AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Ankara Tenis Kulübü önünde geçtiğimiz yıl mayıs ayında yaşanan skandalı hatırladınız mı?Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Büyükelçi Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt, kendisini takip etmekle itham ettiği bir araca müdahale etmiş ve ortalık karışmıştı.

Osman Paksüt, söz konusu kulüpte eşi ile birlikte iki ünlü gazeteci ve AK Parti eski milletvekili Turhan Çömez'le buluşacaktı.

O gün Ferda Paksüt'ün "dinleniyorum" ya da "izleniyorum" şüphesi, Ergenekon iddianamesinin açıklanması ile gerçek çıktı.

Ferda Hanım boşuna endişelenmemiş...

Ama kendisinin değil de daha sonra yurt dışına kaçan Ergenekon sanığı Turhan Çömez'in dinlendiğine ikna olmuş.

İkinci iddianamede, Çömez'le görüşme yaptığı telefonu dinlemeye takıldığı için değiştireceğine dair konuşmalarının kayıtları var.

Ferda Hanım'a yönelik iddianamede yer alan suçlama ve ceza talebi şu şekilde:

"Şüpheli Ferda PAKSÜT'ün, örgütün kaos ortamı meydana getirilmesi yönündeki amacını ve şüpheliler Turan ÇÖMEZ ile Ahmet Hurşit TOLON'un örgütsel konumlarını bilerek, Anayasa Mahkemesi'nin gündeminde bulunan AK Parti'nin kapatılması davasındaki gizli bilgileri şüphelilere verdiği, yine toplumda kargaşaya neden olmak amacıyla gerçekte olmayan bilgileri basına sızdırdığı, böylece örgütün amaçlarının gerçekleşmesine bilerek ve isteyerek yardım ettiği anlaşıldığından, şüpheli hakkında TCK. 314/3 ve 220/7 yollamasıyla TCK, 314/2, 3713 sayılı kanunun 5.md., TCK. 53, 58/9 maddeleri gereğince cezalandırılması gerekmektedir."

Yine iddianamede yer alan dinleme kayıtlarına göre, Ferda Hanım, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve diğer üyeler aleyhine kullanılmak üzere basın kuruluşlarına gerçeğe dayanmayan bilgiler de veriyor.

Kapatma davasında yaşanan gelişmeleri de an be an, bazı basın mensuplarına aktarıyor.

Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt, önceki gün canlı yayına çıktığı CNN Türk'te, kendisinin de 5 ay dinlendiğini iddia etti ve bunu "kalleşçe" sözleriyle niteledi.

Osman Paksüt, "Savcılar benimle ilgili suç duyurusunda bulunmuş. Gereken neyse yapılsın" dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, gelişmelerle ilgili bir soruya, "Yakında ne olup bittiğini öğrenir" cevabı verdi.

İddia o ki, Ergenekon savcıları Paksüt ailesinin dinleme kayıtlarında Anayasa Mahkemesi'ne dair olan kısımları, ayrı bir dosya olarak gerekli incelemede bulunulması için göndermiş.

Eşi Ergenekon Terör Örgütü sanığı olarak yargılanan Osman Paksüt bu durumda ne yapmalı?

Yüksek Mahkeme üyeliğinin tarafsızlığına açık bir gölge düşmedi mi?

Eşine paylaşması üzere kapatma davası ile ilgili detayları kim verdi?

Gelinen noktada, "Yargının tarafsızlığı ve Anayasa Mahkemesi kararlarının tartışmasızlığı adına Osman Paksüt'ün istifa etmesi" en şık hareket tarzı olarak öne çıkıyor.

Ankara Tenis Kulübü önünde patlayan bir dinlenme skandalının bu şekilde büyük bir yargı skandalına dönüşeceğini kim tahmin edebilirdi?

Ferda Hanım, o gün ortalığı ayağa kaldırmakta kendi adına haklıymış!

Dünya devlerinin korkutan zararları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "kriz Türkiye'yi teğet geçecek" sözü adeta eleştirilerin odağı haline getirildi.

Türk ekonomisinde en büyük daralma otomotiv sektöründe yaşandı.

Sektörün krizi aşmasına yardımcı olmak için hükümet, 3 aylığına vergi indirimine gitti.

Stoklar tükendi. Halen zararlar söz konusu olabilir tabii.

Ama isterseniz bir de dünyanın dev otomobil firmalarının ilk çeyrek raporlarına bakalım.

Almanya'nın güçlü markası Daimler (Mercedes)'in zararı tam 1.7 milyar dolar. Firma geçtiğimiz yıl aynı oranda kâr etmişti.

Kârlılığı ile bilinen Japon devi Honda ise, 1.9 milyar dolar zarar açıkladı.

Dünyanın en büyük ikinci ağır vasıta üreticisi de olan Volvo, ilk çeyreği 520 milyon dolar zararla kapattı.

Bir önceki yılın ilk çeyreğinde 70 milyon dolar kâr eden Ford ise, 1.4 milyar dolar zarar açıkladı.

Dev otomobil firmalarının dev zarar rakamları, sadece finans sektöründe değil diğer sektörlerde de Türkiye'nin krizi göreceli olarak daha az hissettiğini ortaya koyuyor.

Küresel kriz "teğet" geçmediyse bile yukarıdaki rakamlara bakıldığında "delip geçtiği" de söylenemez...



erhan başyurt - bugün