07-30-2009, 03:51 | #1 |
Bana Atatürkçüler darbe hazırlıyor dedirtemezsiniz / İbrahim KİRAS - Star
Şu işe bakar mısınız: HSYK üyelerinden Hürriyet gazetesi yazarlarına kadar, dışarıdan baktığınızda aklı başında görünen birçok kişi Ergenekon’a değil, bu kirli organizasyonu soruşturan savcılara tepkili. Olacak şey değil, ama öyle. Düşünün şimdi: ‘Seçilmiş hükümeti devirmeye yönelik darbe planları hazırlayan ve bu darbenin yolunu açmak üzere ülkede kaos ortamı oluşturacak kanlı eylemler gerçekleştiren’ bir organizasyondan söz ediyoruz; ama bu organizasyonun üyeleri değil, bunu soruşturan kanun adamları ‘suçlu’ muamelesi görüyor. Hoca’nın ‘taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar’ dediğine benzer bir durum. Bu tuhaflığın bir açıklaması olmalı. * * * Galiba basit bir açıklaması var. Ergenekonculara değil, onları yargılayanlara tepki duyan kişiler, olaya ülkedeki politik mücadelenin bir yansıması olarak bakıyorlar. Diyorlar ki: Türkiye’yi ortaçağ karanlığına geri götürmek isteyen ve cahil halkı kandırarak iktidara gelen kadrolara karşı bir mücadele yürütülüyor. Bizim bu cahil halktan oy alarak iktidarı devralmamız söz konusu olamayacağına göre bazılarımızın ‘rutin dışı’ işlere yönelmesi kaçınılmaz oluyor. Birileri yüksek bürokrasi çarkı içinde, birileri medyada bu mücadeleye katkı veriyor. Başka birileri de başka alanlarda çalışıyor. Olay budur. Yani Ergenekon’un dışındaki bazıları da Ergenekon’un içinde yer alanlara bir tür ‘empati’yle bakıyor. ‘Onun yerinde olsaydım belki ben de aynısını yapardım’ duygusu. Bu kişiler elbette bilinen anlamıyla Ergenekon’un ne yapısını ne de eylemlerini onaylamıyorlar. Ama ülkedeki politik saflaşmanın belirli bir tarafında yer almış olmanın verdiği ‘aynı safta olma’ duygusundan bağımsız olarak da yaklaşamıyorlar konuya. Vaktiyle 12 Mart ve 12 Eylül darbelerine karşı söylenmedik laf bırakmayan bazılarının sıra 28 Şubat’a geldiğinde ‘o başka’ diyerek kenara çekilmelerine yol açan psikolojidir bu. 28 Şubat hakkında ‘Atatürkçü generallere karşı Erbakan’ı mı savunacağım’ diyen adam için aslında ne askeri darbenin ne de demokrasinin özel bir anlamı vardır... İçinde yer aldığı ideolojik kampın çıkarına göre kimi zaman demokrat kimi zaman darbeci olur. Ergenekonculara değil, onları yargılayanlara öfke duyanlar da bunlardan başkası değil. Zaten 28 Şubat aydınlarının mottosunu bugün de -sadece başbakanın adını değiştirerek- tekrarlıyorlar, ‘Atatürkçü generallere karşı Erdoğan’ı mı savunacağım’ diyorlar. (Ve böylelikle ‘Atatürkçü generaller’ diye andıkları birilerini savunmanın meşruiyetini üretmiş oluyorlar.) * * * Uzun lafın kısası, ‘aynı safta olma’ duygusu bazılarımızı malum şahıslarla ‘empati’ kurmaya yöneltiyor ve bu empatik yaklaşım Ergenekoncuların üzerinde bir tür ‘ideoloji kardeşliği zırhı’ oluşturuyor. Yüksek bürokrasi koridorlarından siyasi parti merkezlerine ve gazete sayfalarına kadar hemen her yerde Ergenekon avukatlarına bolca rastlanabiliyor oluşu bununla ilgili. Ne var ki bu ‘empatik’ yaklaşımlar giderek bazılarını ‘yaptıkları hukuken yanlış olabilir. Ama çıkış noktası itibarıyla haklı olduklarından masum sayılırlar’ düşüncesine götürürse kendileri bakımından da tehlikeli bir yola girmiş olurlar. Dikkatli olsunlar.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|