03-15-2009, 14:40 | #1 |
Demirel’in geldiği nokta: Darbe meşrudur!?( Ali Karahasanoğlu )
Hayır, ciddiye alınacak bir tarafı yok ama, 1960’dan bu yana, ülkenin yönetimine bir şekilde etki eden bir adamın mantığını ortaya koyma açısından, Süleyman Demirel’e cevap vereceğim.
Bir dönem koalisyonlu hükümet, sonra tek başına Başbakan. Sonra yine koalisyon ile Başbakan. vs. vs. Ve Cumhurbaşkanlığı ile bitiş! Ama bitmediğini iddia ediyor olmalı ki; bugün de hâlâ perde arkasından yönetimi ele geçirmek için bin bir kumpas hazırlıyor! Son röportajındaki TSK 35. madde ile ilgili söylediklerini, buyurun birlikte okuyalım: “TSK’nın görevi 215 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu 35. maddesine göre, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamaktır’ şeklinde belirlenmiştir. Bu madde 1935 tarihli eski İç Hizmet Kanunu’nda aynı şekilde ifade edilmişti. Bu görev TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin 85/1 maddesinde de ‘Vazifesi Türk yurdu ve Cumhuriyeti’ni iç ve dışa karşı korumak’ şeklinde ifade edilmiştir.” Madde numarası vermekle haklı mı olunur? Dünyanın neresinde görülmüştür, kanun ismi söyleyip, arkasından da bir madde numarası vermekle haklı olunduğu! TSK’nın görevi, Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak imiş de.. Onun için de darbe yapmak normalmiş! Oha yani!.. Demirel Efendi; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kime karşı koruyorsunuz siz?.. Millete karşı mı? Milletin seçtiği TBMM’ye karşı mı? TBMM içinden anayasal kurallara göre belirlenen hükümete karşı mı?” diye soracağına, darbeye hiçbir “ama-mama” ilavesi yapmadan karşı çıkacağına, yıllarca meydanlarda halktan oy istediğini unutmuş, kalkmış darbeye meşruiyet kazandırmaya çalışıyor! İç Hizmet Kanunu 35. madde varmış da, dolayısı ile darbe normalmiş! Tapu Kadastro Kanunu’nda da 35. madde var! Tapucular da mı darbe yapacak? Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu’nda da 35. madde var. Polislere de mi darbe yapmak haktır? Bu nasıl saçma bir mantık? Bu nasıl aymazca bir açıklama? Efendim Polis Vazife Kanunu’nda 35. maddede “Cumhuriyeti korumak” diye bir ifade yok! 35. maddede yok ise, 1. madde var.. Dikkat edin, ta 35. maddeden değil, daha kanunun ilk maddesi olan birinci maddeden bahsediyorum. Evet, Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu’nun 1. maddesinde, bakın ne deniliyor: “Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder.” Demek ki ne imiş? Polis, asayişi korur imiş! Nasıl ki asker Cumhuriyeti koruyor ise, polis de asayişi koruyor! Yok öyle, “Ben Cumhuriyeti koruyacağım. Yönetime el koydum..” diyerek darbe yapmak. Asayiş polisten sorulur. Asker yönetime el koyarsa, bu asayişi bozmak demektir. Dolayısı ile polis de askerin el koyduğu yönetimi fiilen engelleyip, asayişi eski haline getirmekle mükelleftir. Böyle tane tane izah edip, bizim meydan okumamız gerekiyor Demirel’e... Ama o meydan okuyor.. Vatan’a verdiği röportajının dünkü son bölümünde, şöyle diyor: “Haydi buna bir şey deyin. Ortalıklarda dolananlar buna bir şey desin. Burada bakın asker, 60 darbesini buna göre; 71 müdahalesini, 80 darbesini buna göre yaptı. Türkiye’de, Türkiye’nin güvenliğinden resen Türk Silahlı Kuvvetleri sorumludur.” Nato kafa.. Nato mermer! Türkiye’de Türkiye’nin güvenliğinden TSK sorumlu imiş.. Dolayısı ile darbe yapabilir imiş! O halde, TSK iki günde bir darbe yapsın.. Niye 10 seneyi bekliyor ki?.. 5 senede bir yapsın. Güvenlikten o sorumlu ya! Güvenlik tehlikede desin, darbeyi yapsın. Ondan, “güvenlik nasıl tehlikede, belgesini göster” diyen mi olacak yani? “Ben öyle diyorum..” desin ve darbeyi yapsın. 5 Sene de uzun aslında. 2 senede bir yapsın. Hatta hiç darbe yapmaya gerek kalmasın, yönetimden hiç gitmesinler.. Hep askerler yönetsin ülkeyi.. Demirel ve avanesini de sürekli Zincirbozan’da tutsunlar! Belki o zaman, Demirel’in bu saçmalıklarından da kurtulmuş oluruz!.. Ali KARAHASANOĞLU Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|