AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-02-2009, 11:45   #1
Kullanıcı Adı
şeysü
Arrow Hey sen! Yeni Dünyacı
Bir Tanığın İtirafları
Mihail Gorbaçov ; yaşı 30’ların üzerinde olan birçoğumuz bu ismi anımsayabilir. Eski S.S.C.B (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği)’nin son devlet başkanı. ( Bu ara yeri gelmişken belirteyim bazı gençlerin sırtlarında giydikleri ve üzerinde “C.C.C.P” yazılı malzemeler, bu eski Sovyetlerin kısaltılmış adıdır, giydiklerimize biraz daha dikkat edelim) Sovyetlerin yeniden yapılanması için Glasnost-Perestroyka (açıklık ve yeniden yapılanma) politikalarını ortaya çıkartan adam olarak da bilinir. Yine bilindiği üzre bu politikalar sayesinde Sovyetler birliği dağılmış ve yerine hem doğu Avrupa’da hem de Asya’da bir çok devletler kurulmuştur (Ukrayna-Gürcistan-Azerbaycan-Kırgızistan gibi). Gorbaçov, Sovyet Rusya’nın açlık ve sefaletlikleri içinde büyümüş, her türlü zor şartları bir nevi yaşamış, siyasi basamakları sırasıyla çıkarak devletin en üst makamına kadar gelmiş, tarihte bir yer edinerek devletin dağılmasından sonra devlet başkanlığını devam ettirmemiş ve kenara çekilmiş biri. Aslında kenara çekilme sadece siyasi anlamda söylenebilir, çalışmalarına devam etmiş ve “Green Cross International” yani “Yeşil Haç”ı kurarak dünyaya kendince katkıda bulunmaya çalışan bir er kişi.


Bu kişiyi burada anmamın sebebi, kendisinin benimle bazı ortak düşüncelerimizin olmasıdır. Bu günkü dünyayı açıklarken kurduğumuz cümlelerin ortak noktalarının olması beni aslında şaşırtmıyor, ama “evet! nihayet beni destekleyecek biri daha buldum” dediğim için bu satırları yazıyorum. O’na ihtiyacım var mı? Evet, bazıları için olabilir.


Peki nedir bu eski iki kutuplu dünyanın liderlerinden birinin benimle ortak noktaları?


Genel olarak “Yeni Dünya Düzeni” adlı zokaya bakışımız, diyebilirim. Bu günkü dünyayı açıklarken dayanaklarımdan biri olmuştur Gorbaçov. İsmi insana hoş geliyor ama bu yeni dünyanın aldatıcı yönlerini ortaya koyması bakımından çok önemli. Bu dünyanın nasıl da dengesiz bir yapıya sahip olduğunun, eşitlik ve adaletin bu zamanda nasıl yanlış kullanıldığının tanıklarından biri Gorbaçov. Bu düzenin temelinin nasıl materyalist bir felsefeyle dolu olduğunu, bu inançla birlikte kimlerin zarar gördüğünü, bu yaşamın sadece insanlara zarar vermediğini, insanla birlikte doğadaki tüm yaşamın nasıl da yok olmaya doğru gittiğinin şahitlerinden biridir bu zat. Ve bir suçlunun (biz insanlar) suçunu itiraf ettiğinin örneklerindendir. Kişi, bu kadar önemli bir dönemde ve bu kadar önemli bir konumda olunca dayanağım da sağlamlaşıyor beklide. Onun için paylaşmakta fayda görüyorum bazı fikirlerini. Bununla beraber katılmadığım yönleri de olmadı değil Gorbaçov’un, bunları da belirteceğim yeri geldiğinde.


Bu dünya bu gün neden bu şekilde?

Neden dünyanın çeşitli yerlerinde kan ve gözyaşı dinmiyor?

Sorunlarımızı neden çözümleyemiyoruz?

Kirlilik neden artıyor? … bu soruları artırabiliriz.


Cevapların şıklarını da istediğimiz kadar çoğaltabiliriz, ben olanca gücümle kısaltayım; “Zalimlik Yapıyoruz” yani eşyayı, gücü yerli yerinde kullanmıyoruz. Elbiseyi bedenimize göre dikmiyoruz. Zaman sonra da değişik yerlerinden patlayıveriyor. Bir tarafı tamir ederken diğer noktada bir gerilme ve belli süre sonra orası da “pat”lıyor, ve bu süreç bu şekilde sürüp gidiyor. İnsanlar sıkıntı yaşıyorlar, çocuklar huzursuzlaşıyor, analar ağlıyor, ezilen ezildiğiyle kalıyor. Gerçi bizim inancımıza göre terazinin kurulduğu günde boynuzsuz boynuzludan hakkını alacak (Amennâ ve saddeknâ) ama sıkıntıyı tarif etmek amacıyla belirttim bunları.

Elimde Mihail Gorbaçov’un “Yerküre Manifestom” adlı kitabı var. Baştan belirteyim aktaracağım ifadeler bu kitaptan alıntılardır,. Ve bu paylaşımlarımı lütfen Yeni Dünyacılar,Globalleşen Dünya… diye söze başlayanlar iyi okusunlar.

Sayın Gorbaçov da bu yeni dünya zokasını bir zamanlar yutanlardan. Neyse ki yuttuğunu farkına varmış ve kendisinden sonra kimse yutmasın diye uğraşıp duruyor.
Kendisi şu şekilde ifade ediyor bu durumu; “Son on yılda (1990’lı yıllar ve sonrası) meydana gelen hadiselere bir göz atınca, hayal kırıklığıyla karışık büyük bir endişe duyuyorum. Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla sembolize edilen Soğuk Savaş döneminin sonunun, nükleer tehdit korkusundan ve ideolojik düşmanlıklar zincirinden kurtulmuş uluslar arası topluluğa, silahlanma yarışına son vermeyi, istikrarlı kalkınma yolunda ilerlemeği, fakirliğe ve çevrenin felaketlere sebep olabilecek şekilde tahrip edilmesine karşı mücadelede acil tedbirler almayı, son olarak küreselleşme karakterini insan hakları ve kişisel hürriyetler gibi kavramların geliştirilerek dünya çapında yayılmasını ön planda tutan bir mahiyette değiştirmeyi sağlayacağına inanıyordum.” (Vah garibim, ne kadar da safmış demek elde değil)


Avrupa’nın bu konuda artık eski alışkanlıklarını tekrar etmeyeceğini düşünen Gorbaçov bu konuda çok ümitliymiş ama nafile…

Kurduğu cümlelerdeki feryada bakar mısınız?


“ Kısaca, yeni dünya düzeni yerine, “Yeni bir dünya düzensizliği” içinde yaşama başladık ve yeni dünya düzensizliğinde birçok ülke küresel ilerlemede yer alacak yerde kendi çıkarlarını başkalarına haksızlık yaparak sağlamak amacıyla insanlığın geleceğini tehlikeye atma pahasına daha kötü rollere soyundular.”
“Hıristiyan ve hümanist Avrupa’nın aynı zamanda 20.yy’da iki dünya savaşı ve onlara yol açan diğer savaşların tiyatro sahnesi olduğunu da unutmuyorum.”
“ En gelişmiş ülkelerde yaşayanbir milyar kişi, şu meşhur “tuzu kuru bir milyar”, dünyadaki tüm zenginliğin %60’ına sahip durumda bulunuyor ve dünyanın az gelişmiş ülkelerinde yaşayan 3,5 milyar kişi ise dünyadaki zenginliğin sadece %20’sine sahip olabiliyor. Bu gün dünyada 1 milyar 200 milyon kişi günde bir dolardan daha az bir gelirle yaşıyor. Günün birinde patlamayla sonuçlanabilecek bir özellik taşıyan bu durumu anlamak için Marksist olmak gerekmiyor.”


“ Uluslar arası finans çevrelerinin azdırdığı vahşi liberalizm, Güneydoğu Asya, Arjantin ve Rusya’da olduğu gibi, birçok ekonomik krizin meydana gelmesine sebep oldu. Bu “insâni yüzlü” kapitalizm geleneğinden ve sağlam temellere dayalı demokratik kurumlardan yoksun bırakılmış bir ülke olmasına rağmen Rusya, liberal anlayışlar hususunda mükemmel bir öğrenci örneği sergileyerek dünyaya ders verdi. On yıldan daha az bir zaman zarfında doğum oranı sıfırlandı, hayat beklentileri bitti, sokaklar terk edilmiş çocuk çeteleriyle doldu. Bu küreselleşme sürecine sürüklenmiş birçok ülke kendini savunmaktan aciz ve yoksullaşmış olarak buldu.”
Bu cümleleri sen ben kursak pek fazla kıymeti yok sanır belki bir takım zevat, ama evet evet kelli felli bir adam bütün bunları dile getiriyor. Hem de öyle böyle değil, bir zamanların koca Sovyet Rusya’sının son devlet başkanı. Günümüz dünyasının içine sürüklendiği girdapları dile getiriyor, diyor ki;


Ey ahali! Bu cadde çıkmaz sokak!

Nereye gidiyorsunuz? Gittiğiniz yerde zulüm, açlık ve sömürü düzeni var. Sıkıntıların içinden kurtulmanız mümkün değil. Bir an evvel kendimize gelmemiz ve bu gidişatı tersine döndürmemiz gerekiyor.


Gerçekten de öyle değil mi canlar? Şu an dünyanın, dünyaya bakmaya gerek yok güzel ülkem Türkiye’ye bir göz atalım bakalım. Zenginle fakir arasındaki fark giderek artıyor mu azalıyor mu? İşsizlik ne durumda? Genç nüfusun gelecek ile ilgili beklentileri artı mı eksi mi? Daha dün bir gencimizi uyuşturucudan öldürmedik mi? Bir yardım dağıtımında izlenen manzara Afrika’dakilerle aynı değil mi? Peki ipler kimlerin ellerinde bakın bakalım? Liberal ekonominin borazanlarının elinde. Ülkemde fabrikalar açılıyor mu kapanıyor mu? Zengin daha da zenginleşiyor, fakir giderek borç batağına saplanıyor mu saplanmıyor mu? Birbirimizi kandırmayalım a dostlar. Bu tüketim aldatmacası hem ekonomik hem siyasi hem de çevre sorunlarına sebebiyet veriyor, bunu görmemiz lazım…
Devamı gelecek…Kadir ÖZTÜRK

Sevgili abicim sizi yani yazılarınızı büyük zevkle okuyorum. Hassas olduğunuz noktaları anlıyor ve hak veriyorum. Bu karamsar bir okadar tehlikeli dünyanın kaderini değiştirmek yegane arzumuzdur.Sizler belki bu sistemin dışında durarak bu kaderin değişeceğine inanıyorsunuz , bizler ise bu sistemin içine sızarak bir şeylerin değişeceğine inanıyoruz. FArkımız bu, yoksa niyetlerimiz halisane


 


Konu Yalçın KARACA tarafından (09-02-2009 Saat 12:23 ) değiştirilmiştir..
şeysü isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
gorbaçov, kapital, liberal, yenidünya


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi