AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Necip Fazıl]

http://www.haber7.com/haber/20090408...irdi-Video.php

Ahmet Hakan'ın Obama üzerinden Erdoğan'ı övdüğünü belirterek eleştirdiği Akif Beki ekranda ağır konuştu; "Acaba rahatsızlığı geçmişindem mi?" dedi.

Akif Beki'nin Radikaldeki dünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ı övüp, "yalakalık yaptığını" belirten Ahmet Hakan Coşkun'a Beki'den ağır cevap geldi.
Akif Beki kendisi için, "kıvamsız", "ölçüsüz", "bağlı", "cesaretsiz", "kraldan çok kralcı", "sınırsız , "sadık" ve "gözü arkada kalmış" sözcüklerini kullanan Ahmet Hakan'a ekrandan cevap vererek ona bu şerefi tattırmak istemediğini belirten Beki, geçmişten örnekler verdi.

Ama önce ikili arasında çıkan polemiğe neden olan sözlere bakalım:
"ÇOCUKLARIMIZI SEVMEYİ BİLEN BAŞBAKAN VAR ARTIK"

Akif Beki: "Deprem acılarımız, daha çok tazeyken... İzmit’te Erkan bebeği kucağına alıp seven Amerikan Başkanı’nı çok sevmiştik. O Başkan, Sultanahmet Meydanı’nda tezahüratlarla karşılanmıştı. Obama, şimdi aynı sevgi gösterilerini bekliyor bizden. Ama işi kolay değil bu kez. Erkan bebekler, artık lider kucağına hasret değil çünkü. Bizde de, çocuklarımızı sevmeyi bilen bir Başbakan var artık. Yaralarımız sıcakken koşup gelebilen biri. O pozisyon dolu. Orada boşluğumuz yok bu kez."
(7 Nisan 2009 / Radikal)

"SEN O İŞLERİN ADAMI DEĞİLSİN"

Ahmet Hakan Coşkun: "Sana artık, "Benim gibi yap, bir tane Başbakan’a çak, ardından Baykal’la kafa bul... Yaramaz ol... Fırlamalık yap... Tribünlerden gelecek alkış ya da yuh seslerine oyna... Kimsesizliği seç... Kafana göre takıl... İcabında yık perdeyi eyle viran" falan demeyeceğim... Çünkü şunu çok iyi anladım ki: Sen o işlerin adamı değilsin... Kabul, tamam... Ama birader, bu ne kıvamsızlıktır, bu ne ölçüsüzlüktür, bu ne bağlılıktır, bu ne cesaretsizliktir, bu ne kraldan çok kralcılıktır, bu ne sınırsızlıktır, bu ne sadakattir, bu ne gözü arkada kalmışlıktır..." (8 Nisan 2009 / Hürriyet)
24 TV'nin polita yorumcusu olan Akif Beki, bugün Ergun Babahan'la çıktığı ekranda sunucunun konuyu açması üzerine, "Ben aslında Bu kadar paye, böyle bir şeref payesi vermek istemem, televizyondan cevap vermek istemem. Tabii ki yarın köşemin altında küçücük yerde ona söyleyecek sözlerim var ama..." dedi ve Clinton'ın Türkiye'ye geldiği dönemde Kanal 7 Haber'in başında olan Ahmet Hakan'ı hatırlattı.

BEKİ'NİN CEVABINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
"ECEVİT'İ HEDEF ALDI CLİNTON'A ÖVGÜLER DİZDİ"

Beki şunları söyledi: "1999'daki İzmit depremini hatırlıyorum ben. Ahmet Hakan da o zaman Kanal 7'de ana haber sunuyordu. Ecevit'in deprem bölgesine geç gelmiş olması, uzun süre ulaşamamış olması hatta telefon bağlantısının kurulamamış olması çok sert eleştirilere sebep oldu. Bu sert eleştirileri en sert haliyle yapan yerlerden biri de Kanal 7'ydi. Ahmet Hakan'ın sunduğu Haber Saati'ydi. Niye eleştiriyordu; Vatandaş depremin altında kaldı ama Başbakan oraya yetişemiyor. Bırak yetişmeyi telefon bağlantısı kuramıyor. Haksız eleştiri de diyemeyiz. Ben de buna atıfta bulunarak "o zaman öyleydi ama şimdi böyle değil. Çocuklarımızı sevmeyi bilen bir Başbakan var." dedim. Ben söyleyince bunu niye başka bir şey olsun. Arkadaşımız bundan rahatsız olmuş. Acaba rahatsızlığı benim söylediklerimden mi, kendi söylediklerinden mi? Kanal 7'de Ecevit'e yaptıklarını hatırlayıp o zaman Clinton'a düzdüğü övgüleri hatırlayıp ondan mı rahatız oldu bilmiyorum. Ama bir şekilde rahatsız olmuş"


(Haber 7)

[Feyza]

Ahmet Hakan'ın Obama üzerinden Erdoğan'ı övdüğünü belirterek eleştirdiği Akif Beki ekranda ağır konuştu; "Acaba rahatsızlığı geçmişindem mi?" dedi.


Akif Beki'nin Radikaldeki dünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ı övüp, "yalakalık yaptığını" belirten Ahmet Hakan Coşkun'a Beki'den ağır cevap geldi.
Akif Beki kendisi için, "kıvamsız", "ölçüsüz", "bağlı", "cesaretsiz", "kraldan çok kralcı", "sınırsız , "sadık" ve "gözü arkada kalmış" sözcüklerini kullanan Ahmet Hakan'a ekrandan cevap vererek ona bu şerefi tattırmak istemediğini belirten Beki, geçmişten örnekler verdi.
Ama önce ikili arasında çıkan polemiğe neden olan sözlere bakalım:

"ÇOCUKLARIMIZI SEVMEYİ BİLEN BAŞBAKAN VAR ARTIK"
Akif Beki: "Deprem acılarımız, daha çok tazeyken... İzmit’te Erkan bebeği kucağına alıp seven Amerikan Başkanı’nı çok sevmiştik. O Başkan, Sultanahmet Meydanı’nda tezahüratlarla karşılanmıştı. Obama, şimdi aynı sevgi gösterilerini bekliyor bizden. Ama işi kolay değil bu kez. Erkan bebekler, artık lider kucağına hasret değil çünkü. Bizde de, çocuklarımızı sevmeyi bilen bir Başbakan var artık. Yaralarımız sıcakken koşup gelebilen biri. O pozisyon dolu. Orada boşluğumuz yok bu kez." (7 Nisan 2009 / Radikal)

"SEN O İŞLERİN ADAMI DEĞİLSİN"
Ahmet Hakan Coşkun: "Sana artık, "Benim gibi yap, bir tane Başbakan’a çak, ardından Baykal’la kafa bul... Yaramaz ol... Fırlamalık yap... Tribünlerden gelecek alkış ya da yuh seslerine oyna... Kimsesizliği seç... Kafana göre takıl... İcabında yık perdeyi eyle viran" falan demeyeceğim... Çünkü şunu çok iyi anladım ki: Sen o işlerin adamı değilsin... Kabul, tamam... Ama birader, bu ne kıvamsızlıktır, bu ne ölçüsüzlüktür, bu ne bağlılıktır, bu ne cesaretsizliktir, bu ne kraldan çok kralcılıktır, bu ne sınırsızlıktır, bu ne sadakattir, bu ne gözü arkada kalmışlıktır..." (8 Nisan 2009 / Hürriyet)

24 TV'nin polita yorumcusu olan Akif Beki, bugün Ergun Babahan'la çıktığı ekranda sunucunun konuyu açması üzerine, "Ben aslında Bu kadar paye, böyle bir şeref payesi vermek istemem, televizyondan cevap vermek istemem. Tabii ki yarın köşemin altında küçücük yerde ona söyleyecek sözlerim var ama..." dedi ve Clinton'ın Türkiye'ye geldiği dönemde Kanal 7 Haber'in başında olan Ahmet Hakan'ı hatırlattı.

BEKİ'NİN CEVABINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

"ECEVİT'İ HEDEF ALDI CLİNTON'A ÖVGÜLER DİZDİ"
Beki şunları söyledi: "1999'daki İzmit depremini hatırlıyorum ben. Ahmet Hakan da o zaman Kanal 7'de ana haber sunuyordu. Ecevit'in deprem bölgesine geç gelmiş olması, uzun süre ulaşamamış olması hatta telefon bağlantısının kurulamamış olması çok sert eleştirilere sebep oldu. Bu sert eleştirileri en sert haliyle yapan yerlerden biri de Kanal 7'ydi. Ahmet Hakan'ın sunduğu Haber Saati'ydi. Niye eleştiriyordu; Vatandaş depremin altında kaldı ama Başbakan oraya yetişemiyor. Bırak yetişmeyi telefon bağlantısı kuramıyor. Haksız eleştiri de diyemeyiz. Ben de buna atıfta bulunarak "o zaman öyleydi ama şimdi böyle değil. Çocuklarımızı sevmeyi bilen bir Başbakan var." dedim. Ben söyleyince bunu niye başka bir şey olsun. Arkadaşımız bundan rahatsız olmuş. Acaba rahatsızlığı benim söylediklerimden mi, kendi söylediklerinden mi? Kanal 7'de Ecevit'e yaptıklarını hatırlayıp o zaman Clinton'a düzdüğü övgüleri hatırlayıp ondan mı rahatız oldu bilmiyorum. Ama bir şekilde rahatsız olmuş"


(Haber 7)

[Üç mevsim]

Akif Beki'ye Radikal SANSÜR!

10 Nisan 2009 Cuma

Ahmet Hakan'a "küçük de olsa cevap" vereceğini söylemişti Akif Beki. Verdi de. Ancak Radikal'in sitesine girenler o cevabı gün boyu göremedi.



İlgili Haberler :

• Ahmet Hakan Akif Beki'ye fena çaktı!
• Ahmet Hakan'ı 'küçük' görecek!

GAZETECİLER.COM- (ÖZEL)- Akif Beki'nin cevabı sadece gazetede yazılıydı, "Sana da bu yakışır!" başlığı ile... Ama yazı Radikal'in sitesinde uçmuştu! Ya da bu yazı siteye hiç konmamıştı.


Tabii, hayatı İnternet'le özdeşleşen biz Gazeteciler.com editörleri de, Akif Beki'nin Ahmet Hakan'a cevap verme gereği duymadığını haber yaptık. O da haberdi, bu da... Biz gazetede olan yazının İnternet'te olmayacağını hiç hesaba katmadık. Sonradan gördük ki, yazı Radikal'in 8. sayfasında ve Akif Beki'nin ikinci yazısı olarak yer alıyor.

Peki ne olmuştu? Dalgın bir editörün işi olamazdı bu. Ya bir sansür söz konusuydu, ya da İnternet'te yer sıkıntısı (!) vardı. Sizce hangisi...

Siz cevabı bulmaya çalışırken biz de Radikal'in İnternet sitesinde yer almayan yazıyı sizinle paylaşalım:

"Sana da bu yakışır!
Sevgili Ahmet Hakan;
Görüyorum ki benim yazıp çizdiklerimle pek bir alakadarsın.
Başbakan'a bakışımı kendine dert edinmişsin.
Niye, Obama'ya bu işlerin eskisi kadar ucuz olmadığını hatırlattım…
Niye “Şimdiki Başbakan'ımızdan halkının sevgisini çalmak eskisi kadar kolay değil” dedim…
Niye 'deprem zamanı gelen Amerikalı Clinton, kendi Ecevit'imizden daha çok sevilebilmişti'imasında bulundum diye…
Çok rahatsız olmuşsun.
Evvel zamanda senden duymuştuk bunları ama neyse…
Senin bugün münhal zannıyla talip olduğun 'minik kuş' posizyonu da dolu ya neyse….
Bilesin ki bu konuda sana yardımcı olamayacağım.
Tavsiyem, kendine başka çareler aramandır...

Bana bir güzel sayıp sövmüşsün.
Düşündüm, ne cevap versem, diye.
Baktım ki, lafın da ancak senin kadar muteber.
Sözü eskitmiş, çok ucuzlatmışsın.
O kadar ki, diyecek bir şey inan bulamadım.
Aklıma bir baba nasihati geldi.
Der ki:
Bununla dalaşacağına çalıyı dolaş, daha iyi.
Sen, bunu bile iltifat sayarsın ya.
Ne yapalım çocukla çocuk olunmaz.
Kem söze kem sözle mukabele edilmez.
O, sahibine aittir, zaten.
Artık ne yapsan yeridir.
En iyisi, muhatap düzeyin, yine Ruhat Mengi kalsın.
Sen onunla pek bir yakışmışsın.
Aranızda daha fazla kalabalık yapmayı lüzumsuz bulurum.
Hadi bana müsaade… "

[FarukARSLAN.]

Akif Beki'nin konudaki videosunu indirmek için tıklayın:

http://video.haber7.com/video_contents/08042009132716.flv

[FarukARSLAN.]

AKİF BEKİ'NİN RADİKAL'İN İNTERNET SİTESİNE KONULMAYAN AMA MATBUDA YAYINLANAN AHMET HAKAN CEVABI

Sana da bu yakışır!

Sevgili Ahmet Hakan;

Görüyorum ki benim yazıp çizdiklerimle pek bir alakadarsın.

Başbakan'a bakışımı kendine dert edinmişsin.

Niye, Obama'ya bu işlerin eskisi kadar ucuz olmadığını hatırlattım.

Niye “Şimdiki Başbakan'ımızdan halkının sevgisini çalmak eskisi kadar kolay değil” dedim

Niye ‘deprem zamanı gelen Amerikalı Clinton, kendi Ecevit'imizden daha çok sevilebilmişti'imasında bulundum diye

Çok rahatsız olmuşsun.

Evvel zamanda senden duymuştuk bunları ama neyse

Senin bugün münhal zannıyla talip olduğun ‘minik kuş' posizyonu da dolu ya neyse.

Bilesin ki bu konuda sana yardımcı olamayacağım.

Tavsiyem, kendine başka çareler aramandır...

***

Bana bir güzel sayıp sövmüşsün.

Düşündüm, ne cevap versem, diye.

Baktım ki, lafın da ancak senin kadar muteber.

Sözü eskitmiş, çok ucuzlatmışsın.

O kadar ki, diyecek bir şey inan bulamadım.

Aklıma bir baba nasihati geldi.

Der ki:

Bununla dalaşacağına çalıyı dolaş, daha iyi.

Sen, bunu bile iltifat sayarsın ya.

Ne yapalım çocukla çocuk olunmaz.

Kem söze kem sözle mukabele edilmez.

O, sahibine aittir, zaten.

Artık ne yapsan yeridir.

En iyisi, muhatap düzeyin, yine Ruhat Mengi kalsın.

Sen onunla pek bir yakışmışsın.

Aranızda daha fazla kalabalık yapmayı lüzumsuz bulurum.

Hadi bana müsaade