02-04-2009, 22:00 | #1 |
Mehmet Akif'ten Bir Hatıra..
Üstad' ın vazife icabı, Teşkilat- ı Mahsusa Başkanı Eşref bey (EDİP) ile Arabistan' dan Hicaz'a gittiği yıllardır.
Hizcaz'da istasyona gelirler. Çöl istasyonu olduğundan olsa gerek, kimsecikler yoktur, Küçük bir bekleme salonu ve bir memur barınağı. Bu barınakta istasyon memuru ailesi ile yaşamaktadır. Ailenin durumu perişandır, yoksulluk akmaktadır barınaktan. O küçücük oda da hi bir şey yoktur neredeyse, ve memurun eşi bir kaç güne kadar doğum yapacaktır. Adamcağız çaresizlikle Üstad ve Eşref Bey'e yaklaşarak ahvalini izah eder ve yardım ister onlardan. "Varsa eski çamaşırlarınız yanınızda onları verseniz de, doğacak çocuğumu onlara sarabileyim" der. Üstad' ın yüzünü derin bir teessür kaplar. "Bu kadına muhakkak yardım etmeliyiz. ortada ciddi bir tehlike var. Doğacak çocuğun hayatı tehlikede. Ben trene atlayıp Şam' a gideyim ve ne lazımsa getireyim" der. Eşref bey şaşkındır, itiraz eder. Çünkü aylardır çölde yolculuk etmektedirler. Üstad Akif'in Şam'a gidip-gelmesi ise beş gün sürecek bir yolculuktur. O vakitte ise sadece yük treni vardır, yani onunla yolculuk etmek zorundadır. Üstad gördüğü vehametten sonra kesin kararlıdır tabii bu yolculuğa, Besmele ile koyulur yola. Yola çıktığının beşinci gününde üstad elinde bir çok malzeme ile çıkagelir. Lakin yorgunluktan ve uykusuzluktan perişan haldedir üstad. Döndüğünde Üstad'ın yüzünde vazifesini yerine getirmiş olmanın neşesi ve huzuru vardır. Eşref Edip daha sonra bu olayı şöyle değerlendirecektir : “Ah mübarek Akif! Şehinşahlara boyun eğmeyen Akif! Sefalette kalan bir kadına yardım için, altmış üç derece sıcaklıktaki çöllerde aylarca dolaştıktan sonra bir gece bile istirahat etmeden beş gün beş gece eşya vagonlarında yattın.”
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-15-2009, 18:36 | #2 |
hizmet sevdası ve Allah sevdası birleşince ortaya çıkan durum bu olur,Rabbim üstad'Akiften razı olsun mekanını cennet eylesin inş...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|