AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 02-17-2009, 16:06   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart İsrail’in yediği tokatı niçin ABD'nin canını yaktı? Mustafa Yürekli - Haber 7
Kapitalist dünya sistemi çökmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Davos’ta dünya sisteminin cenaze namazını kıldırmıştır. Artık yeni bir dünya düzeni kurulmaya çalışılmaktadır. Haritalar yeniden çizilecektir.

Dünya Ekonomik Forumu bu yıl 28 Ocak-1 Şubat 2009 arasında İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlendi. Türkiye’nin haklı bir çıkışla İsrail’e haddini bildirdiği ve son 40 yılın en önemli ekonomik zirvesi olarak nitelendirilen forum, küresel kapitalist ekonomik sistemin yeniden inşası çağrısıyla sona erdi.

Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab, zirvede, bankacılık, düzenleme ve hükümetlerin birlikteliği için “küresel yeniden tasarım girişimi” çağrısı yaptı. 5 gün süren zirve süresince 2 binden fazla sermaye temsilcisi ve politik lider, kapitalizmin krizini tartışarak çıkış noktası aradı.

Peki Davos’ta toplanan 2000 kişinin kimler olduğunu, neler konuştuğunu bilen var mı? Medya Davos’ta beş gün boyunca olup bitenleri yeterince yansıttı mı? Yansıtmadıysa niçin böyle yaptı? Türkiye’de medyanın kapitalist dünya sisteminin çöktüğünü, dünyada yeni bir düzen kurulacağını, Türkiye’nin yeni devletler oyununda büyük oyuncu olacağını saklaması, ülkemizin uluslar arası mücadelesinde merkez medyanın destek vermemesi acaba ne anlama gelmektedir? Gündeme getirmek istediğim konuyla ilgili ana sorular bunlar. Şimdi düşünmeye başlayabiliriz..

KRİZDE BANKALARLA HALK KARŞI KARŞIYA

Düşünmeye hafızamızı tazeleyerek başlayabiliriz: Küresel ölçekte içinden geçilen kapitalist krizin ifade ettiği en önemli gerçek; kapitalist ekonomik sistemde, ulus devletin kapitalizme içkin bir aktör olduğudur. Krizin şiddetlendiği 2007 Eylül’ünden bu yana, kapitalist dünya sisteminin kurucusu olan ülkelerin hükümetleri, miktarı trilyonlarca doları bulan “kurtarma” paketleri uyguladı ve uyguluyor. Bu paketlerin ortak amacı, spekülatif para-sermaye alanının zararının topluma fatura edilmesi ve son çeyrek yüzyılda “Yeni Dünya Düzeni” olarak lanse edilen küresel kapitalist sömürü sisteminin mekanizmalarının işlemesinin sağlanmasıdır. Mekanizmaların işletilmesinde hiç kuşkusuz medyaya büyük görev düşüyor.

Ancak kapitalist dünya sisteminin kurucusu olan hiçbir merkez ülke, bu krizin faturasından yükü kendi halkına yıkarak kurtulmayı düşünmüyor elbette. Fakat geç kapitalistleşen çevre ülke ekonomilerinin de birikim alanına dahil olması ile yarattıkları krizi “fırsata” çevirmenin bir yolunu arıyor olmalılar. Bu sebeple, uluslararası kapitalist ticaret yasalarının yeniden gözden geçirilmesi ve irili ufaklı savaşlarla Yeni Dünya Düzeni’nin “yenilenmesi” gerekiyor. Bu ihtiyaç birkaç aydır dillendiriliyor. Bu yılki Ekonomik Forum bu anlamda önemli idi. Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’na ilişkin konuşulması gereken hususlar da bu “yenilenme” konusu değil mi?

Yeni Dünya Düzeni’nin artık eskiyen sihirli kelimesi “küreselleşme” yerine kriz sonrası yeniden paylaşım sürecini ifade etmek üzere “uluslararası işbirliği” kavramı kullanılmaya başlandı. Medyanın “uluslar arası işbirliği” edebiyatı dikkatinizi çekmiştir.

Davos’ta İngiltere Başbakanı Gordon Brown, konjonktür programlarının ancak azami sayıda ülkenin uygulaması ve finans sektörünün uluslararası kurallara bağlanması şartıyla etkili olabileceğini belirtti. Brown, uluslararası mali kuruluşların daha fazla yetki ve otorite ile donatılması gereğini ifade ederken, kapitalist krizin temel hareket noktasını oluşturan uluslararası spekülatif para-sermaye akımlarının teşvik edilmeye devam edeceğinin de sinyalini verdi. Krizi yaratanlar, krizin yükünü geç kapitalistleşen çevre ülkelere ve sömürülen halklara yıkmanın hesabını yapıyor. Yani eski başa yeni tarak durumu var.

Davos’ta anlaşılmıştır ki dünya güçleri, çevre devletlerden uluslar arası sermaye adına, yani finans kuruluşları ve bankalar adına halkları kurban olarak sunmasını istiyor. Krizde bankalar ile halklar karşı karşıya.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Pişmon Peres’in şahsında dünya güçlerine Gazze halkını savunurken, aslında genel olarak çevre ülkelerin halklarına sahip çıktı. Türkiye, Ortadoğu barışı ve Filistin davası üzerinden Müslüman halkları yeni bir tarih yolculuğuna davet ediyor.

Medya, Davos haberleriyle ne dünya güçlerinin ne yapmaya çalıştığını gündeme taşıdı, ne de Başbakan Erdoğan’ın çıkışının anlamını. Medya, Davos gerçeğini sakladı. Erdoğan’ın Peres’e haddini bildirmesini “örtü” olarak kullandı. Medya zaten ya bir ayrıntıya yoğunlaşarak bütünü saklar ya da bütünü ortaya koyarak önemli bir ayrıntıyı saklar. En ilginç olanı da küçücük bir parçayla koca bir bütünü saklamayı başarmasıdır.

ALTERNATİF İSLAM MEDENİYETİDİR

Dünya güçleri Davos’ta geleceği planlamaya çalışırken eş zamanlı olarak Brezilya’da da Sosyal Forum gerçekleştiriliyordu. “Başka bir dünya mümkün” sloganı altında 27 Ocak’ta başlayan ve 1 Şubat’ta sona eren Sosyal Forum’a dünyanın 150 ülkesinden 100 binin üzerinde aktivist katıldı. Yaklaşık 7 bin çalışma grubunun oluşturulduğu Forum’da, demokratik kitle örgütleri, sendikacılar, sol parti ve gruplar, çevreciler, anarşistler, ekolojistler, sosyalistler gibi birçok grup katıldı. Forumda, yaşanan mali krizin kapitalizmin iflası olduğu vurgulanırken, bankaların ve finans sisteminin değil, çalışanların ve halkların kurtarılması çağrısı yapıldı.

Forumda bir araya gelen beş Latin Amerika ülkesi lideri yaklaşık 100 bin kişinin önünde kapitalizme karşı daha fazla mücadele etme çağrısı yaptı. Brezilya, Venezuela, Ekvator, Bolivya ve Paraguay’ın devlet başkanları kapitalist sistem ile politik mücadelenin her zamankinden daha fazla gerekli olduğu üzerinde durdu. Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Davos’ta bir araya gelen dünya liderlerine seslenerek, global kapitalizmin yaşanan mali krizin sorumlusu olduğunu söyledi. Chavez, “Yeni bir dünya doğuyor ve Thomas More’un ütopyası Latin Amerika’da hayat buluyor” dedi.

Yeni Dünya Düzeni’nin, hızla emperyalizme ve ilkel sömürgeciliğe dönüşerek mi yoksa, halkların eşit ve özgür birliğine dönüşerek mi yenileneceği tüm dünya için günümüzdeki en önemli soru(n)dur. Davos’ta can derdine düşen kapitalist dünya güçlerinin artık yolun sonuna geldiklerini, Brezilya’da gerçekleştirilen Sosyal Forum’da dünya solu ilan etti. Ne var ki sosyalizm çoktan yerle bir olmuştu. Dünya sisteminin sonunu ilan eden Sosyal Form, ne yazık ki insanlığı yeni bir yere çağıramıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsviçre'nin Davos kasabasındaki Dünya Ekonomik Forumu kapsamında gerçekleşen "Gazze Ortadoğu'da Barış Modeli" panelinde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in karşısında dünya sisteminin çöküşünü tek başına ilan etti. Başbakan Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e aşk ettiği Osmanlı tokatı, ABD ve İngiltere başta olmak üzere G8‘i oluşturan emperyalist ülkelerin canını yaktı.

Davos tokatını İsrail yedi, ama Amerika’nın ve diğer emperyalist-kapitalist devletlerin canı yandı. Çünkü Davos tokatı, Türkiye tarafından mazlum İslam dünyası ve dünya halkları adına atıldı. Türkiye, kapitalist dünya sisteminin yok saydığı adaleti, barışı, özgürlüğü ve kardeşliği garanti eden demokrasinin sözcülüğünü yaptı ve yeni dünya düzeninin ana eksenini ortaya koydu. Erdoğan’ın Davos’taki çıkışı, Gazze halkı üzerinden tüm dünya halklarını, İslam dünyasını oluşturan Müslüman halkları sahiplenme anlamına geliyordu.

Dünya sisteminin işleyişinde devletler arası ilişkiler BM ve NATO gibi kurumlarla yürütülüyordu. Hiçbir devlet, devlet devlete ilişkiyi bırakıp tabana, halklara dönük politika üretmiyordu. Türkiye, bir yandan yeni bir anayasayla tarihi ve kültürel temellere oturtarak kendi demokrasisini sağlamlaştırırken, diğer yandan Müslüman halklara ve tüm ezilmiş, sömürülmüş ve aldatılmış halklara gerçek demokrasiyi kurtuluş yolu olarak önlerine koyuyor. Tüm ezilen ve sömürülen halklar demokrasiyle irade göstererek kendi yolunu çizebilecekler. İslam dünyası, demokrasiyle ortaya koyacağı büyük iradeyle islam medeniyetini yeniden diriltebilecek. Türkiye, çağdaş dünyada tabana dönük demokrasi teklifiyle yeni dünyanın inşaasında halklara sorumluluğu paylaşmalarını öneriyor. Halklar, ya irade gösterip kendi kaderlerini kendileri belirleyecek ya da kapitalist ve emperyalist sistemin kendini yenileyişini seyredecek.

Çöken kapitalist dünya sistemine tek alternatif islam medeniyetidir. İslam medeniyeti, demokratik yoldan hukuku üstün tutup adaleti hedefleyerek halklara kurtuluş, refah, emniyet ve saadet vaat ediyor. Demokrasi, milli iradeyi ortaya çıkarıp Filistin’de gücünü gösterdiği an, diğer halklara da kurtuluş yolu haline gelecektir.

KRİZDEN ÇIKIŞA ÖNCÜLÜK

ABD ve İngiltere başta olmak üzere krizi yaratan dünya güçleri, krizin yükünü çevre ülkelere ve sömürülen halklara yıkmanın hesabını yapıyor. Türkiye, halkların dünya finans çevrelerine kurban edilişlerine seyirci kalmayabilir ve krizden çıkışa öncülük görevini üstlenebilir. Dünya medyası, kapitalist sistemin kendini yenilemesine, dolayısıyla halkların kurban edilmesine destek verecektir. Türkiye’deki aydın ve medya da gerçekleri saklayarak dünya güçlerine hizmet verebilir.

Dünya medya ağı örümcek ağı kadar zayıftır. Gerçekler, konuşulmalıdır. Gerçek, yalanı kovacaktır. Halklar, ülkelerinin ve dünyanın gerçeklerini konuşmayı başarabilirlerse, krizden sorumluluk çıkararak demokratik yoldan vaziyet ve istikametlerine el koyabilirlerse, kurtuluş ve yeni bir dünya mümkündür.

Unutulmamalı ki 1929 dünya ekonomik bunalımı 10 yıl sonra çıkan İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan kapitalist dünya sistemiyle aşılabildi. 2009 dünya ekonomik krizi de dünya sisteminin çöküşünü ve yeni bir dünya düzeninin kuruluşunu haber vermektedir. Türkiye’nin devletler oyununa oyuncu olarak katılıyor olması tüm dünya halklarına umut aşılamıştır. Krizden çıkışa öncülük etmek Türkiye’yi daha da güçlendirecektir.

Türkiye, yeni bir anayasayla demokratikleşmesini tamamlarsa, milletimizin sağduyuyla ve barış içinde sorunlarını çözmesini sağlarsa, tüm dünyaya da örnek olacaktır. Dünya halkları, Türkiye’nin demokrasi tecrübesini paylaşarak kendi yollarını çizecekler, emperyalizm ve sömürüden kurtulacaklardır.


Mustafa Yürekli - Haber 7

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi