01-04-2009, 11:34 | #1 |
Bir Kırık Ezgi
sevinmem sevince benzemiyor ne de üzülmem üzüntüye gözde geçirilmiş sözler söylüyorum ömrüme ilişkin belki birazcık avutur beni diye ağlamayasın için susuyorum benden almayasın kara haberi ağlama ki sakinleşirsin diye korkuyorum fırtına habercisi gözlerinde yarasalar uçuşuyor yine gözyaşların bir kurşun ta şurama saplanır sen ağlama İbrahim Erciyes gazaplanır yüreğin işlevini bilmeyen bu insanlar haber bülteni dinliyorlar ölümler duymak, kimbilir cinayete doymak için belki de birbirine uzak iki zambak hakkında benim bildiğimi bilmiyorlar derdimi ancak papatyalara açabildim şimdi onlar taç yapraklarını yoluyorlar heba oldu sandığın yaşların hesaplanır İbrahim sen ağlama Erciyes gazaplanır toprağın burnumda tüttüğü bir kış günü bir cümle eklemişsin babamın mektubuna sade ve kırık karların eridiği zaman çözdüm düğümü sevgiyi toyken tanıdık gülüm tutma elin yanar demediler hayatımızı tek bir mevsime göre ayarladık başka mevsimlerin olduğunu öğretmediler evimiz barkımız bir yüreğimiz öyleyken ateşimizi çaldı aziz kardeşlerimiz, prometeler… bilesin ki bizim oldu hayatın çirkin yüzü bizim oldu yılkı acılar bizim oldu gülüm, kırık ezgiler bu yokuşun ardında bir gül iniş saklanır ağlama sen İbrahim Erciyes gazaplanır M.İSLAMOĞLU
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
kırık ezgi, mustafa islamoğlu, İbrahim |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|