AK Gençliğin Buluşma Noktası
Darbeler ve Darbe Girişimleri Darbeler ve darbe girişimleri hakkında bütün haber ve duyuruları bu bölümde paylaşalım.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-01-2009, 02:51   #1
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart FLAŞ: Silivri'de adam kayırılıyor; Adalet Bakanlığı düğmeye bastı



Adalet Bakanlığı, Ergenekon sanıklarının kaldığı Silivri Cezaevi'ndeki kayırmalarla ilgili iddialar üzerine harekete geçti. Adalet Bakanlığı müfettişi Abdullah Cangür'ün yaptığı özel denetim sonucu hazırladığı raporda, "Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklu bulunan kişilerin, mevzuata aykırı olarak Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde 4 ila 9 kişi olarak odalara yerleştirildikleri belirtildi.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nce, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dilekçede, müfettiş Abdullah Cangür'ün, Silivri 4 ve 5 numaralı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında kalan tutuklu ve hükümlülerin barındırılmalarıyla ilgili hazırladığı Şubat 2009 tarihli rapora yer verildi.

Cangür'ün raporunda, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 9, 111 ve 113. maddelerinde belirtilen ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutukluların barındırılmalarıyla ilgili düzenlemelere dikkat çekildi. Yasaya göre bu odalarda kalan tutukluların kapılarının sürekli kapalı tutulması ve birbirlerinin odalarına gitmelerine, temasta bulunmalarına izin verilmemesi gerektiği vurgulanan raporda, kurumda mevzuata uygun bir yerleştirme yapılmadığı, "Ergenekon" soruşturması kapsamında tutuklu bulunanların 4 ila 9 kişi olarak odalara yerleştirildikleri belirtildi.

İŞTİRAK HALİNDE SUÇ İŞLEYENLER AYNI ODALARDA

Raporda, "İştirak halinde suç işlemiş olanların aynı odalarda barındırıldığı"na işaret edilerek, kurumda tutukluların kullanımına sunulan bilgisayarların, anılan tutukluların şahsi bilgisayarı gibi kullandırıldığı vurgulandı.

Raporda, "Bu şekilde bir araya gelmeseler bile ortak bir savunma hazırlama imkanı edindikleri ve birbirlerine her türlü bilgiyi bu yolla aktarabildiklerinin tespit edildiği" ifadesine de yer verildi.

SORUMLULAR HAKKINDA SORUŞTURMA

Raporun özetine yer verilen dilekçede, Silivri 4 ve 5 numaralı cezaevlerinde yüksek güvenlikli kurum statüsü dikkate alınarak mevzuata uygun barınma koşullarının oluşturulmadığı kaydedildi.

Dilekçede, mevzuata aykırı yapıldığı bildirilen işlemlerle ilgili olarak sorumlular hakkında adli yönden Silivri Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılması istendi.

Dilekçede, soruşturma sonucundaki kanaatin de disiplin yönünden değerlendirilmesi için Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bildirilmesi talep edildi.

Öte yandan 4 ve 5 numaralı cezaevleri müdürlerinin görev yerlerinin de değiştirildiği öğrenildi.


(AA)
/ Habervaktim

 

FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-01-2009, 08:48   #2
Kullanıcı Adı
ULUSALCI
Standart
Adaletimin bakanı, "Hükümetimizle zıtlaşan, kavga eden yerel yönetimler projelerini Ankara'dan geçiremiyor" dedi. Adında 'Adalet' kelimesi olan bir partinin mensubu, hem de Adalet Bakanı bunu söylüyor. Yani, bize değil de başka partilere oy verip, onların adayını belediye başkanı seçerseniz, 'anca alırsınız parayı' demeye getiriyor. Yakında "kanalizasyonu patlayan belediye AKP'li değilse tamir edilmeyecek" diye konuşurlarsa hiç şaşırmayın. Cümleten 'zıçtık' demektir. Bence şöyle bir seçim sloganı çok uygun gider: "Ey vatandaş belediyen AKP'li ise gönül rahatlığı ile tuvalete git, istediğini yap. AKP'ye oy vermediysen kaderine küs, altına yap!"

Bazıları da şaşırıp, "Bir adalet bakanı bunu nasıl söyler?" eleştirisi yapıyor. Arkadaşlar, ne var bunda şaşıracak anlamıyorum. Çünkü adam aslına rücu etmiş hepsi bu. Bunların anladığı adaletin, sadece ve sadece kendilerine adalet olduğunu yıllarca yazdık çizdik. Bu adamların aslında gerçek Müslüman olmadığını, dini istismar ederek oya dönüştüren birer din bezirganı, işlerine geldiğinde ise sadece kendilerine Müslüman olduğunu da söyledik.

Geldikleri gibi gidecekler...

Bu türden garip açıklamaların tek bir nedeni var. Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olması, bunların kimyasını bozdu. Çünkü çok iyi biliyorlar ki, İstanbul Belediyesi ile geldiler, gidişleri de İstanbul Belediyesi ile olacak. Asıl telaş bu. İstanbul'u kaptırmamak için türlü ayak oyunları, aba altından sopa göstermeler, Kılıçdaroğlu'nun kardeşine varana kadar iftira kampanyaları hep bu amaç için. Herkesi kendileri gibi zannettikleri için harıl harıl, Kılıçdaroğlu hakkında da yolsuzluk dosyası araştırıyorlar. Gırtlağına kadar çamura batmış bir itkidar, bir belediye başkan adayının usulsüzlüğünü arıyor iyi mi? Bakalım seçim yaklaştıkça başka neler uydurup, çıkaracaklar? Adım gibi eminim, sadece iki tane evi olan Kılıçdaroğlu'nun çocuklarının pırlanta şirketi, kozmetik şirketi, denizcilik şirketleri, gemiciği, boğazda kaçak villaları, çocukların düğünlerinden gelen milyarlarca liralık altınları ve bu altınları dövize çeviren hayırsever bir arkadaşı olmadığını görüp oldukça şaşıracaklardır. "Koskoca genel müdürlük yapmış bir adamın bunca şeyi nasıl olmaz" diye hayıflanacaklar belki de.

Bu arada seçim yatırımı uzmanı Fatih Çekirge'nin, Tunceli Valisi'nin ağzından sırf Nazım Hikmet ismini duyduğu için neredeyse gözyaşlarına boğularak, "Bu seçim yardımı değil" demeye getirdiği, aklama yazısından sonra ne oldu? Ne olacak, Yüksek Seçim Kurulu'nun itirazları ve suç duyurusu, Tunceli Başsavcılığı'nın soruşturma açması, siyasi partilerin suç duyurusunda bulunmasına rağmen, vali bey çatır çatır beyaz eşya dağıtmaya devam ediyor. Hem de kar, yağmur, fırtına, boran demeden. Eh artık ilk seçimde AKP'den milletvekili ve akabinde bakan olmayı fazlasıyla hak etti bu vali. Bakan olmayı hak eden bir diğer vali de Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş. "Karadenizliler, Tayyip Erdoğan gibi bir evlat yetiştirdikleri için mutluluk duyuyor" diyen bu sayın valimizi bence bakanlık falan kesmez. Benim bildiğim Erdoğan bunu kenara not etmiştir. Abdullah kardeşinin görev bitiminden sonra Vali Coş'u Cumhurbaşkanı adayı ilan edeceğine inanıyorum. Çünkü AKP iktidarıyla birlikte Türkiye'de yaşananları gördükçe artık hiç şaşırmıyorum. Ancak bu gidiş, iyi bir gidiş değil. Allah sonumuzu hayır etsin...
ULUSALCI isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-01-2009, 09:50   #3
Kullanıcı Adı
redyellow
Standart
Alıntı:
ULUSALCI Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Adaletimin bakanı, "Hükümetimizle zıtlaşan, kavga eden yerel yönetimler projelerini Ankara'dan geçiremiyor" dedi. Adında 'Adalet' kelimesi olan bir partinin mensubu, hem de Adalet Bakanı bunu söylüyor. Yani, bize değil de başka partilere oy verip, onların adayını belediye başkanı seçerseniz, 'anca alırsınız parayı' demeye getiriyor. Yakında "kanalizasyonu patlayan belediye AKP'li değilse tamir edilmeyecek" diye konuşurlarsa hiç şaşırmayın. Cümleten 'zıçtık' demektir. Bence şöyle bir seçim sloganı çok uygun gider: "Ey vatandaş belediyen AKP'li ise gönül rahatlığı ile tuvalete git, istediğini yap. AKP'ye oy vermediysen kaderine küs, altına yap!"

Bazıları da şaşırıp, "Bir adalet bakanı bunu nasıl söyler?" eleştirisi yapıyor. Arkadaşlar, ne var bunda şaşıracak anlamıyorum. Çünkü adam aslına rücu etmiş hepsi bu. Bunların anladığı adaletin, sadece ve sadece kendilerine adalet olduğunu yıllarca yazdık çizdik. Bu adamların aslında gerçek Müslüman olmadığını, dini istismar ederek oya dönüştüren birer din bezirganı, işlerine geldiğinde ise sadece kendilerine Müslüman olduğunu da söyledik.

Geldikleri gibi gidecekler...

Bu türden garip açıklamaların tek bir nedeni var. Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olması, bunların kimyasını bozdu. Çünkü çok iyi biliyorlar ki, İstanbul Belediyesi ile geldiler, gidişleri de İstanbul Belediyesi ile olacak. Asıl telaş bu. İstanbul'u kaptırmamak için türlü ayak oyunları, aba altından sopa göstermeler, Kılıçdaroğlu'nun kardeşine varana kadar iftira kampanyaları hep bu amaç için. Herkesi kendileri gibi zannettikleri için harıl harıl, Kılıçdaroğlu hakkında da yolsuzluk dosyası araştırıyorlar. Gırtlağına kadar çamura batmış bir itkidar, bir belediye başkan adayının usulsüzlüğünü arıyor iyi mi? Bakalım seçim yaklaştıkça başka neler uydurup, çıkaracaklar? Adım gibi eminim, sadece iki tane evi olan Kılıçdaroğlu'nun çocuklarının pırlanta şirketi, kozmetik şirketi, denizcilik şirketleri, gemiciği, boğazda kaçak villaları, çocukların düğünlerinden gelen milyarlarca liralık altınları ve bu altınları dövize çeviren hayırsever bir arkadaşı olmadığını görüp oldukça şaşıracaklardır. "Koskoca genel müdürlük yapmış bir adamın bunca şeyi nasıl olmaz" diye hayıflanacaklar belki de.

Bu arada seçim yatırımı uzmanı Fatih Çekirge'nin, Tunceli Valisi'nin ağzından sırf Nazım Hikmet ismini duyduğu için neredeyse gözyaşlarına boğularak, "Bu seçim yardımı değil" demeye getirdiği, aklama yazısından sonra ne oldu? Ne olacak, Yüksek Seçim Kurulu'nun itirazları ve suç duyurusu, Tunceli Başsavcılığı'nın soruşturma açması, siyasi partilerin suç duyurusunda bulunmasına rağmen, vali bey çatır çatır beyaz eşya dağıtmaya devam ediyor. Hem de kar, yağmur, fırtına, boran demeden. Eh artık ilk seçimde AKP'den milletvekili ve akabinde bakan olmayı fazlasıyla hak etti bu vali. Bakan olmayı hak eden bir diğer vali de Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş. "Karadenizliler, Tayyip Erdoğan gibi bir evlat yetiştirdikleri için mutluluk duyuyor" diyen bu sayın valimizi bence bakanlık falan kesmez. Benim bildiğim Erdoğan bunu kenara not etmiştir. Abdullah kardeşinin görev bitiminden sonra Vali Coş'u Cumhurbaşkanı adayı ilan edeceğine inanıyorum. Çünkü AKP iktidarıyla birlikte Türkiye'de yaşananları gördükçe artık hiç şaşırmıyorum. Ancak bu gidiş, iyi bir gidiş değil. Allah sonumuzu hayır etsin...
Bu ulusalcı arkadaşın yazısı. Hayli birikimli, hayli entel, hayli bilgi sahibi bir arkadaş

Bu arada internette gezerken tesadüfen bir yazı gördüm:

Alıntı:

Adaletimin bakanı, "Hükümetimizle zıtlaşan, kavga eden yerel yönetimler projelerini Ankara'dan geçiremiyor" dedi. Adında 'Adalet' kelimesi olan bir partinin mensubu, hem de Adalet Bakanı bunu söylüyor. Yani, bize değil de başka partilere oy verip, onların adayını belediye başkanı seçerseniz, 'anca alırsınız parayı' demeye getiriyor. Yakında "kanalizasyonu patlayan belediye AKP'li değilse tamir edilmeyecek" diye konuşurlarsa hiç şaşırmayın. Cümleten 'zıçtık' demektir. Bence şöyle bir seçim sloganı çok uygun gider: "Ey vatandaş belediyen AKP'li ise gönül rahatlığı ile tuvalete git, istediğini yap. AKP'ye oy vermediysen kaderine küs, altına yap!"

Bazıları da şaşırıp, "Bir adalet bakanı bunu nasıl söyler?" eleştirisi yapıyor. Arkadaşlar, ne var bunda şaşıracak anlamıyorum. Çünkü adam aslına rücu etmiş hepsi bu. Bunların anladığı adaletin, sadece ve sadece kendilerine adalet olduğunu yıllarca yazdık çizdik. Bu adamların aslında gerçek Müslüman olmadığını, dini istismar ederek oya dönüştüren birer din bezirganı, işlerine geldiğinde ise sadece kendilerine Müslüman olduğunu da söyledik.

Geldikleri gibi gidecekler...

Bu türden garip açıklamaların tek bir nedeni var. Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olması, bunların kimyasını bozdu. Çünkü çok iyi biliyorlar ki, İstanbul Belediyesi ile geldiler, gidişleri de İstanbul Belediyesi ile olacak. Asıl telaş bu. İstanbul'u kaptırmamak için türlü ayak oyunları, aba altından sopa göstermeler, Kılıçdaroğlu'nun kardeşine varana kadar iftira kampanyaları hep bu amaç için. Herkesi kendileri gibi zannettikleri için harıl harıl, Kılıçdaroğlu hakkında da yolsuzluk dosyası araştırıyorlar. Gırtlağına kadar çamura batmış bir itkidar, bir belediye başkan adayının usulsüzlüğünü arıyor iyi mi? Bakalım seçim yaklaştıkça başka neler uydurup, çıkaracaklar? Adım gibi eminim, sadece iki tane evi olan Kılıçdaroğlu'nun çocuklarının pırlanta şirketi, kozmetik şirketi, denizcilik şirketleri, gemiciği, boğazda kaçak villaları, çocukların düğünlerinden gelen milyarlarca liralık altınları ve bu altınları dövize çeviren hayırsever bir arkadaşı olmadığını görüp oldukça şaşıracaklardır. "Koskoca genel müdürlük yapmış bir adamın bunca şeyi nasıl olmaz" diye hayıflanacaklar belki de.

Bu arada seçim yatırımı uzmanı Fatih Çekirge'nin, Tunceli Valisi'nin ağzından sırf Nazım Hikmet ismini duyduğu için neredeyse gözyaşlarına boğularak, "Bu seçim yardımı değil" demeye getirdiği, aklama yazısından sonra ne oldu? Ne olacak, Yüksek Seçim Kurulu'nun itirazları ve suç duyurusu, Tunceli Başsavcılığı'nın soruşturma açması, siyasi partilerin suç duyurusunda bulunmasına rağmen, vali bey çatır çatır beyaz eşya dağıtmaya devam ediyor. Hem de kar, yağmur, fırtına, boran demeden. Eh artık ilk seçimde AKP'den milletvekili ve akabinde bakan olmayı fazlasıyla hak etti bu vali. Bakan olmayı hak eden bir diğer vali de Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş. "Karadenizliler, Tayyip Erdoğan gibi bir evlat yetiştirdikleri için mutluluk duyuyor" diyen bu sayın valimizi bence bakanlık falan kesmez. Benim bildiğim Erdoğan bunu kenara not etmiştir. Abdullah kardeşinin görev bitiminden sonra Vali Coş'u Cumhurbaşkanı adayı ilan edeceğine inanıyorum. Çünkü AKP iktidarıyla birlikte Türkiye'de yaşananları gördükçe artık hiç şaşırmıyorum. Ancak bu gidiş, iyi bir gidiş değil. Allah sonumuzu hayır etsin...

http://www.medyafaresi.com/?hid=21717&cid=5

redyellow isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-01-2009, 09:56   #4
Kullanıcı Adı
yuzi
Standart
:D:D:D kopyalasın yapıştırsın kolay gelsin ULUSAL cıı
yuzi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım