03-12-2009, 20:17 | #1 |
Yürütülen kitaplar
Asım Gültekin'in Gerçek Hayat dergisinde bir yazısı çıktı geçenlerde: "Emanete Verilmiş Kitaplarım" (20 Şubat 2009, sayı: 435). Asım, kitaplığından emaneten alınmış (veya kendinin verdiği) kitapları anlatıyor. Kitaplığından çıkan kitapların yazarlarını tek tek anıyor. Çünkü o yazarların kitaplarını verirken kayda geçmiş. Fakat ne fayda! Giden gitmiş. Giden bir daha geri gelmemiş. Bakın Asım'ın kitaplarını kaptırdığı yazarlar kimler, arada adını anmadıkları da olmuş; ama biz buraya adını andığı yazarları geçirelim: Afet Ilgaz, Turgut Cansever, Nuri Pakdil, Ali Şeriati, Şakir Kocabaş, Ahmet Mercan, Ali Yakup Cenkçiler, Metin Eloğlu, Martin Lings, Turgut Uyar, Mahmut Fersciyan, Rasim Özdenören, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, İdris Küçükömer, Ah Muhsin Ünlü, Mete Tunçay, Abdullah Harmancı, Hakan Arslanbenzer, Cemil Meriç, Aliya İzzetbegoviç, Nihat Genç, Andre Gide, Gökhan Özcan. Hep söylüyorum: bir yazarın kitaplığından kitap aşırmak terzinin iğnesini, berberin makasını çalmak gibi bir şeydir. Aslında ben, emanet alınan kitapların okunduğu kanısında da değilim. Gerçekten okunmak istenen kitap kitapçıdan satın alınır. Ben kendi payıma, birinin kitaplığında görüp de okumak istediğim bir kitap olursa, gider o kitabı kitapçıdan alır okurum. Meğer ki kitap piyasada bulunmuyor olsun, o başka... Böyle bir arkadaşım vardı. Bir defasında ziyaretine gittiğimiz kişiyi bekleme odasında bekliyorduk. Odada kitaplar, dergiler vardı. Arkadaşım, masanın üstündeki kitaplardan birini alıp çantasına attı. Öylesine rahattı ki, öylesine doğal bir iş yapıyormuş havasındaydı ki! Dayanamayıp sordum, o kitabı niçin izinsiz çantasına attığını. Cevabı ilginçti: "Bu arkadaş bu kitabı nasıl olsa okumaz!" Gerçekten ilginç bir cevaptı bu. Fakat bu cevap benim soruma karşılık gelmiyordu: eğer okumayacak idiyse, niçin alıp kitaplığına koymuştu o kitabı o arkadaşımız. Ben bir süre sonra, bu arkadaşımın kitaplığında bir kitap gördüm, aradığım bir kitaptı üstelik. Kitabın tarihine baktım, yeni baskı. Pekâlâ, ben de o kitabı çantama atabilirdim. Fakat yapmadım. Yeni baskı olduğu için nasıl olsa kitap piyasada mevcut olmalıydı. Kitapçıdan satın aldım. Ben, kitaplarımın alınmış olduğunu o kitaba yeniden ihtiyaç duyduğum zaman fark ediyorum. Aradığım kitap bakıyorum yerinde değil. Kitaplığı altüst ediyorum: yok! Fakat bu iş benim saatlerimi alıyor. O arada o kitaba referansta bulunacaksam bu işten vazgeçiyorum. İlla referans vermek gerekiyorsa, bu kez aklımda kaldığı kadarıyla yazıya aktarmaya çalışıyorum. Kitaplığımdaki kitapların hatırı sayılır bir kısmı sonradan alınmış kitaplardan oluşuyorsa, bunun nedeni çalınan kitaplarımın yerini doldurmak içindir... Yıllar önce bir arkadaşım eve ziyaretimize gelmişti. '70'li yılların sonları... O sırada A.Ü. İlahiyat Fakültesi yayınlarını emek çekerek kitaplığımda toplamıştım. Eve yeni taşındığımızdan kitaplar henüz ortalardaydı, raflara yerleştirilmemişti. Arkadaşım o kitaplardan birini gördü, alabilir miyim diye sordu; al, dedik. Derken ikincisini, üçüncüsünü.. istedi. İstenen şeye hayır demek âdetimiz olmadığı için sorduğu her kitabı almasına izin verdik. Neticede, bizim binbir emekle topladığımız kitapların tümünü beğenip aldı. Götürmesine yardımcı olmak için kitapları büyükçe bir torbanın içine koyduk. Arkadaşım o kitapları yüklendi, götürdü. Kapıda vedalaşırken de şunu söyledi: "Bu kitapları alıyorum ki, iade zamanında bir daha görüşmemize vesile olsun!" Gerekçe harikaydı! Fakat o arkadaşı o gündür bu gündür bir daha göremedim. Daha yakınlarda, Bünyamin Şen'le Burç FM'e program hazırlarken Hamidullah merhumun İslam Peygamberi kitabından bir bilgiyi tahkik etmemiz icap etti. Fakat ne hazin! Kitap yerinde yok! Mecburen programın o bölümünü ertelemek zorunda kaldık. Son söz: Ey kitap sevdiğini iddia eden zevat! Kitabı gerçekten seviyorsanız, kitabı gerçekten okumak istiyorsanız, onu satın alınız! Ben bili-yorum ki, çaldığınız kitapları asla okumayacaksınız. Türkiye'de kitap fiyatları başka ülkelere göre pahalı sayılmaz (kitap fiyatı sizi ilgilendiriyorsa, bunu bilirsiniz). Rasim ÖZDENÖREN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
03-12-2009, 20:41 | #2 |
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz teşekkür ederim paylaşım için.
|
|
03-14-2009, 00:35 | #3 |
Yorumlarınız için teşekkür ederim..
"Yürütülen kitaplar" kitap sevenlerin hoşlanmadığı hastalıklardan biri olsa gerek.. Yani keşke kitapların farklı yerlere yolculuk yapması için insanlar bu kadar istekli olmasa diyorsunuz içinizden.. Ya da raflarda sıkılan kitapları yolculuğa çıkaran kitap severler, aynı yolları geri dönmeyi de bilseler diye sızlanıyorsunuz içte içe.. Kitaplar en çok sahiplerinin yanında mutlu oluyorlar.. Lütfen onları sevdiklerinin yanından ayırmayalım.. Vee emanet iseler sahiplerine tekrar ulaştıralım.. selam ile.. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|