![]() |
#1 |
![]() Bediüzzaman'ın eserlerinde "acib bir şahıs" (hayret veren, şaşırtıcı, benzeri görülmeyen) olarak nitelendirdiği Hz. Mehdi'nin, mücadelesinde kullanacağı yöntemler de o güne kadar benzeri görülmeyen, şaşırtıcı ve son derece etkili yöntemler olacaktır. Hz. Mehdi gerek inkarcı felsefelerle olan fikri mücadelesinde, gerekse din ahlakının tebliğ edilmesinde -Allah'ın izni ve dilemesiyle- en akılcı yolları takip edecek, her işinde çok hızlı sonuç alacak, her bir hareketi büyük bir akıl ve hikmet barındıracaktır.
Ne var ki, Hz. Mehdi'nin mücadelesinde olağanüstü harikalıklar sergileyeceğini ve mucizeler gerçekleştireceğini düşünmek tamamen yanlış olur. Çünkü Hz. Mehdi "sebepler dairesinde", bir başka deyişle doğal dünya şartlarında süren bir mücadele yönetecektir. Ahir zaman hadislerinde verilen bilgileri de bu gerçek doğrultusunda değerlendirmek gerekir. Bu hadisler gerçekte "müteşabih" (mecazi anlamlı) hadisler olup bazı benzetmeler içermektedir. İslam aleminin büyük bir heyecanla zuhurunu beklediği Hz. Mehdi hakkında dergilerimizde bugüne kadar pek çok konuya yer verdik. Şüphesiz ki, Peygamberimiz (sav)'in hadis-i şeriflerinde çok detaylı olarak tarif ettiği, İslam alimlerinin eserlerinde geniş yer verdiği böylesine önemli bir konu hakkında tüm Müslümanların kapsamlı bir bilgi sahibi olmalarının önemi büyüktür. İçinde bulunduğumuz yılların, ahir zaman alametlerinin peşisıra gerçekleştiği bir zaman dilimi olduğu da göz önünde bulundurulduğunda konunun önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Hiç şüphe yok ki, samimi iman eden tüm Müslümanlar, ahir zamanın kutlu şahısları olan Hz. İsa ve Hz. Mehdi hakkında bilgi sahibi olmayı, gelişleri için hazırlık yapabilmeyi, ortaya çıktıklarında hadislerde bildirilen özellikleriyle onları tanıyabilmeyi ve mücadelelerinde onlara yardımcı olabilmeyi içten arzu edeceklerdir. Bu amaçla dergimizin bu ayki sayısında kapak konumuzu Hz. Mehdi'nin mücadelesine ayırdık. Hadisler ve İslam alimlerinin izahları ışığında Hz. Mehdi'nin mücadelesi konusuna ilişkin önemli bilgileri soru cevap şeklinde biraraya getirdik. Bazı insanlar Hz. Mehdi'yi ve mücadelesini son derece mistik bir tablo içinde hayal etmekte, Hz. Mehdi'nin olağanüstü harikalıklar yapacağını, mucizeler gerçekleştireceğini düşünmektedirler. Oysa gerçek böyle değildir. Hz. Mehdi ile ilgili mucizelerden söz eden hadislerin pek çoğu gerçekte "müteşabih" hadistir; bir başka deyişle birer benzetmedir. Örneğin 'Hz. Mehdi'nin kuru bir dalı toprağa dikeceği ve dalın yeşereceği' şeklindeki hadisin anlamı, bir yoruma göre, önceden hidayet sahibi olmayan bir insanın kısa sürede Hz. Mehdi aracılığıyla hidayete ermesi ve İslam ahlakının yayılması için yararlı hale gelmesidir. (En doğrusunu Allah bilir.) Hz. Mehdi'yi ve mücadelesini abartılı bir mistisizm içinde değerlendirmenin yanlış olduğunu, bize öncelikle Allah'ın Kuran'da bildirdiği ahlak göstermektedir. Ayetlerde, çoğu insanın peygamberleri insanüstü varlıklar olarak bekledikleri, oysa bunun yanlış olduğu haber verilir. Furkan Suresi'nde konu şöyle açıklanır: Senden önce gönderdiklerimizden, gerçekten yemek yiyen ve pazarlarda gezen (elçi)lerden başkasını göndermiş değiliz. Biz, sizin kiminizi kimi için deneme (fitne konusu) yaptık. Sabredecek misiniz? Senin Rabbin görendir. Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki: "Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimiz’i görmemiz gerekmez miydi?" Andolsun, onlar kendi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar. (Furkan Suresi, 20-21) Enbiya Suresi'nin 7 ve 8. ayetlerinde "Biz senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında elçi göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, o halde zikir ehline sorun. Biz onları, yemek yemez cesetler kılmadık ve onlar ölümsüz değillerdi" denir. Bakara Suresi'nin 210. ayetinde ise "Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah'ın (azabının) meleklerle onlara gelmesini ve (azap) emrinin gerçekleşmesini mi gözlüyorlar? Oysa bütün işler Allah'a döner" şeklinde buyrulmuştur. Tüm bunlar, Hz. Mehdi ve diğer ahir zaman konularının da akılcılıktan uzaklaşılarak incelenmesinin ve mistik bir boyutta düşünülmesinin doğru olmadığının işaretleridir. Hz. Mehdi "sebepler dairesinde", yani doğal dünya şartlarında süren bir mücadele yönetecektir. Ancak bu mücadelede çok sabırlı olacağına ve son derece etkin yöntemler kullanacağına kuşku yoktur. 1-Hz. Mehdi Mücadelesine kaç yaşlarında Başlayacaktır? Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Hz. Mehdi'nin mücadelesine başladığı yıllarda 30 ila 40 yaşları arasında olacağı haber verilmiştir: Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektirHz. Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41) 40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 16) Hz. Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır... (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar") 2- Hadislerde Hz. Mehdi’nin Mücadelesi ve Kararllığı Nasıl Anlatılmıştır? Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin kullandığı yöntemlerin ve mücadele şeklinin alışılmışın dışında olacağı bildirilmiştir. Bu bilgilere göre, Hz. Mehdi çok etkili yöntemler kullanacak, her konuda başarılı sonuçlar elde edecektir. Bu başarısına karşılık, kendisine çok yoğun saldırılar olmasına rağmen bunlardan hiç etkilenmeyecektir. Bu konudaki bazı hadisler şöyledir: İnsanlar hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23) Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytime mensup birisi (Hz. Mehdi) sahip olmadan günler geceler bitmeyecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12) Bunun yanısıra hadislerde Hz. Mehdi'nin "işi sıkı tutacağı", "hesabı seri göreceği", karşısına çıkan her engeli aşacağı anlatılmaktadır: Hz. Mehdi işi sıkı tutacak. (Kıyamet Alametleri, s. 175) Hz. Mehdi Doğu tarafından çıkacak. Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39) Hz. Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24) Muhyiddin Arabi ise, Hz. Mehdi'nin mücadelesinden şöyle söz eder: Allah'ın bir Halifesi daha vardır ki, yeryüzü zulüm ve haksızlıklarla dolduğu zaman zuhur edecektir... Yeryüzünü adalet ve sükunetle dolduracaktır... Peygamber'in (s.a.v.) yolundan gidecektir... O hiç yanılmayacaktır. Çünkü onun görmediği yerde doğrultan bir meleği vardır... Dediğini yapacak, bildiğini söyleyecek; Allah ona o kadar güç verecek ki, bir gece içinde zulmü ve ehlini (fikren) ortadan kaldıracak. Dini ikame edecek (yerleştirecek), İslam'ı ihya edecek, önemsenmez bir hale geldikten sonra ona tekrar kıymet kazandıracak, ölümünden sonra onu diriltecek. Asrında cahil, bahil (başıboş) ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak... (Muhyiddin-i İbn-i Arabi, Fütuhat'ül Mekkiye, 66. Bab) İslam alimlerinin konuyla ilgili izahlarından da Hz. Mehdi'nin dikkat çekici ve farklı yöntemler kullanacağı anlaşılmaktadır. Örneğin Bediüzzaman, Hz. Mehdi için sık sık "acip (acayip) şahıs" ifadesini kullanır ki, bu da Hz. Mehdi'nin gerçekten oldukça dikkat çekici, o zamana dek görülmemiş metotlar kullanacağı anlamına gelir. 3- Hz. Mehdi Hakkında Olumsuz Propaganda Yapılacak mıdır? Peygamberimiz (sav) devrinde İslam düşmanları, onu kötülemek için o devrin yayın organı sayılan şairleri kullanıyorlardı. Şairler, panayırlarda, çarşılarda Peygamber (sav) hakkında cahilce konuşmalar yapıyor ve çeşitli iftiralar atıyorlardı. Ahir zamanda da inkarcı kimseler Hz. Mehdi hakkında olumsuz propaganda yapacak, kendilerince halkın nazarında bu mübarek şahsın itibarını sarsmaya çalışacaklardır. 4- Hz. Mehdi Mücadele Yıllarında Zorluk ve Sıkıntıyla Karşılaşacak mıdır? İnkar içinde olan toplumları uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen tüm elçiler, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi'nin de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı haber verilmiştir. Hadislerde Hz. Mehdi'nin başlangıç yıllarının sıkıntı ve zorluklarla dolu mücadele yılları olduğu anlatılmaktadır. Hz. Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt'tendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beyt'im muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır. Benden sonra Ehl-i Beyt'im bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14) Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in aşağıdaki hadisi de böyle bir durumu, "Hz. Mehdi'nin biat sırasında, kendisinin birçok kahr ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını" haber vermektedir: Hz. Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: "Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık." (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55) Allah, Kuran'da birçok peygamberin kavimleri tarafından yalanlandıklarını, delilik ve büyücülük iftiralarına maruz kaldıklarını ve daha pek çok saldırı ve eziyetle karşılaştıklarını bildirmiştir. Elçiler tüm bu saldırılar karşısında sabretmiş, onlara en güzel şekilde cevap vermişlerdir: Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı... (Enam Suresi, 34) ... Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz... (İbrahim Suresi, 12) Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir." (Duhan Suresi, 14) İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir. (Zariyat Suresi, 52) Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi. (Zariyat Suresi, 39) (Firavun) dedi ki: "Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." (Şuara Suresi, 29) Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın... (Ahzab Suresi, 69) Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." (Saffat Suresi, 97) Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35) O inkar edenler, zikri (Kur'an'ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar. (Kalem Suresi, 51) 5- Hadislerde Hz. Mehdi ve Cemaatinin İnkar Edenlerin Baskıları Karşısında Gösterecekleri Tavır Nasıl Anlatılmaktadır? Hadislerde bildirildiği gibi, İslam ahlakının Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlar arasında hakim olmasından önceki devrede Hz. Mehdi ve yardımcılarına çeşitli sıkıntılar isabet edecek, ancak daha sonra bu sıkıntılar Allah'ın izniyle ortadan kalkacaktır. Yine Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, Hz. Mehdi ve beraberindeki kimselerin, inkar edenlerin olumsuz propagandaları ve baskıları ya da yaşadıkları zorluk ve sıkıntılar karşısında kararlılıklarından hiçbir şekilde vazgeçmeyecekleri de haber verilmiştir: Onlar Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından, dedikodusundan korkmayan İslam ahalisidir. (Süneni İbni Mace-10-259) 6- Hadislere Göre, Hz. Mehdi İlk Başlarda Çalışmalarını Gizli mi Yoksa Açık Olarak mı Yürütecektir? Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Hz. Mehdi'nin henüz halk tarafından tanınmadığı ilk dönemlerinde faaliyetlerini gizli olarak gerçekleştireceği bildirilmiştir: Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak... (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Hz. Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal") Hz. Mehdi'nin ortaya çıktığı dönem ahlaki dejenerasyonun çok ciddi boyutlara ulaştığı, inkar edenlerin din ahlakına ve inananlara karşı çok şiddetli bir düşmanlık besledikleri, gizli ve açık yoğun bir faaliyet içinde oldukları, çok çetin bir dönemdir. Böyle bir dönemde insanlardan gizli kalması ve tanınmaması, Hz. Mehdi'nin inkar edenlerin saldırılarından korunmasına vesile olacaktır. Bu dönem, Hz. Mehdi'nin inkarcı ve müşrik sistemlerle çok büyük bir fikri mücadele yürüttüğü, din ahlakının yayılması için dünya çapında faaliyet yaptığı bir dönem olacaktır. İnsanların çoğunluğu tarafından tanınmaması, faaliyetlerinin ilk yıllarında Hz. Mehdi için çok büyük bir kolaylık sağlayacak, İslam ahlakının insanlar tarafından kabulünü de hızlandıracaktır. (En doğrusunu Allah bilir.) 7- Hadislerde Hz. Mehdi’nin Tebliğ Gücü Nasıl Tarif Edilmiştir? Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43) O (Hz. Mehdi) kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek. (Kıyamet Alametleri, s. 165) Hz. Mehdi bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 67) Bu hadisin işaret ettiği mana bir yönüyle şöyle olabilir: Hz. Mehdi, 'kuru bir ağaç'a benzetilen bir insana teveccühüyle ve onu irşad etmesiyle (doğru yolu gösterme); önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına faydalı olamayan böyle bir insanın, bu sefer yeşillenmiş ve meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine ve bütün insanlığa faydalı hale geleceğine işaret edilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.) Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil, cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin irşad ve tedrisiyle (ders vermesiyle) inşaAllah bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceğine, adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak vermesi gibi şahsiyetini değiştireceğine işaret edilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.) Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak. (Kıyamet Alametleri, s. 186) İmam Rabbani Hazretleri de eserlerinde kendisine verilen gücü aynı benzetmeyle ifade etmektedir: Allah-ü Taala, hidayet işinde; bana büyük bir güç verdi. O kadar ki: Kuru bir ağaca teveccüh (sevgiyle yönelsem) etsem; o kuru ağaç hemen filizlenir. (Mektubat-i Rabbani, 1/18) 8-Hz. Mehdi islam Ahlakının Dünyaya Hakim Olmasına Nasıl Vesile Olacaktır? Allah’ın izni ile Hz. Mehdi İslam ahlakını ilmi çalışmalarıyla hakim edecektir. Hadislerde bildirildiği gibi Hz. Mehdi döneminde hiç kimsenin burnu kanamayacak, hiç kimse zarar görmeyecek, hatta uyuyan kişi dahi uyandırılmayacaktır. Bu da Hz. Mehdi'nin fikri bir mücadele yürüteceğini göstermektedir. Hz. Mehdi, fikren din ahlakına uygun olmayan akım ve sistemleri susturacak, ilmi çalışmayla İslam ahlakını hakim edecektir. Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42) Hz. Mehdi, Peygamberin (sav) yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 163) Hz. Mehdi... gayet sükunet içinde yürüyecektir. (Kıyamet Alametleri, s. 173) 9-Hz. Mehdi’nin Mücadelesi Ne Zamana Kadar Sürecektir? Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin inkarcı felsefeleri fikri olarak tümüyle etkisiz hale getirerek İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacağı bildirilmiştir. Hz. Mehdi, Kuran ahlakını tüm yeryüzüne hakim kılana kadar fikri mücadelesine devam edecektir. Bir hadiste bu durum şöyle haber verilmiştir: İnsanlar, hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. (El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23) 10- Hadislerde İnsanların Hz. Mehdi’ye Nasıl Tabi Olacakları Bildirlmiştir? Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde insanların arıların kovanlarına gelip sığındığı gibi Hz. Mehdi'ye gelip sığınacakları haber verilmiştir: Ebu Said Hudri Resulullah'tan rivayet ediyor: Hz. Mehdi'nin izleyicileri ona sığınırlar, bal arılarının Kraliçe arıya sığındıkları gibi (onun yanında güven ve huzur bulurlar), o yeryüzünü adalet ve dürüstlükle dolduracaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11) Hz. Mehdi tam manasıyla ortaya çıktığında, Hz. Muhammed (sav)'in bildirdiği şekil ve sureti, mücadelesi, yardımcıları ile ilgili bütün hadis-i şeriflerle uygunluk gösterecek, böylece bu konuda hiç kimsenin kalbinde en ufak bir şüphe ve tereddüt kalmayacaktır.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() HZ. MEHDİ (A.S.) ÜSTÜN FERASET SAHİBİ OLACAK VE ALLAH'IN DİLEMESİYLE GAYBİ İLİMLERE VAKIF OLACAKTIR
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki: ... "Hz. Mehdi (a.s.)(a.s), her kavmin işlerinin içyüzünden (sakladıkları şeyden) haber verir ve dostunu düşmanından ferasetle tanır." Sırat'ul-Mustakim, c. 2, s. 254. HZ. MEHDİ (A.S.) HZ. DAVUD GİBİ, ŞAHİT İSTEMEKSİZİN HÜKMEDECEKTİR İmam Hasan Askeri (a.s), Hz. Mehdi (a.s.)(a.s)'ın tavsifinde (özelliklerini anlatırken) şöyle buyurmuştur:... "Hz. Mehdi (a.s.)(a.s) kıyam ettiğinde, Hz. Davud'un hükmettiği gibi -halkın arasında bir şahit istemeksizin- hükmedecektir." Kâfî, c. 1, s. 509, H. 13. İNSANLAR ARASINDAKİ SEVGİSİZLİK KIYAMET ALAMETİDİR Herkese umumi olarak değilde yalnız (tanıdığı, bildiği) kimselere selam veril(diği zaman gel)medikçe... kıyamet kopmayacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri -İmam Şarani - Tezkiretil Kurtubi Bedir Yayınevi İstanbul 1981 s. 461; no. 84) HZ. MEHDİ (A.S.), HAZRETİ SÜLEYMAN'A BENZER Abân bin Tağlib şöyle der: İmam Caferi Sadık aleyhisselam ile birlikte Mekke'de bir mescitte idik. O, benim elimden tutarak şöyle buyurdu: "... Sonra bir münadiye emredecek ve o şöyle nida edecek: Bu Mehdi; Süleyman ile Davud gibi hüküm verecek. Verdiği hükümde delil ve şahit istemeyecek." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 374) Hz. Mehdi (a.s.) tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s. 29) (Hz. Mehdi (a.s.)) bütün dünyaya malik olacaktır. (Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10) Hz. Mehdi (a.s.) doğu ile batı arasındaki her yeri fetheder. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 56) Tüm olarak, yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi müminlerden, ikisi de kafirlerdendir. Zülkarneyn ve Süleyman müminlerdendir. Nemrud ve Buhtunnasır ise kafirlerdendir. YERE BEŞİNCİ OLARAK EHL-İ BEYTİMDEN BİRİ SAHİP OLACAKTIR. Yani Hz. Mehdi (a.s.). (Mektubat-i Rabbani, 2/251) ŞU ANDA DAĞINIK OLAN TÜRK DEVLETLERİ BİRLEŞEREK HZ. MEHDİ (A.S)'YE YARDIM EDECEKLERDİR ... İbrahim bin Übeydullah bin Alâ babasının şöyle dediğini nakleder. İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: Emirülmüminin aleyhisselam (Hz. Ali) kendisinden sonra Kaim'in kıyamına kadar gerçekleşecek olan olaylardan bahsetti. ...VE KÖŞE BUCAKTA BENİM OĞLUMA (HZ. MEHDİ (A.S)'YE) YARDIM EDECEK OLAN DAĞINIK TÜRK BAYRAKLARI ZUUR EDECEK. (Gaybeti numani, s. 323) ...Allah ona (MEHDİ'YE) Rum'u, Deylem'i, Sind'i, Hindistan'ı, Kabilşah'ı ve Hazar'ı FETHETTİRECEKTİR. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 274) MELEKLER HZ. MEHDİ (A.S)'YE YARDIM EDECEKLERDİR ... Ebu Hamzai Somali'den: İmam Muhammed Bakır aleyhisselam'ı şöyle buyururken duydum: "Ali Muhammed'in Kaimı-aleyhimusselam (Hz. Mehdi (a.s.)) zuhur ettiğinde Allah ona müsevvim (varlıkları düzene koyan), mürdif (birbiri ardınca, birbirine tabi), münzel (indirilmiş, nazil edilmiş) ve kerrüb (Allah'a en yakın olan) MELEKLERLE YARDIM EDECEKTİR. CEBRAİL, ONUN ÖNÜNDE OLACAK, MİKAİL SAĞINDA VE İSRAFİL İSE SOLUNDAN GELECEKTİR. Ve korku bir aylık yoldan onun önünden, arkasından, sağından ve solundan ilerleyecek. (Allaha) yakın melekler de onun hizasında olacaklar... (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 274) CEBRAİL İLE MİKAİL ONU KENDİ ARALARINA ALACAKLAR. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 274) DOKUZ BİN ÜÇYÜZ MELEK HZ. MEHDİ (A.S.)'YE YARDIM İÇİN İNECEK Şöyle arzettim: Sana feda olayım. Bütün hepsi onunla birlikte mi olacak? Buyurdu ki: Evet, onlar NUH ile birlikte gemide, ateşe atıldığı zaman İbrahim'le birlikte, deniz yarıldığında MUSA ile birlikte ve Allah göğe yükselttiği zaman İSA ile birlikte olan meleklerdir. Bunların dört bini belirlenmiş ve RESULULLAH'LA birlikte olanlardır ve üçyüz onüç melek Bedir'de onunla birlikte idi... Onların hepsi Kaim aleyhisselam'ın kıyamını beklerler. (Gaybeti numani, s. 368) Muhammed bin Müslim şöyle der: "Haceti olan biri onu çağırdığında kim ona icabet eder." Ayeti hakkında İmam Muhammed Bakır aleyhisselam şöyle buyurdu: Bu ayet Kaim aleyhisselam hakkında nazil olmuştur. Beyaz bir kuş şeklinde Kabe'nin oluğundan gelip HALKIN İÇİNDE HZ. MEHDİ (A.S.)'YE İLK BİAT EDECEK OLAN CEBRAİL ALEYHİSSELAMDIR. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s.374) HZ. MEHDİ (A.S.)'DEN ÖNCE HALKIN BAŞINA FELAKETLER, FİTNELER VE BELALAR GELECEK Ey Ebu Hamza! KAİM ALEYHİSSELAM SADECE HALKIN ŞİDDETLİ KORKU, ZELZELE, FİTNE VE BELALAR ZAMANINDA ZUHUR EDECEK ve bundan önce taun hastalığı ortaya çıkacak, arapların arasında keskin bir kılıç zuhur edecek ve halkın arasında şiddetli ihtilaflar, dinlerinde ayrılık ve tefrikalar çıkacak ve durumları çok değişecek. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s.274) Sonra şöyle buyurdu: Kaim zuhur etmeden hemen önce halkta ŞİDDETLİ KORKU OLACAK, HALKIN BAŞINA FELAKETLER, FİTNELER VE BELALAR GELECEK. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s.301) ÖYLE Kİ HALKIN DERTLERİNİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ VE BİRBİRLERİNİ YEDİKLERİNİ (BİRBİRLERİNİ KIRIP GEÇİRDİKLERİNİ) GÖREN BİRÇOKLARI SABAH-AKŞAM ÖLMEĞİ DİLEYECEKLER. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 274) HZ. MEHDİ (A.S.), KENDİSİNDEN ÜMİT KESİLDİĞİ SIRADA ZUHUR EDECEKTİR "İnsanların ümitsiz olduğu ve "HİÇ MEHDİ FALAN YOKMUŞ" DEDİĞİ BİR SIRADA ALLAH HZ. MEHDİ (A.S.)'Yİ GÖNDERİR..." (Ali Bin Husameddin el-Muttaki, Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55) "... HZ. MEHDİ (A.S.), Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve ÇIKIŞINDAN ÜMİT KESİLDİĞİ BİR SIRADA ÇIKAR..." (Ali Bin Husameddin el-Muttaki, Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55) ... ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN) ZUHURU ÜMİTSİZLİK VE YEİS ESNASINDADIR. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 274) HALK TAM ZUHURDAN ÜMİDİNİ KESTİĞİ ANDA O (HZ. MEHDİ (A.S.)) ZUHUR EDECEKTİR! (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 301) Davud bin Kesir-i Rıkki der ki: İmam Ebu Abdullah aleyhisselam'a şöyle arzettim: ...Bu emir (yani kıyam) (Hz. Mehdi (a.s.)) çok uzadı öyle ki, kalplerimiz daraldı ve derin hüzünden dolayı ölüyoruz. Buyurdu ki: "BU ZUHUR, DAHA ÜMİTSİZ VE HÜZÜNÜN DAHA ÇOK OLDUĞU BİR ZAMANDA VUKU BULACAKTIR. (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 208) HZ. MEHDİ (A.S.)'DEN ÖNCE BÜTÜN SİSTEMLER DENENECEKTİR Hişam bin Salim der ki: İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: "Mehdi'nin zuhuruna kadar halkın her sınıfı halka hüküm sürecek. Öyle ki ARTIK HİÇ KİMSE "EĞER BİZ HÜKÜMET ETSEYDİK ADALETİ UYGULARDIK" DİYEMEYECEK. Daha sonra Kaim aleyhisselam hakk ve adalet ile kıyam edecek." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s.322) Peygamber (sav)'in yolunda gidecek. 1 Uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. 2 İhya etmedik sünnet; kaldırmadık biat bırakmayacaktır. 3 Ahir zamanda aynı Peygamber (S.A.V) gibi dinin icablarını yerine getirecektir. 4 Zülkarneyn ve Süleyman gibi bütün dünyaya hakim olacaktır.5 Salibi (Haçı) kıracak, domuzu öldürecektir.6 Müslümanlara, bütün her şeyi geri verecektir.7 Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır.8 Her şeyi hak ve adalet ölçüleriyle eşit bir halde taksim edecektir. 9 Böylece yer ve gök sakinleri ondan razı oldukları gibi, havadaki kuşlar, ormandaki yırtıcı hayvanlar denizdeki balıklar bile memnunluk duyacaklardır.10 Ümmeti Muhammeden (S.A.V) memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır.11 Hatta "İhitiyacı olan yok mu?" diye tellal bağırtacak, "İhtiyacımız yoktur." Cevabı verilecektir. 12 İyi-kötü bütün insanlar onun zamanında görülmemiş bir nimete boğulacak. 13 Gökten bolca rahmet yağacak. 14 Yerlerde bereket artacak. 15 Bütün defineleri bulacak. 16 Bütün ülkeler ona kapılarını açacaklar.17 Hint kralları ona boyun eğip, tüm hazinelerini Beyti Makdis'e verecekler. 18 (Bütün ülkeler gibi Hint kralları da Hz. Mehdi (a.s.)'nin yönetimini kabul edecek ve onun idaresi altına girecekler) Her taraftan, arıların kovanlarına gelip sığındığı gibi, ona gelip sığınacaklar.19 Onun zamanında kurtla koyun birarada otlayacak... 20 Çocuklar yılan ve akreple oynaşacak...21 İnsanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak. 22 Tefecilik... gibi fena itiyatlar kalkacak. 23 Veba... gibi fena itiyatlar kalkacak. 24 Zina... gibi fena itiyatlar kalkacak. 25 İçki... gibi fena itiyatlar kalkacak.26 Ömürler uzayacak. 27 Emanetler yerine teslim edilecek. 28 Kötüler helak olacak. 29 (Son dönemde olduğu gibi çetelerin, kötülük için biraraya gelmiş tüm organize hareketlerin çökertilmesi) Ehl-i Beyt'e buğz eden bir ferd kalmayacak.30 İnsanlar arasında sözü sevilecek.31 Allah(C.C) onun sayesinde kör fitneyi söndürecek.32 Yeryüzünde emniyet ve sükun hakim olacak.33 ... Bir kadın, beş kadınla birlikte aralarında hiçbir erkek olmadığı halde serbestçe korkusuz Hacce gidebilecek. 34 İsrailoğullarına deniz ikiye bölündüğü gibi, ona da bölünecek. Arasından rahatla geçip gidecek. 35 (Mehdi Doğu tarafından gelip denizi aşarak batıya geçecek. Muhtemelen İstanbul'da çıkacağı için köprüden geçeceğine işaret edilmiştir. Hadiste 1400 yıl öncesinden boğazda köprü yapılacağına işaret edilmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Hz. Mehdi (a.s.)14. Yüzyılın Müceddididir.
Hz. Mehdi (a.s.)En Büyük Müceddid ve En Büyük Müctehiddir. Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi) hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyen, yenileyici), hem HAKİM, hem MEHDİ hem MÜRŞİD (doğru yolu gösteren kişi) hem KUTB-U AZAM (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi) olarak BİR ZAT-I NURANİYİ (nurlu bir zatı) GÖNDERECEK ve O ZAT da, EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) OLACAKTIR. (Mektubat, s. 411-412) Bediüzzaman ahir zaman alametlerinin şiddetlendiği dönemde Allah'ın insanların kurtuluşuna vesile olması için Peygamberimiz (sav)'in soyundan nurani bir şahıs olan Hz. Mehdi (a.s.)'yi göndereceğini bildirmiş ve bu kutlu zatı geçmiş dönemlerdeki müceddidlerden ayıran özellikleri anlatmıştır. EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD ve EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD: Peygamberimiz (sav) hadislerinde her yüzyıl başında insanlara din ahlakını ve hükümlerini anlatan, dönemin ihtiyaçlarına göre açıklamalarda bulunan bir müceddid gönderileceğini bildirmiştir. Örneğin İmam-ı Rabbani 1000. Hicri yılın müceddididir. Mevlana Halid-i Bağdadi ittifakla Hicri 12. ve 13. asırlar arasındaki müceddiddir. Bediüzzaman da Hicri 12. asrın müceddidi Mevlana Halid'den tam yüz sene sonra yayınlanan Risale-i Nur'un müellifi (yazarı) olması sebebiyle kendisinin de 13. ve 14. asırlar arasındaki müceddid olduğunu belirtmiştir. Bediüzzaman, Hz. Mehdi (a.s.)'nin ise kendisinden sonra geleceğini -tarih vererek- bildirmiş, Hicri 14. ve 15. yüzyıllar arasındaki "müceddid"in Hz. Mehdi (a.s.)olacağını müjdelemiştir. Bediüzzaman bu sözünde de Hz. Mehdi (a.s.)için "EN BÜYÜK MÜCEDDİD ve EN BÜYÜK MÜÇTEHİD" sıfatlarını kullanmaktadır. "MÜCEDDİD" dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre açıklayan, "MÜÇTEHİD" de ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi ve önderidir. Bu vasıftaki büyük zatlar, İslam toplumlarına örnek olmuş, yol göstermiş, zamanın kutbu olmuş önderlerdir. Bu önderlerden kimi içtihat etme (hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm verme vasıflarından dolayı "mezhep önderleri" olmuşlardır; Müslümanlar da onlara uymuşlardır. İmam Hanefi, İmam Şafi, İmam Hanbeli, İmam Maliki bu önderlerden olup 4 mezhebin kurucularıdır. Bütün ehl-i sünnet onların verdiği hükümlerle amel etmektedir. Bediüzzaman bu "müçtehid ve müceddid"lerin en büyüklerinin ise Hz. Mehdi (a.s.)olacağını ifade etmiştir. HAKİM: Bediüzzaman'ın kullandığı "HAKİM" kelimesinin sözlük anlamı, "Haklı ve haksızı ayırıp adalet üzere hükmeden, idare eden"dir. Bediüzzaman eserlerinde Hz. Mehdi (a.s.)'nin yerine getireceği görevlerinden bahsetmiş, halihazırda dağınık halde bulunan tüm İslam dünyasını birleştirip bu birlikteliğin liderliğini üstlenmenin de Hz. Mehdi (a.s.)'nin bu görevlerinden biri olduğunu belirtmiştir. Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s.)'nin, burada belirttiği "HAKİM"lik sıfatını kullanarak, tüm İslam aleminin başında olacağını ve Müslümanların meselelerine çözüm getireceğini bildirmiştir. Buna göre, Hz. Mehdi (a.s.)karar mekanizmasının başında olacak, onun adil hükümleri ve yönlendirmesiyle İslam dünyası idare edilecektir. Böyle bir gelişme şu ana kadar gerçekleşmemiştir. Nitekim Bediüzzaman da bu gerçeği hatırlatarak Hz. Mehdi (a.s.)'nin henüz gelmediğini dile getirmiş; ortaya çıktığında Hz. Mehdi (a.s.)'nin bu "HAKİMLİK VASFINI TAŞIMASIYLA TANINABİLECEĞİNE" dikkat çekmiştir. Bediüzzaman Said Nursi, şerefli fikri mücadelesini sürdürürken 28 yıl gibi uzun bir süreyi hapisanelerde ve sürgünlerde geçirmiştir. Yaşadığı süre içinde çoğu zaman "mahkum" olmuştur; ancak "hakim" olmamıştır. MEHDİ: Bediüzzaman Rabbimiz'in, ahir zamanın en zorlu ortamında, tüm insanların kurtuluşuna vesile olması için göndereceği mübarek zatın ayrıca "MEHDİ" vasfını da taşıyacağını bildirmiştir. "MEHDİ" kelimesi, "HİDAYETE EREN, HİDAYETE VESİLE OLAN VE HİDAYETE YÖNELTEN" anlamlarındadır. Mehdi sıfatı, özel bir lütuf olarak Allah'ın hidayetine mazhar olan ve Allah'ın kendisine yol gösterdiği kişiyi tanımlamaktadır. Ahir zamanda gelecek olan Hz. Mehdi (a.s.)de ismini bu özelliğinden almaktadır MÜRŞİD ve KUTB-U AZAM: Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s.)'nin özelliklerinden bazılarını saydığı bu sözünde onun aynı zamanda hem "MÜRŞİD" hem de "KUTB-U AZAM" olacağını bildirmiştir. "MÜRŞİD" kelimesi "DOĞRU YOLU GÖSTEREN KİMSE" anlamına gelmektedir. "KUTB-U AZAM" ifadesi ise "MÜSLÜMANLARIN KENDİSİNE BAĞLANDIKLARI BÜYÜK EVLİYALARDAN, ZAMANIN EN BÜYÜK MÜRŞİDİ" anlamındadır. Bediüzzaman bu sözünün başındaki "ahir zamanın en büyük fesadı zamanında" ifadesiyle, Hz. Mehdi (a.s.)'nin dünyanın belki de en buhranlı devresi olan ahir zamanda, dünya çapında yapacağı çalışmalarla, imandan ve doğru yoldan, din ahlakından uzaklaşmış insanlığı gafletten uyandırıp hidayete yönelteceğini bildirmiştir. Hz. Mehdi (a.s.), Müslümanların kendisine bağlandığı, zamanın en büyük yol göstericisi olacaktır. ZAT-I NURANİ: Bediüzzaman burada Hz. Mehdi (a.s.)'nin "BİR ZAT-I NURANİ" olduğundan bahsetmektedir. Eğer Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s.)'nin bir şahs-ı manevi olduğunu vurgulamak isteseydi burada "bir zat-ı nuraniden" değil, "bir şahs-ı manevi-i nuraniden" bahsederdi. Ancak çok açık olarak Hz. Mehdi (a.s.)için "BİR ZAT" ifadesini kullanmıştır. Ayrıca "NURANİ" kelimesiyle de bu mübarek zatın bir özelliğini de vurgulamış, onun "NURLU BİR ŞAHIS" olduğunu belirtmiştir. EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN: Bediüzzaman bu sözüyle de Hz. Mehdi (a.s.)'nin "BİR ŞAHIS" olduğunu bir başka önemli delili hatırlatarak yeniden açıklamaktadır. Bediüzzaman "HZ. MEHDİ'NİN PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SOYUNDAN GELEN BİR ŞAHIS OLACAĞINI" belirtmektedir. Bediüzzaman eserlerinde bu konuyu da çok sık olarak vurgulamaktadır. Bediüzzaman bir şahs-ı manevinin, peygamber soyundan gelemeyeceğini kuşkusuz ki çok iyi bilmektedir. Bu özelliğini hatırlatarak Hz. Mehdi (a.s.)'nin mübarek bir soydan gelen "BİR İNSAN" olacağını ifade etmektedir. Bunun yanı sıra Bediüzzaman risalelerde birçok kez kendisinin Peygamberimiz (sav)'in soyundan olmadığını belirtmiş ve Hz. Mehdi (a.s.)geldiğinde, diğer müceddidlerden bu özelliğiyle ayırt edilebileceğine dikkat çekmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
hz. mehdi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|