04-01-2009, 11:12 | #1 |
Biz şimdi kime/kimlere güveneceğiz?(Ali Karahasanoğlu)
Muhsin başkan TBMM’de iken, sayısı bir de olsa, evet bir de olsa; “bir oy garanti” diyorduk.
“Hiçbir hesap içinde olmadan, yanlışa mutlaka karşı çıkacak bir oy garanti!” diyorduk kendi kendimize. “Bu teklif yanlış ama, şimdilik o yanlış teklife, şu sebeble destek vermek gerekiyor” türünden ince hesaplar içinde olmadan, dosdoğru şekilde ‘hak’tan yana olan garanti bir oy olduğunu biliyorduk. Hiç şüpheye düşmeyeceğiniz, doğrudan yana olacak, asgari bir dik duruşun varlığından emin oluyorduk.. “Bu yönde oy kullanmak doğru.. Ama bunu öneren siyasi parti bizim rakibimiz. Bu yönde oy kullanırsam, rakip siyasi parti bundan puan kazanır” hesaplarına düşmeden, kim fazladan faydalanırsa faydalansın, milletin menfaati hangi yönde ise, o yönde oy kullanacak en az bir liderin varlığından, kesinlikle tereddüt etmiyorduk.. “Şu koalisyon hükümetini dışarıdan desteklersem, hem hükümet içinde olmam hem de hükümete dediklerimi yaptırabilirim. Böylece parti tabanında, ‘O parti ile nasıl koalisyon kurabiliyorsunuz’ eleştirilerini ekarte etmiş olurum, hem de hükümetteymiş gibi, istediğimi yaptırırım” türünden ince taktikler içinde olmayan bir parti başkanının (daha fazlasını temenni ederiz ama), en azından bir tane olduğundan emin idik.. Her gün aleyhinde söylem geliştirdiği siyasi partinin içinde bulunduğu hükümete güvenoyu verip, tabana da “Mecburduk. Millet için verdik” ikiyüzlülüğü yapmayacak bir siyasetçinin mevcudiyetinden, hiç mi hiç şüphemiz yoktu. Diğer siyasi liderlerin de, onun gibi içten pazarlık yapmadan, doğru bildiği yönde tavır almasını istiyor, onu bir örnek olarak sunabiliyorduk. Onu, dürüst lideri, kafasında binbir tilki dolaştırmayan siyasetçiyi; Muhsin Yazıcıoğlu’nu dün toprağa verdik. Şimdi biz, kimlere güveneceğiz? Kimlerin; şu veya bu pazarlıkla, hangi olayda nasıl oy kullanabileceğinden emin olabileceğiz? Seçim öncesinde farklı, seçim sonrasında farklı tavır alan siyasi partilerin bolluğu içinde, Muhsin Başkan’ın net tavrını kimlerde bulabileceğiz? 1991 seçimlerine girerken, “Demirel ile İnönü’nün ortak hükümet kuracağını kim söyleyebilir”di? Her ikisi de, hiç kimsenin küçücük bir ihtimal bile vermeyeceği şekilde yan yana geldiler, birlikte hükümet kurdular.. Her ikisi de, seçimde oylarını aldıkları seçmenlerine ihanet ettiler. Demirel ve İnönü önemli değil. Önemli olan düzgün gidiş. Verilen söze ihanet etmemek. Dahası var.. Demirel ve İnönü birlikte hükümet kurarlarken, kim derdi ki, “İnönü’nün amansız karşıtı MHP, bu hükümete dışarıdan destek verecek” diye? Tabii ki hiç kimse, böyle bir “dışarıdan desteği” tahmin edemezdi! Ama o da gerçekleşti.. Kim derdi ki, “Ürkeklere değil, erkeklere oy verin” diyen bir siyasi parti, kendi milletvekilinin başını açtıracak? Maalesef, bunu da yaşadık biz... Bunu ve daha nicelerini.. İşte bu güvensizlikler ortamında, sadece Muhsin başkan, seçmenin kendisinden beklediği ne ise, hiç şaşırmadan, şaşırtmadan aynen ifa etti! Hem 1991 seçimleri sonrasında hem de ondan sonraki yıllarda.. 1991 seçimleri sonrasında, Demirel-İnönü birlikteliğine, “güvenoyu” vermedi. Kendisine güvenenlerin, güvenine ihanet etmedi. Sonraki yıllarda izlediği çizgi de, hep “seçmenin kendisine oy verirken düşündüğü tavır” yönünde oldu.. Seçmen ona oy verirken, “gerekirse darbecilerle pazarlık yapar” diye aklından hiç geçirmedi.. O da, seçmenin aklından geçirmediği böyle bir tavır içinde hiç olmadı.. Seçmene ne yönde vaadde bulundu ise, seçimden sonra durduğu “yer” de, hep aynı “yer”di! Hep aynı vaad noktasında idi. Şimdi o yok. “Onun gibi bir milletvekili hiç yok” iddiasında değilim. Ama söyler misiniz, kaç milletvekili için, gönül rahatlığı ile, “Kesinlikle yanlış tekliflere peki demezler. Şahsi menfaati hangi yönde olursa olsun, yanlışa mutlaka karşı çıkarlar” diyebilirsiniz? Kaç milletvekili için, “İnce hesaplar peşinde olmazlar. Kendilerine göre bazı akıl yürütmeler yapıp, ‘ülkem için menfaat bu yönde’ aldatmacası ile, yanlışı kesinlikle desteklemezler..” diyebilirsiniz? Düne kadar “Bir milletvekili garanti” diyorduk.. Şimdi “kaç milletvekili için” aynı garantiyi verebiliyoruz? Siz; kaç milletvekili için, “Ölümüne de olsa, ‘hak’tan ayrılmazlar” diyebiliyorsunuz? Ali KARAHASANOĞLU Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|