AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Beylerbeyi]

Şeyh Hasan Nasrallah (1960-)

1960 senesinde Burj Hammud’da (Beyrut) dünyaya gelen Şeyh Nasrallah, İmam Musa Sadr’ın kurduğu Mahrumlar Hareketi’nin askerî kanadı olan Emel Hareketi’ne 1975’te katıldı. Ertesi yıl İslami ilimleri tahsil etmek üzere Necef’e (Irak) gitti. Nasrallah, otobiyografisinde o günleri şöyle anlatıyor: “Bir âlim hiç parası olmadan nasıl hürmete şayan bir hayat sürdüreceğini bilmelidir. Benim yiyeceklerim ekmek ve su idi; yatağım dikdörtgen sünger bir minderden ibaretti.” Burada Seyyid Abbas Musevi’nin öğrencisi olan Nasrallah, hocası sayesinde normalde beş sene süren eğitimi iki senede tamamladı. İran-Irak Savaşı’nın etkisiyle Irak’ta başta Kürt âlimler olmak üzere farklı milletlere ve ülkelere mensup âlimlerin sınır dışı edildiği bir dönemde Lübnanlılar, ya Emel hareketinin ajanı olmakla suçlanıyor ya da Şii Dava Partisi veya Suriye Baas Partisi ile ilişkilendiriliyordu. Suriye istihbarat örgütü tarafından yollandığı gerekçesiyle hakkında arama emri çıkarılan Nasrallah gizlice Lübnan’a döndü ve tahsilini Musevi’nin Baalbek’te kurduğu dinî ilimler okulunda sürdürdü.

1982’de İsrail işgaline karşı Emel hareketinden ayrılan bir grubun kurduğu Hizbullah’a katıldı. Birkaç sene sonra partinin Bekaa bölge temsilcisi olarak seçilen Nasrallah, bu hareketin idari kadrosunda hızla yükseldi. 1989’da eğitimini tamamlamak üzere Kum’a (İran) gitti; ancak parti içindeki problemlerden dolayı geri dönmek zorunda kaldı.

1992’de Hizbullah lideri Abbas Musevi’nin İsrail hava saldırısında eşi ve küçük çocuğuyla şehit düşmesi üzerine, Nasrallah henüz 32 yaşında iken Hizbullah’ın liderliğine seçildi. Nasrallah ile birlikte Hizbullah’ta bazı önemli değişimler yaşandı; iç kamuoyuna yönelik daha hoşgörülü bir tavır takınılırken, örgütün askerî kapasitesi artırıldı. Verilen mücadele sonucu 18 senelik işgalin ardından 2000 senesinde İsrail’i geri çekilmek zorunda bırakan Hizbullah ve lideri Nasrallah’ın, Lübnan toplumu ve Arap dünyasında itibarı arttı. Askerî bir lider olarak politik tutum ve davranışlarıyla halk üzerinde etki kurması, Hizbullah’ı tartışmasız Lübnan’ın en güçlü partisi haline getirdi. Çizdiği dürüst lider kimliği öylesine etkili oldu ki, İsrail’de yapılan bir kamuoyu araştırmasında en güvenilir siyasetçi seçilmeyi başardı.

Şeyh Nasrallah, Temmuz 2006’da başlayan ve 34 sün süren İsrail saldırısında Hizbullah’ın verdiği mücadele ile, sadece Lübnan’da değil, Sünnisiyle-Şiisiyle tüm Arap ve Müslüman halkları arasında tartışmasız lider olarak yükseldi. Bu son saldırıda evi ve işyeri bombalanan Nasrallah’ın, 1997’de Güney Lübnan’da İsrail ile bir çatışmaya giren en büyük oğlu Hadi henüz 19 yaşında iken şehit düşmüştü.

[Beylerbeyi]

[Beylerbeyi]

Füzelere hedef olan İsrail savaş gemisinin görünümü




Hizbullah savaşçılarının İsrail Saar 5 savaş gemisini batıran füzesini ateşlerken

[HAKK DAVA]

Şeyh Seyyid Hasan Nasrallah

1960 senesinde Burj Hammud’da (Beyrut) dünyaya gelen Şeyh Nasrallah, İmam Musa Sadr’ın kurduğu Mahrumlar Hareketi’nin askerî kanadı olan Emel Hareketi’ne 1975’te katıldı. Ertesi yıl İslami ilimleri tahsil etmek üzere Necef’e (Irak) gitti. Nasrallah, otobiyografisinde o günleri şöyle anlatıyor: “Bir âlim hiç parası olmadan nasıl hürmete şayan bir hayat sürdüreceğini bilmelidir. Benim yiyeceklerim ekmek ve su idi; yatağım dikdörtgen sünger bir minderden ibaretti.” Burada Seyyid Abbas Musevi’nin öğrencisi olan Nasrallah, hocası sayesinde normalde beş sene süren eğitimi iki senede tamamladı. İran-Irak Savaşı’nın etkisiyle Irak’ta başta Kürt âlimler olmak üzere farklı milletlere ve ülkelere mensup âlimlerin sınır dışı edildiği bir dönemde Lübnanlılar, ya Emel hareketinin ajanı olmakla suçlanıyor ya da Şii Dava Partisi veya Suriye Baas Partisi ile ilişkilendiriliyordu. Suriye istihbarat örgütü tarafından yollandığı gerekçesiyle hakkında arama emri çıkarılan Nasrallah gizlice Lübnan’a döndü ve tahsilini Musevi’nin Baalbek’te kurduğu dinî ilimler okulunda sürdürdü.

1982’de İsrail işgaline karşı Emel hareketinden ayrılan bir grubun kurduğu Hizbullah’a katıldı. Birkaç sene sonra partinin Bekaa bölge temsilcisi olarak seçilen Nasrallah, bu hareketin idari kadrosunda hızla yükseldi. 1989’da eğitimini tamamlamak üzere Kum’a (İran) gitti; ancak parti içindeki problemlerden dolayı geri dönmek zorunda kaldı.

1992’de Hizbullah lideri Abbas Musevi’nin İsrail hava saldırısında eşi ve küçük çocuğuyla şehit düşmesi üzerine, Nasrallah henüz 32 yaşında iken Hizbullah’ın liderliğine seçildi. Nasrallah ile birlikte Hizbullah’ta bazı önemli değişimler yaşandı; iç kamuoyuna yönelik daha hoşgörülü bir tavır takınılırken, örgütün askerî kapasitesi artırıldı. Verilen mücadele sonucu 18 senelik işgalin ardından 2000 senesinde İsrail’i geri çekilmek zorunda bırakan Hizbullah ve lideri Nasrallah’ın, Lübnan toplumu ve Arap dünyasında itibarı arttı. Askerî bir lider olarak politik tutum ve davranışlarıyla halk üzerinde etki kurması, Hizbullah’ı tartışmasız Lübnan’ın en güçlü partisi haline getirdi. Çizdiği dürüst lider kimliği öylesine etkili oldu ki, İsrail’de yapılan bir kamuoyu araştırmasında en güvenilir siyasetçi seçilmeyi başardı.

Şeyh Nasrallah, Temmuz 2006’da başlayan ve 34 sün süren İsrail saldırısında Hizbullah’ın verdiği mücadele ile, sadece Lübnan’da değil, Sünnisiyle-Şiisiyle tüm Arap ve Müslüman halkları arasında tartışmasız lider olarak yükseldi. Bu son saldırıda evi ve işyeri bombalanan Nasrallah’ın, 1997’de Güney Lübnan’da İsrail ile bir çatışmaya giren en büyük oğlu Hadi henüz 19 yaşında iken şehit düşmüştü.