05-24-2009, 16:51 | #1 |
Cevap veremedi, Emniyet'i hedef gösterdi
Ergenekon iddianamesinde sanıklar arası e-postalarda, eşinin defalarca Brezilya'ya gittiğinin geçmesi Uğur Dündar'ı çileden çıkarmış ve Dündar "İspatlanırsa kendimi asarım" demişti. Brezilya gezilerini Vakit'in ortaya çıkarması ile şaşkına dönen Dündar bu kez Emniyet'i hedefe koydu. UĞUR DÜNDAR'IN AVUKATINA SORUŞTURMA İZNİ-TIKLAYIN Ergenekon iddianamesine, "BTV eski Haber Müdürü İlhami Yangın'ın Ergenekon sanığı gazeteci Güler Kömürcü'ye gönderdiği mail"in girmesi Uğur Dündar'ı çileden çıkarmıştı. Garip ilişkilerin konu edildiği mailde İlhami Yangın, Uğur Dündar'ın eşinin defalarca Brezilya'ya gittiğine dair elinde belgelerin bulunduğunu belirtiyordu. Dündar'ın, "Bunu ispatlarlarsa kendimi asarım" mayenındaki açıklamalarına ise Vakit ortaya belgeler koyarak "Kendini asma cevap ver" demişti. Cevap veremeyen Dündar, bağlı bulunduğu Doğan Grubunun farklı yayın organlarıyla Emniyet'i hedef gösterdi. İşte Milliyet'in o haberi: Uğur Dündar ve eşiyle ilgili sorgulamaları yapan emniyet birimlerinden sadece 3'ünün Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olduğu belirlendi. 3 birim dışındaki sorgulamaların, Vakit'teki Dündar çiftiyle ilgili haberden önce yapıldığı da ortaya çıkarıldı Star TV Haber Grup Başkanı Uğur Dündar ve eşi Yasemin Baradan Dündar'ın yurtdışına giriş çıkış kayıtlarıyla ilgili, “özel kalması gereken bilgilerin” kamuoyuna yansımasının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde yapılan incelemede, söz konusu kayıtların emniyetin tam 16 ayrı birimi tarafından tam 56 kez sorgulandığı ortaya çıktı. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, kayıtların kamuoyuna yansıması konusunda müfettiş görevlendirerek soruşturma başlattı. Bu konu, ilk kez, Savcı Zekeriya Öz ve yardımcılarının Ergenekon soruşturmasının ikinci iddianamesinde Uğur Dündar'ın eşi Yasemin Baradan Dündar'ın yurtdışına çıkışlarına ilişkin bir bölüme de yer vermeleri üzerine gündeme gelmişti. Uğur Dündar, bunun üzerine iddianamenin açıklandığı 25 Mart 2009 akşamı Star Haber'de, ailesiyle ilgili konulara iddianamede yer verilmesini sert bir dille eleştirmişti. Vakit liste yayımladı Köktendinci çizgideki Vakit gazetesinin geçtiğimiz hafta Yasemin Baradan Dündar'a ait olduğu belirtilen yurtdışı çıkış kayıtlarını liste halinde yayımlaması tartışmayı yeniden alevlendirmişti. Vakit, “Kendini asma, cevap ver” başlıklı haberinde Yasemin Baradan Dündar'ın 1995-2009 tarihleri arasında 13 kez eşi olmaksızın tek başına yurtdışına çıktığını öne sürmüş, bu konuda bir liste yayımlamış ve pasaport numaralarını vermişti. Herhangi bir soruşturma geçirmeyen bir vatandaşa ait bu özel bilgilerin bir gazeteye nasıl sızdırıldığı sorusu basında geniş bir şekilde işlenmiş, bazı köşe yazarları olaydan Emniyet örgütünün sorumlu olduğunu belirterek İçişleri Bakanı Prof. Beşir Atalay, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal'ı eleştirmişlerdi. Genel müdür talimat verdi Bunun üzerine, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal'ın talimatıyla Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarında, söz konusu giriş çıkış kayıtlarının “kimlerce sorgulandığı” konusunda bir soruşturma yürütüldüğü öğrenildi. Bu çerçevede, emniyet teşkilatının yurt genelindeki tüm birimlerinde kullanılan Pol-Net adlı internet ağı üzerinden araştırma yapıldı. Araştırma sonucunda, sadece polis teşkilatı mensuplarının, “özel şifre” ile girebildiği bu sistemde yer alan ve Türkiye'ye giriş-çıkış yapan tüm Türk ve yabancı uyruklu kişilerin bilgilerin bulunduğu kayıtlarda önemli saptamalara ulaşıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Dairesi'ndeki kayıtlarda, Uğur Dündar ve eşinin ülkeye giriş çıkış tarihlerinin, 20 Şubat 2009 ile 14 Mayıs 2009 tarihleri arasında, tam 16 ayrı emniyet birimince sorgulandığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmada, Dündar çiftinin giriş çıkış kayıtlarının değişik emniyet görevlilerince tam 56 kez sorgulandığı anlaşıldı. Sorgulamayı yapan birim, sorgulamanın yapıldığı gün ve saat ile sorgulamayı yapan görevlilerin sicil numaraları ve kimlikleri de saptandı. Bilgi İşlem Dairesi'ndeki uzmanlarca yapılan incelemede, Dündar çiftinin kayıtlarını sorgulayan birimler arasında Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı bazı birimlerin de yer aldığı anlaşıldı. Bunun yanı sıra soruşturmayla ilgisiz bazı emniyet birimlerindeki polis memurları tarafından da sorgulama yapıldığı saptandı. İnceleme raporunda, Dündar ailesinin kayıtlarının, İstanbul emniyetine bağlı olup Ergenekon soruşturmasında savcılıkla birlikte hareket eden Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, Terörle Mücadele Şubesi ve İstihbarat Şubesi'nce ayrı ayrı sorgulandığı da belirtildi. Ancak, bu 3 birimce yapılan sorgulamanın 2. iddianamenin açıklanmasından sonraki bir tarihte yapılması dikkati çekti. Çoğu yayından önce Bu sorgulamalardan 3 birim dışındakilerin tümünün Vakit gazetesinde söz konusu haberin çıkmasından önce yapıldığı belirlendi. Uzmanlar, bu sorgulamalardan Bursa'daki takibin şubat ayında, diğerlerinin ise 2. iddianamenin kamuoyuna açıklandığı ve Dündar'ın tepki gösterdiği 25 Mart tarihi ile sonrasındaki 5 gün içinde yapıldığını belirledi. Bu sorgulamaların 12 birimden yapıldığı ve bazılarından birkaç kez tekrarlandığı saptandı. Edirne'deki sorgulamanın ise nisan sonuna rastladığı ortaya çıkarıldı. İnceleme başlatıldı Emniyet Genel Müdürlüğü olayın aydınlatılması için geniş kapsamlı inceleme başlattı. Bakan Beşir Atalay'ın talimatıyla İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden birer Mülkiye ve polis başmüfettişi görevlendirildi. Müfettişler, öncelikle sorgulamaları yapan emniyet görevlilerinin ifadelerine başvuracak. Ayrıca, EGM kayıtlarında daha detaylı inceleme yapacak olan müfettişler, hazırladıkları raporu İçişleri Bakanlığı'na sunacak. Dündar: Hukuk ve ahlak dışı bir durum Gazeteci Uğur Dündar, Milliyet'e Emniyet incelemesinin sonuçlarıyla ilgili olarak dün şu açıklamayı yaptı: “Bir gazetecinin özgürlük alanının, özel hayatının ne denli kuşatıldığını, ne denli büyük bir gözetim altında olduğunu gösteren hukuk ve ahlak dışı bir durumla karşı karşıyayız. İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay ve Emniyet Genel Müdürü Sayın Oğuz Kaan Köksal'ın bu ihlallerin ortaya çıkması üzerine gösterdikleri duyarlılık ve hemen gerekli soruşturmayı başlatmaları her türlü takdirin üstündedir. Ayrıca Türkiye gibi çağdaş bir ülkede eşim tek başına yurtdışına çıksa ne olur? Ama gerçekte durum öyle de değil. Bir kere eşim hayatında Brezilya'ya hiçbir zaman gitmedi. Ayrıca yurtdışına çıkışlarında benim kendisine eşlik edemediğim zamanlarda mutlaka bir aile büyüğümüz ya da yakınımız, örneğin annesi ya da kız kardeşlerimden biri muhakkak kendisine refakat etmiştir. Çoğunluk ben de işlerimi bitirdikten sonra onlara intikal etmişimdir. Çocuklarımız olduktan sonra da her zaman çocuklarımızla birlikte gitmişizdir.” İşte o birimler Dündar çiftine ait kayıtların şu emniyet birimlerinin bilgisayarları üzerinden sorgulandığı saptandı: * İstanbul Emniyeti Pasaport Şubesi, * İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, * İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi, * İstanbul Emniyeti İstihbarat Şubesi, * İstanbul Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğü, * Bursa Emniyeti Pasaport Şubesi, * Edirne Emniyeti Kaçakçılık Şubesi, * Antalya Havalimanı Sınır Kapısı, * Kayseri Emniyeti Pasaport Şubesi, * Ağrı Emniyeti Gürbulak Sınır Kapısı, * Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi, * Mersin Emniyeti Deniz Hudut Kapısı, * Adana Emniyeti Asayiş Şubesi, * Nevşehir Emniyeti Pasaport Şubesi * Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi * Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Tolga Şardan/Milliyet İŞTE İDDİANAMEDE GEÇEN BÖLÜM "Asala.doc" isimli bir MSword dosyasında [email protected] isimli e posta adresinden [email protected] isimli e posta adresine gönderildiği, söz konusu e posta adresinin İlhami YANGIN isimli bir şahıs tarafından kullanıldığı, e posta içerisinde İlhami YANGIN isimli şahsın, "BTV kanalında haber müdürü olarak göreve başladım.. ama bu Özer Çiller çok küfürlü haberler yazdırmak istedi. bir müddet sonra yöneticilikten ayrıldım. yne kütüphaneye kapanmıştım. ama bir baktım ki, benim ismim silinmemiş künyeden. ve bütün mahkemeler bana açılıyor. hemen uğur dündara haber yolladım bana mahkeme açma diye. TUNCAY ÖZKAN da o sıralar arenada çalışıyordu. hemen araya girerek benle görüşmek istedi. görüştük, bana arenaya çıkmamı teklif etti." "ayrıca uğur dündar ve aydın doğanla ilgili elimde ciddi belgeler resimler vardı. mesela uğur dündarın aile ilişkileri karısının sürekli brezilyaya gidişi kayınvalidesinin evi vs." "sonra bir kızgınlık anında tuncaya dedim ki tamam bu iş ama bi şartla para isterim" "ankarada paramıaldım ve arenaya çıktım. naklen yayın değildi. çillerle ilgili attım tuttum." "ertesi hafta aydınlık haber yaptı özer çiller ilhami yangın a 500 bin dolar önerdi diye. bilsem o parayı da alır onu savunurdum.." "eğer bu işi buradakesmez de sabah gazetelerde falan sürdürürseniz elimde banka dekontlarıyla kanal kanal gezer sizi rezil ederim dedim. o sıra tuncay ankaraya geldi yalvardı beni rezil etme diye." "savcı çağırdı beni ankara basın savcısı çiller hakkında tatbikat yapmak için . anlat bildiklerini de di. ne anlatacağım dedim. basında böyle ne kadar para verilirse o kadar konuşuluyor. ben de aldığım para kadar yalan söyledim dedim. savcılık hiç bir şey yapmadı." "bu aydın doğan hep böyle yapıyor baskı ve şantajla insanları kullanıyor. gerçi ben isteyerek yaptım ama yapmasaydım senelerce hapis ve milyarlarca para cezası ödemem gerekiyordu." Habervaktim
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
05-24-2009, 17:22 | #2 |
Okadar milletin üzerine çamur ve iftira attın kimse kendini sana karşı savunamadı ama kaçınılmaz olan seninde bir yerde birşeylerin olduğu oda şimdi çıktı hiç boşuna saldırma. ne demişler: çalma elin kapısını, çalarlar kapını..
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|