AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 02-05-2009, 05:32   #1
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart CHP, DSP ve kartel sap gibi kaldı ortada || Hüseyin Öztürk -- Vakit
Terörist başı Peres’e destek verince ne geçti ellerine. Milletin sesine muhalefet edince ne kazandılar nefretten başka. Kocaman bir hiç. Bu ifadeler sokaktan gelen haykırışlar.
Terörist başı Peres’e destek verince ne geçti ellerine. Milletin sesine muhalefet edince ne kazandılar nefretten başka. Kocaman bir hiç. Bu ifadeler sokaktan gelen haykırışlar.
Kocaman deyince aklıma geldi. Her işe burnunu sokan Demirel de nihayet bunların safında yer aldı. Kocaman demem cüssesindendir, yoksa aklından ve fikrinden dolayı değildir. Zaten bugüne kadar aklının ve fikrinin hayırlı bir işe çalıştığını gören ya da bilen var mı?
“Bu işin faturası sonradan çıkarmış, ne zaman ve nasıl çıkacağı belli olmazmış.” Hep böyle ortadan konuşarak yıllarca memleketin canına okumadı mı bu adam. “Velev ki bir fatura çıktı, Demirel’den buna ne?” Bu soru da sokaktan.
Böyle bir söz etmek, devleti ve milleti aşağılamak değil midir? Türkiye’nin gücünü, milletin birliğini ve bütünlüğünü yok saymak anlamı taşımaz mı? Fatura çıkacak diye ne yapalım, onun yaptığı gibi hep elimizi başımızın arasına alarak sinelim mi?
Adamın ahı gitmiş vahı kılmış, ayakta zor duruyor, karısı hastalıklarla boğuşuyor, milletten özür dileyip, hastasının başında oturması gerekirken, kalkıp CHP zihniyetli adamların yanında yer alarak ortalığı karıştırıyor.
Gerçi yakışmıyor değil, çok yakışıyor ama insan olan insan, hiç olmazsa bu saatten sonra biraz yerini yurdunu bilir ve yıllarca millette attığı kazıklar yüzünden utanır. Duyarlı insanlar şöyle söylüyor:
“Fatura ödeyeceksek, millet olarak biz öderiz, sana ne? 50 yıldır bu millet senin ve aile fotoğraflarındakilerin faturasını nasıl ödediyse, bundan sonra da yine senin dostlarının faturasını öder. Devlet adına, millet adına endişe etmene gerek yok.”
Katil Peres özür diliyor, panel yöneticisi olan dingil özür diliyor, ehli insaf sahibi bütün dünya insanlığı bizi haklı görüyor, hatta Yunanistan bile destek veriyor. Lâkin gelin görün ki; DSP, CHP, kartel medyası ve Demirel bunlar kadar olamıyor.
Sokağa çıkıp kendilerini test etseler, bir daha sokağa çıkamayacak hale geleceklerini görecekler ama o cesaret nerede? Bu milletin ekmeğini aşını yediklerine göre, hiç olmazsa milli meselelerde birlik ve beraberlik sergilemeleri gerekmez miydi?
Tabiî ki gerekir, lâkin işleri bu değil mi? Aykırılık ve ayrımcılık en büyük özellikleri değil mi? Milletten ayrı düşecekler ki; ebedi muhalefette kalsınlar. Milletten ayrı düşünecekler ki; başkalarından medet umabilsin ve umduklarına kavuşabilsinler.
Onlar sokağa çıkamıyor ama millet sokakta. Kendi adamlarının bile gözünden öyle düşmüşler ki; yerlerde sürünüyorlar. Başbakan'a destek verenlerin aklı bunlar kadar ermiyor; öyle mi? Çoğunluk yanlış düşünüyor, bir tek bunlar mı doğru düşünüyor?
Evet, millet böyle soruyor. Bir insanın bu sorulara cevap verebilmesi için öncelikle ülkemizi ve milletimizi sevmesi gerekir. Toplumun değer yargılarına saygı ve sevgi duyar. Hiç olmazsa asgari müştereklerde birlik ve beraberlik sergiler ki, cevap verebilsin.
Görünen dağın ırağı olmazmış. CHP’nin, DSP’nin, kartel medyasının ve Süleyman Demirel’in özlerine inildiğinde, toplumun milli menfaatlerinin neresinde görülmüşlerdir ve neresinde milletle birlikte hareket ettikleri vakidir?
Son 50 yılın siyasi tarihini bir gözden geçirelim ve çok kabaca bakalım. Ülkemiz ne kadar darbeye, muhtıraya ve tehditlere maruz kalmışsa, hepsinin altından mutlaka bu zihniyet çıkmıştır. Demirel’in elinin olmadığı hiçbir darbe, muhtıra ve tehdit gerçekleşmemiştir.
Yakın tarihi araştıran herkes bu gerçekleri çok açık görecektir. Ve yine millete karşı yapılmış bütün baskı ve sindirme hareketlerinin içinde bu güruh vardır. Bugün İsrail’e destek vermeleri de işte bu tabiatlarının bir gereğidir.
Bu arada MHP ve BBP milli destek konusunda halkımızın büyük sevgisini ve takdirini kazanmıştır. Sokaktan gelen tepkiler böyledir. İnanmayanların çok uzaklara gitmesine gerek yok, hatta hiçbir sokak ve cadde seçmelerine de lüzum yok. Oturdukları veya çalıştıkları binanın önüne inerek önlerine gelen herhangi bir vatandaşımıza sorabilirler.
Yalnız, sordukları sorunun cevabını almak için insanları sonuna kadar dinlemeleri gerekir. Bu iş de yürek ister. Zaten yürekleri olsaydı, İsrail hariç bütün dünyanın birleştiği bir konuda onlar da birleşirdi.


Kocaman deyince aklıma geldi. Her işe burnunu sokan Demirel de nihayet bunların safında yer aldı. Kocaman demem cüssesindendir, yoksa aklından ve fikrinden dolayı değildir. Zaten bugüne kadar aklının ve fikrinin hayırlı bir işe çalıştığını gören ya da bilen var mı?
“Bu işin faturası sonradan çıkarmış, ne zaman ve nasıl çıkacağı belli olmazmış.” Hep böyle ortadan konuşarak yıllarca memleketin canına okumadı mı bu adam. “Velev ki bir fatura çıktı, Demirel’den buna ne?” Bu soru da sokaktan.
Böyle bir söz etmek, devleti ve milleti aşağılamak değil midir? Türkiye’nin gücünü, milletin birliğini ve bütünlüğünü yok saymak anlamı taşımaz mı? Fatura çıkacak diye ne yapalım, onun yaptığı gibi hep elimizi başımızın arasına alarak sinelim mi?
Adamın ahı gitmiş vahı kılmış, ayakta zor duruyor, karısı hastalıklarla boğuşuyor, milletten özür dileyip, hastasının başında oturması gerekirken, kalkıp CHP zihniyetli adamların yanında yer alarak ortalığı karıştırıyor.
Gerçi yakışmıyor değil, çok yakışıyor ama insan olan insan, hiç olmazsa bu saatten sonra biraz yerini yurdunu bilir ve yıllarca millette attığı kazıklar yüzünden utanır. Duyarlı insanlar şöyle söylüyor:
“Fatura ödeyeceksek, millet olarak biz öderiz, sana ne? 50 yıldır bu millet senin ve aile fotoğraflarındakilerin faturasını nasıl ödediyse, bundan sonra da yine senin dostlarının faturasını öder. Devlet adına, millet adına endişe etmene gerek yok.”
Katil Peres özür diliyor, panel yöneticisi olan dingil özür diliyor, ehli insaf sahibi bütün dünya insanlığı bizi haklı görüyor, hatta Yunanistan bile destek veriyor. Lâkin gelin görün ki; DSP, CHP, kartel medyası ve Demirel bunlar kadar olamıyor.
Sokağa çıkıp kendilerini test etseler, bir daha sokağa çıkamayacak hale geleceklerini görecekler ama o cesaret nerede? Bu milletin ekmeğini aşını yediklerine göre, hiç olmazsa milli meselelerde birlik ve beraberlik sergilemeleri gerekmez miydi?
Tabiî ki gerekir, lâkin işleri bu değil mi? Aykırılık ve ayrımcılık en büyük özellikleri değil mi? Milletten ayrı düşecekler ki; ebedi muhalefette kalsınlar. Milletten ayrı düşünecekler ki; başkalarından medet umabilsin ve umduklarına kavuşabilsinler.
Onlar sokağa çıkamıyor ama millet sokakta. Kendi adamlarının bile gözünden öyle düşmüşler ki; yerlerde sürünüyorlar. Başbakan'a destek verenlerin aklı bunlar kadar ermiyor; öyle mi? Çoğunluk yanlış düşünüyor, bir tek bunlar mı doğru düşünüyor?
Evet, millet böyle soruyor. Bir insanın bu sorulara cevap verebilmesi için öncelikle ülkemizi ve milletimizi sevmesi gerekir. Toplumun değer yargılarına saygı ve sevgi duyar. Hiç olmazsa asgari müştereklerde birlik ve beraberlik sergiler ki, cevap verebilsin.
Görünen dağın ırağı olmazmış. CHP’nin, DSP’nin, kartel medyasının ve Süleyman Demirel’in özlerine inildiğinde, toplumun milli menfaatlerinin neresinde görülmüşlerdir ve neresinde milletle birlikte hareket ettikleri vakidir?
Son 50 yılın siyasi tarihini bir gözden geçirelim ve çok kabaca bakalım. Ülkemiz ne kadar darbeye, muhtıraya ve tehditlere maruz kalmışsa, hepsinin altından mutlaka bu zihniyet çıkmıştır. Demirel’in elinin olmadığı hiçbir darbe, muhtıra ve tehdit gerçekleşmemiştir.
Yakın tarihi araştıran herkes bu gerçekleri çok açık görecektir. Ve yine millete karşı yapılmış bütün baskı ve sindirme hareketlerinin içinde bu güruh vardır. Bugün İsrail’e destek vermeleri de işte bu tabiatlarının bir gereğidir.
Bu arada MHP ve BBP milli destek konusunda halkımızın büyük sevgisini ve takdirini kazanmıştır. Sokaktan gelen tepkiler böyledir. İnanmayanların çok uzaklara gitmesine gerek yok, hatta hiçbir sokak ve cadde seçmelerine de lüzum yok. Oturdukları veya çalıştıkları binanın önüne inerek önlerine gelen herhangi bir vatandaşımıza sorabilirler.
Yalnız, sordukları sorunun cevabını almak için insanları sonuna kadar dinlemeleri gerekir. Bu iş de yürek ister. Zaten yürekleri olsaydı, İsrail hariç bütün dünyanın birleştiği bir konuda onlar da birleşirdi.

 

FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi