AK Gençliğin Buluşma Noktası
Darbeler ve Darbe Girişimleri Darbeler ve darbe girişimleri hakkında bütün haber ve duyuruları bu bölümde paylaşalım.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-03-2009, 08:48   #1
Kullanıcı Adı
Ertuğrul ÖZGÜL
Arrow İttihat ve Terakki'den ERGENEKON’A...
Ali MERT
Gizli bir örgütlenme olarak ortaya çıkan Ergenekon'un amacının ne olduğunu İttihat Terakki'ye bakmadan anlamaya çalışmak imkansızdır. İşte tarih tekerrürden ibarettir dedirken İttihat Terakki ve Ergenekon benzerliği..

İTTİHAT TERAKKİ’DEN ERGENEKON’A

Onuncu dalga operasyonuyla adeta ülkenin gündemine damgasını vuran Ergenekon operasyonu, Türkiye’nin tam demokrasiye geçebilmesi yolundaki en büyük hamlelerinden biri olmuştur. Türkiye gerçekten tam demokratik bir ülke olmak istiyor ve geleceğe daha güvenli yürümek istiyorsa mutlaka bu çok derin yapılanmayı/terör örgütünü tamamen tasfiye etmelidir.

Bir araya gelemez denilen insanları ustalıkla bir araya getiren, PKK’dan tutun da Hizbullah, DHKPC gibi diğer örgütleri zamanı geldiğinde kendi menfaatleri uğruna kullanmaktan kaçınmayan bu çok karmaşık yapılanmanın temelleri 150 yıl öncesine dayanır. Sultan 2. Abdülhamid’i tahttan indiren zihniyet ile bu yapılanmanın zihniyeti aynıdır demek çok iddialı bir cümle olmaz. Jön Türkler olarak başlayıp, İttihat Terakki Cemiyeti olarak yola devam eden bu zihniyet o tarihten beri iktidarı bırakmamıştır. Bu zihniyetin iktidara gelme şekli, İttihat ve Terakki Cemiyetinin 2. Abdülhamid’i devirdikten sonra resmen iktidara gelme şeklinde olabildiği gibi çoğu zaman da ülkenin en hayati kurumlarına, medyasına sahip olarak gizli iktidar olma şeklindeydi. İşbaşına gelen hükümetler gerçekten muktedir olamamışlardır. Gerçek muktedir olanlar ise ülkenin sinir uçlarına hakim ve bu İttihatçı zihniyetini taşıyan bu beyaz Türkler olmuştur. Ergenekon terör örgütünü ve günümüzdeki olayları daha iyi anlayabilmek için İttihatçıların zihniyetini iyi anlamak gerekmektedir.

İttihat ve Terakki teşkilatlanması bir gizli masonik teşkilatlanmasıdır. Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Ulu Hakan 2. Abdülhamid Han’ adlı eserinin sonuna eklediği 1910 tarihinde İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Sir G. Lawther tarafından İngiliz Hariciye Nezaretine göndermiş olduğu çok gizli ibareli tarihi vesika bu masonik yapılanmanın tüm ayrıntılarını ortaya dökücü mahiyettedir.

Bu tarihi vesikadan bazı bölümler;

‘İtiihat ve terakki Cemiyeti farmasonluk (Siyonizm) ile parçalanmaz bir bütün idi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin amblemleri ve Makedonya Risorta Locası ile Yahudi Beni Brith cemiyeti amblemleri arasındaki benzerlik fark ediliyordu’

‘Birkaç yıl önce Selanikli Yahudi mason Emannuele Carasso –ki, halen de Osmanlı Meclisinde Selanik temsilcisi-orada Makedonya (Risorta) isimli İtalya Farmasonluğuna bağlı bir loca kurdu. Bu adam Türkiye’de Yahudi tesirini kuvvetlendirmek için Jön Türklere farmosonluğu kabule teşvik etmiştir. Jön Türklerin Hürriyet, Eşitlik ve Kardeşlik sloganları İtalyan masonlarından alınmıştır.’

Bu masonik teşkilatlanmanın ulaştığı gücü anlayabilmek için aşağıda yine bu vesikadan alınan birkaç olaya bakmak yeterli olacaktır.

‘Sultan Abdülhamid’e tahttan indirildiği haberini getirenlerden biri Carosso idi ve Sultan Selanik’te Cemiyetten İtalyan Yahudi bankerlerin evine kapatıldı. Remzi Bey'in kardeşi de muhafız olarak başına dikildi. Sultanın tahttan indirildikten sonra Selanik’teki Yahudi gazeteler ‘İsrail’i Ezen’ Sultandan kurtulunduğu için sevinçli yazılar yazdı. Zira Siyonist lider Herzl’in Musevilere kırmızı pasaport isteğini iki defa reddederek Siyonistlerin Filistin’deki emellerini baltalamıştı.

Çingene asıllı İçişleri Bakanı Talat Bey ve (Kripto Yahudi) Maliye Bakanı Cavit Bey, Cemiyetinin olduğu gibi kabinenin de en önemli kişileri, aynı zamanda Türkiye’deki farmasonluğun da liderleri. Bir yıl kadar İçişleri Bakanı olduğundan beri Talat Bey Farmason Cemiyeti'nin ağlarını İmparatorluğa yaymaktadır. Her yere, önemli mevkilere mason veya güvenilir Cemiyet üyelerini tayin ediyor. Şayet mecliste çoğunluk bütün baskı ve tedhişe rağmen muhalefetini ileri götürür, Talat ve Cavit’in bakanlıklarını tehlikeye düşürürse, bu Beyler derhal bir darbe ile meclisi dağıtacak, Cemiyetin üyeleri ve farmason localarının kişileri tarafından idare edilecek bir seçimle eyaletlerden daha yumuşak başlı temsilciler gelecek… Türkiye’nin görünmeyen hükümeti Büyük Localardır ve Talat Bey üstad-ı azam..

Konumuzla ilgili olarak tarihçi-yazar Mustafa Armağan’ın ‘Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı’ adlı kitabındaki enfes tespitlerini dikkatlerinize sunmak istiyorum. Jön Türkler ve Mason iktidarı başlıklı makalesinde Armağan özetle şunları yazmıştır: 1865 ‘Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin’ kurulduğu tarihtir. Kendisi de bu cemiyetin üyelerinden biri olan Ebüzziya Tevfik, cemiyetin kuruluşunda ilginç bir noktaya dikkatimizi çeker. Haziran ayının bir cumartesi günü Yeniköy’de toplanırlar ve ertesi gün de Belgrad ormanlarında pikniğe çıkarlar. O Pazar günü, Osmanlı tarihinin sonraki safhalarını derinden etkileyecek olan hareketin fünyesi çekilir. Toplantılarda yanlarına aldıkları birkaç kitap vardır. Bunlardan birisi, Karbonari İnkılap Cemiyeti hakkındadır, diğeri ise Lehistan Gizli Cemiyeti hakkında.Dev ağaçlar altına serilmiş hasırlara oturan bu altı gencin ellerindeki Karbonari Cemiyeti'nin esasları, Yeni Osmanlıların da örgütlenme ve stratejisine temel teşkil etmiştir. Peki nedir bu Karbonari? Karbonari Kömürcüler demektir. 19.yüzyıl İtalyasında kurulan gizli devrimci örgütlere bu adın verilmesi kömürcüler gibi ormanlarda saklanarak toplantılar yapmalarından kinayedir.

Osmanlı Devletinin ilk Anayasasının ilan edildiği 1876’da Karbonari'nin de desteğiyle Türkiye'de Abdülaziz tahttan indiriliyor, öldürülüyor, daha önce mason yapılan V. Murad tahta çıkarılıyor ama üç ay sonra da cinneti iyileşmeyince yeni bir darbe ile Şehzade Abdülhamid, meşrutiyeti ilan etmesi ve seçimleri yapması şartıyla tahta çıkarılıyor. Bu, tarih kitaplarında o kadar sorunsuz, tereyağından kıl çekercesine başarılmış bir operasyon gibi anlatılır ki, insan hareketin dış bağlantılarından neredeyse hiç şüphelenmez.

……..1. Meşrutiyeti ilan eden kadro birbirini yemekle meşgul. Ancak gerek Karbonari, gerekse İngiliz Başbakanı Lord Palmerston’un desteğiyle harekete geçen B’nai B’rith adlı Yahudi örgüt çoktan işin kaynağına oturmuş durumda. İşte Abdülhamid’in büyüklüğü burada karşımıza çıkar. Hem Mithad Efendiyi tasfiyesi, hem de masonik güçlerin ellerini kollarını bağlaması, kendi usulünce yasaklatması ve üyelerini takip ettirmesi, hatta zaman zaman hücre evlerine baskınlar düzenletmesi sayesinde Osmanlı ekonomisinin ve kültürünün ana damarına hakim olacak bir İngiliz-Yahudi palazlanmasına iktidarı süresince izin vermez. Nitekim bu yüzden de adı ‘Kızıl Sultana’ çıkar. Bunun intikamı,30 yıllık bir aradan sonra 1908’de alınacaktır.

………Bütün bu gürültü patırtı içinde işini yürütenler yok değildi. Mesela B’nai B’rith’in Selanik’teki üyelerinden Musevi lider Emannuele Carasso, Jön Türk hareketini ustaca manevralarla masonluğa bağlayan halka olacaktır. Sultan Abdülhamid’i tahttan indirmeye giden ekip, ermeni Aram Efendi, Arnavut Esad Toptani, Laz Arif Hikmet ve Carasso’dan oluşuyordu ve Son Sultan asıl bunu hazmedemiyordu.
…………………………………

İttihat Terakki gizli örgüttü, ihtilalciydi. Ve amacına ulaşmak için tetikçileri marifetiyle suikastlar tertiplemeyi, kendi organize ettiği provokasyonları gerekçe göstererek halkı yönlendirip saray ve hükümet üzerinde baskı kurmayı metot olarak benimsemişti (Avni Özgürel,Radikal Gazetesi, 11.01.09) Ergenekon Terör Örgütü'nün yaptığı veya yapmayı planladığı eylemlere bakıldığında İttihat Terakki Cemiyeti ile olan zihniyet benzerliği ortaya çıkmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu hazırlayan en önemli etkenlerin başında gelen bu gizli yapılanmanın ve faaliyetlerin benzerlerinin şu an ülkemiz için de uygulama sahnesine konulmaya çalışıldığını görmek ‘Tarih bir tekerrürden ibarettir.’cümlesinin maalesef yine gerçekleştiğini görmek anlamına gelecektir ki, bu hiç de iyi bir şey değildir. Tarihin bir tekerrürden ibaret olmadığını göstermek için ülkenin altına adeta bir bomba koymaya çalışan bu çok derin ve tehlikeli yapılanmanın üzerine cesaretle gidilmeli ve kökleri kurutulmalıdır.

Ali MERT

 

Ertuğrul ÖZGÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi