02-10-2009, 04:47 | #1 |
Ergenekon’u, beraat ettirecek karar! || Ali Karahasanoğlu - Vakit
Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin çoğunluk kararı, “derin devlet olmalı” diyen devlet gazetesine yüzde yüz gollük bir pas attı. Hürriyet de, artık bu kesin gollük pası, en iyi şekilde değerlendirecektir!..
Karar ne? Karar; “İçeriği maddi bulgularla desteklenemeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında cezalandırılmalarına yeter, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gözetilmeden atılı suçtan beraatları yerine ceza tayin edilmesinin bozmayı gerektirdiği...” şeklinde.. Demek ki ne imiş? Dinleme yasal izinle bile yapılsa, dinlemede tespit edilen konuşmalar, suçun işlendiğini ne kadar ayan beyan ortaya koyarsa koysun, telefon konuşmaları, tek başına mahkûmiyet için yeterli değilmiş! Mesela şöyle bir konuşma yasal dinlemeye takılsa; “Koçum benim. Dinle beni.. Köşedeki bakkal var ya. Git oraya, silahı daya adamın kafasına, kasada ne varsa al getir” denildiği tespit edilse... O bakkal gerçekten de, o konuşmadan sonra soyulmuş olsa.. Eğer emri veren kişinin üzerinde, bakkaldan alınan paralar çıkmazsa, yapılacak bir şey yok.. Verilecek karar “beraat” olmalı imiş! Veya bir başka örnek, adam telefonda konuştuğu kişiye “Silahları al, Mehmet emmiye götür. Ondan iki teklik alacaksın. Akşama döndüğünde bana getir” dese, eğer yapılan aramalarda o iki teklik ilgili kişinin üzerinde çıkmazsa, tabancalar Mehmet emmide bulunamazsa, verilecek karar “beraat” olmalı imiş! Yargıtay böyle diyor.. Gerçi oybirliği ile alınmış bir karar değil ama, üç üyenin görüşü bu yönde imiş! Diğer iki üye ise, farklı görüşte.. Başkan da karara muhalif olanlardan.. Yargıtay’ın karar verdiği dosyada olayın ayrıntılarını öğrenmek ve muhalif iki hakimin görüşlerini birebir bilmek için, karardan alıntılar yapalım.. Böylece, karardaki olayda da, benim verdiğim örneklerdeki gibi bir durum var mı / yok mu öğrenmiş oluruz.. Buyurun, daire başkanının muhalefet gerekçesinde yer alan ifadeleri birlikte okuyalım: “Sanıklar Yaşar A. ve Faruk B., silah ticaretiyle uğraştıklarını bazen açık, bazen kapalı şekilde söyleyip, tarif ettikleri ve kendilerini arayan hiç kimseye ‘ben bu işlerle uğraşmam’ demedikleri ‘usule uygun yapılan telefon dinlemeleri’nden anlaşılmaktadır. Silah ticareti suçunda, silahların mutlaka ele geçmesi ve çalışır olması koşulu aranmamalıdır. Bu kişiler hakkındaki mahkûmiyet kararı doğrudur!” Bu muhalefet, dairenin başkanından idi... Dairedeki bir üye daha, karara muhalif kalmış.. Diğer muhalefet gerekçesinde de, şöyle deniliyor: “Sanıklar Yaşar A., Cuma A. ve Faruk B. hakkında, çözümlemesi yapılmış, yasal yollardan elde edilmiş iletişim kayıtlarının silah ticareti yaptıkları hususunda duraksamaya yer vermeyecek ölçüde açıktır. Yapılan arama sırasında bu üç sanıkta silah ele geçirilememiş olması, suçun oluşmasına engel değildir.” İşte böyle.. Telefon konuşmaları elimizde değil ama, iki yüksek hakimin beyanlarına göre, telefon konuşmalarının içeriği, silah ticareti yapıldığı konusunda hiçbir tereddüte mahal bırakmıyor! Zaten çoğunluktaki üyeler de, telefon konuşmalarında silah ticareti yapıldığının anlaşılmadığını iddia etmiyorlar! Onlar, “telefon konuşmaları yetmez. Ayrıca tabanca veya ondan alındığı belli olan paralar bulunmalı” diyor! Bir anlamda, uyanık suçlular için, “size cezaevi yolu her zaman için kapalı. Yeter ki, suçu işlerken, uyanık olun” denilmiş oluyor! Bu kararı çok önemsiyorum. Şunun için önemsiyorum; telefon dinlemelerinin, Ergenekon davasında çok büyük önemi var da, onun için! Bu kararı veren 8. Ceza Dairesi, Ergenekon konusunda hayli ilgili bir daire de onun için! Nasıl ilgili? Daha önce, İbrahim Şahin ile ilgili kararı veren Daire, bu Daire.. Susurluk davasının görüşüldüğü Daire! Ergenekon davası direkt bu Daire’ye gitmeyecek ama, bu Daire’nin dün verdiği karar, Ergenekon davasına bakacak olan Daire tarafından dikkate alınması gereken bir karar olacak! Onun için önemsiyorum bu kararı.. Daire’nin bazı üyeleri, Ergenekon sanığı İlhan Selçuk’un sahibi olduğu Cumhuriyet’te yazarlık yapıyorlar da onun için! Yazar karar verecek. Gazetenin sahibi kurtulacak! Nasıl iş ama? İşte bu kararın, bugün gündeme düşmesinin sebebi de, Ergenekon sanıkları lehine bir karar olmasından kaynaklanıyor! Tüm Ergenekon sanıkları, bayram ediyorlardır şimdi.. “Yaşasın.. Bizim suçlarımız zaten 3-5 sene öncesinin suçları idi. Onların delilini ben arasam, bulamam.. Deliller ağırlıkla telefon konuşmalarından kaynaklanıyordu.. Birkaç ajandadaki suikast krokilerini de ‘Tatbikat hazırlığı’ diye kitabına çoktan uydurmuştuk!.. Artık kimse bizi mahkûm edemez” diye seviniyorlardır şimdi! Bundan sonrası için, artık Yargıtay Başsavcılığı’nın, Ceza Genel Kurulu’na itiraz yolu var. Bir de, yerel mahkemenin direnme kararı vererek, dosyayı Ceza Genel Kurulu’na intikal ettirme ihtimali.. Yoksa.. Yoksa, Ergenekon’u da unuturuz artık.. Yargıtay Başsavcılığı’nın, kolay kolay bu dosyayı CGK’ya götürme ihtimali yok. Tek şans, yerel mahkemenin direnmesi.. Bakalım o direnme kararı çıkacak mı? 8. Daire kararı, “emsal” olabilecek mi?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|