05-01-2009, 08:17 | #1 |
Başbakan Erdoğan yineledi; kesinlikle kabul edilemez
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Ulusa Sesleniş' konuşmasında, ABD Devlet Başkanı Barack Obama'nın 1915 olayları ile ilgili yapmış olduğu açıklamaların kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyledi.
Erdoğan, ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında, vatandaşların evlerine televizyon aracılığı ile misafir olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Yerel yönetimlerin başarısının Türkiye'nin kalkınması ve ilerlemesi için hayati öneme haiz olduğunu daima ifade ettiklerini, bu kanaatlerini bugün de daha güçlü bir şekilde muhafaza ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Türkiye her seçimden olduğu gibi son seçimden de yüz akıyla çıkmış, milletimizin demokrasiye bağlılığı ve ülkemizin geleceğine olan inancı tartışılmaz bir gerçek olarak teyit edilmiştir. 29 Mart'ta milli irade bir kere daha bu doğrultuda tecelli etmiş, Türkiye'de demokrasinin ne kadar yerleşik bir varlık kazandığı millet oyuyla bir kere daha tasdik ve tescil edilmiştir. Umudumuz, Türk siyasetinin bütün kurum ve bireyleriyle 29 Mart'tan doğru sonuçları çıkarması ve Türkiye'nin geleceği için çözüme dönük, yapıcı, olgun, istikrarı güçlendiren yeni bir siyaset döneminin el birliğiyle açılmasıdır. Bu sinerji, ülkemizin ve milletimizin en önemli en hayati ihtiyacıdır.'' Türkiye'nin ekonomik gidişatına ilişkin bazı bilgileri de paylaşmak istediğini dile getiren Erdoğan, ''Şundan her insanımız emin olmalıdır ki Türkiye şu anda dünyada yaşanan kriz şartlarını mukayeseli olarak mümkün olan en alt seviyede yaşamaktadır'' dedi. Dünyanın en gelişmiş ekonomilerini ciddi ölçüde sarsan, küresel finans kuruluşlarını, devasa uluslararası şirketleri iflasın eşiğine getiren bu çaptaki bir krizin, Türkiye'ye de ulaşan etkilerinin var olduğunu ve olacağını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: ''Hükümet olarak kriz emarelerinin belirdiği ilk günlerden bu yana gelişmeleri dikkatle izledik, tedbirlerimizi günü gününe aldık, krizi, hem mali hem de psikolojik boyutuyla en iyi şekilde yönetmeye çalıştık. Türkiye ekonomisinin dışında gelişen olumsuz şartların ekonomimize dolayısıyla da insanlarımıza vereceği zararı en aza indirmek için gecikmeden adımlar attık. Altmış civarında somut uygulama başlatarak ekonomimizi özellikle dışarıdan gelen o şok dalgalarına dayanıklı hale getirdik. Bugün hepimizin bazı sıkıntılar yaşadığı, ekonomimizin son altı yılda gerçekleştirdiği büyümede bir miktar duraklama olduğu doğrudur. Ancak şu önemli gerçeği de görmek durumundayız: Türkiye sadece bizim değerlendirmelerimize göre değil, dünya ekonomi otoritelerine göre de krizden en az hasarla çıkabilecek nadir ülkelerden biridir. Bugün, bu global krizin etkilerini çok yoğun bir biçimde yaşayan ülkelerin büyük bir kısmında, özel sektörün yaşadığı bu çok çöküntüyü belli bir noktada durdurmak ve topyekun iflası önlemek için devlet kaynakları devreye sokulmuştur. Bugün, dünyanın en ileri ülkeleri arasında bankaların finans kuruluşlarının battığı, buna bağlı zincirleme iflasların yaşandığı, üretimin durma noktasına geldiği, dev markaların birer birer çöktüğü ülkeler vardır. Şükürler olsun ki bizler ülkemizde bu ölçeklerde dramatik yıkımlar yaşamadık, yaşamıyoruz. Evet, altı seneyi aşkın bir süredir istikrarlı büyüme trendimizde bir duraklama olmuştur. Evet, bazı insanlarımız işlerini kaybetmiş, bazı sektörlerimiz sıkıntılı bir dönem yaşamıştır. Bütün bunlar doğrudur ama bir doğru daha var ki Türk ekonomisi dimdik ayakta kalmıştır.'' ''Aslında kendi iç gündemimizden çıkıp dünyanın gözüyle Türkiye'ye bakmayı bir başarsak, Türkiye'nin nasıl parlak bir geleceğe doğru ilerlemekte olduğunu rahatlıkla görebileceğiz'' diyen Erdoğan, ''birbirimize bağlılığımızın, ülkemize sadakatimizin, büyük tarihi birikimimizin, zengin insani ve kültürel değerlerimizin bizi nasıl yıkılmaz kıldığını daha kolay fark edebileceğiz'' dedi. -"AZERBAYCAN'A ZARAR VERECEK GİRİŞİM İÇİNDE OLAMAYIZ" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin; Azerbaycan'a, Azerbaycan Hükümeti'ne ve halkına zarar verecek bir girişimin içinde olması mümkün değildir. Aksine Türkiye, bulunduğu her uluslararası zeminde Azerbaycan'ın hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerinden asla ayrı tutmamış ve bütün imkanlarıyla savunmuştur'' dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi yönündeki çabaların, bölgede barışın tesisi, çatışmaların yol açtığı ortak zararların giderilmesi, bölgede güven ve istikrarın tesisini amaçlayan gayretler olduğunu vurguladı. -OBAMA'NIN TÜRKİYE ZİYARETİ- Aynı günlerde dünya kamuoyunun merakla izlediği Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni Başkanı Barack Hüseyin Obama'nın da Türkiye'ye bir ziyarette bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Bu ziyaret vesilesiyle Türkiye bir kere daha dünyanın gözlerini çevirdiği bir ilgi merkezi haline geldi'' dedi. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ülkemizde bulunduğu süre içinde bu beklentileri doğrulayan barışçı ve uzlaşmadan yana mesajlarıyla hem milletimizde, hem dünyada olumlu izlenimler bıraktı. Gerek Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığı görüşmede, gerek TBMM'de yaptığı konuşmada, gerekse benimle bir aradayken son derece yapıcı değerlendirmelerde bulundu. Biz de bu değerlendirmelerden hareketle, dünyanın, barışa savaşlardan, dostluklara düşmanlıklardan daha çok değer veren bir dünya olması gerektiğini, Türkiye olarak, bu süreci bütün gücümüzle destekleyeceğimizi bir kere daha teyit ettik. Ancak Türkiye'nin gösterdiği bu hassasiyetin iyi algılanmadığına da zaman zaman şahit oluyoruz. 1915 olaylarıyla ilgili açıklamalar gerçeği yansıtmayan kabul edilemez bir tarih yorumuydu. Zira açıklama metni, olayların bir bölümünü tek yanlı ve ağır bir yorumla değerlendiren mahiyette kaleme alınmıştı. Tarihe ve tarihçilere bırakılması gereken böyle hassas bir konunun, sürekli politik malzeme olarak kullanılması, her yıl lobilerin istismar meselesi haline getirilmesi, halklar ve ülkeler arasındaki ilişkilerin normalleşmesini de engelliyor. Türkiye olarak, 1915'te yaşanmış olayların tarihçiler tarafından bütün boyutlarıyla incelenmesi ve gerçeğin açığa çıkarılması için her zaman samimi gayret içinde olduk.'' Ortak tarih komisyonu kurulması gibi iyi niyetli önerilerin karşılık bulmadığına işaret eden Başbakan Erdoğan, ''Her zaman geçmişe takılıp kalmak yerine, geleceğe odaklanmamız gerektiğini vurguladık. Siyasetçilerin görevi, 'geçmişi ön yargılarla yargılamak değil, geleceği barış üzerine kurmaktır' dedik. Bugün de aynı şeyi bir kere daha söylüyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Türkiye Cumhuriyeti'nin Azerbaycan'a, Azerbaycan Hükümeti'ne ve halkına zarar verecek bir girişimin içinde olması mümkün değildir. Aksine Türkiye, bulunduğu her uluslararası zeminde Azerbaycan'ın hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerinden asla ayrı tutmamış ve bütün imkanlarıyla savunmuştur. Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi yönündeki çabalar, bölgede barışın tesisi, çatışmaların yol açtığı ortak zararların giderilmesi yolundaki gayretlerdir. Bölgede güven ve istikrarın tesisini amaçlayan gayretlerdir. Bundan hiç kimsenin, en başta da Azeri kardeşlerimizin şüphesi olmaması gerekir. Bu görüşlerimi yine bu hafta içinde misafir ettiğimiz Azerbaycan Savunma Bakanı Sayın Sefer Abiyev'e de bütün açıklığıyla ifade ettim.'' (AA)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|