AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan iki protokol, Bakü'de tepkiyle karşılandı.

Azeri topraklarının beşte birinden fazlasının Ermeni işgali altında olduğu ve bir milyonu aşkın insanın yıllardır evlerinden uzak mülteci yaşadıkları düşünüldüğünde, bu kırgınlığı anlamamak mümkün değil.

Ancak Azerbaycan, tepkilerini haksız yollarla ortaya koymaya çalışıyor.

Türkler'in inşa ettiği camileri kapatmak ve şehitlikteki Türk bayrağını indirmek gibi...

Bakü'deki şehitlik Azerbaycan halkının bağımsızlığı için savaşan Türkler'e ait.

Dünyanın her yerinde Türk şehitliğinde Türk bayrağı dalgalanır.

İndirirseniz, sizin için hayatlarını feda eden insanlara zulmetmiş olursunuz.

Kardeşlik adına bugün de hayatını vermeye hazır olanları vazgeçirirsiniz...

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun söylediği gibi, "Şehitlik, bayrağımız ve camimiz Azerbaycan'ın onuruna emanettir."

Yeryüzünün her yerinde açık olan ibadet mekânlarını kapatmak da nereden çıktı?

Gelelim Türkiye'ye gaz tehdidine...

Alternatif satış kanalları oluşturmak Azerbaycan'ın en tabii hakkıdır.

Hatta böyle bir pazarlama stratejisi bir yönüyle zorunludur.

Ama inşa potansiyeli en yüksek NOBUCCO hattını "tehdit" unsuru haline getirmek, Azerbaycan'ın "bindiği dalı kesmesi" olur.

Diyelim Türkiye, işletmesinde hâlihazırda zarar ettiği Bakü-Ceyhan boru hattını kapatsa kim kaybeder?

Azerbaycan, petrolünü ve doğalgazını Rusya üzerinden satmaya mahkûm olsa kim kaybeder?

Türkmenistan'ın Rusya ile yapmak zorunda kaldığı anlaşmayı bir değerlendirin!

Karabağ'da çözüm adımları atılmadan Ermeni protokollerinin Meclis'te onaylanmayacağı konusunda "liderler garantisi" verilmesine rağmen, Bakü'nün dışa vurduğu aşırı duygusal tepkiler, diplomatik teamüllerin dışına taşıyor.

Türkiye, yıllardır ABD ve AB baskısına rağmen Ermenistan'a ambargo uyguluyor.

Ne Rusya ne İran ne de Gürcistan buna yeltenmedi.

Buna rağmen Türkiye'ye tepki göstermek için Rusya, Gürcistan veya İran boru hattı seçeneklerinin öne sürülmesi bir talihsizlik.

Kardeş ülke Azerbaycan'a naçizane tavsiyem, tepkilerinizi Azerbaycan'a zarar vermeyecek yollarla ortaya koyun.

Türk halkının Azerbaycan sevgisine ve Azerbaycan'ın Türk halkının gönlündeki müstesna yerine zarar verecek açıklama ve adımlardan kaçının.

Hepsinden önemlisi de, Türkiye ve Türk halkına güvenin...

**

Umarım hepsi dağdan iner...

Kandil ve Mahmur Kampı'ndan gelen "Barış Grubu"nu karşılamak için binlerce insan dün Silopi'de toplandı.

Bazıları barış grubunun karşılanmasının DTP destekli "şova" dönüştürülmesine tepki dile getiriyor.

Haksız da değiller. Ancak barış mitingini bile "onurlu" sıfatıyla yapan insanları da anlamak lazım.

PKK silah bırakıp dağdan inse, "40 gün 40 gece" bunu kutlasa bile Türkiye ne kaybeder ki?

Önemli olan, atılan adımların barışa doğru olması. Türkiye'ye huzur ve refah getirmesi...

Önemli olan, yurda giriş yapan insanların bölücü örgüt adına eylemlere yönelmemesi. Toplumla kaynaşacakları yasal zeminlerde hayatını sürdürmesi...

Önemli olan, dağdakileri indirirken dağa yeni çıkışların da önünün kesilmesi... Terörün beslendiği bataklığı kurutacak, sosyal ve ekonomik açılımların da paralel şekilde yapılması.

Her şeye rağmen "barış grubu" girişimi, "demokratik açılım" adına umut veriyor.

"Öcalan isterse, dağdakiler iner" tezini de doğruluyor.

Sonuç olarak, bu kadar olgunlaşan bir fırsat, umarım tek taraflı "şovlara" feda edilmez.

Umarım, silahlar kalıcı olarak susar ve dağdakilerin hepsi iner...