür; tüketicinin egemenliği ve iktidarı; insanların, malların ve enformasyonun küresel hareketliliği; toplumsal hiyerarşinin para tarafından tanımlanması, toplumları bireycileştiriyor, özel ve bencil çıkarları öne çıkarıyor. Amerikan ideolojisinin yansıması olan liberter bireycilik bütün dünyada ahlaki kötülüklerin çoğalmasına yol açıyor. Bu tür bir liberter bireycilik, Türkiye'de, İslami başörtüsüne özgürlük girişimini desteklerken; İslam nazarında fuhşiyat ve münkerat olarak tanımlanan davranışların özgürlüğünü de destekliyor. Kadınların özgürlük mücadelesi, kadınları, kadın fıtratına aykırı kısıtlamalarla karşı karşıya getiriyor. Tüketim toplumlarının aşırılıkları ve tatminsizlikleri nedeniyle aileler tek gelir yerine, iki ya da daha çok gelire ihtiyaç duyuyor ve kadın-erkek bireyler insanlıklarını unuturcasına çalışmaya zorlanıyor. Çalışan kadınlar anneliğe yabancılaşıyor, anneliğin hakkını veremiyor, çocuklarına ihtimam gösteremiyor. Çalışan kadınların çocukları anne şefkatinden, ilgisinden gereği kadar yararlanamıyor. Modern-seküler toplumlarda çocuk sahibi olmama hakkını kullanan kadınlar, kadınlıklarından vazgeçiyor, erkekler gibi yaşamaya başlıyor. Bireysel özgürlük anlayışının yaygınlaşması sebebiyle kolektif özgürlük için mücadele ihtiyacı duyulmuyor. Kamuoyları her yerde istenildiği anda, televizyonlar aracılığıyla istenilen doğrultuda harekete geçirilebiliyor. Bilgi ve enformasyon akışı üzerinde, küresel anlamda ideolojik ve politik bir denetim var. Bugünün dünyasında İngilizce'nin çok yaygın olarak kullanılıyor olması nedeniyle, popüler kültür üzerinde Amerikan egemenliği sürüyor. Bu durum insanları yalnızca kişisel mutluluk ve maddi kazanç peşinde koşmaya, zengin ve ünlü birileri olarak yaşamaya sürüklüyor.
Modern-seküler kültür bütün toplumları çok tehlikeli bir noktaya, bir uçurumun kenarına getirip bıraktı. Günümüzde insanlar, insani çözümler, inşa'lar, ilişkiler için, artık ortak değerlere, ortak değer sistemlerine ve değer yapılarına sahip değiller. Anlamlı bir varoluş ve hayat, insani anlam/amaç/erdem için, sorumluluk alarak, sorumluluk üreterek, sorumluluk alışverişi yaparak gerçekleştireceğimiz ahlaki bir hayattır. Erdemli bir hayat, ebedi nimetlere, ebedi hayata istihkak kazanmak üzere çaba harcadığımız bir hayattır. İçerisinde yaşadığımız olağanüstülükler ve anormallikler çağında, her alanda eleştirel bir duruş sahibi olabilmeliyiz. İçerisinde bulunduğumuz çevrenin, ait olduğumuz kesimin yanlışları, bağnazlıkları, ufuksuzlukları, bencillikleri bizim entelektüel bağımsızlığımıza gölge düşürmemeli, bu tür sorunları tartışmalı ve bunlarla yüzleşebilmeliyiz. Gerektiğinde eleştiri oklarını kendimize de doğrultmalıyız. Atasoy Müftüoğlu |
|
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
bugün, bölüm, bölümler, etkileyen, hayat, hayatınızı, okuduklarınızda |
Konuyu Toplam 21 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 21 Misafir) | |
|
|