06-09-2009, 02:16 | #1 |
Cumhuriyet yazarlarından Üstad'a saygısızlık
Cumhuriyet yazarlarından Üstad'a saygısızlık Milli Kütüphane Başkanlığı ile Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği, “Necip Fazıl’ı Anma Şiir Günü”nde, Cumhuriyet Yazarı Mustafa Şerif Onaran ile Rüştü Asyalı, büyük şairi yadetmek için gelen konukların gözlerinin içine baka baka Üstad’a sövüp saydılar! ÜSTAD’I ANMAK SİZE Mİ DÜŞTÜ! Cerrah edebiyatçı Mustafa Şerif Onaran ile tiyatrocu Rüştü Asyalı, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen, “Necip Fazıl’ı Anma” şiir gününde, kafa kafaya verip, üstada demediklerini bırakmadılar. Kendileri çalıp kendileri söyleyen iki kafadar, önce salonun dolu olmasına şaşırdılar. Milli Kütüphane’nin konferans salonunu dolduran konuklara bakarak, “Baharın bu son günlerinde, kimsenin buraya geleceğini düşünmemiştik” dediler. MASUM CÜMLELERİN ARKASINA SAKLANDI Daha sonra ise Üstad’ın, toplumun bütün katmanlarına nüfuz etmiş saygınlığından habersiz olarak başladılar kifayetsizce sövmeye, saymaya… Yedi düvele karşı verdiği savaşı, inancını bayraklaştırarak kazanmış Türk milletinin başına tacettiği Üstada karşı içlerindeki kini, açıktan ifade etme cesaretine sahip olmayan Onaran ve Asyalı, masum kelimeler seçerek kurdukları, sözde iyi niyetli cümlelerin arkasına gizlenerek, Üstad’ın ne irticacılığını koydular ne karşıdevrimciliğini… “SERSERİ NECİP FAZIL”I ÖZLÜYORMUŞ “Necip Fazıl, kuşkusuz edebiyatımızın büyük şairlerinden biridir. Bizim için aslolan onun şair kimliğidir. Her insanın hayatında, ‘defact’ durumlar olabilir. Bunlar normal karşılanmalı. Biz de onu anlatırken, hayatındaki defact durumlardan bahsedeceğiz” diyen Onaran, serseri Necip Fazıl’ı özlediklerini, onun kendini dine vermesiyle birlikte şiirindeki heyecanın kaybolduğunu iddia etti. Cumhuriyet Gazetesi’nde yazılar yazan Onaran’ın, Üstad’a klasik laik söylemle saldırması dikkat çekti. MENDERES’E DE SALDIRDI Konuşmaya devam ettikçe, defact durumları bir bir sıralayan Onaran’ın ağzındaki baklalar da dökülmeye başladı. Salondaki konuklara, “Büyükdoğu ile Atatürk devrimlerinin uyuşup uyuşmadığına girelim mi ne dersiniz?” diyen Onaran, cevap beklemeden şunları söyledi: “Ümmetçi toplumdan milletçi topluma geçiş kolay olmadı. Necip Fazıl, bir karşıdevrimciydi. 1945’te başlayan karşıdevrim hareketlerinin önderiydi. Din ve inanç sömürüsünü, Menderes’i simgeleştirerek çok ilerilere götürdü. İrtica boyutuna taşıdı.” İLAHİ AŞKI DA BİLİRMİŞ! Konuşmasında tasavvufa övgüler düzen Onaran, sözü Yunus Emre’ye, oradan da tekrar Üstad’a getirdi. Onaran, “Yunus Emre’nin ilahi aşkı ile Necip Fazıl’ın dünyevi aşkı bir olabilir mi?” diye sorarak, “Bu ikisi birbiriyle ölçüşemeyecek kadar ilgisizdir” şeklinde konuştu. Rüştü Asyalı’ya bakarak gülen ve kafa sallayan Onaran, bu kez de Üstad’ın ilahi aşkı asla yakalayamadığı tezini savurdu. Kargaların bile gülmeye tenezzül etmeyeceği bu iddiasına kendisi gülen Onaran, ne demek istediği anlaşılmaz bir şekilde, kendisinin de bir şiirinin Büyükdoğu’da yayımlandığını söyledi. habervaktim
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-09-2009, 02:18 | #2 |
Üstad yaşasa idi onlara öyle bir cevap verirdi ki... Utançlarından dışarı çıkamaz hale gelirlerdi... Şahsiyetsizler...!
|
|
06-09-2009, 09:42 | #3 |
Cumhuriyet yazarlarından Üstad'a saygısızlık
Milli Kütüphane Başkanlığı ile Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi'nin düzenlediği, “Necip Fazıl'ı Anma Şiir Günü”nde, Cumhuriyet Yazarı Mustafa Şerif Onaran ile Rüştü Asyalı, büyük şairi yadetmek için gelen konukların gözlerinin içine baka baka Üstad'a sövüp saydılar! ÜSTAD'I ANMAK SİZE Mİ DÜŞTÜ! Cerrah edebiyatçı Mustafa Şerif Onaran ile tiyatrocu Rüştü Asyalı, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen, “Necip Fazıl'ı Anma” şiir gününde, kafa kafaya verip, üstada demediklerini bırakmadılar. Kendileri çalıp kendileri söyleyen iki kafadar, önce salonun dolu olmasına şaşırdılar. Milli Kütüphane'nin konferans salonunu dolduran konuklara bakarak, “Baharın bu son günlerinde, kimsenin buraya geleceğini düşünmemiştik” dediler. MASUM CÜMLELERİN ARKASINA SAKLANDI Daha sonra ise Üstad'ın, toplumun bütün katmanlarına nüfuz etmiş saygınlığından habersiz olarak başladılar kifayetsizce sövmeye, saymaya… Yedi düvele karşı verdiği savaşı, inancını bayraklaştırarak kazanmış Türk milletinin başına tacettiği Üstada karşı içlerindeki kini, açıktan ifade etme cesaretine sahip olmayan Onaran ve Asyalı, masum kelimeler seçerek kurdukları, sözde iyi niyetli cümlelerin arkasına gizlenerek, Üstad'ın ne irticacılığını koydular ne karşıdevrimciliğini… “SERSERİ NECİP FAZIL”I ÖZLÜYORMUŞ “Necip Fazıl, kuşkusuz edebiyatımızın büyük şairlerinden biridir. Bizim için aslolan onun şair kimliğidir. Her insanın hayatında, ‘defact' durumlar olabilir. Bunlar normal karşılanmalı. Biz de onu anlatırken, hayatındaki defact durumlardan bahsedeceğiz” diyen Onaran, serseri Necip Fazıl'ı özlediklerini, onun kendini dine vermesiyle birlikte şiirindeki heyecanın kaybolduğunu iddia etti. Cumhuriyet Gazetesi'nde yazılar yazan Onaran'ın, Üstad'a klasik laik söylemle saldırması dikkat çekti. MENDERES'E DE SALDIRDI Konuşmaya devam ettikçe, defact durumları bir bir sıralayan Onaran'ın ağzındaki baklalar da dökülmeye başladı. Salondaki konuklara, “Büyükdoğu ile Atatürk devrimlerinin uyuşup uyuşmadığına girelim mi ne dersiniz?” diyen Onaran, cevap beklemeden şunları söyledi: “Ümmetçi toplumdan milletçi topluma geçiş kolay olmadı. Necip Fazıl, bir karşıdevrimciydi. 1945'te başlayan karşıdevrim hareketlerinin önderiydi. Din ve inanç sömürüsünü, Menderes'i simgeleştirerek çok ilerilere götürdü. İrtica boyutuna taşıdı.” İLAHİ AŞKI DA BİLİRMİŞ! Konuşmasında tasavvufa övgüler düzen Onaran, sözü Yunus Emre'ye, oradan da tekrar Üstad'a getirdi. Onaran, “Yunus Emre'nin ilahi aşkı ile Necip Fazıl'ın dünyevi aşkı bir olabilir mi?” diye sorarak, “Bu ikisi birbiriyle ölçüşemeyecek kadar ilgisizdir” şeklinde konuştu. Rüştü Asyalı'ya bakarak gülen ve kafa sallayan Onaran, bu kez de Üstad'ın ilahi aşkı asla yakalayamadığı tezini savurdu. Kargaların bile gülmeye tenezzül etmeyeceği bu iddiasına kendisi gülen Onaran, ne demek istediği anlaşılmaz bir şekilde, kendisinin de bir şiirinin Büyükdoğu'da yayımlandığını söyledi. habervaktim |
|
06-09-2009, 09:44 | #4 |
Cumhuriyet yazarlarında ar,namus yok ki saygı bekleyesiniz...!
|
|
06-09-2009, 09:47 | #5 |
Saygı bekleyen yok zaten tarantula kardeşim ama bunlar iyi raydan çıkmışlarki anma gününde yapıyorlar bu işi ahlaksızlığında ahlaksızlığı oluyor buda....
|
|
06-09-2009, 09:53 | #6 |
Ben hakaret etmedim o dediğin şahısa hiç bir zaman burda söylenenler ve tvdekilere gelince zaten kadının kendisi kabul ediyor ve gurur duyuyordu yaptıklarından.......
|
|
06-09-2009, 09:57 | #7 |
Doğruları söylediğimiz için mi Türkan hanıma(!) hakaret etmiş oluyoruz...!
|
|
06-09-2009, 09:58 | #8 |
aynen öyle bu hakaret sayıyor onları ama kendisi gurur duyordu...
|
|
06-09-2009, 10:09 | #9 |
Bizler üslübumuza kesinlikle sizden daha fazla dikkat ediyoruz hiç merak etme. Sizin kadar tahammülsüz değiliz kesinlikle. Ama siz bizim varlığımızdan rahatsızsınız.
|
|
06-09-2009, 10:10 | #10 |
Sanki özelden yada genelden hiç bir şekilde biz sana hakaret bile etmeden küfürleri yazan kimdi sen mi yoksa biz mi??_
|
|
Konuyu Toplam 5 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 5 Misafir) | |
|
|