AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-30-2009, 23:53   #1
Kullanıcı Adı
ÇAĞINZEYNEBİ
Standart AĞLATMAYIN ÖRTÜMÜ
Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte ALLAH 'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz."

Mükerrem olarak yaratılan insanoğlunun kerameti etle kemik külçesinden ibaret olan cismiyle değildir.Onun ,diğer varlıklara karşı yücelik ve üstünlüğü ruhen yükselmek ve edebiyle kemale ermekle olacaktır.Ahlakı yıkılmış bir milletin hiç bir şeyi sağlam kalamaz.Bu inkarı olmayan bir hakikattir.Edeb aklın dışından,huzur ise içinden görünüşüdür.içimizi düzeltip dışımızı bozmak ve ya dışımızı düzeltirken içimizi bozmak.Biri birinden ayrılırsa yıkım olur.Bu yıkıma ve değişime bu gün artık dayanamayıp feryad ediyor gönül.


Ağlatmayın başörtümüzü, üzmeyin artık.Hançerlemeyin edebimizi.Ne olur yırtmayın nurlu simalarımızı dur deyin bu gidişe.Toparlanın artık.Bizler inandığımız gibi yaşamaz isek, yaşadığımız gibi inanmaya başlarız.Ne yazık ki; Bu gün öylesi bir hale gelmişiz ki,hayatın içinde gördüğümüz inanılmaz manzaralar,kanımızı donduracak cinsten.

Örtü emri,yüce RABBİMİZ tarafından bizlere ayeti kerimede çok açık olarak bildirilmiştir.Fakat bu günümüzde,çeşit çeşit tesettür adı altında bu kimliğe bürünenler, gün geçdikce sayılarını onlarla çarpıyorlar.
Yaz mevsiminin gelmesi ile, daha belirgin bir şekilde bu modeller boy göstermeye başladılar..Peki sormak gerekmezmi örtünme nedir?sizlere ne ifade edip neyi çağrıştırıyor?Ne için ve hangi inanışla neye hizmet amacıyla bu değişikliği yapma gereği duyuyorsunuz.
Yukarıda ayeti kerimeyi defalarca okuyunca,tek bir çıkış yolu bulunuyor. Bu bizlere yüce MEVLAMIZDAN bir emirdir.Şeksiz şüphesiz ve kusursuz uygulamak zorundayız.

Örtü!
RABBİMİZ'in bizlere bildirdiği bu emrini ne kadar uygulayıp taşıyabiliyoruz?Edeb nasıl korunur?Başörtüsü nedir?Bir bayan başını nasıl örtüp ve nasıl giyinmeli?Bu ayeti kerimede bizlere çok açık olarak tarif edilmiştir.
Özellikle,son yıllarda bir çok konuda olduğu gibi giyim konusunda da verilen tavizleri kabullenmek imkansız oldu artık.Zor ve acı olsada,yüreğimizin ağlayışını belki susturabiliriz,ama ya örtümüzün feryadı işte o feryad ruhumuzu paramparça ediyor susturamıyoruz.


İnanmış mümine bir bayan, topuklarına kadar vücut hatlarını kapatan bir pardesü ve omuzlarına dökülen bir başörtüsü ile örtüsünü tamamlamalı.Böyle okuduk böyle öğrendik ve böyle yaşıyoruz inşALLAH .
Yalnızca bumu?
Hayır duruşu,bakışı,yürüyüşü, tam bir mümine hanımefendiye yakışır olmalı.Bir bayan dişiliği ile değil kişiliği ile ön plana çıkmalı.Ciddiyeti, vakarı ona bir zırh olmalı.Yakıştığı için veya bir simge olarak değil,RABBİN emri olduğu için bir ibadet sayıp,o nazlı başörtüsünü dalgalandırmalı.
Başörtü bir erdemdir,başörtü bir edeptir,başörtü bir inançtır bundan ötesi asla kabul edilemez.Hiç bir insanın kabul etmesi mümkün değildir ve RABBİNİ bilen,yüreğinde taşıyan hiç bir gönülünde kabul etmesi düşünülemez.Peki neden toplumun neredeyse büyük bir kesimi başörtüsünü şekilden şekile sokup,bir türban adı altında,bir sıkma baş bağlama adı altında ve benzerleri ile adlandırıyor.Bunun sebebi ne olabilir?Neler oluyor bize!

Ateş olsa dahi imanı avuçlarımızda sımsıkı tutup,onu göğsümüze bastırıp,kül olsada yüreğimiz vazgeçmeyecektik.vicdanımıza söz verip korumak için baş koymuştuk bu yola.Nerede kaldı verilen sözler.Peki ya o saf berrak ürkek bakışlarımız,masumiyetimiz,saygınlığımız neden bu kadar çok basitleşti her şey.Peki bizler örtümüz için canımızı feda etmeye hazırken,gözyaşlarımız sicim gibi soğuk kaldırımları öperken,gittiğimiz her kapıdan basit insanların bakışlarıyla kurşunlanırken,geleceğimiz bir insanın iki dudağı arasında idam edilirken,itilip kakılıp zalimce kovulurken,can çekişen hıçkırıklarımız kör koridorlarda yankılanırken ne için cihad bayrağımızı açmıştık.Peki o bayrağı neden bu kadar küçültme gereği duyduk.Ne oldu bizlere bu gidiş bu çöküş nereye kadar.Davamız bumuydu böylemi olmalıydı?Davamıza sahıp çıkıyor gibi mi davranacağız.Hayır öyle davranamayız.Davamıza sahiplenerek sahip çıkmalıyız çıkmak zorundayız.

RABBİMİZ ahzap suresinde PEYGAMBER hanımlarına seslerini dahi korumalarını emrederken,bizler bunu nasıl görmezden gelebiliriz. Eğer bizler onlara tabii olduğumuzu söylüyor isek.
Şu yer yüzünde RAHMANIN rızası doğrultusunda yerimizi aramanın ve almanın vakti geldide geçiyor bile..Böyle mi olmalıydı?Dünden bu güne müslüman genç bir hanımefendi böyle mi olmalıydı?

Görmek istemediğimiz,yüreğimizi parçalayan bu günümüze bir baktığımız vakit.Adı moda olan bir akım mevcut.İşte;örnek olarak bir bayanın son hali.
Daracık bir pantolon, üzerine aynı şekilde bir tişört,tırnaklarda rengarenk ojeler,yüzde bir ton makyaj ve enterasan baş bağlama şekilleri. hadisi şerifde de bildirildiği gibi,devenin hörgücüne benzeyen bir topuz şekli ve onu tamamlayan ilginç amerikan postalları veya onun bir çeşidi sandalet ayakkabılar.
Daha bitmedi bu kadar olsa.
Zaman zaman şöyle dışarı çıktığımız vakit,edebin figanı sarıyor benliğimizi.Yürüdüğümüz sokaklarda,deniz kenarında,parklarda manzaralar içimizi acıtıyor.RABBİMİ'zin hizmetimize sunduğu bu mekanlar da hangi hakla onun emrine baş kaldırıabiliyoruz.Bu nasıl bir gaflettir.

Örtülü bir bayanın sokakta ciklet çiynemesi,çekirdek çıtlatıp eğlence saymasını akıl idrak edemiyor.Kocaman taşlı yüzükler,geniş geniş bileklikler,ondanda öte evinde surat yapıp sokakta kahkahalara boğulan kadınlar,ondanda öte yetmezmiş gibi,şöyle bir sigara yakıp birde keyifle dumanını savurmaları buna dehşet demek yerinde olur.İnanılmaz bir gerçek.Bunlara günlük hayatımızda her yerde rastlamak mümkün.iyide nasıl bu hale geldik kimler bizleri buralara sürükledi bizleri değiştiren ne oldu inanç değişirmiydi.kendini örtülüyüm diye kabul eden insan kendine bir sor bakalım.yukarıda ayeti kerimenin hangi emrine tabisin.

Bir bayan önce kendini bilmeli ne için varım ve ne için yaşıyorum demeli.Yerini sabit ve kararlı bir şekilde belirlemeli ve almalı.İnancın gölgesinde ona verilen cevher değerini kazanmalı.Sen müslümansın sen cennetlerin ayakları altına serildiği en kutsal varlıksın.Yitirme değerini yitirme uyan artık.
sümeyyenin evladısın sen.onun şerbetinden yudumlamalısın en son şehit olsanda.zaman seni değiştirmesin ,sen zamanı değiştir.maddede değil manada kul ol.
Son yıllarda, maddi olarak yükselenler inançlarında inişe geçtiler yazık ki,paranın ateşinde yanmaya ve küçülmeye başladılar.Güzellik salonları,solaryum merkezleri,akmerkez ve capitolde alışverişler ve daha bir çokları.Velhasıl türk toplumu her yerden çatlatıldığı gibi, son yıllarda tesettürüde malzeme yapıp parçalamaya çalışmaktadırlar.Bizler örtümüzü kurban etmeyelim.

Ve kalemler bu gün neden yazmıyorlar?


Çok değil bir kaç yıl önce,bizlerle aynı mücadeleyi veren erkek kardeşlerimiz,bu gün bir kaç şahıs dışında neden tek satır yazma gereği duymuyorlar.O günler de varolmamız için bizimle oldunuz bu günde yok olmamamız için bizlerle olun.Desteklerinizi esirgemeyin.

Diyanette görevli olan büyükbabam küçük bir köyde hatiplik yapıyordu.Yaz tatilinde ninemle komşu ziyaretlerine bende katılırdım.O zamanlar ninem yolda karşıdan bir erkek gelince,bir kenara çekilir ve olduğu yere çökerdi.O erkek geçtikten sonra kalkıp yola devam ederdi.Sorunca ayıp yavrum derdi ve ninem A harfini dahi yazmayı bilmeyen bir insandi.Peki nereden almıştı bu terbiyeyi.o zamanlar anlayamıyor dum ama şimdi anlıyorum ki.O günler geçmişde kalmış gibi görünsede aslında geçmiş hep bu gündür bu günde bir geçmişin devamı değilmi?Bizlere asırlar ötesinden ulaştırılan mesajlar,bu gün bizlere ışık tutan yol gösteren tek rehberimizdir.Amelde ve itikatte ehli sünnet vel cemaat.

Edep bir tac imiş nüru hudadan her kim giydi ol tacı kurtuldu her beladan.

Aysima

 

ÇAĞINZEYNEBİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta