![]() |
#1 |
![]() Abdullah Gül, 11. Cumhurbaşkanı olarak dün Çankaya'ya çıktı. Gül, sıkıntılı bir seçim sürecinden sonra Cumhurbaşkanı seçildi. 11. Cumhurbaşkanı olarak Atatürk'ün makamına oturan Gül'e düşen çok önemli sorumluluklar var. 11. Cumhurbaşkanı'nın seçiminde yaşanan sıkıntıların kaynağında Gül'ün, geldiği siyasi akımın bulunduğu bir gerçek. Bugün toplumda oluşan "kuşku alanları"nın kaynağı da geldiği siyasal çizgi. Gül, AKP içinde kişisel nitelikleri ve devlet tecrübesi bakımından cumhurbaşkanlığı görevini yürütecek isimlerin başında geliyordu. AKP'nin kurucu liderlerinden biri olması da adaylığını kolaylaştıran bir unsur oldu. Ancak Gül'ün, siyasette de, "İslamcı" bir akımdan geliyor olması, ileriye dönük soru işaretlerinin temel nedeniydi. Gül'ün, Çankaya'da bu kuşkuları ortadan kaldıracak bir anlayış ve duruş sergilemesi gerekiyor. Bu açıdan önemli bir sorumluluk ve yük üstlendiğine işaret etmek gerekir. Atatürk'ün önderliği Cumhurbaşkanı Gül'ün referansı Anayasa ve Atatürk olmalı. Demokratik, laik cumhuriyetin temel niteliklerine, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkan bir anlayışla görevini sürdürmeli. Gül, artık bir AKP'li değil. Bunu icraatıyla da kanıtlaması önem taşıyor. Türkiye Cumhuriyeti bizzatihi bir devrimdir. Atatürk önderliğindeki büyüklük, çok dinli, çok uluslu, çok etnikli, ümmet anlayışıyla yaşayan bir imparatorluk ve hilafetten; çağdaş, laik, demokratik bir ulus devleti yaratmayı başarmış olmasında yatar. Türkiye Cumhuriyeti bu nedenle bir devrimdir. Türkiye Cumhuriyeti'ni, Gül'ün İran'da örnek gösterdiği gibi diğer Müslüman ülkelerden ayıran bu devrimdir. Gül'ün, Atatürk'ün açtığı bu yoldan sapmaması, bu devrimi, karşı devrime dönüştürmek isteyenlere karşı durması gerekir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın temel görevidir. Laikliğe ve ulus birliğine dayalı Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri iki muhalif akım vardır. Bunlardan biri, laik cumhuriyete karşı din esaslı devleti savunan akım, diğeri de, "Türk ulusu" anlayışına karşı çıkan etnik temelli akımdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı olarak Gül'ün, bu akımların karşısında "laiklik" ve "ulus birliği" ilkelerinden ödün vermemesi gerekir. Cumhurbaşkanı Gül, artık, laiklikten, cumhuriyetin temel niteliklerinden ve kuruluş felsefesinden ve Anayasa'dan yana "taraf"tır, taraf olması gerekir. Kuşku bulutları Cumhurbaşkanı Gül, yandaşlarından daha gerçekçi bir yaklaşımla, adaylığının yarattığı, "kuşku alanları ve bulutları"nın farkında olduğunu, söylemlerinde yansıttı. Bu kuşkuları dağıtacak bir cumhurbaşkanı olacağı yönünde kesin vaatlerde bulundu. Laiklik ilkesini korumanın cumhurbaşkanı olarak görevi olacağını her fırsatta vurguladı. Anayasa'nın ilk 4 maddesi başta olmak üzere, cumhuriyetin temel niteliklerine bağlı kalacağını sık sık belirterek, oluşan, "güvensizlik alanları"nda güven yaratmaya çalıştı. Ve nihayet dün cumhurbaşkanı andını içti. Gül, sadece söyleminde değil eyleminde de, cumhurbaşkanı yeminine, cumhuriyetin temel niteliklerine, Anayasa'ya bağlı olduğunu, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde göstermeli. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü, Çankaya'da taşıyacağı sorumluluğun bilincinde olarak, son dönemdeki söylem ve taahhütlerine icraatıyla da bağlı kalacağı umuduyla, kutluyoruz.
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|