AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[FarukARSLAN.]

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan'a ağır ithamlarda bulundu. HAMAS öfkesi gözlerden kaçmayan Baykal, bildik muhalefet tavrından bu hafta da ödün vermedi.Baykal şöyle konuştu:

"Büyümenin gündemden düşüp küçülmenin gündeme girmesi gerekiyor artık. Ekonomik büyüme geride kaldı. İşsizlik artıyor. Çeşitli alana yansımasını biliyoruz. Ne kadar ağır bir biçimde ekonomiye yansıdığını Ocak İhracat rakamlarıyla ortaya çıktı. Hükümet ihtaracattaki artıştan mutlu idi, arkasındaki ithalatı söylemediler. İthalattaki artışta azalmaya başladı. Son bütçe görüşmelerinde 2008 ekonomisindeki yanlışlıklara dikkat çekmiştim. Grafikler göstermiştim. Biri dış ticaret ile ilgiliydi. Artış temposu düşüyor demiştim. Bize artışı niye şikayet konusu yapıyorsun diye AKP milletvekilleri tepki göstermişti. 2008 artışın devam ettiğini ama temponun yavaş olduğunu söylemiştim. Dediğim noktaya geldi. 2008 Aralık'ta yüzde 4 düzeyinde ihracat düştü, bu ay yüzde 28 düşüş var. Bunun arkasında büyümenin azalması var. Büyüme azalınca işsizlik de artıyor. İşsizlik artınca genel ekonomiye yansıyor. IMF ile anlaştık anlaşacağız noktasına geldiler. Ümüğümüzü sıktırmayız diyorlardı. Yani bunlar seçime kadar bize karışmayın diyorlar."

DOĞALGAZ ZAMMI

"Dogalgaz fiyatlarında yüzde 17'lik indirim yapılmıştır. Bu da genel meselenin kavranılmadığını gösteren bir tablo. Bir yılda yüzde 83 zam yaptılar. Yüzde 17'sini geri veriyorlar. Ne zaman indirim yapıyorlar. Seçim arefesinde. Mitingde müjde veriyor. Bu müjde ise daha önce yaptığın ne o zaman? Türkiye'de ekonominin gereği falan yerine getirilmiyor. Her şeyle oynanıyor. Doğalgazda yapılan aktraksiyonlar da işlemeyecektir. Tüm bunları değerlendirecek birikime sahiptir bu halk. Halk yeterince aldatılmıştır. Artık bundan sonra vatandaşın yanıltılması o kadar kolay olmayacaktır."

"İhracattaki düşme çok önemli. Bu KOBİ'lerin darbe yediği anlamına gelir. Otomotiv, madencilik gibi tüm alanlarda düşmenin net çıktığı görülmektedir. Kamuoyunun dikkatini çekiyorum."

YOLSUZLUKLAR

"Türkiye'nin unutmaması gereken konu: Deniz Feneri. Bu konu örtülmek isteniyor. Gerçekler ortaya çıksın istenmiyor. 5 ay geçti. 150 gün oluyor. 5 aydır hala Alman Mahkemesinin aldığı kararın dosyası Almanya'dan TÜrkiye'ye gelememiştir. Yani bunu günümüzde bu çağ değil, otobüse değil, postacı atına yüzyıllar öncesine emanet etseydiniz bugün ANkara'ya o dosya ulaşmıştı. Bırakınız otomobili, treni, kaplumbağanın sırtına bağlasaydınız o dosyayı Ankara'ya ulaştırırdı. Dosya hala gelmedi TÜrkiye'ye. Türkiye'ye gelmesin mi isteniyor. Nedir bu olay? Bunun bir izahı gerekmiyor mu? Niçin dosya gelmedi Türkiye'ye. Yazdık, söyledik, uyardık diye diye 5 ay geçirdiler. Bu arada ilginç bir gelişmede oldu. Almanya'daki Deniz Feneri ile Türkiye'deki ayrı dedi. Türkiye'de henüz hüküm yok ya. Burada Türk yargısının harekete geçmesi gerekiyor ya. Her şey bunların elinde ya. O ayrı bu ayrı diyorlar. Şaşırtıcı birg elişme ortaya çıktı. Frankfurt savcılığı resmi açıklama yaptı: türkiye'deki Deniz Feneri ile Almanya'daki Deniz Feneri ayrı diyorlar. İkisi arasında ticari ilişki olmadığını nereden biliyorlar. İkisi arasında ilişki olduğuna dair mahkeme kararı var dedi. Tekzip edilen Adalet Bakanımız. Tekzip eden Frankfurt Savcısı... Bu konuyu hep peraber dikkatle izliyoruz."

DAVOS'TAKİ TARTIŞMA

"Önce bir temel noktayı tespit edelim: Böyle uluslararası toplantılarda ortaya çıkan tablo hiç kuşku yok. Dünyayı yakından ilgilendirir. hepimiz bu tartışmayı dikkatle izledik. bu tartışmanın ortaya koyduğu konu maalesef Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na kabul edilmesi mümkün olmayan bir üslupla, doğrudan hedef alarak, yüksek sesle parmakla işaret edilmiştir. T.C. Başbakanının cevap verme hakkına saygı gösterilmemiştir. T.C. bir temsilcisine, bir başbakanına, bir cumhurbaşkanına Türkiye'de herkes, devletimizin temsilcileri karşısındaki haksızlıklara tavır koyar ve kınarız. Maalesef orada Başbakan'a haksızlık yapılmıştır. Azarlanmıştır, parmakla işaret edilmiştir. Cevap verme hakkı itile kakıla önlenmek istenmiştir: İktidar muhalefet gözetmeksizin tepkimizi ortaya koyarız, koyuyoruz.

Konuşmanı içeriğine bakıldığı zaman söylenecek çok şey vardır. Ama bunun ötesinde bu olayın bizi Türkiye'nin Ortadoğu politikasındaki konumu, Ortadoğu sorunları karşısındaki politikası, tavrı açısından ciddi şekilde ilgilendirecek sonuçlar doğurmuştur. Dış politika sorunları bir ülkenin bütün kesimleriyle... (Baykal'ın konuşması bir partili tarafından kesildi)..."

İSRAİL DEVLETİ FİLİSTİN TOPRAKLARINDA

"Değerli arkadaşlarım.
İsrail Ortadoğu'da 1948'de kurulmuş olan bir devlettir ve g3eride bıraktığımız 61 yıl boyunca İsrail'in çevresindeki ülkelerle ilişkileri maalesef istikrarlı ve barışa dayalı olmamıştır. Bu sorun tarihin derinliklerinden beri günümüze kadar uzanan bir sorundur. İsrail Filistin çatışması, Filistin toh0raklarına İsrail'in kurulmasıyla başlamıştır. Filistin topraklarında bir Filistin devletinin korunması hala sağlanamamıştır. Temeldeki çarpıklık bu noktadır. İsrail devleti var, Filistin devleti yok. Nerede Filistin topraklarında. Bu kabul edilemez. Derhal çözülmelidir. Filistin topraklarında bir Filistin devleti kurulması mutlaka gerçekleştirilmelidir. Bu sağlanmadan o topraklarda barışın gerçekleşmesi kolay değildir. bir an önce bu gerçekleşmeli. Ama dünya devletleri bu sorunu çözmemiştir, dünya ayak süürmektedir. Bunun bedelini Filistin halkı ödemektedir. Bu çözülmeyince ne oluyor? Kanlı çatışma giderek yaygınlaşmakta ve derinleşmektedir. Çözüm yolu Filistin devletinin kısa sürede gerçekleştirilmesi ve barışın uluslararası güvence altına alınmasıdır. İsrail devleti var, Filistin devleti yok. Ne var sadece Filistin halkı var. Nerede, kendi topraklarında."

FKÖ VE HAMAS ARASINDAKİ FARK

"Oradaki sorun nedir? Bölgedeki Arap devletlerinin öneml ibir kısmı İsrail-Arap sorunu haline gelmemesi için çıt çıkarmıyorlar. Olayı İsrail-Filistin olayı halinde tutmak istiyorlar. Hamas ve El Fetih her ikisi de halkın örgütü. İnsanların özgürlükleri için çalışan iki örgüt. İkisi arasındaki fark nedir? FKÖ ile farkı ne? Yaser Arafat yıllarca FKÖ lideri olarak yaşadı. Aradaki fark: FKÖ, Filistin devleti kurulması için silahlı mücadeleye inanıyor. Hamas 'silahlı mücadele ve cihad' diyor. Yani cihad yöntemi. FKÖ İsrail devletini kabul ediyor. Hamas hiçbir şekilde İsrail devletinin o coğrafyada kabul etmediğini ortaya koyuyor. FKÖ 'laik devlet kuracağım' diyor, Hamas 'şeriat' devleti kuracağım diyor."

TÜRKİYE, FİLİSTİN SORUNUNUN TARAFI HALİNE GELMEMELİ "Kıbrıs tarafları yani Kıbrıs Türkleri ile Rumları ve Yunanistan ile Türkiye bu sorunun tarafları. Bu sorun ne ölçüde acaba komşularımızın da sorunu haline gelmiştir. KKTC'yi tanıyan var mı? Uluslararası ilişkiler çok önemli. Herkes 'senin sorunun, benim sorunum' diye kafasında tüm sorunları birbirinden ayırıyor. PKK mesela. 'O senin sorunun' diyorlar mesela. Uluslararası sistemde öncelikle her ülke kendisinin ulusal yararlarını gözeterek kendisiyle ilgili sorunları temel alarak, başkasının sorunlarına sahip çıkma heveslerine dizgin vurarak kendisini güvence altına alır ve yararlarını gerçekleştirmeye çalışır. Bölgedeki her sorunu çözmeye kalkar isek, 'o sorun senin sorunun değil benim sorunum' dersek alkışlanırız ama o sorunun bir parçası haline dönüşmüş olursun. Senin halkın da o sıkıntının altına girmiş olur. Gazze'de yaşananlar karşısında tavır takınmak herkesin, Türkiye'nin öncelikli görevidir... Bu ayrı bir şeydir, ama bizim o sorunun bir tarafı haline gelmemiz bambaşka bir şey... Hamas'a sahip çıkarak, ne kendi yararına, ne Filistin yararına, ne de Ortadoğu barışından yana iş yapamazsın. Türkiye, Hamas'la özdeşleşerek yarar sağlayamaz."

FİLİSTİN TEK GÜÇ KURMALI

"Anadolu'da da milli mücadele olmuştur ama Atatürk, bu işin tek çatı altında, düzenli bir ordu ile yapılabileceğini vurgulamıştır. Biz bunu başardık. Filistin'de ise iki ayrı güç var. İki ayrı strateji, iki ayrı zihniyet var. Birisi müzakereye alındığında diğerini bozuyor. Filistin halkının bir an önce kendi askeri gücünü, siyasi iradesini, diplomatik yaklaşımını ortaya koyacak tek gücü kurması gerekiyor. Biz oradaki tartışmada doğrudan bir taraf haline gelmekten uzak durmalıyız. İsrail ile bu konuyu tartışacak muhatap Türkiye görülmemelidir. Davos'un temel yanlışı, Peres'in karşısına T.C. Başbakanı'nın çıkmaya talip olmasıdır. Elbette bu konuda düşüncemiz var, söylmedik. Ama bu tartışmayı Türkiye-İsrail tartışmasına dönüştürmek yanlış ve gereksiz bir iş olur."

ÇATIŞMANIN DİN BOYUTUNDA YOKUZ

"Bu çatışmanın din çatışması boyutunda yokuz. Musevi-Müslüman çatışmasının bir tarafı olamayız. Osmanlı zamanından beri Türkiye kendisini Musevi-Müslüman çatışması içinde hissetmemiştir. 1492'de de böyle 2009'da da böyle. İnsanları dini inancından dolayı dışlamamız söz konusu değildir. Hiçbir zaman da olmamıştır. Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşlarımız kendilerini Türk hissetmektedirler. Bu devletin sizden bizden hiç farklı olmayan saygın vatandaşlarıdır. Başka görmek bize yakışmaz. Musevi cemaatinin sözcüsü iki gün önce açıklama yaptı: Biz öncelik istemiyoruz. Biz T.C. vatandaşı olmanın gereğini görmek istiyoruz, diye."

İSRAİLLİ PİLOTLAR HÂLÂ KONYA'DA YETİŞTİRİLİYOR

"Ortadoğu sorununa bakarken şunu unutamayız: Bizim İsrail ile de ilişkilerimiz var ve devam edecek. İsrail ile ilişkilerimizin en yoğıun yaşandığı dönem son dönemdir. İsrail ile ilişkiler olağanüstü seviyeye çekilmiştir. Çocukların üzerine atılan bombaları kullanan pilotlar Konya'da yetiştirilmektedir ve bu Hükümet bunu sağlamıştır. Üzülüyoruz Gazze olayına... Hepimiz üzülüyoruz. Gazze'de 1300 Filistinli öldürüldü, 600 Filistinli çocuk öldürüldü. Irak'ta öldürülen 1 milyon Müslüman için de ağlıyoruz. 1 Mart tezkeresi CHP'nin katkılarıyla gerçekleşti. Ortadoğu halkına Bush düzeninin dayatılması karşısında CHP olarak durduk, birileri Bush yardımcısı olarak gurur duydu. Bu bölgede işlenen bütün cinayetlerin altında bu işbirlikleri yatmaktadır. Davos'tan yüksek perdeden kornuşarak kalkamazsınız. Lafla bu iş olmaz. İsrailli pilotlar Konya'da eğitilmeye devam ediyor, sen ne konuşuyorsun. Türkiye'de şehit verilirken Baybakan'da bu tesiri görme imkanı bulamadık. Türk askerinin başına Süleymaniye'de çuval geçirirken Devletin onuru neredeydi? Devletin şerefini konuşmak isteyenler Davos'la gerçekleştiremez. Bush'a karşı konuşacaktın. Türk askerine saldırı yapılınca bu saldırı gündeme geldiğinde 'ABD'de Bush'la bu konuyu konuşacağım' demek onurumuz kurtarmaz."

ERDOĞAN HAMAS'IN TERÖR LİSTESİNDEN ÇIKARILMASINI İSTİYOR

"Hamas'ın terör listesine alınmasının gözden geçirilmesini istiyorum" dedi. Hamas ne diyor: Ben cihad yoluyla burada İsrail devletini ortadan kaldırmak için sonuna kadar mücadele ederim. Otobüsteki yaşlıları hastanedeki çocukları öldürmekten çekinmem diyor. Başbakan acaba bunun hesabını yapmadan mı konuşuyor, yaparak mı konuşuyor."

EKONOMİYE, GERÇEK GÜNDEME DÖNELİM

"Erdoğan'ın iktidarda değilken İsrail hakkında söylediği öyle sözler vardır ki. Konu fevkalade karışıktır. T.C. diplomatları bu devletin diplomatlarıdır. Her dönem bu ülkeye hizmet etmenin sıkıntısı içerisinde olmuşlardır ve Başbakan'ın hakaret etme hakkı yoktur. Bu insanlara 3 kuruşluk siyasi destek adına hakaret etmek, karalamak bir Başbakan'a yakışmaz. Başbakanın bu insanlara saygı göstermesi bulunduğu yerin yüklediği sorumluluktur. Türkiye bu deneyimleri yeterince yaşadı, önümüzdeki dönemlerde de bunun böyle olacağı görülüyor. Bu konunun istismar edildiği yeter. Gerçek gündeme, ekonomiye, işsizliğe dönelim."




/ HABERVAKTİM

[FarukARSLAN.]

Baykal milli iradeye ne zaman saygı duydu ki buna da savaş açmasın...

bu adam hala terör örgütü diyor ya.töbe töbe

[ak_cag]

iyi safini belli ediyor..

tesekurler

[halil_han]

Tayyip bey chp haklıdır(herhangi bir hususta) dese(haşa) bu adam chpe'ye de söver sayar. Bu kadar ucuz muhalefet mi olur kardeşim.