![]() |
#1 |
![]() Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Reisi Osman Kaçmaz, tartışmalı bir karara daha imza attı. Anayasaya göre vatana ihanet dışında yargılanması mümkün olmayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ‘şüpheli’ sıfatını yapıştırdı.
Gül gibi Sincan mağduru biri olarak Osman Kaçmaz’ı iyi tanırım. Bu kararları tetikleyen ruh halinin kodlarını çözmek benim için hiç sorun olmaz. Daha çok Deniz Bölükbaşı’na benzetirim kendini. Bu mevzuya daha sonra gireriz, önce, bu kararın kaosa yol açmasını engelleyecek çözüm önerileri üzerinde durmak istiyorum. Şimdi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın önünde iki yol var; ya Sincan Mahkemesi’nin kararına uyarak Abdullah Gül hakkında soruşturma açacak ya da kararın yasaya aykırı olduğunu belirterek dosyayı Adalet Bakanlığı’na gönderecek. Birinci güzergah izlenirse karar, ilgili mahkemeye kalacak. İkinci yol tercih edilir ve bakanlık yasaya aykırılık tespit ederse nihai karar için son söz Yargıtay’a ait olacak. Üçüncü yol, parlamentonun anayasada değişiklik yaparak yargılanma ihtimalini tümden ortadan kaldırmasıdır. Sanırım, en acı olanı üçüncü yoldur. Böyle bir kararın peşinen ‘suçu’ kabullenme anlamına geleceğini hatırlatmak isterim. Bu da Kürt açılımı için öncü rol üstlenen Abdullah Gül’ü yıpratmaya çalışan rövanş duygusu içindeki güruhun yelkenlerini şişirir. Hem Abdullah Gül’ün hem bu karara tepkili demokrat milletvekillerinin, bu oyuna gelmemesi gerekir. ‘Hodri meydan’ diyebilmeliler. Birileri anayasaya rağmen cumhurbaşkanını mahkeme koridorlarında süründürerek hesaplaşma arzusu içinde olabilir, inanıyorum ki yargı kendi içinde bu hatayı düzeltecektir. Velev ki olmadı, en büyük hakem olan bu millet mağduriyetin acısını yüreğinde hissedecek ve kartları yeniden dağıtacaktır. Sincan’da yürüyen o tankların paletleri çürüdü, bu karar ne ola ki... star
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|