03-11-2009, 09:45 | #1 |
(BİR FARKLA!) Sivas olayları da, Ergenekon işi! || Ali Karahasanoğlu - Vakit
AK PARTİ FORUM FARKI- KÖŞE YAZISI VE KÜPÜRÜ !
Sivas olayları da, Ergenekon işi! Ayrıntıları hakkında pek bilgimiz olmasa da, ikinci Ergenekon iddianamesi de, mahkemeye verilmiş! Ana başlıklar halinde edindiğimiz bilgilerde, benim ilk dikkatimi çeken konu, Sivas olaylarının da Ergenekon bağlantılı olduğu bilgisi.. Şunu hemen söyleyeyim... Size abartılı gelebilir ama, ben Sivas olaylarının Ergenekon bağlantılı olduğu yönündeki iddiayı, hiç de şaşkınlıkla karşılamadım! Niye mi? O davada yaşanan hukuksuzlukları başından sonuna kadar günü gününe takip ettim de, onun için. Bir davada, bu kadar ağır hukuka aykırılıklar sergileniyorsa, işte orada “derin devlet”in mutlaka bir parmağı vardır! Hukuka aykırılıklar; sadece olayların sonrasında açılan davada yaşanmış olsa, “Eylemden sonraki davada sergilenen hukuka aykırılıklarla, olayın kendisini niye birbirine karıştırıyorsun” diyebilirsiniz. Ama ilginçlikler, olayların çok öncesinden başlamıştı bile! Ne gibi? Şubat 1993.. Şeytan Ayetleri kitabı, tüm dünyada müslümanların tepkisine sebeb oluyor! Aziz Nesin isimli ateist kişi ise, “Bu kitabı Türkçeye tercüme etmeye kimsenin cesareti yok.Bunu ben yapacağım” diyor. Ve sonrasında Nesin, dediğini yapıyor. O kitabın tercümesini, dizi halinde yayınlamaya başlıyor! Peki hangi gazetede? Şimdilerde Ergenekon’dan tutuklu olan Doğu Perinçek’in Aydınlık’ında.. Daha doğrusu Aydınlık, o tarihte Aziz Nesin’in kontrolünde, gazete olarak çıkartılıyor.Perinçek de ekibin içinde ama, ön planda Nesin var! Peki bu yayın başlayınca, mahkemelerin tavrı ne oluyor? Onu da hatırlatayım.. Şişli Sulh Ceza Mahkemesi, daha ilk nüshada, “Halkımızın büyük çoğunluğunun inancına hakaret var. Gazetenin toplatılmasına” diyor! Bu mahkeme kararına karşı, Nesin ne diyor: “İstedikleri kadar toplatma kararı versinler, ben yine kaldığım yerden yayınlamaya devam edeceğim!” Ve gerçekten de devam etti! İşte bu ifade, suçta bu ısrar; mahkemelere de, hukuka da bir meydan okuma idi. Bir devlet, kendisine böyle meydan okumayı, sessizlikle karşılar mı? Eğer karşısındaki “derin devlet”in sözcüsü ise, “evet”! Sonuçta, Nesin’in dediği oldu. İslam dinine hakaretlerle dolu o kitap, günlük olarak tefrika edilmeye devam edildi. Yargı’nın, o kitabın yayınlanmasını önlemeye gücü yetmedi. Bu arada hatırlatayım; Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis’in öldürüldüğü aylardayız.. Bir yandan Aziz Nesin toplumu tahrik ediyor.. Geriyor.. Bu arada önemli isimler öldürülüyor. Tabii sadece çok önemli simaları değil, arada kendi adamlarını da, Uğur Mumcu gibi, feda ediyorlardı. Sonra 2 Temmuz’a gelindi.. Büyük şehirlerde bile Aziz Nesin’e müthiş bir tepki varken, bu ateist adam; tuttu, Sivas’ta konferans vermeye gitti. Tabii haliyle, o ilin halkında da büyük bir tepki oluştu.. Ama sadece tepki ile kalınsa, derin devlet amacına ulaşamaz. Onun için, o malum yangın çıkartıldı, sonrasında yaşananları da hepimiz biliyoruz. Bu anlattıklarım, Sivas davasının öncesindeki Ergenekon’un tahrikleri ile ilgili bilgiler.. Davanın görüşülmesi sırasındaki olaylar, Ergenekon bağlantısını daha da ciddileştiriyor. Şöyle ki; olaylar Sivas’ta yaşanmışken, Sivas mahkemelerinde (bilemediniz; DGM yetkili derseniz, Sivas’ın bağlı olduğu Malatya DGM’de) görüşülmesi gerekirken, tuttular davayı Ankara DGM’ye getirdiler! Kimin vasıtası ile? SHP’li AdaletBakanı Seyfi Oktay’ın vasıtası ile.. Cumhuriyet tarihinde, iki elin parmak sayısını geçmeyecek sayıdaki istisnai bir kural, Sivas davasında uygulandı! Bugünlerde Sabih Kanadoğlu bey konuşup duruyor: “Savcıların yetkileri, kendi yetki alanları ile sınırlıdır. Kendi bölgeleri ile sınırlıdır.Diğer illerdeki sanıklara müdahale etmeleri, olayları sorgulamaları kanuna aykırıdır.” Öyle mi sayın Kanadoğlu? Öyle! Peki, Ergenekon’da, olayların bir kısmı, veya merkezi İstanbul olduğu gerekçesi ile, İstanbul savcılarının Ankara’daki sanıklara müdahil olmasına tepki veriyorsunuz da, Sivas’ta yaşanan bir olay için,Ankara DGM’nin yargılama yapmasına, o tarihte ne tepki vermiştiniz? Tepki vermeyi bir kenara bırakın, davaya Ankara’da bakılması için, görülmemiş bir çaba sergilemediniz mi?.. Davanın Sivas’tan Ankara’ya getirilmesi bile, bence tek başına, o olayın bir tezgah ve Ergenekon üretimi olduğunun delilidir. Olayları tezgahladılar. Sonrasında da yıllarca istismar edebilmek için, yargılamasını Ankara’ya getirip, orada istedikleri kararı aldırttılar! Ve bugün dahi, o dava devam ediyor! Bugün cezaevlerini dolaşın. Hangi suç olursa olsun.. Değil 1993, 1995’ten bu yana cezaevinde olan bir tane bile adam bulamazsınız..Sivas sanıkları hariç! Onun için diyorum ki, Sivas davasının tekrar görülmesi gerekir. Tekrar masaya yatırılması gerekir.. En başından, sonuna kadar!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|