04-10-2009, 23:53 | #1 |
Manevi Tazminat:Hukuki Niteliği ve Hükmedilen Haller
Manevi tazminatın hukuki niteliği konusunda öğretide farklı görüşler ileri sürülmektedir. Genelde, “ceza görüşü”, “telafi görüşü” ve “tatmin görüşü” olmak üzere üç temel görüş bulunmaktadır[1].
Manevi tazminatın ceza niteliğinde olduğunu ileri süren görüşe göre, buradaki tazminatın esas görevi -bir miktar para almak suretiyle- failin cezalandırılmasıdır[2]. “Telafi görüşü”nü savunanlara göre ise, manevi tazminatın amacı, uğranılan manevi zararın aynen veya nakden tazmin ve telafi edilmesini sağlamaktır[3]. Buna göre, manevi tazminat, malvarlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar nedeniyle meydana gelen eksilmenin giderilmesi olup, manevi zarar karşılığında bir para verilmesi, bu zararın doğrudan doğruya gideriminin olanaksızlığından ötürüdür[4]. Buradaki zarar, kişinin, iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırı nedeniyle, kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin mecazi ifadesidir[5]. Bu anlamda, manevi zarar, zarar görenin kişilik haklarına yapılan tecavüzün, onun psikolojik varlığı üzerindeki etkisi biçiminde ortaya çıkar. Başka bir deyişle, uğradığı tecavüz sonucu, fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini kaybeden kişi manevi zarara uğramış sayılır[6]. Bugün, doktrinde daha ziyade kabul gören “tatmin görüşü” ise, manevi tazminata yol açan olaylarda, kişiye miktar olarak ölçülemeyen maddi veya manevi bir acı verilmesinin ya da kişinin toplum içinde küçük düşürülmesinin söz konusu olduğu; manevi tazminatın amacının bu acıyı unutturmak, kişinin toplum içinde sarsılan itibarını düzeltmeye çalışmak olduğu ve dolayısıyla, manevi tazminatın bir tatmin niteliği taşıdığı şeklindedir. Bu görüşü savunanlar,zararın malvarlığında meydana gelen bir eksiklik, tazminatın da bu eksikliği gidermeye yarayan bir araç olduğunu belirterek, manevi tazminata yol açan olaylarda ise, kişinin malvarlığında bir eksilmenin doğmadığını ve bu nedenle, ne gerçek anlamda bir zarar ne de tazminattan bahsedilemeyeceğini ileri sürmektedirler[7]. Manevi tazminatın hukuki niteliği konusunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16.06.1977 tarih ve E:1976/9690 K:1977/7016 sayılı kararında, “...Esasen, manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde belirtildiği gibi, ceza değildir; çünkü davacının yararı düşünülmeksizin, sorumlu olana, hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değildir. Mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği için de gerçek anlamda bir tazminat sayılmaz. Manevi tazminat, mağdurda veya zarara uğrayanda bir huzur hissi, bir tatmin duygusu doğurmalıdır. Manevi tazminatta temel olan ana düşünce budur.” ifadelerine yer verilmiştir[8]. Yargıtay, bu görüşünü diğer birçok kararında da tekrarlamıştır[9]. Danıştay da, manevi tazminatın, tam ve gerçek anlamıyla bir tazmin aracı değil, tatmin aracı olduğu görüşündedir[10].Danıştay 5. Dairesi’nin 08.05.1990 tarih ve E:1988/470 K:1990/929 sayılı kararında[11] da yerini bulan, “manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen, duyduğu acı, üzüntü ve sarsıntı nedeniyle yaşama zevki azalan kişiye, manevi tazminat adı altında bir miktar para verilerek, onun bu yoldan tatmin edilmesinin sağlandığı” şeklindeki bu görüş, Danıştay’ın yerleşik içtihadı halini almıştır. AYİM’in ise, genel olarak, manevi tazminat konusunda Danıştay tarafından oluşturulmuş içtihadı benimsediği söylenebilirse[12] de, kararları incelendiğinde, manevi tazminatın hukuki niteliği konusunda, manevi zararın telafisine ilişkin görüşe daha yakın durduğu düşünülmektedir.Kanımızca, AYİM’in manevi tazminat miktarının saptanmasında belirli kriterler geliştirmesi ve her yıl belirli manevi tazminat miktarları tespit etmesi[13], bu yaklaşımının bir göstergesi ve sonucu olarak görülebilir. Günümüzde,modern sorumluluk hukukunda, manevi tazminatın, kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir araç olduğu genel olarak kabul görmektedir. MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLEN HALLER Hukukumuzda, kişinin manevi değerlerinde meydana gelen ve onun yaşama zevkini azaltan eksilmelerin hangi nedenlerden doğabileceği açıkça belirlenmiştir. Yeni Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerinde,“hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan” kimsenin manevi tazminat isteyebileceği hükme bağlanmıştır[14]. Borçlar Kanunu’nun 47 ve 49. maddelerinde de, bedensel zarara uğrayan veya kişilik haklarına hukuka aykırı bir şekilde saldırılan kişi ile ölenin ailesine manevi tazminat verilebileceği belirtilmiştir. Kaynaklar: [1] KILIÇOĞLU, M., Sorumluluk Hukuku, C.1, Sözleşme Dışı Sorumluluk, Ankara 2002, s.141. [2] KILIÇOĞLU, A., “Manevi Tazminatın Hukuksal Niteliği”, Ankara Barosu Dergisi, S.1984/1, s.15. [3] KILIÇOĞLU, M., a.g.e., s.142. [4] KARAHASAN, M. R., Tazminat Hukuku, İkinci Kitap, Manevi Tazminat, Ankara 1996, s.835-836. [5] KILIÇOĞLU, M., a.g.e., s.140. [6] KARAHASAN, M. R., a.g.e., s.836. [7] KILIÇOĞLU, A., a.g.m., s.21. [8] Yargıtay Kararları Degisi, C.4, S.6, Ankara 1978, s.915; bkz., KILIÇOĞLU, A., a.g.m., s.19. [9] Bkz., KILIÇOĞLU, A., a.g.m., s.20. [10] ARMAĞAN, T., İdarenin Sorumluluğu ve Tam Yargı Davaları, Ankara 1997, s.226; ESİN, Y., Danıştay’da Açılacak Tazminat Davaları, İkinci Kitap, İdarenin Hukuki Sorumluluğu, Ankara 1973, s.450. [11] Danıştay Dergisi, S.81, Ankara 199, s.177-180. [12] GÜRAN, S., “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne Göre Manevi Tazminat”, İÜSBF Dergisi, Y.1, S.1, İstanbul 1983, s.157; ÖZGÜLDÜR, S., Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kararları Işığında Tam Yargı Davaları, Ankara 1996, s.357. [13] ÖZGÜLDÜR, S., “İdare Hukukunda Tazminat Hesabının Unsurları ve Hesaplama Yöntemi: AYİM Uygulaması”, AYİM Dergisi, S.11, Ankara 1997, s.26. [14] Aynı düzenleme, yürürlükten kaldırılan Medeni Kanun’un 24 ve 24/a maddelerinde yer almaktaydı.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ak, ak parti, ak parti forum, ak parti forum.com, anayasa, duyguseli, hukuk, yasa |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|