05-11-2009, 14:47 | #1 |
Hoparlörü İbadette Kullanmak
Sual: (Hoparlör = haut+parleur, yüksek konuşucu, sesi büyültücü demektir. Sesi yükseltmek ise sünnete uygundur) diyerek hoparlörle ibadeti caiz görenler var. Hoparlör bunların dediği gibi sesi mi yükseltiyor, yoksa sesi değiştirdikten sonra, başka sesi mi yükseltiyor?
CEVAP İşin tekniğini bilmeden, bir aletin kelime manasını söylemek cahilliğin daniskasıdır. Haut parleur, Fransızca, yüksek konuşucu demekse de, hoparlörün mahiyeti bu cahillerin söylediği gibi değildir. Kelime manasıyla din olmaz. Birçok terimler, kelime manasından çok uzaktır. Mesela gözden düştü, demenin bildiğimiz gözle hiç alakası yoktur. Bunun gibi salât kelimesi dua demektir; ama namaza da salât denir. Namaz farklı bir dua şeklidir. Bu cahiller gibi, salât duadır diyerek, namaz kılmayıp, sadece dua edenler de çıkmıştır. İstiva oturmak, kaplamak diye, hâşâ Allahü teâlânın Arşa oturduğunu söyleyenler olmuştur. İlim ciddiyeti olan insan, hoparlörün işleyiş şeklini bilen, fizik mühendislerinden öğrendikten sonra yazar. Ana Britannica, Büyük Ansiklopedi, Meydan Larousse, MEB Fizik ve Elektrik dersi kitaplarında özetle deniyor ki: (Ses dalgalarını elektrik sinyallerine çeviren sistemlere mikrofon denir. Elektrik dalgalarını [sinyallerini] ses dalgalarına çeviren sistemlere hoparlör denir. Mikrofonla hoparlör arasında ses nakli olmuyor, yani konuşan insanın kendi sesi nakledilmiyor, sesi yükseltilmiyor, bir enerji dönüşümü oluyor. Mikrofona karşı konuşan insanın sesi, önce elektrik enerjisine dönüşüyor. Buradan hoparlöre giden elektrik sinyalleri tekrar sese dönüşüyor. Hoparlörden çıkan ses, orijinal sesin nakli değildir, farklı frekanslarda enerji dönüşümüyle, başka özellikte yeni bir ses meydana gelmektedir. Bu ses, orijinaline çok benzese de farklı bir sestir. Meydana gelen yeni ses, konuşanın kendi sesi değildir. Elektrik tesiriyle hâsıl olan, mıknatıs kuvvetlerinin titrettiği, demir levhanın oluşturduğu başka bir sestir.) İşin teknik yönü budur. İşin dini yönüne gelince, cemaat, kendi imamından başkasının sesine uyarak namaz kılarsa sahih olmaz. Hoparlörden çıkan ezan sesinin de, müezzinin sesi olmadığı, teknik olarak yukarıda açıklandı. İnsan sesi olmasına rağmen fâsık insanın, kadının ve çocuğun okuduğu ezan sahih olmaz. Salih erkeğin okuması şarttır. Hoparlörden çıkan ses, fâsık erkeğin sesi bile değildir. Enerji dönüşümünden meydana gelen, bir aletin metalik sesidir. Metalik sesle, namaz kılınmaz, ezan okunmaz ve başka ibadet de edilmez. Hem dine aykırıdır, hem de bid’at olur. Hadis-i şerifte de, (Her bid'at sapıklıktır ve her sapık da Cehennemdedir) buyuruluyor. (İbni Asakir) Konu hakkında bilgisi olan arkadaşlar, bu konudaki düşüncelerini belirte bilirlermi?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
05-11-2009, 15:09 | #2 |
amacın daha cok müslümanı cemaate cağırmak olduğu için bi mahsuru olmadığı düşüncesindeyim
aynı zamanda dinimiz ilim öğrenmemizi,uygulamamızı istiyor... bu tür sebepler teknolojiden uzaklastırabilir ve bu da İslam medeniyetinin gerilemesine yol açar... |
|
05-11-2009, 22:00 | #3 |
güzel bir konu açan arkadşaıma teşekkür ederim bu konunun iyice araştırılıp daha iyi bilen kişilere danışılması lazımdır...bilmeden bireşy söylemek insanların haklarna girmektir...
elimden geleni yapacağım net bir sonuca varırsamda burdaki tüm arkadaşlarımla paylaşıacağım... vesselam.... |
|
05-13-2009, 15:13 | #4 |
Şimdi hoparlör olmadan ezan okunduğunu düşünüyorumda şehrin bu gürültüsü patırtısı içinde nasıl duyulabilir..
Sonra peygamberimizden sonra çıkan bidatlar var evet lakin ben bunun bidat olduğunu düşünmüyorum. Daha önce de hiç bu tür bişey duymadım.. Sonuçta İslam teknolojiyi yasaklamıyor ki..Tabi derin mevzu engin bilgi gerek.. Selam ve dua ile.. |
|
05-13-2009, 15:19 | #5 |
Bu tarz dini konular da ehil bir kişinin söylediği söylemler göz önünde bulundurulmalıdır.
Her gelen kişinin bir yorum yazması, ne kadar sağlıklı olabilir.. O yüzden, dini konularda sahih kaynaklardan ve de kişilerden alıntı yapılarak konular açılırsa, daha uygun olur..(Yoruma hacet bırakmayacak ölçüde..) Konu Feride tarafından (05-13-2009 Saat 15:24 ) değiştirilmiştir.. |
|
05-13-2009, 15:23 | #6 |
Yorumunuzu dikkate alacağım, teşekkürler...
|
|
05-13-2009, 15:29 | #7 |
Ben de teşekkür ederim..
|
|
05-13-2009, 15:33 | #8 |
Diyanet işlerinin fetvası...
Hoparlörle ezan okumak, namazda imama uymak caiz midir? Hoparlör sesin kuvvetini artırıcı bir alettir. Hoparlörden çıkan ses, aksi seda (yankı) değil; mikrofon başında okuyan veya konuşan kişinin kendi sesidir. Bu itibarla, daha uzaklardan duyulması için ezanın mikrofondan okunmasında; vaiz, imam ve müezzinin sesinin caminin her tarafından duyulması için camilere hoparlör konulmasında ve cami içinde imamın hoparlörden duyulan sesine iktida edilmesinde dinen bir sakınca yoktur. __________________________________________________ ______________ Sual: Hoparlörle ezan okumanın ve namaz kılmanın mahzuru nedir? CEVAP Önce teknik açıdan bakalım: Hoparlör, telefon, teyp, radyo ve televizyon yayınlarından çıkan sesler, insanın kendi sesi değildir, benzeridir. Ses transdüserleri ve ses tekniği hakkında piyasada çok kitap vardır. Bu kitaplarda deniyor ki: Ses dalgalarını elektrik sinyallerine çeviren mikrofonlar, kulakta olduğu gibi, herhangi bir basınç sonucu çarpan havanın etkisiyle, içlerindeki diyaframın titreşmesi sonucunda, çıkışlarında küçük gerilimler [elektrik sinyalleri] elde edilen cihazlardır. Elektrikli titreşimleri sese çeviren transdüserler, hoparlörler ve kulaklıklardır. Hoparlör; elektriksel enerjiyi ses enerjisine dönüştüren bir transdüserdir. Transdüser; bir fiziksel büyüklüğü, başka bir fiziksel büyüklüğe çeviren elemana denir. (Ses frekans tekniği, İ. Eren Başaran, Devlet kitapları yayınları s. 599) Her televizyon vericisi, görüntü bilgisi ve ses bilgisi için, tamamıyla farklı iki sinyal yayınlar. Ses iletiminde frekans modülasyonu [değişmesi], görüntü iletiminde ise genlik modülasyonu kullanılır. (Elektronik iletişim teknikleri, Wayne Tomas, Devlet kitapları yayınları s. 2, 482) Ana Britannica, Büyük Ansiklopedi, Meydan Larousse, MEB Fizik ve Elektrik dersi kitaplarında da deniyor ki: (Ses dalgalarını elektrik sinyallerine çeviren sistemlere mikrofon denir. Elektrik dalgalarını [sinyallerini] ses dalgalarına çeviren sistemlere hoparlör denir. Mikrofonla hoparlör arasında ses nakli olmuyor, yani konuşan insanın kendi sesi nakledilmiyor, sesi yükseltilmiyor, bir enerji dönüşümü oluyor. Mikrofona karşı konuşan insanın sesi, önce elektrik enerjisine dönüşüyor. Buradan hoparlöre giden elektrik sinyalleri tekrar sese dönüşüyor. Mikrofona giren ses dalgalarının etkisiyle, diyafram, kristal elemanı hareket ettirerek manyetik bobinin uçlarında elektriksel gerilim meydana gelmektedir. Meydana gelen bu elektrik sinyalleri yükseltici vasıtasıyla hoparlöre girmektedir. Ses bilgilerini taşıyan elektriksel akımların, ses bobininde oluşturduğu manyetik alan ve mıknatısın kendi sabit manyetik alanı etkilenerek hoparlör diyaframını titretmektedir. Diyafram titreşerek ses dalgalarını yaymaktadır. Bu orijinal sesin nakli değildir, farklı frekanslarda enerji dönüşümüyle, başka özellikte yeni bir ses meydana gelmektedir. Bu ses, çok benzese de farklı bir sestir. Meydana gelen yeni ses, konuşanın kendi sesi değildir. Elektrik tesiriyle hâsıl olan, mıknatıs kuvvetlerinin titrettiği, demir levhanın oluşturduğu başka bir sestir. Elektrik sinyallerinin değerleri bilindiğinden, ses kaynağı olmaksızın, hoparlöre benzer elektrik sinyali göndererek benzer ses elde edilmektedir. Mikrofonlarda, diyafram adı verilen esnek ve hassas bir zar bulunur. Titreşen hava molekülleri bu zara çarpınca titreştirir. Bu titreşimlere uygun elektrik sinyalleri elde edilerek ses dalgaları, elektrik sinyallerine çevrilmiş olur. İnsan sesi, mikrofon içinde yok olur. Bunun yerine, indüksiyon akımı ve bundan manyetik dalgalar ve bundan ses dalgaları hâsıl olur.) Ansiklopedi ve teknik kitaplardan alınan yukarıdaki bilgilerin doğru alınmış olduğunu, bilgisine sunduğumuz uzmanlar da doğruladı. Bunlardan birkaçının isimleri şöyledir: Prof. Dr. Osman Işıkan İsmail Salkım: Elektronik mühendisi İsmail Derdemet: Elektrik mühendisi Ahmet Kırılmaz: Elektrik mühendisi Habib Can: Elektrik-elektronik mühendisi Musa Aras: Elektrik-elektronik mühendisi S. Süleyman Yılmaz: Elektrik-elektronik mühendisi Ali Kılıç: Fizik mühendisi Ahmet Kanter: Fizik ve makine mühendisi Ahmet Çamırcı: Fizikçi Hüseyin Gökmen: Fizik mühendisi Mehmet Poyraz: Elektrik mühendisi Mahmut Sağırlı: Elektrik mühendisi Sabahattin Aktuğ: Fizik öğretmeni Ömer Mehmet Sur: Elektronik öğretmeni Hoparlöre bir de dini açıdan bakalım: Fizik ve elektrik bilimiyle ilgili kaynak kitaplarda da açıklandığı gibi, imamın sesi hoparlöre verilince, elektrik ve mıknatısın hâsıl ettiği bir ses haline dönüşüyor. Bizim duyduğumuz ses, imamın kendi normal sesi değil, elektrik ve mıknatısın hâsıl ettiği sestir. Yani hoparlörden çıkan ses, elektrik tesiriyle hâsıl olan mıknatıs kuvvetlerinin demir levhayı titreştirmesiyle oluşan bir sestir. Namazda imamdan başkasının sesine uyulamayacağı ve yalnız salih erkeğin sesine ezan dendiği, bütün muteber fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Hatta kendi sesi olsa da, fasığın, çocuğun veya kadının okuduğuna bile ezan denmez. Bunun için, hoparlörle namaz kıldırmak ve ezan okumak kesinlikle caiz değildir. Dünyanın her yerinde okunmuş olması, doğru olduğunu göstermez. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Yeryüzündeki insanların çoğuna uyarsan, seni ALLAH yolundan saptırırlar.) [Enam 116] Hanefi mezhebinde kıymetli kitapları bulunan, fıkıh uzmanı İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Dağa çarpıp yankılanan ses, insan sesi olarak kabul edilmez. Vasıtasız [aracısız], bizzat insanın söylemesi gerekir. Yankı ile gelen ses, hakiki ses hükmünde olmadığı için, böyle duyulan bir secde âyeti için secde-i tilavet gerekmez. İmamdan başkasının sesine âmin diyenin namazı bozulur. (Redd-ül-muhtar) Elmalılı Hamdi Yazır, Araf suresinin 204. âyetinin tefsirinde diyor ki: Kıraat (okumak) bir ihtiyari iştir ki, akıllı ve konuşan bir insanın ağzından çıkanı anlamaya ve anlatmaya yönelik bir maksat taşıyan, sesli olarak okumak demektir. Nitekim vahiy meleği olan Hazret-i Cebrail’in işi bile aslında bir kıraat (Kur’an okuma) değil, bir ikra, yani okutmaktır. ALLAH’ın yaptığı iş ise vahyi indirmek ve kıraati yaratmaktır. Cansız varlıklardan çıkan seslere kıraat denilemeyeceği gibi, aks-i seda’dan, yani sesin yankılanmasından meydana gelen işe de kıraat denilemez. Bunun içindir ki, fakihler bir kıraatin yankılanmasından hâsıl olan yankının kıraat ve tilavet hükmünde olmadığını, mesela tilavet secdesi gerekmeyeceğini beyan etmişlerdir. Bir kitabı sessiz olarak okumaya kıraat denilemeyeceği gibi, çalan veya çınlayan, yankı yapan bir sesi dinlemek de kıraat dinlemek demek değildir, bir çınlamayı dinlemektir. Şu halde Kur’an okuyan bir okuyucunun sesini aksettiren gramofon veya radyodan gelen sese de kıraat denilemez. Bu gibi sesler bir kıraat değil, bir kıraatin yankısı ve yansımasıdır, bunlara dinleme ve susma emrinin hükmü terettüp etmez. (s. 2361) Gramofondan [teyp, radyo, TV’de] okunan secde âyetini işitenin, tilavet secdesi yapması gerekmez. (Mezahib-i erbea) __________________________________________________ _____________ Sual: Hoparlörle namaz kılmanın caiz olmadığını, teknik ve dini delillerle açıklamışsınız. Bunu anladık; ama o zaman büyük camilerde nasıl namaz kılınacak? Özellikle Cuma namazı yalnız kılınamıyor, bu namaz ne olacak? CEVAP Büyük camiler yeni çıkmadı. Asırlardır Müslümanlar büyük camilerde namaz kılıyor. Nasıl kılınacağı da fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Eğer imamın sesi duyulamayacak derecede, cemaat kalabalık olursa, caminin büyüklüğüne göre bir veya birkaç müezzin, mübellig vazifesini görür. Müezzininin sesiyle hareket edilir. Mübellig: Burada, imamın dediklerini tekrar eden kimse demektir. Hoparlörle kılınan yerde, hoparlörden gelen sese değil de, imamı görerek imamın hareketlerine veya imamı görenlerin hareketlerine uyarak kılanların namazı sahih olur. Hoparlörde de kılınsa, hoparlörsüz de kılınsa, Cuma namazından sonra, (Vaktine yetişip de kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) niyet ederek, zuhr-i ahir namazını da mutlaka kılmalıdır. Herhangi bir sebeple Cuma namazı sahih olmamışsa, bu namaz öğle namazı yerine geçer. __________________________________________________ ____________- Hoparlörle ezan okumak câiz mi? Hoparlörle okunan ezan, şayet İslâm`ın emrettiği şekilde okunursa, yani müezzinliğin şartlarına hâiz bir kimse tarafından okunursa, câizdir. Hoparlör müezzini müezzinlikten azledip ezanını ifsad etmez. Sadece müezzinin sesini daha fazla yükseltip uzaklara götürür. Bu da ezan okumanın gayelerinden biridir. Yalnız teyp ile ezan okumak câiz değildir. Çünkü ortada insan yoktur. Aksiseda kabilindendir. (Halil Günenç, Günümüz Mes`elelerine Fetvâlar) Hoparlörden okunan ezanıda tekrarlamak sevaptır. Hoparlör sesin kuvvetini artırıcı bir alettir. Hoparlörden çıkan ses, aksi seda (yankı) değil; Mikrofon başında okuyan veya konuşan kişinin kendi sesidir. Bu itibarla, daha uzaklardan duyulması için ezanın mikrofondan okunmasında; vaiz, imam ve müezzinin sesinin caminin her tarafından duyulması için camilere hoparlör konulmasında ve cami içinde imamın hoparlörden duyulan sesine iktida edilmesinde dinen bir sakınca yoktur. Burada karıştırılan bir konu var. Kasete alınmış ses ile bizzat okuyan kişinin ağzıdan çıkan sesin mikrofondan çıkması aynı değildir. Eğer kasetten dinliyorsak bununla namaz olmaz. Bu doğrudur. Ancak mikrofondan çokan ses tamamen canlı olarak konuşan müezzin ve imamın sesi olduğu için namazımıza ve ezanımıza hiçbir zararı yoktur. Eskiden büyük camilerde namaz kılınırken imamın sesinin duyulmadığı yerlere müezzinler konularak onların seslerinden namazlar kılınırdı. Şimdi Allah’ın bir nimeti olan mikrofonla daha rahat ibadet yapılabilmektedir. Ancak kulakları rahatsız edecek ve ibadetten alınacak zevki kaybettirecek kadar sesli olmamasına dikkat etmek gerekir. Selam ve dua ile... Sorularla İslamiyet |
|
05-13-2009, 15:39 | #9 |
Aklımdan şöyle birşey geçti acizane Mekkede mübarek imam mikrofon kullanıyor eğer kullanılması uygun olmasaydı ordada kullanılmazdı diye düşündüm.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|