08-05-2009, 21:33 | #1 |
Aziz ÜSTEL "Mustafa Duyar’ı kim öldürdü?"
Danıştay ve Cumhuriyet gazetelerine saldırılar nedeniyle yargılanan Alparslan Aslan, Ergenekon duruşmasında boy gösteriyor.
Neden mi? Çünkü Danıştay baskınıyla Cumhuriyet gazetesine üç kez el bombası atılması olaylarını Ergenegon çatısı altında birleştirdi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi! Yani Kemal Alemdaroğlu’ndan tutun, Doğu Perinçek’e değin uzanan sanıkların arasına Alparslan Aslan da katıldı! Ve tabi ortalık birbirine girdi. Doğu Perinçek, diğer İşçi Partili arkadaşlarıyla birlikte salonu terk ederken “Atatürk devrimine karşı yürütülen bu psikolojik hareket sınır tanımıyor. Mahkeme bu zulme teslim olursa, ancak sandal yeleri yargılayabilir!” diyor. Öte yandan Kemal Alemdaroğlu, “Türban darbesi yaptım! Ama türban yüzünden hakimleri katledenlerle aynı salonda yargılanıyorum. Bu bana idam cezasından da ağır!” buyuruyor. Söylemler hiç değişmiyor. Kimi gene Atatürk’ten medet umuyor... Kimiyse, Ergenekon rezilliğini, kamu alanlarında türban yasağına indirgemeye çalışıyor. Sayısı binin üstünde faili meçhuller, gömüllü silahlar, darbe günlükleri, kurulan tezgahlar, yıllardır sözüm ona millet adına elde tutulan dizginlerin kayıp gitmesine karşı yürütülen gizli savaşlardan söz eden yok! Her şey, Atatürk karşıtlığı ve türbana indirgeniyor. Bunlar korkunun dışa vurumudur aslında. Onca şeyin sır olmaktan çıkacağı, eski defterlerin açılıp sorumlularının önüne konacağı ve hesap sorulacağı korkusu yok mu, işte asıl idamdan beter olan o korku! Türkiye’de işlenen birçok önemli ve de siyasi nitelikli cinayetin sorumluları devletin olanaklarını kullanarak, devletin kurumlarını kandırarak yapmışlardır yapacaklarını! Sadece, Sabancı cinayetinin faili Mustafa Duyar’ın savcılıkta verdiği ifadeyi dikkatle okuyun yeter. Adam her türlü saldırının, cinayet girişiminin, suikast tezgahının içinde ya da kıyısında. Ahmet Altan’ın bildirdiğine göre, “her saldırıdan ve baskından Ercan Kartal’la görüşüyor. Sabancı cinayetinden önce de Duyar, Kartal’ı ziyaret etmiş. Kartal da bir kağıda Sabancı Center’ın krokisini çizip vermiş!” Yol geçen hanı mıdır Sağmalcılar? Terörist olduğundan kuşku duyulan bir adam, ikide bir, silahlı örgüt reisiyle kafa kafaya verip görüşüyor saatlerce. Ne hapishane yönetimi, ne savcılık, ne polis, ne jandarma ne istihbarat birimleri... Kimse bir şey söylemiyor! “Yahu arkadaş, bu işte bi gariplik var!’” diyen bir tek Allah’ın kulu yok! Sonra Duyar, bülbül kesilmeye karar veriyor... Ama çok geç! Hapishanede, hem de tabancayla vurularak öldürülüyor! Kim öldürüyor? Cevap yok.. Bu arada da, Ergenekon davasını küçümseme, davayı hafife alma, savcılarını oraya buraya sürme girişimleri devam ediyor. Ama bakınız.. Korkunun ecele faydası yoktur! Er ya da geç her şey, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkacaktır! Yoksa, Muz cumhuriyetlerinden hiç ama hiç farkımız kalmaz!önce Sağmalcılar Cezaevine gidiyor, orada silahlı örgüt reisliğinden mahkum olmuş Devlet Bahçeli’nin çok dikkatli olması gerek Ankara’da yapılan Kürt Çalıştayı’nın ardından, MHP Genel Başkan’ı çok sert söylemlerle partisinin görüşlerini dile getirdi. Devlet Bey, AK Parti’nin Kürt açılımıyla ilgili girişimlerini, devleti ve milleti bölmek olarak nitelendiriyor. Hatta devletin elden gittiğini, devlete sahip çıkılması gerektiğini, bölücülere destek verildiğini haykırıyor! Ancak bu konuşmaların, özellikle kendi yandaşlarını, ülkücü gençleri nerelere taşıyabileceğini düşünüyor mu acaba? Çünkü konuşmalarında sık sık değindiği ihanet sözcüğü, tabanının çok duyarlı olduğu bir konu. Aslında Hükümet, bölmek değil birleştirmek için çaba harcıyor. Son Çalıştay’ın yapılmış olması bile yıllardır kanayan bu yaraya bir pansuman arayışı değil mi? Bölmek için Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının değişmesi gerekmiyor mu? Bunu ağzına alan yok ki... Temel bazı insani haklardan söz ediliyor. Bunların ne olduğunu da sağır sultan bile duydu. Kimseyi rahatsız edecek, hele ihanet olarak nitelendirilecek şeyler asla değil! Devlet Bey’in sokağın dizginlerini koyuvermemesi şart. Yoksa, Allah korusun, bir gecede, otuz yıl öncesine dönüveririz. Ve inanın, ellerini oğuşturarak o günleri bekleyenlerin sayısı hiç de az değil! Bunlar, ancak şiddet egemenliğini ilan ederse, iktidara tırmanacaklarını biliyorlar da ondan! star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|