AK Gençliğin Buluşma Noktası
Osmanlı Tarihi (AK Parti) Osmanlı Devleti ve Osmanlı kültürü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-21-2007, 02:15   #1
Kullanıcı Adı
aktürkiye
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
SULTAN I. MURAD'IN KOSOVA DUASI

Sultan I. Murad'IN, Kosova Meydan Savaşı’da ölmeden birkaç dakika önce okuduğu dua (bugünün Türkçesiyle) :
Peygamberin yüzünün suyu, Kerbela’da akan kan, ayrılık gecesinden ağlayan göz, aşkının yolunda sürünen yüz, dertlilerin hazin gönlü ve canlara tesir eden yakarışları için! Lütfunu bizimle beraber kıl ve muhafazani bizden eksik etme Yarabbi!
Yarab! İslam ehline yardımcı ol, düşmanın elini bizden uzak tut! Günahımıza değil, candan ve gönülden gelen ahımıza bak!
Mücahidlerini telef ve bizi düşman oklarına hedef ettirme.
Vücutlarımızı mezardan sakla, İslam’ı tehlikelerden uzak tut. Bunca senedir ettiğimiz duaları ve din uğruna yaptığımız savaşları boşa çıkarma, adımı kahrın ile perişan, yüzümü halkın içinde siyah etme! İslam topraklarını ayaklar altında çiğnetme, utanç içindeki insanların yaşadığı bir yer haline getirme.
Yarabbi, bilirim ki İslam ehline lütufların çoktur, bu lütuflarını bu savaşta da göster. Din yolunda şehit olunacaksa beni et de ahirette mutlu bir yere ulaşayım.

 

aktürkiye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-21-2007, 02:16   #2
Kullanıcı Adı
aktürkiye
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
Barbar Kim?

Bizans'ı kurtarmak üzere İstanbul'a çağrılan Haçlı ordularının Hristiyanlığın mukaddes kilisesi Ayasofyanın tepesinde ki altın haçı sökerek eritip sattıklarını...

Yıllar sonra Osmanlı ordusunun İstanbul'un fethi sırasında bir yeniçerinin, fetih hatırası olarak saklamak maksadıyla Ayasofya nın küçük bir çini parçasını koparmak istemesini, Fatih Sultan Mehmed'in "tahribe teşebbüs"le suçlayıp cezalandırdığını
aktürkiye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2007, 02:16   #3
Kullanıcı Adı
aktürkiye
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
Ağaca Asılan Zekat Parası

Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını

Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:

"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..

Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını
aktürkiye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2007, 02:17   #4
Kullanıcı Adı
aktürkiye
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
Pis Kokusundan Dolayı Kovulan Elçi

Veli lakaplı II. Bayezid'in padişahlığı. döneminde İstanbul'a, Moskova kralının elçisi sıfatıyla Mihail Plachtneef isimli birinin geldiğini . . .

Bu adamın, insanı istifra ettirecek kadar pis kokmasından dolayı yıkanması için hamama götürüldüğünde, bu keferenin hayatında hiç hamam görmemiş olup yıkanmak ve çamaşır değiştirmek adetine aşina olmadığı ve kimse ile görüştürülmeden pisliğinden dolayı İstanbul'dan kovulduğunu...
aktürkiye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2007, 02:18   #5
Kullanıcı Adı
aktürkiye
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
GURURDAN KORKMAK

Büyük Türk Padişahı Yavuz Sultan Selim,

sert ve gerektiğinde şiddete başvuran bir hükümdar olmakla beraber, dindarlığı, Allah'a ve Resulüne bağlılığı, bu konuda iddialı olan bir çoklarını geride bırakırdı Suriye ve Mısır'ı fethedip Kölemenler devletini yıktıktan sonra mukaddes emanetler ve "Müslümanların halifesi" unvanı kendine geçmişti Artık camilerde hutbeler Yavuz Sultan Selim adına okunuyor ve kendisinden "Hakimü'l-Harameyn" (Mekke ve Medine'nin hakimi) diye bahsediliyordu O bu "Hâkimü'l-Harameyn" ifadesini kutsal yerlere saygıyla bağdaşmaz bulmuş, "Hâdimu'l-Harameyn" (Mekke ve Medine'nin hizmetkârı) olarak değiştirmişti Dince kudsiyeti olan şeylere bu kadar saygılıydı Yavuz Sultan Selim "şir-pençe" denen ve o devirler için öldürücü olan bir hastalığa yakalanmıştı Bu hastalık kendisini iyice yatağa düşürdüğü bir sırada

Yavuz'un sohbet dostu Hasan Can artık yapılabilecek fazla bir şeyin kalmadığını anlatmak için, "Efendimiz artık Allah'la beraber olmanın zamanıdır" deyince, Koca hükümdar kendisini, "Sen bizi şimdiye kadar kiminle sanırdın hey Hasan Can?" diye paylamıştı

işte bu büyük hükümdar, iki yıl süren, önemli savaşlara sahne olan, büyük zafer ve kazançlar elde edilen Suriye ve Mısır seferinden dönüşte ikindi vakti bu günkü Üsküdar'a gelmişti Bütün beylere paşalara emir verdi ki gece oluncaya kadar Üsküdar'da kalınacak, karşıya karanlık basınca geçilecekti Bazı yetkililer gündüzden geçilmesini daha uygun bulduklarını, geceyi beklemenin niçin gerekli görüldüğünü sormak cesaretinde bulundular Padişah da açıklama büyüklüğü gösterdi: "Bütün dünyada yankı uyandıran büyük bir zafer, şan ve şerefle dönüyoruz Gündüzün istanbul'a geçtiğimiz takdirde halk büyük bir karşılama yapacak tezahüratta bulunacaktır Bu da nefsime bir gurur getirebilir Bundan Allah'a sığınırım Buna meydan vermemek için payitahta gece geçeceğiz
aktürkiye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2007, 02:19   #6
Kullanıcı Adı
aktürkiye
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
Haram Yemeyen Ordu

Osmanlı ordusunun, İslam'ı tek bir bayrak altında toplamak gayesiyle Mısır seferine giderken Gebze yakınlarındaki bağlık-bahçelik bir arazide mola verdiğinde Yavuz Sultan - Selim'in bütün askerlerin heybelerini arattığını ve hiçbirinde meyve cinsinden birşey çıkmaması üzerine ellerini Ulu Dergah kaldırıp :

"Allahım, sonsuz şükürler olsun. Bana haram yemeyen bir ordu lutfettin. Eğer askerimin içinde tek bir kişi sahibinden izinsiz bir meyve yeseydi ve ben bunu haber alsaydım Mısır seferinden vazgeçerdim'.' diyerek Rabbine sonsuz hamd ü senalarda bulunduğunu. ...
aktürkiye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2007, 02:20   #7
Kullanıcı Adı
aktürkiye
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
"SENİ KANUNA ŞİKAYET EDERİZ..."

Kul hakkına özen gösteren Sultan Süleyman, bu konuya duyduğu titizlik nedeniyle "Kanuni" lakabını almıştır.
Budin Seferinden dönen ordu, yolların darlığı sebebiyle tarlalardan geçmek zorunda kalmıştı. Bu sırada bir köylü, elindekini padişahın atının geçtiği yere fırlatınca at ürkmüş, köylü de yakalanarak padişahın huzuruna getirilmişti.
Sultan Süleyman köylüye :
-Derdin nedir de böyle yaptın? diye sorunca, köylü:
-Biz fakir köylüleriz. Askerlerinizden bazıları, bizim yeni ektiğimiz tarlalardan geçtiler. Ya bu zararı ödersiniz, ya da sizi şikayet ederim. demiş.
Bunun üzerine Kanuni köylüye:
-Peki bizi kime şikayet edeceksiniz? diye sormuş. Köylü:
-Siz Kanuni değil misiniz? Sizi kanuna şikayet ederiz. deyince Sultan Süleyman çok memnun olmuş ve hemen köylülerin zararlarını hesaplattırıp zararı ödemiş.
aktürkiye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2007, 22:40   #8
Kullanıcı Adı
KARAHANLI
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
Alıntı:
aktürkiye Nickli Üyeden Alıntı
Pis Kokusundan Dolayı Kovulan Elçi

Veli lakaplı II. Bayezid'in padişahlığı. döneminde İstanbul'a, Moskova kralının elçisi sıfatıyla Mihail Plachtneef isimli birinin geldiğini . . .

Bu adamın, insanı istifra ettirecek kadar pis kokmasından dolayı yıkanması için hamama götürüldüğünde, bu keferenin hayatında hiç hamam görmemiş olup yıkanmak ve çamaşır değiştirmek adetine aşina olmadığı ve kimse ile görüştürülmeden pisliğinden dolayı İstanbul'dan kovulduğunu...
benim duyduğum kadarıyla bu kişi yıkattırılmış hamamda ve karşısına tekrar çıkınca çok güzelmiş artık ben her sene yıkanırım demiş ama kesin değil sadece bir rivayet benimki sizinki daha doğru olabilir
Saygılarımla...
KARAHANLI isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-21-2007, 23:04   #9
Kullanıcı Adı
_tuba_89
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
sağolasın ;)
_tuba_89 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-22-2007, 22:17   #10
Kullanıcı Adı
AkSa- 34
Standart Osmanlı Padişahları ile ilgili hikayeler
19.yüzyılda Almanya nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında
Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.

Fransızlar, her sene nehrin Almanlar'daki kısmına geçip mahsulün tümünü
toplayıp götürüyorlardı.

O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses
çıkaramıyorlardı tabiî. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına
durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar.

Mektupta şöyle denmektedir:

"Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar.
Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in de
halifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi
bu sene olsun toplama imkanı sağlayın."

Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen
padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker
elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır.
Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp

mektubu okurlar:

"Fransızlar korkak ademlerdir.
Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur.
Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir."

Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin.
Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerınde dolaştırın. Karşıdan gören
Fransızlar için bu kâfidir."

Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar.
Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında
dolaşmaya başlarlar.

Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanlar'ın sevinç çığlıkları atmalarına
sebep olur:

"Osmanlılar'dan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini
de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar.
Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir."

Bu olay, Mülhaymli'lerin gönüllerin de taht kurmuştur.
Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar.

Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen
olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip ,
hadiseyi temsilen kutlarlar.
AkSa- 34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi