AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Alem_i Ervah]

İ’tikad çok önemlidir. Kişinin yaptığı amellerde eksikler, noksanlar olabilir; bunun affı vardır, tövbe istiğfar edilince Mevlâ Teâlâ af edecektir. Fakat îmânî noktada, i’tikâdi meselede bir eksiklik veya bozukluk olursa işte bunun affı yoktur.
Neden?
Çünkü i’tikâdî bozukluk içinde olan bir kimse, kendi inandığı şeyi doğru zannettiği için, yanlış yolda olduğunu kabul etmez ki tövbe etsin…
Bu tehlikeye düçar olmamak için bozuk akîdeli, Ehli Sünnet dışı görüşe mensup kimselerden son derece uzak durmalı, Ehli Sünnet ulemâsının sözlerine kulak vermeliyiz. Efendimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) bir hadîsi şeriflerinde: “Yakında Benim ümmetim yetmiş üç fırkaya bölünecektir, bunlardan biri dışında hepsi ateştedir.” buyurmuştur. Bunun üzerine “O bir hangisidir?” diye sorulunca, Resûlüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem): “Benim ve Ashâbımın yolunda olanlardır.” buyurdu.
Hadisi şerifte geçen “ateştedir.” ifadesinin anlamı; “bir”i dışındaki diğer fırkalar inançlarındaki bozukluktan ötürü ateşe girmeyi hak ederler, demektir. O “bir fırka”yı da Efendimiz: “Benim ve Ashâb’ımın üzerinde bulunduğu yoldan gidenlerdir.” şeklinde açıklıyor.
Hadîs-i Şerifteki “Benim yolum” ifadesiyle Ehli Sünnet, “Ashâbım’ın yolu” ile de Cemaat kastedilmiştir. Dolayısıyla Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in ve Ashabının yoluna uyanlara Ehli Sünnet ve’l-Cemaat denmiştir. İşte Fırkayı Naciye/kurtuluşa eren, ahiretteki her türlü azabtan beraat ederek necat bulacak/kurtulacak topluluk bunlardır.
Tabi her topluluk, bu kurtulan fırkanın kendisi olduğunu söylüyor. Nitekim Rum sûresinin 32. ayetinde bu duruma işaret edilerek: “Her bir fırka (kendi doğruluğuna inanarak) yanlarında bulunan (din ve inanç)la sevinicidirler.” buyurulmuştur. Yani her topluluk “kendilerinin doğru, diğerlerinin yanlış” olduğunu iddia etmektedir. Aynı temel fıkrasındaki gibi;
Temel İngiltere’ye gitmiş, gezip göreceği yerleri dolaşmak için bir araba kiralamış ve başlamış gezmeye… Malum İngiltere’deki yolların trafik akışı Türkiye yollarına göre ters istikamette olduğundan, bizim Temel Türkiye trafiğinden kalma bir alışkanlıkla otoban yola çıkmış ve ters istikamette ilerlemeye başlamış. O esnada radyodan, spikerin heyecan içinde yaptığı haber anonsunu duymuş: “Otoyolda ters istikamette giden bir deli var, aman dikkat edin büyük bir kazaya sebep olabilir.” Temel bunu duyunca başını iki yana sallayarak söylenmiş, “Ne biri be” demiş “ne biri, bunların hepsi ters istikamette gidiyor!”
Peki kim doğru?
Efendi Babamız Ali Haydar Efendi’ye bir gün şeytan gelip mezheblerden sordu. O’da cevap verdi. Şeytan: “hak olduğuna delilin nedir?” dedi. Efendi Babamız: “Kur’an-ı Kerim’dir.” buyurdu. Şeytan: “Her mezhep sahibi haklı olduğuna dair Kur’an’ı delil getiriyor. Onların haksız, senin haklı olduğun ne malum?”deyince, Efendi Babamız ona nice âyet ve hadisler okudu. Şeytan ikna olmadı ve hepsine karşılık verdi. Neticede şu ayetle şeytanı susturdu: “Eğer onlar, Senin ve Ashâbının inandığı gibi inanırlarsa, muhakkak (ancak o zaman) hidâyete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, ancak onlar haktan büyük bir ayrılık içindedirler.” (Bakara Sûresi 137) Efendi Babamız bu âyeti okuyup buyurdu ki: İşte bu âyet-i celile nâzil olduğu zaman ne Mutezile ne Şia ne Cebriye ne de Kaderiye gibi batıl mezhepler mevcut değildi. Ancak Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ve Ashâbı mevcuttular ve hak üzere olanlar da ancak bunlardır.
Öyle ise onlar gibi inanıp onlar gibi amel edenler, onlara hakkıyla tabi olmuş ve hidâyet üzere bulunmuş olur. “Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemaat” işte bunlardır.
RABBİM bizleri de bu yol üzere daim eylesin.
Maalesef günümüzde Ehli Sünnet dışı i’tikad sahipleri, doğru yolda oldukları iddiasıyla batıl fikirlerini en yüksek perdeden seslendirip, bu bozuk fikirleriyle milleti ifsad ediyorlar.
Pek çok naylon müctehidin prim yapmak için asırlar öncesinin batıl fikirlerini, yeniymiş gibi fırınlayıp tekrar ortaya sürdükleri günümüzde, inşALLAH Arifan dergisi olarak sonuna kadar Ehli Sünnetin savunucusu olacağız. Ehli Sünnet dışı görüş ve akımlara da, ilmî platformda gereken cevabı vermeye devam edeceğiz.
Önce RABBİMizin inâyeti, sonra siz değerli Ârifân okurlarımızın desteğiyle, Ehli Sünnetin sesini daha gür bir şekilde duyurabilmek temennisi ve niyazıyla…


http://www.arifandergisi.com/modules...owpage&pid=573