AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-24-2009, 03:21   #1
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart Türkiye'nin AB'ne girebilmesi için hukuk sisteminin değiştirilmesi gerekir
HSYK yeniden yapılanmalı

HSYK yerine düşünülen Türkiye Hâkim ve Savcılar Birliği'nin Türk hukuk sistemine yenilik getirmesinin şartı; kurulun yapısının yargıçlardan avukatlara ve STK temsilcilerine kadar geniş bir katılımlı ile oluşmasına ve kararlarının denetime açık olmasına bağlıdır.


FAİK AKÇAY
Türkiye'nin AB'ye girebilmesi için hukuk siste-mini değiştirmesi gerekmektedir. AB'nin 23 fasıl olarak bilinen, yargı sistemimizde yapılması gereken değişiklikler gündeme taşınmış bulunmaktadır. Yargıda yapılacak yenilik çabalarına gösterilecek dirençler atlatılabilirse, yargı AB ölçütlerine uygun düzeye ulaşamayacak, ancak yaklaşacaktır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), yargı erkinin kilit noktalarından biridir. AB'ye uyum kapsamında, bu kurumda değişiklik yapılması gündemde. Ancak bu kurumu, tam anlamıyla evrensel hukuk ölçütlerine uygun duruma getiremeyeceğimizden kaygı duymaktayız. CHP'nin, AK Parti ne yaparsa karşısına dikilmesi, tüm yeniliklere karşı çıkması, yüksek yargı organlarında ayrıcalıklar elde etmiş yargı bürokratlarının değişime olacak dirençleri, yeniliklere karşı tavır sergileyen hukukçuların bulunması, bu atılımın kolayca gerçekleşmeyeceğini göstermektedir.

GÜNÜMÜZDEKİ UYGULAMA

Günümüzdeki uygulamada, HSYK, Yargıtay Genel Kurulu'nun daire başkanı ya da üyeleri arasından seçeceği 9 asıl, 9 yedek üye arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilen 3 asıl, 3 yedek üye ile Danıştay Genel Kurulu'nun daire başkanları ya da üyeleri arasından seçilen 6 asıl, 6 yedek üye arasından yine Cumhurbaşkanı tarafından seçilen 2 asıl, 2 yedek üyeden oluşmaktaydı. HSYK'nın 5 üyesi yüksek yargı organlarından gelmekteydi. Cumhurbaşkanı dolaysız bir biçimde HSYK'nın üyelerini seçerek, yürütme erkinin başı olarak yargı erkini denetlemekteydi. Bu yetki kullanımı, erkler ayrılığı ilkesine aykırı bir uygulamaydı. Cumhurbaşkanının bu yetkilerin daraltılarak sürdürülmek istendiği görülmektedir.

YENİ OLUŞUMUN HEDEFLERİ
Yapılacak düzenlemeyle, Türkiye Hakim ve Savcılar Birliği kurulması, Birlik'in, İçişleri Bakanlığı'nın denetimine bağlı olmaması, yönetsel ve mali özerklik taşıması, sivil bir yapıya kavuşması, bağımsız karar verme yetkisi olan bir kurum durumuna gelmesi düşünülmektedir. Bu düşünceler gerçekten yaşama geçerse, hukuk sistemimiz demokratikleşme, sivilleşme, çağdaşlaşma alanlarında önemli ölçüde yol alacaktır.
Türkiye Hakim ve Savcılar Birliği'nde, hukukçu öğretim üyelerinin, avukatların, birinci sınıfa ayrılmış yargıç ve savcıların, Adalet Akademisi'nin temsil edilmesi düşünülmektedir. Yapılması gereken değişiklikte, yargılananları, halkı temsil edeceklerin kurula gelemeyecekleri görülmektedir. Oluşturulmak istenen yeni yapı, bir ayağı eksik, aksak bir düzenleme olmak durumunda olacaktır.
Yeni düzenlemeyle, Sekretarya işleri Bakanlık Personel Genel Müdürlüğü'nden alınarak, Kurul'a bırakılacak. Hakim ve savcıların disiplin ve soruşturma işlemleri Bakanlık'tan alınarak, kurul bünyesinde müfettişler tarafından gerçekleştirilecek. Kurumun müstakil binası ve bağımsız bütçesi olacak. Soruşturma işlemleri sonunda suçlu olduğu kanısına varılanlar, Adalet Bakanlığı ya da oluşturulacak kuruldan, kısacası üstlerinden izin alınarak yargılanmaları sistemi sürdürülecekse, yine dokunulmazlık duvarları arkasına sığınabileceklerse, yeni düzenleme de çağdaş bir düzenleme olmaktan uzak kalacaktır.
DİKEY ÖRGÜTLENME KIRILMALI
Yargı sistemimizin en önemli sorunlarından biri, dikey, alt-üst ilişkilerine bağlı bir yapılanmanın içinde oluşudur. Bu yapılanma, yargıç, savcı bağımsızlığını engellemektedir.
" 'Venedik Komisyonu' olarak anılan Avrupa Konseyi'nin danışma organı konumundaki 'Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu' da 14 Mart 2007 tarihli raporunda, HSYK benzeri yüksek yargısal kurulların oluşumunda demokratik bir ülkede yargının bağımsızlığı ile hesap verebilirliği arasında bir dengenin kurulması hususuna işaret ederek, yargıdaki korporatizmin olumsuz etkisine dikkat çekmektedir. Raporda, yüksek kurul üyelerinin önemli bir çoğunluğunun yargı tarafından, ancak kurulun demokratik meşruiyetini sağlamak amacıyla diğer üyelerin ise parlamento tarafından hukukçu akademisyenler ile avukatlar arasından seçilmesinin uygun olacağı ifade edilmektedir. Yine Avrupa Konseyi bünyesinde yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve yetkileri ile ilgili konularda Konsey'in danışma organı olarak kurulan “Avrupa Hakimleri Danışma Kurulu” da bu konuya ilişkin 2007 tarihli çalışmasında kurulun, üyelerinin çoğu hakimlerden olmak şartıyla karma yöntemle oluşturulması gereğine işaret etmektedir. Söz konusu çalışmada, kurulda yer alacak hakimlerin belirlenmesinde hakimlerin kendi aralarından yapacağı seçimde yargıyı her düzeyde en geniş biçimde temsil edecek yöntemin benimsenmesine ve karma oluşumun benimsenmesiyle kurulun çalışmalarında arkadaşlık ve kişisel menfaat ilişkilerinin tamamen devre dışı bırakılmasının sağlanacağına yapılan vurgular yargının işleyişi açısından oldukça önemlidir." (Hakyemez, Yusuf Şevki, HSYK Krizi AB'de bu işler nasıl yürüyor? 24.07.2009, Zaman Gazetesi)
HSYK, yargıç, savcı atamada çok tartışılan bir kurum olmuştur. Bu tartışmalar, kurulun nesnel ölçütler bulamadığının bir kanıtı olsa gerektir. Değişmez, herkesin benimseyebileceği nesnel ölçütler olmasını savunmak anlamsız. Ancak, HSYK, oluşumunda, aldığı kararlarda, uygulamalarında büyük yığınların hedefi durumuna geliyorsa, bir yerde güven vermeyen bir çalışma, yapılanma içinde demektir. Bu yapının değiştirilmesi kaçınılmazdır.

GENİŞ TEMSİL SAĞLANMALI
HSYK'nın yerini alacak olan Türkiye Hâkim ve Savcılar Birliği, ülkede görev yapan tüm yargıçların, savcıların, savunmanların (avukatların) bunların örgütleri olan baroların, hukuk alanında çalışan akademisyenlerin, geniş halk yığınlarını temsil edecek sivil toplum kuruluşlarının, yargılananların, halkın temsilcilerinin oylarıyla seçilmelidir. Halkı temsil eden sivil toplum kuruluşlarının, geniş halk kitlelerini temsil edecek biçimde kurulda yer almaları gerekir. Yargı, yargılama sistemi içinde olan tüm yapılanmaların, güçleri oranında ya da temsil yetkisi alanların katılımıyla, Türkiye Hâkim ve Savcılar Birliği'nde (THCB) temsil edilmeleri sağlanmalıdır. Hükümlü ve tutukluların ülke düzeyinde oluşturacakları örgütlenmeyle bu birlikte temsil edilmesi düşünülebilir.
Bu kurumun eylemleri, işlemlerinin denetimi, yargı denetimi dışında hiçbir kurum tarafından yapılamamalıdır. Aldığı tüm kararlar, gerekçeleriyle birlikte, açıklık içinde olmalı, yargı denetimine açılmalı, ilgililerce incelenebilmelidir. Yargı erkinin halkın oylarıyla seçilmesi tartışmalarına başlamamızın zamanı gelmiştir.

YENİ ŞAFAK GAZETESİ

 

rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi