07-27-2009, 01:35 | #1 |
YAŞ / Abdurrahman Dilipak - Vakit
Herkes HSYK’ya kilitlenince YAŞ unutuldu gitti. Ergenekon davası başladığı günden beri gündemi Ergenekon davası belirliyor.. Ve bu durum daha uzun süre de devam edeceğe benziyor. Bakalım YAŞ, Ergenekon’u görecek mi? Mıntıka temizliği yapacak mı? Mıntıka temizliği yapmayacak olursa siz ondan sonra görün kışla operasyonlarını! Hiçbir şey bilinmiyor değil. Herkes her şeyin farkında Aygen’in son açıklamasını okumuş olmalısınız, JİTEM denilen ve varlığı inkar edilen yapı Jandarma Genel Komutanlığı’nın içinde, yani İçişleri Bakanı ile aynı binada.. Sadece JİTEM değil, diğer çalışma grupları da Genelkurmay’da. Bu yapıların kimler tarafından yönetildiği de sır değil.. Bu yapılar insan kaynaklarını, araç ve silah ihtiyaçlarını, mali kaynaklarını, operasyon kabiliyetlerini TSK’dan sağlıyorlar.. İstihbarat ve kararı da aynı yapıdan sağlıyorlar.. Bu yapının kurum dışında siyasi ve sivil unsurları var. Onlar da ordu evi, bazı dernek, şirket, vakıf gibi kurumlar üzerinden varlıklarını sürdürüyorlar.. Resmi istihbarat faaliyetleri süsü vererek kendilerini kamufle ediyorlar.. Teknik olarak çok iyi örgütlenmişler ve aynı şekilde bütün açıkları kapatmışlar.. Onun için kendilerine kimsenin zarar veremeyeceğini düşünüyorlardı.. Sonuçta uluslararası bağlantıları olan, silahlı ve gözünü kırpmadan adam öldüren bir sistem içi güçten söz ediyoruz.. Bugüne kadar, adına faili meçhul denilen bir çok cinayet işlenmiş, failleri bulunamamış ve hepsinin üstü örtülmüş.. Bunlardan kim hesap sorabilir ki? Darbe yapan, cumhurbaşkanını yargılayan, başbakanı asan, başbakana suikast planları yapan, Genelkurmay başkanına kafa tutan, kuvvet komutanına tuzak kuran, generalini ortadan kaldırmak için plan yapan, aydınını hedef alan bir örgütten söz ediyoruz.. Her yerde varlar.. Mesela siz şu son Ertosun işine bir anlam verebildiniz mi? Mustafa Duyar’ı kim öldürttü? Nuriş kardeşlerin itirafının üzerine neden gidilmedi? Peki Fehriye kim, ne yapmak istiyor bu kızcağız?.. Kim, niçin koruyor?.. Sol örgüt filan işin kandırmacası.. Olan Özdemir Sabancı’ya oldu.. Ve biz hâlâ gerçeği bilmiyoruz. Bana sorarsanız istihbarat kaynakları gerçeği biliyorlar.. Almanya da biliyor, Belçika da, İtalya da biliyor, Fransa da. Almanya sanılandan daha fazla işin içinde ve Türkiye’deki sermaye ve media uzantıları da ilginç.. Tabii ABD de biliyor, İngiltere de, Mossad da.. Yani herkesin bildiği bir sır bu iş.. Bu sır bilinirse, Sivas-Başbağlar, Maraş ve Çorum’un da sırrı çözülür.. O zaman o Kenan Evren denen adam orada oturamaz. Onun için ona dava açan savcı görevden alınıyor.. Aynı silah sağcının elinde sol kahvehanelerin taranmasında kullanılıyor, sonra da solcunun elinde sağ kahvehaneyi taramak için kullanılıyor.. Sonunda zulüm tek bir millettir. Aynı şeytani global derin gücün mahalli kontrol karakolu görevini yapıyorlar bunlar. Her günah bunların ekmeği ve umududur. Haksızlıklar karşısında susan herkes dilsiz bir şeytan olarak bu çetenin gönüllü hizmetkarlığına soyunur.. Onun için Cem Ersever olayı, Mumcu suikastı çözülmez.. Apo’yu güya dağda yüzbinlerce asker ve korucu ile arayan, Güneydoğu’yu BBG evine benzetenler, İsrail’den aldıkları pilotsuz uçaklarla ve uydularla izlediklerini söyleyenler Şam’da Apo’nun kaldığı evin üstünde MİT elamanını, altında askeri ataşesini oturtmuyor mu idi? Şeyh de çıkarttılar, haham da; fahişe de kullandılar.. Ama gel de şimdi bunu sen o işin peşine takılanlara anlat.. Tapınak Şövalyeleri nasıl Özbekler Tekkesi’nde toplanıyorsa, bizim öteki tekkelerde sakallı Ergenekoncuların varlığını da düşünmemiz gerekmez mi? Hastahaneleri, üniversite kampuslarını, vakıf, dernek ve şirketleri kullandıkları gibi, tatil köylerini de kullanacaklardır.. Her yeri kontrol ediyor değiller elbette, ama azımsanmamaları, küçük görülmemeleri de şart.. İşe bakar mısınız, dava devam ediyor, her gün Ergenekon konuşuyoruz, hâlâ bir grup teğmen, kendi generallerine suikast yapmak için harekete geçiyor.. Tabii bunlara moral verenler de var. Bunların başında CHP ve Baykal var. Sezer sussa da, Kanadoğlu ve Demirel konuşuyor.. Cindoruk siyasi kadroları toparlamaya çalışıyor. Yani bir toparlanma gayreti var.. “Yıkılmadık, ayaktayız, hesap soracağız” havası vermeye çalışıyorlar.. Baksanıza Demirel, hâlâ “Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” der gibi, “Bana devlet cinayet işletti dedirtemezsiniz” demeye devam ediyor.. Eğer bunlar gerçekten bugünkü gerçekler ışığında hâlâ sağın liderliğini ele geçirmekten söz ediyorlar ve bunun için girişimlerde bulunuyorlarsa, bunlar ciddi anlamda sağ kitlenin zeka ve ferasetinden, dürüstlüğünden kuşku duyuyorlar demektir.. Demirel köprünün altından çok sular aktığının farkında değil hâlâ. Ya da çok umutsuz ve çaresiz bir durumda.. Kanadoğlu ise hâlâ AK Parti’nin kapatılmasından ve “maçı almaktan” söz ediyor.. Buna mecburlar, aksi halde bu onların sonu olur. Onun için de yok olmamak adına her şeyi göze alabilirler.. HSYK’da yaşananlar da bu açıdan önemli. AYM’de yaşanan Osman Paksüt, HSYK’da yaşanan Ertosun vakaları bu açıdan önemli.. Ergenekon hâlâ varlığını ve etkinliğini büyük ölçüde koruyor.. TSK ve HSYK, AYM’deki sessizlik ya da tedirginlik biraz da bundan kaynaklanıyor.. Eğer hâlâ bu ülkede, bazı konuları konuşamıyorsanız, insan hakları ve hukuk devleti sorunu yaşıyorsanız, Anayasa değişikliği gerçekleştirilemiyorsa, darbecilerden hesap sorulamıyorsa, bunun sebebi bundan kaynaklanıyor.. Eğer hayırla yad edilmek istiyorsa Başbuğ, mesleki kariyerinin son kavşağını önümüzdeki günlerde dönmüş olacak.. Onu, bugünkü zeka ve performansı, cesaret ve dürüstlüğü ile hatırlayacağız. Bunun seviyesini, söz ve işleri belirleyecektir. Selam ve dua ile..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|