09-03-2007, 16:41 | #1 |
KONGRELER....
Erzurum Kongresi
Erzurum Kongresi Mart 1919 tarihinde merkezi İstanbul’da bulunan Vilayât-ı Şarkîye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye/Doğu İllerinin Haklarını Koruma adı ile kurulmuş Cemiyetin Erzurum Şubesi, Amerikan mandasi'nin kabul edilmesi ön fikri ile bir Erzurum il toplantısı planlamıştı. Bu cemiyet, kendi adına olan etkinlikleri düzenlemek için Heyet-i Faale/Faal-Aktif Heyet adında Halide Edip'inde savundugu Manda fikrinin heveslisi bir üst kurul oluşturmuştu. Bu kurulun, Trabzon’daki kendi cemiyetleri ile aynı amaçlar için çalışan bir başka teşkilatla temasa geçmesi sonucu Doğu illerini kapsayan bir toplantı kararlaştırılmıştı. Aynı dönemde Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Amasya tamimi sonrasi il toplantisindan bolge kongresine cevirilen toplanti oncesinde, delegeler ile on temaslar sonrasi, Manda fikrine karsi cikilmasi gorus hakimiyetiyle Osmanli ordusundan istifa etmisti. Kendisine fahri hemsehrilik veren ve daha sonrada nufus kaydi alarak Millet Meclisinde ilk milletvekili olarak temsil edecegi Erzurum'da, Mustafa Kemal'e Kazim Karabekir Pasa bir suvari alayi ile gelerek bir milli kurtulus harbi icin katilma istegini belirtmis, sehri ve kendisini koruma altina almistir. Bu çalışmaların paralelinde Erzurum Kongresi bir okul salonunda Bitlis, Erzurum, Sivas, Trabzon ve Van vilayetlerinden gelen 56 delege ile toplanmıştır. Gelmesi gereken diğer il temsilcileri çeşitli engellemeler yüzünden kongreye katılamamışlardır. Mustafa Kemal kongreye 48 oyla başkan seçilmiş ve kongre, çalışmalarını 7 Ağustos tarihine kadar sürdürmüştür . Bu süre zarfında, Erzurum’da, özellikle Trabzon’dan gelen temsilcilerin, biraz İngiliz sempatizanlığından, biraz Prens Sabahattin liberalizminden ve biraz da liman ticaretinin ortaya çıkardığı burjuvazi anlayışından kaynaklanan alternatif program taslağı ile, Amasya’da ortaya çıkmış olan askeri bürokratik merkezileştirici formüller çatışmıştır. Bu çatışmayı Amasya grubu kazanmakla birlikte, Trabzon ve diğer illerin baskısı ile, Mustafa Kemal ve Rauf Bey’in, yerel mülkî amirlerin, yetki bölgelerinde faaliyette bulunan örgütlerin/Kuva-yı Milliye örgütlerinin doğal başkanları sayılmaları önerisi kabul görmemiştir. Bu olay aslında biraz ileride de değineceğimiz üzere Milli Mücadele’de tabanın etkisini göstermesi bakımından önemlidir . Üstelik askeri ve bürokratik ağırlıklı Amasya önderlik grubu ve önder/Mustafa Kemal, Erzurum’da ilk defa olarak sivil tabanla buluşmuştur. Bunun sonucunda hem Amasya grubu sivil meşruluk kazanmıştır, sivilleşmeye başlamıştır hem de kongreye tek ve merkezi yönetim fikrini aşılamıştır . Erzurum Kongresi'nde Alınan Kararlar Erzurum Kongresi'nde alınan başlıca kararlar.Erzurum’da, ileri ki yılların uygulamalarında da daima göz önünde tutulacak olan bu kararları alan kongre, başkanlığını Mustafa Kemal’in yapacağı ve kongre adına hareket edecek, kongrenin icracı kurulu olarak görebileceğimiz dokuz kişilik Temsil Heyeti’ni seçtikten sonra dağılmıştır. Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu’nun kaderini görüşmek üzere toplanmış olsa da memleketin bütününü ilgilendiren meseleler hakkında karar almıştır . Bu kongre, ulusallık eğilimlerini açıkça taşımış olmasına karşın özellikle temsili niteliği açısından bölgeseldir, sadece Doğu ve Kuzeydoğu illerini kapsamaktadır. Ayrıca bu kongre Mustafa Kemal’in ve onun önderliğinin etkisi altında cereyan edecek ve bunun izlerini taşıyacak olmakla beraber, yerel girişimlerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır . Fakat her şeye rağmen bu kongre ile Milli Mücadelenin kayıtsız şartsız istiklale ve kayıtsız şartsız milli hakimiyete dayalı programı netlik kazanmıştır. Kongrede vatan sınırları belirtilerek, vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı ilan edilmekle, emperyalistlere de Anadolu’nun, öz yurdun işgal edilemeyeceği anlatılmak istenmiştir. Anadolu’ya da, yöresel direniş örgütlerinin bir çatı altında birleştirilebileceğini, vatanseverlerin tek amaç çevresinde toplanabileceğini göstermiştir. Bu yönüyle ilerleyen süreç içinde Sivas Kongresi’nin toplanmasını da kolaylaştırmıştır. Son olarak, Temsil Heyeti’nin, gerektiğinde bir hükümet olarak vazife göreceği açıklanmakla Milli Devletin yürütme organı olma çabası, Amasya’dan sonra daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmakta idi. Erzurum Kongresi’ne, doğal olarak İstanbul Hükümeti ve İşgal Kuvvetleri tepki göstermişler ve, Mustafa Kemal ile Rauf Bey’in tutuklanarak İstanbul’a gönderilmelerini istemişlerdi. Oysa bu iş artık o kadar kolay değildi. Artık Anadolu’da devletleşme eğilimleri başlamış ve doğu illeri adına bir Temsil Heyeti oluşturulmuştu . VikiKaynak'ta Erzurum Kongresi ile ilgili metin bulunmaktadır. Erzurum Kongresi yetkilerini Temsil Heyeti’ne devrettikten sonra dağılmış ve Mustafa Kemal de Heyet-i Temsiliye Reisi sıfatıyla Doğu İlleri’nde Cemiyetin teşkilatını yaymak, kökleştirmek için çalışmalara başlamıştı. Bununla birlikte Amasya Genelgesi’ne uygun olarak Milli Kongre’nin hazırlıklarını yapmak üzere 2 Eylül 1919’da Sivas’a gelmiştir . Sivas Kongresi’nin hazırlık çalışmaları yapılırken gerek kamuoyu gerekse temsilciler bazı fikirler çerçevesinde çatışmalar ya da çelişkiler yaşamakta idi. Sivas Kongresi’nin hemen öncesinde ya da kongre sıralarında etrafında toplanılan ya da savunulan görüşleri şu şekilde toparlayabiliriz: Bazıları tümden, Damat Ferit’in görüşlerini paylaşıyorlar; bu Kongre’nin İngilizler başta olmak üzere İtilaf/Anlaşma Devletlerini Osmanlılar’a karşı iyice olumsuz bir tavır içine sokacağını ileri sürüyorlardı. Bazı vatanseverler ise böyle bir girişimin hiçbir yararı olmayacağını düşünüyorlardı; veya bu kongreye katılmaktan çekiniyorlardı. Bazı kesimlerde, 1919 yılı içinde Anadolu’nun diğer bölgelerinde toplanmış olan yerel ya da bölgesel kongreler tipinde bir değerlendirme ile Sivas Kongresi’ni de yerel bir girişim olarak görüyorlardı. Bunların dışında, Kongre’ye taraftar olanlar, hatta katılmak isteyenlerin seçimi veya seçildikten sonra Sivas’a gönderilmeleri İstanbul tarafından her çeşit taktik kullanılarak engellenmeye çalışılıyordu ki doğal olarak bu da Kongre’ye yönelik düşünceleri etkiliyordu.Bütün bu güçlüklere rağmen Sivas Kongresi ancak 4 Eylülde açılabildi. Bununla beraber az önce üzerinde durduğumuz görüşler çerçevesinde katılım beklenen kadar olmadı ve üstüne üstlük bu fikirlerden bazıları Manda Sistemi ile beraber Kongre’de ön plana çıkmış ve şiddetli tartışmalara yol açmıştır.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-03-2007, 16:42 | #2 |
KONGRELER....
SİVAS KONGRESİ
Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcında, Erzurum Kongresi'nden sonra Sivas'ta toplanan kongreye verilen ad. Kurtuluş Savaşı içindeki son ulusal kongre olan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasına yönelik çalışmaları hızlandıran Sivas Kongresi, 4 Eylül 1919'da 25'e yakın (sayıları sonradan katılanlarla 38'e yükseldi) delegenin katılmasıyla başladı. İtilaf Devletleri ile Elazığ valisi Ali Galip'in önleme çabalarına karşın, çalışmalarını başarıyla sürdürerek, yeni bir dönemi başlatan kararlar alındı: · Şarki Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti tüzüğünün bütün ülkeyi ve ulusu kapsayacak biçimde değiştirilerek kabul edilip, adının Anadolu ve Rumeli Müdafaii Hukuk Cemiyeti'ne dönüştürülmesi; · Erzurum kongresi'nde ulusal sınırlar sonusunda alınan kararın yeniden onaylanması; · Geçici bir hükümet kurma kararı alınması; · 9 kişilik Heyeti Temsiliye üyelerinin sayısının 16'ya çıkarılması; · Batı Cephesi komutanlığına Ali Fuat Paşa'nın atanması; · Padişah tarafından dağıtılan İstanbul meclisinin acele toplanması isteğinin tekrarlanması; vb. Sonra, Heyeti Temsiliye'yi seçerek dağıldı (11 Eylül 1919) SİVAS KONGRESİ (4 -11 Eylül, 1919) Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi ile milli bir kongre olarak öngörülmüştü. Erzurum Kongresi'nden sonra kongre ile ilgili çalışmalar yapılıyordu. Bu arada, Fransızlar Sivas Kongresine karşı bazı önlemler alıyordu. Fransız Binbaşı Brunot, kongrenin toplanması halinde Sivas Valisi Reşit Paşa'ya şehrin işgal edileceğini söylemişti. Hatta, Elazığ Valisi Ali Galip, kongreyi basmakla görevlendirilmişti. Tüm engellemelere rağmen, kongre 4 Eylül 1919'da bugün lise olarak kullanılan binada saat 15:00'de toplandı. (Katılanlar) Mustafa Kemal'in Kongre başkanlığına seçilmesine kimi üyelerden itirazlar geldi. Ancak yapılan seçimde kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirildi. Kongre ilk günlerinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ilişkisi olup olmadığını tartıştı. Daha sonra manda sorunu gündeme geldi. Sivas Kongresi, ilk milli kongre niteliğinde olduğu için kararlar da bu doğrultuda alınmıştır. Erzurum Kongresinde alınan kararların tümü kabul edilmiştir. Yurtta ayrı ayrı bölgesel olarak çalışan tüm cemiyetlerin birleştirilmesi ve tek yönetim altına alınması sağlandı. Yeni bir Temsil Heyeti oluşturuldu ve bu heyetin başına Mustafa Kemal getirildi. 1. Sivas Kongresi Kararları 2. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz. 3. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir. 4. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır. 5. Kuvay-ı Milliye'yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır. 6. Manda ve himaye kabul olunamaz. 7. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan'ın derhal toplanması mecburidir. 8. Aynı gaye ile, milli vicdandan doğan cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir. 9. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir. AMASYA GENELGESİ (BİLDİRİSİ) 21-22 Haziran 1919 Havza'daki çalışmalarını tamamladıktan sonra Mustafa Kemal ve arkadaşları, 12 Haziran 1919'da Amasya'ya geçtiler. Milli Mücadele çalışmalarını sürdüren Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy birlikte Amasya Genelgesi'ni hazırladılar. Hazırlanan bildiri, Erzurum'da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'e sunuldu. O'nun da onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919'da tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı. Amasya Genelgesi, milli mücadelenin temel gerekçe, amaç ve yöntemini ilk olarak belirtmiş oldu. Amasya Genelgesi'nin yayınlanması İstanbul'da bulunan işgal güçlerinin tepkisini çekmişti. Özellikle İngilizlerin, Mustafa Kemal'i geri getirmek için İstanbul Hükümeti üzerindeki baskıları iyice artmıştı. Mustafa Kemal, İstanbul'a dönmediği için daha sonra görevinden alınacaktır. O sırada İçişleri Bakanı olan ve Milli Mücadele'ye sıcak bakmayan Ali Kemal Bey, bir genelge yayınlayarak, Mustafa Kemal'in iyi bir asker olduğunu, fakat İngiliz baskısı sonucu görevinden alındığını duyurmuştur. Amasya Genelgesi'nin içeriği şöyledir: 1. Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir. 2. İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir. 3. Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. 4. Milletin içinde bulunduğu bu duruma göre harekete geçmek ve haklarını yüksek sesle cihana işittirmek için her türlü tesir ve denetimden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir. 5. Anadolu'nun her bakımdan emniyetli yeri olan Sivas'ta bir kongre toplanacaktır. 6. Bunun için her ilden milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olduğu kadar çabuk yetişmek üzere yola çıkarılması gerekmektedir. Bu temsilciler, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak cemiyetleri ve belediyeler tarafından seçilecektir. 7. Her ihtimale karşı, bu meselenin bir milli sır halinde tutulması ve temsilcilerin, lüzum görülen yerlerde, seyahatlerini kendilerini tanıtmadan yapmaları lazımdır. 8. Doğu illeri için, 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse; Erzurum Kongresi'nin üyeleri, Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket edecektir. ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919) Anadolu'da milli mücadele birliğinin kurulmasının ikinci adımı Erzurum Kongresi ile atıldı. Amasya Genelgesi'nden sonra İstanbul ve askerlikle ilişkisi kesilen Mustafa Kemal'e, başta Kazım Karabekir olmak üzere Anadolu'daki komutan ve mülki amirlerin büyük bir çoğunluğu verdikleri desteği sürdürmeye devam ettiler. Amasya Genelgesi'nde yer aldığı gibi, Mustafa Kemal bu dönemde milli bir kongre toplayarak, milli mücadele ile ilgili tüm faaliyetleri birleştirmeyi planlıyordu. Kazım Karabekir, milli bir kongreden önce Doğu illeri için bölgesel bir kongre toplanmasının faydalı olacağı görüşündeydi. Mustafa Kemal, bölgesel bir kongreye karşı olmasına rağmen, Kazım Karabekir ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ısrarları karşısında bir kongre toplanmasını ve kongreye katılmayı kabul etti. Kongre, 10 Temmuz'da toplanması kararlaştırılmış olmasına rağmen, 23 Temmuz'da bir okul salonunda 54 delege ile çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal'in davetli olarak katıldığı bu kongreye asil üye olabilmesi için, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, kendi yerine Mustafa Kemal'in seçilmesini sağladı. İlk gün, Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi. Milli bir hal alan kongrede, genel değerlendirmeler yapıldı ve doğu illerinin durumu görüşüldü. Milli mücadelenin temelleri açısından önemli kararlar alındı. Erzurum Kongresi'ne katılanlar, 17 çiftçi ve tüccar, 5 emekli subay, 4 emekli memur, 5 öğretmen, 4 gazeteci, 5 hukukçu, 2 mühendis, 1 doktor, 6 din adamı, 3 eski milletvekili, 1 general ve 1 eski bakan olmak üzere 54 delegeden oluşmuştu. Alınan Kararlar 1. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz. 2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir. 3. Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır. 4. Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır. 5. Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez. 6. Manda ve himaye kabul edilemez. 7. Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır. 8. Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|