08-01-2009, 09:23 | #1 |
İstanbul Barosu, sadece Ergenekon sanıklarına özgürlük istiyor
Bireyin kanuni haklarını savunan avukatların temsil edildiği barolar, tüm dünyada özgürlüklerin tetikleyicisi olarak görev yapar. Demokratik haklara direnen statükoyu hukukî yollardan zorlar. Ancak Türkiye'de bazı barolar tam tersi bir işlev görüyor.
Bunların başında da İstanbul Barosu geliyor. Baro son olarak eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun yol göstermesine uyarak 'meslek liselerine katsayı eşitliği sağlayan' kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay'a başvurdu. İstanbul Barosu'nun eğitimle ilgili bir konuya niçin müdahil olduğu sorusuna mantıklı bir cevap verilemiyor. Yasakçı tutumuyla gündemden düşmeyen İstanbul Barosu'nun Muammer Aydın başkanlığındaki yönetimi, son bir yıl içinde Ergenekon davası sanıkları için özgürlük isteyen girişimleri ile dikkat çekti. Siyasi tartışmaların tarafı olurken hemen her konuda yaptığı açıklamalar ve açtığı davalarla gündemden düşmedi. Baro, ilk olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nde görülen Leyla Şahin davasında devletin yanında müdahil olarak katıldı ve başörtüsü yasağının devam etmesi yönünde görüş bildirdi. Ardından stajyer avukatların Staj Eğitim Merkezi'ne başörtüsü ile girmesini yasakladı. Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına karşı çıktı ve bu konuda panel düzenledi. Genel seçimde oyların yarısına yakınını alan AK Parti'nin yeni anayasa yapamayacağını, bunun için kurucu meclis kurulması gerektiğini savundu. Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin düzenlenen yasaya tepki gösterdi. Paris Barosu avukatlarının, Hrant Dink cinayeti davasını izlemeleri için kendilerini davet etmeleri yönündeki talebini reddetti. Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılmasına itiraz etti. Ergenekon soruşturmasına ilişkin girişimleri, avukatları yönlendiren konuşmaları ortaya çıkan YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'na destek verdi. Baro, Ergenekon sanıklarını savunmaya yönelik hamlelerini de yoğunlaştırdı. 'Cadı Kazanı' olarak tanımladığı Ergenekon davasına ilişkin basın açıklamaları ve başvurular yaptı. Aydın ve yönetim kurulu üyeleri, Ocak 2009'da Sabih Kanadoğlu'nun evinin Ergenekon soruşturması kapsamında aranmasına tepki için kameralar karşısına geçti. 19 Ocak 2009'da Hurşit Tolon'un GATA'ya sevk edilmesi için çağrıda bulunulan bir basın açıklaması yaptı. Şubat 2009'da, Ergenekon davası sanıkları emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve emekli Albay Arif Doğan'ın 'sağlık' gerekçesiyle tahliye edilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. 'Gözaltı, tutuklama, gizli tanık, teknik takip, iletişimin dinlenmesi ve tespiti' başlıklı Ceza Muhakemesi Kanunu uygulamalarına ilişkin bir dizi panel düzenledi. Panellere Ergenekon sanığı Kemal Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş'ın da arasında bulunduğu birçok sanık avukatı konuşmacı olarak çağrıldı. Başkan Aydın'la birlikte baro yönetim kurulu üyeleri son olarak 20 Temmuz'da Silivri'de görülen ikinci Ergenekon davasının duruşmasına katıldı. Başkan Aydın, başta Hurşit Tolon olmak üzere birçok sanıkla samimi bir şekilde sohbet etti. ZAMAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|