AK Gençliğin Buluşma Noktası
Protesto Tüm protestolarımızı burada paylaşıyoruz. Küfür ve hakaret etmek yasaktır.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-20-2009, 19:41   #1
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Thumbs down Savcı ALİ ÇAKIR; Ergenekon ile ilgili haber yapan basın'ın canına okuyoruz dedi !











Bakırköy Cumhuriyet başsavcısı

ALİ ÇAKIR

Basının canını okuyoruz !!!



Ergenekon'la ilgili haber yapan gazeteciler için 2 bin 407 dava açıldı.
Davaların yarıdan fazlası “Mevkutelerin canına okuyoruz” diyen Ali Çakır'ın Basın Savcısı olduğu Bakırköy'de açıldı



Ergenekon silahlı terör örgütü' iddiasıyla yürütülen soruşturma ve buna bağlı olarak açılan Ergenekon davaları devam ederken, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” ve “adil yargılamayı etkileme” suçlamalarıyla Ergenekon konusunda haber yapan ya da yazı yazan gazetecilere binlerce dava açıldı. Adalet Bakanlığı'nın Nisan ayı itibariyle hazırladığı verilere göre; sadece bir ayda konuyla ilgili 2 bin 407 soruşturma açıldı.

TÜM SAVCILIKLARI İKİYE KATLADI

Nisan ayı içerisinde açılan 2 bin 407 soruşturmanın başlatılma adresleri içinde Bakırköy Adliyesi diğer adliyelere fark atmış durumda. Soruşturmaların yarısından fazlasına imza atan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler hakkında bir ayda bin 566 işlem yaptı. 2 bin 407 soruşturmadan geriye kalanların 334'üne Şişli, 507'si ise Kadıköy, Üsküdar, Fatih ve Küçükçekmece savcılıklarına ait.


684'Ü DAVAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bin 566 soruşturmadan 684'ü için dava açıldı. Şişli'de yapılan soruşturmalardan 311'inde kovuşturmaya yer olmadığına dair takipsizlik kararı verilirken 23 soruşturma sonucunda dava açılmış. Kadıköy, Üsküdar, Fatih, Küçükçekmece ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmalardan 223'ü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilirken soruşturma sonucunda 106 dava açıldı.

493 GAZETECİ HAKKINDA DAVA

Savcılarının, Ergenekon soruşturması kapsamındaki haber ve yazıları nedeniyle “gizliliğin ihlali” ve “adil yargılamayı etkileme” suçlamasıyla dava açtığı gazeteci sayısı ise 493 oldu. Hakkında soruşturma açılan basın mensuplarından 11'ini sorumlu yazı işleri müdürü, 28'ini köşe yazarı, 167'sini muhabir, 85'ini de diğer basın mensupları oluşturdu. En çok dava açılan gazeteler ise Taraf, Star ve Zaman oldu.

Cinali'nin telefonundan ‘mevkute' muhabbeti

Bakırköy Basın Savcısı Ali Çakır'ın, 2006 yılında Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Başkanı Taner Ünal'ın yardımcısı Ahmet Cinali'nin telefonundan vali olduğu söylenen X şahısla telefon görüşmesindeki sözleri şok etkisi yapmıştı. VKGB soruşturması kapsamında dinlenen Cinali'nin telefonundan 4 Aralık 2006 günü Cinalini'nin “Valim” diye seslendiği ‘X' bir şahısla görüşüyor.

X şahsa kendisini ‘Bağcılar basın savcısı' olarak tanıtan Çakır, 5 yıldır bu görevde olduğunu belirtiyor. X şahsın “Ne güzel ne güzel!” demesi üzerine Çakır, “Türkiye nüfusunun yüzde 60'ı bizde biliyorsunuz” diyor. X kişi, “Tabii tabii yani mevkutelerin canına okuyorsunuzdur savcım heh heh...” diyor. Bunun üzerine Savcı Çakır, “Biraz okumaya çalışıyoruz.” ifadesini kullanıyor. Çakır, kendisine bağlı 20-22 mevkutenin olduğunu belirtiyor.

İpek Çalışlar'a Vatanseverli sorgu

Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır'ın, 2006'da Bağcılar cumhuriyet savcısı iken ‘Latife' adlı kitabı sebebiyle hakkında Atatürk'e hakaret davası açtığı İpek Çalışlar'ı, Vatansever çete davası ve Ergenekon sanığı VKGB Başkanı Taner Ünal'la birlikte sorguladığı ortaya çıkmıştı. Randevu alıp ifade vermeye giden İpek Çalışlar'ı Taner Ünal'la birlikte odasında ağırlayan Savcı Ali Çakır, Ünal'ı “kitapta geçen ve dava konusu olan Topal Osman meselesinde uzman olarak” tanıtmış.

Görüşme sırasında Çalışlar'ın yanında olan avukatı Yücel Döşemeci ‘skandal sorgu'da “Taner Ünal'ın sürekli sorular sorarak müvekkiliyle tartıştığını” söyledi. Savcı Ali Çakır ise Çalışlar'ın randevu almadan yanına gittiğini belirterek “İpek Çalışlar ile Taner Ünal'ın karşılaşmaları tamamen tesadüf. Taner Ünal o gün başka bir işlem için yanıma gelmişti. Dava konusu olan kitapla ilgili konuşurken Taner Ünal ile bunlar tartışmaya başladılar, tartışma uzayınca ikisini de dışarıya davet ettim” demişti.

Küçük'ün ajandasındaki Çakır

Bakırköy Basın Savcısı Ali Çakır'ın ismi ‘Ergenekon yöneticisi' olarak yargılanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün ajandasından da çıkmıştı. Ergenekon iddianam e s inin ek klasörlerinde yer alan Veli Küçük'e ait 2007 tarihli ajandada, Savcı Ali Çakır'ın ismi dört kez not edilmiş. İşte o notlar:

7 Mayıs: “Ali Çakır, C.Savcısı” notunun karşısına Çakır'ın iş ve cep telefonunu yazılmış.

11 Mayıs: Bir önceki notun karşısına bu kez Çakır'ın o dönem görevli olduğu mahkeme olan “Bağcılar” notu düşülmüş.

30 Mayıs: Hasan Çetin (Savcı Ali Çakır gönderdi) elektronik görüntü sistemlerinin sahibi. 0 212. 434..., 0 532 414..., L. Türkan ile görüştüm. Türker Nakliyat ile görüşecek ve tekrar toplantı yapacağız ilk uygulamayı yapmak için....

1 Eylül: “26 Şubat pazartesi akşam savcı Ali ve Hasan ile yemek yiyeceğiz ve ortaklık görüşülecek...




STAR GAZETESİ

 


Konu rıfat gökalp tarafından (10-20-2009 Saat 20:41 ) değiştirilmiştir..
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 10-20-2009, 19:51   #2
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart














Olay savcı,Şamil Tayyar'ı düelloya çağırdı




Veli Küçük, Taner Ünal ve Ahmet Cinali'nin tekzip yayınlatmak için yanına geldiğini belirten Ali Çakır “Şamil Tayyar ile de canlı yayında yüzyüze tartışmak istiyorum” dedi

Ergenekon soruşturması kapsamında gazetecilere açılan 2 bin 407 soruşturmadan bin 566'sının altına imza atan Bakırköy Basın Savcısı Ali Çakır, son günlerde hakkında çıkan haberlerle ilgili Star'a konuştu. Hakkındaki iddiaların hepsini kabul eden ancak sebeplerinin farklı olduğunu belirten Savcı Çakır, açtığı dava ile 1 yıl 3 ay hapis cezası almasına neden olduğu Star Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar'la da televizyonda canlı yayında tartışmak istediğini söyledi. İşte, çiçeği burnunda noter, eski savcı Çakır'ın, İstanbul'dan ayrılmadan önce Star'ın sorularına verdiği cevaplar:

KÜÇÜK'Ü İHTİYACI OLAN BİRİ İÇİN ARADIM

Ergenekon sanığı Veli Küçük'ün ajandasında adınız yer alıyor. Küçük'ün notunda ortaklık kuracağınıza dair ifadeler var. Notlar doğru mu?

Veli Küçük sadece 3-4 kez tekzip başvuruları nedeniyle yanıma geldi. Hasan Çetin denilen kişi borç harç geçinen, kendini çok zor geçindiren bir esnaftır. Güvenlik kameraları satıyordu. Bir gün ‘Abi Stratejik Güvenlik'e de cihaz satmak istiyorum. Oranın sahibi Veli Küçük. Sen tanıyorsun, söyleyebilir misin' dedi. Ben de yardımcı olmak için Veli Küçük'ü aradım, böyle böyle dedim. Veli Küçük bir gün de Nusaybin'de görev yaptığı dönemden tanıdığı Oluç Güler adlı bir savcıyla beni yemeğe davet etti. Daha sonra aramadı, yemek de yemedik.

TARTIŞTILAR, DIŞARIYA ÇIKARTTIM

• Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi (VKGBH) Başkanı Taner Ünal'ın yanında İpek Çalışlar'ın ifadesini aldığınız gündeme geldi.

Taner Ünal o dönem hakkındaki haberleri tekzip etmek için yanıma gelmişti. O gün İpek Çalışlar avukatıyla beraber gelerek, ifade vermek istediğini söyledi. Ben de kendilerine davasının açıldığını ve dolayısıyla ifadeyi mahkemede vereceğini izah ettim. Daha sonra Topal Osman konusu açıldı. Atatürk'e hakaret mevzuları ortaya çıkınca da ikisi tartışmaya başladılar. Birbirilerini cahillikle, ukalalıkla suçlamaya başlayınca ortamın gerildiğini gördüm ve kapıyı açtım ve onları dışarı çıkardım.

VALİNİN KİM OLDUĞUNU HATIRLAMIYORUM

• VKGBH Başkan Yardımcısı Ahmet Cinali'nin telefonundan yaptığınız bir görüşmede, ‘'Mevkutelerin canına okuyoruz” dediğiniz vali kim?

Cinali, yine gazetelerde tekzip yayınlamak için yanıma gelmişti. Daha sonra bir yerde karşılaştık. Biraz alkollüydü ve telefonda biriyle ‘valim' diye konuşuyordu. Aniden telefonu bana verdi. Ben de ‘valim' diye hitap ettim. Konuşmamın tamamını hatırlamıyorum. Aradan yıllar geçti. Nerenin valisi olduğunu bile bilmiyorum. OHAL'den falan söz etti. Sanırım OHAL valisi ama ismini bilmiyorum.

YARSAV ÜYESİYİM AMA AKTİF DEĞİLDİM

• YARSAV üyesi misiniz?

Üç yıl önce AB standartlarında hakim ve savcıların mesleki örgütü olarak ortaya çıktığında, meslek dayanışması ve sendikal anlamda YARSAV'a üye oldum. İlk ay aidatımı da ödedim. Daha sonra YARSAV politik demeçlerde bulununca aktif üyeliğimi düşürmedim ama destek de olmadım. Aidatları da ödemedim. Zaten artık emekli olduğumdan üyeliğim de tamamen iptal olmuştur. YARSAV için söylemiyorum ama benim kişisel görüşümü sorarsanız hakim ve savcılar politik demeçler vermemeli. Politika dışında meslek ve onurlarını ilke edinmeliler.

CANLI YAYINDA TARTIŞMAK İSTİYORUM

Basında hakkınızda çıkan haberler nedeniyle dava açmayı düşünüyor musunuz?

Tabiî ki düşünüyorum. Hem tazminat hem de ceza davası açacağım. Evrakları hazırladım. Bu arada Şamil Tayyar ile de canlı yayında tartışmak istiyorum. Buradan ona sesleniyorum, gelsin bir tartışma programında herkesin önünde yüz yüze konuşalım.

Tarafsız olmadığını gösterdi

Star Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, Ali Çakır'ın ‘telyevizyonda tartışma' çağrısına olumlu cevap verdi. “Ergenekon sürecinde düello davetlerine artık alıştım. Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen de beni düelloya çağırmıştı... Şimdi de gazetecilere açılan Ergenekon davalarının rekortmen savcısı Ali Çakır...” diyen Tayyar, şöyle konuştu: “Savcı bu açıklamasıyla Ergenekon üzerine giden gazetcileri rakip ve düşman olarak gördüğünü itiraf etmiştir. Hukuk adamına yakışmayan bir açıklamadır. Ama blöfünü görüyorum. Kendisiyle istediği yerde tartışmaya hazırım. Hakkında çok sayıda dava açtığı bir gazeteciye meydan okuması bile başlı başına bu savcının taraf olduğunu ortaya koymuştur. Savcı tarafsızlığını yitirmiştir. Dostu Veli Küçük'e güvenerek düello çağrısında bulunuyorsa yanıldığını görecektir.”

Çakır'ın açtığı haksız davalarla hukuk tarihine geçtiğini belirten Şamil Tayyar, “Savcımız ‘hakim ve savcılar politika dışında meslek ve onurlarını ilke edinmeliler' diyor. Keşke Ergenekon sürecinde bu sözünü sürekli hatırlayabilseydi. Çünkü, açtığı davaların birçoğunda ortaya koyduğu gerekçeler hukuki referanslardan ziyade kötü destanlara dayanmaktadır ve politik görüşler içermektedir” diye konuştu.

Medyanın merkezi Bakırköy

Ergenekon soruşturmasıyla ilgili haberlerine yönelik gazetelere iki bini aşkın dava açıldı. Bunlardan bin 566'sı sadece Bakırköy savcılığından. Bu rakam biraz abartılı değil mi?

• Basın savcısının görevinin nasıl olduğunu insanlar bilmiyor. Ergenekon savcıları , Emniyete ‘gizliliği ihlal' ihbarında bulunuyorlar. Polisin bu konuyla ilgili düzenlediği evraklar savcılık bölgesi itibariyle Bakırköy'e geliyor. Asıl soruşturma dosyası Ergenekon savcılarında olduğundan gizliliğin ihlalinin olup olmadığına onlar karar veriyor. Dolaysıyla onların yaptığı ihbarı biz basın savcısı olarak davaya dönüştürüyoruz. Re'sen açtığımız davalarda oluyor. Bunlar daha sonra aynı dosyayla birleşiyor. Türkiye medyasının yüzde 80'i Bakırköy bölgesindedir. Dolayısıyla açılan dava sayısının burada yoğun görünmesi normaldir.

HELİN ŞAHİN-STAR
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-20-2009, 20:04   #3
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart




Bakırköy Cumhuriyet başsavcısı

ALİ ÇAKIR'dan Hülya Avşar'a Kürt açılımı soruşturması




Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kürt açılımı”na ilişkin değerlendirmeleri nedeniyle sanatçı Hülya Avşar hakkında, “Halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle soruşturma açtı.









Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kürt açılımı”na ilişkin değerlendirmeleri nedeniyle sanatçı Hülya Avşar hakkında, “Halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle soruşturma açtı.

ÇGD'DEN AVŞAR'A DESTEK


Sanatçı Hülya Avşar’ın “Kürt Açılımı”na ilişkin değerlendirmelerinin, “Halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle hem Avşar hakkında hem de röportajı yapan Milliyet Gazetesi muhabiri Devrim Sevimay hakkında soruşturma açıldı. Avşar, “Demokratik bir ülkede olduğumuzu düşünerek bunları konuştum. Soruşturma, bana yapılmış en büyük hakaret” dedi.
Avşar, dün öğle saatlerinde Ankara’ya gelerek, kızı Zehra ve yeğeni Hazar Atak ile birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir kafeteryasında Hürriyet’in sorularını yanıtlayan ve tepkisini, “Çağrıyı aldığımda birkaç defa okuma ihtiyacı hissettim. Genelde okuduğumu bir defada anlarım. İnanamadım. Nasıl böyle bir şey olabilir diye” sözleriyle dile getiren Avşar’ın değerlendirmeleri şöyle:
Türkiye’de hiçbir şey demokratik değil ki açılım yapılsın. Benim çocukluk günlerimi anlattığım bir röportajdı. Ne demişler; Halkı kin, nefret ve düşmanlığı tahrik etmek. Bunu, benim hayatımda bana yapılmış en büyük hakaret olarak düşünüyorum. Bu durumda nasıl demokrasiden bahsedilebilir Türkiye’de?
Açılımın ne olduğunu bilmiyoruz Türkiye olarak. Zaten daha bizim mercilerimiz de açılımın ne olduğunu bilmiyorlar. Demokrasiye izin verilmiyor. Benim yaptığım röportaja bu şekilde bir tepki gösteriliyorsa ne Kürt açılımı yapılabilir, ne demokratik açılım yapılabilir. Demokratik bir ülkede yaşamıyorsun ki açılımı yapalım.

Demokratik sandım


O röportajımda, barışa ve hayata güzel bakmanın ne olduğunu, nereden nereye geldiğimizi anlatıyorum, ki ben bunların hesabını vermek zorunda değilim. Bunun tam aksini de anlatıyor olabilirdim. Demokratik bir ülke olduğumuzu düşünerek bunları konuştum. Bugüne kadar ilk kez böyle bir röportaj verdim. Bizim ülkemiz demokratik bir ülkedir diyerek bu röportajı yaptım ve başıma gelene bakın.
(Öykünüzü anlatmaya devam edecek misiniz sorusu üzerine) Buna devam etmemem için benim yok olmam lazım. Ben ortadan yok olayım, o zaman devam etmesin. Bu gerçek. Bana göre şu bana yapılan Kürt açılımının tamamen kapatılmasıdır. Bu, açılım değil kapanış oldu. Ben, Türkiye’de bir sanatçının kendini oturup anlatmasıyla ilgili cumhuriyet savcılığından kin, nefret düşmanlık falan diye bir hakaretle, halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etmek suçu diye bir şey yazılıyorsa, bence bu ülkede demokratik açılım, Kürt açılımı falan konuşmasınlar.

Başbakan’ın bilmediği


Bu tamamen başbakanımıza yöneltilen bir şey değil. Belki başbakanımız çok iyi niyetli olabilir, ama maalesef daha bilmediği merciler anlamında... Önce dönüp mercilerimiz ne alemde, demokratik durum var mı, insanlarımıza hakikaten demokrat bir şekilde yaklaşabiliyormuyuz, insanlar özgür mü; daha bunun farkında değiller, inanıyorum.

AVŞAR ŞUNLARI SÖYLEMİŞTİ


Hülya Avşar, 24-25 Ağustos’ta verdiği röportajda hükümetin Kürt açılımı ile ilgili çalışmasını değerlendirmişti. Annesinin Türk babasının Kürt kökenli olduğunu anlatan Avşar, özetle şunları söylemişti:
Demokratik açılım meselesinden ben çok korkuyorum. Korkuyorum, çünkü bu öyle bir mesele ki, artık dönüşü yok. Bu işe başladıysanız bitirmek zorundasınız. En azından başarmaya doğru gidildiğini hissettireceksiniz. Aksi halde bu yeni doğmuş bebeğin ağzına memeyi verip en güzel anında çekmeye benzer, ki bu çok tehlikeli. Çünkü o zaman ne olur o bebek? Kıyameti koparır, olay çıkarır. Ne zaman ki sen yine o memeyi ağzına verirsin ya da başka bir meme; ancak o zaman susar, başka türlü kurtulamazsın artık. Türkler bu ülkenin bölünmemesini istiyor. Topraklarını, milletlerini korumak istiyor. Buna da sonsuz hakları var ama yöntem hataları yaptıklarını kabul etmeliler. Ben de sonuna kadar Türküm; ama bu Kürtleri yok saymak, onlara etnik baskı yapmak anlamına gelmemeli. Yıllardan beri Anayasa’yı değiştiriyorlar, bir kez de barış için değiştirsinler. Sadece acırım ona, (Öcalan’ı kastediyor) o kadar. Aslında insanlara kızmak, yargılamak zamanı da geçti artık.
Siz çağırdınız diye yıllardır dağlarda yaşayan insanlar “Lay lay lom” diyerek inmeyeceklerdir.

4.5 yıl istenecek


Soruşturma sonunda hakkında dava açılması durumunda Avşar, TCK’nın 216. maddesindeki, “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmüyle yargılanacak. Avşar, bu suçu basın yoluyla işlediği için TCK’nın 218. maddesine göre, ceza istemi yarı oranında artırılacak. Bu durumda dava açılması halinde Avşar, 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.

MYNET
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-20-2009, 20:07   #4
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart



Hülya Avşar'dan kendisine soruşturma açan Bakırköy(!) Cumhuriyet başsavcısı ALİ ÇAKIR'a yanıt verdi



'Sonuna kadar mücadele edeceğim, sözlerimin arkasındayım'



İSTANBUL – Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Kürt açılımı”na ilişkin değerlendirmeleri nedeniyle “halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle soruşturma açtığı Hülya Avşar savcılara yanıt verdi: Sözlerimin arkasındayım.


Kızı Zehra ile birlikte Türk Hava Yolları'na ait tarifeli uçakla Ankara'dan İstanbul'a gelen sanatçı Hülya Avşar, Atatürk Hava Limanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Avşar, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında açılan soruşturmayı hakaret olarak kabul ettiği belirterek, "Beni savcılığa vermiş olmaları açıkçası bende sadece şaşkınlık yaratıyor, sonuna kadar mücadele edeceğim. Bunu hakaret olarak algılıyorum. Bir insanın, ülkesinin sanatçısına 'kin ve nefret' sözlerini kullanmasını bırakın, bu sözler düşmana bile kullanılamaz. Feci, çok ayıp bir şey. Ama kendimin ve söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım. Adalete sonuna kadar güveniyorum. Bu durumdan kesinlikle ne demek istediğimi doğru düzgün anlatarak çıkmış olacağım. Dava açmayı düşünmüyorum" dedi.
Bir gazetecinin "Eğer soruşturma kabul edilirse 4.5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanabilirsiniz ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine de Avşar, "Böyle bir şey için yargılanacaksam yargılanırım, fark etmez. Şu başıma gelen meseleyi çok fazla ciddiye almak da istemiyorum. Bunun ucu düşünce özgürlüğüne dokunuyor bence" diye konuştu. (dha)



BU SÖZLERE SORUŞTURMA AÇILMIŞTI



Sanatçı Hülya Avşar, 24-25 Ağustos’ta Milliyet’te Devrim Sevimay’a verdiği röportajda hükümetin Kürt açılımı ile ilgili çalışmasını değerlendirmişti. Annesinin Türk babasının Kürt kökenli olduğunu anlatan Avşar, özetle şunları söylemişti: Demokratik açılım meselesinden ben çok korkuyorum. Korkuyorum, çünkü bu öyle bir mesele ki, artık dönüşü yok. Bu işe başladıysanız bitirmek zorundasınız. En azından başarmaya doğru gidildiğini hissettireceksiniz. Aksi halde bu yeni doğmuş bebeğin ağzına memeyi verip en güzel anında çekmeye benzer, ki bu çok tehlikeli. Çünkü o zaman ne olur o bebek? Kıyameti koparır, olay çıkarır. Ne zaman ki sen yine o memeyi ağzına verirsin ya da başka bir meme; ancak o zaman susar, başka türlü kurtulamazsın artık. Türkler bu ülkenin bölünmemesini istiyor. Topraklarını, milletlerini korumak istiyor. Buna da sonsuz hakları var ama yöntem hataları yaptıklarını kabul etmeliler. Ben de sonuna kadar Türküm; ama bu Kürtleri yok saymak, onlara etnik baskı yapmak anlamına gelmemeli. Yıllardan beri Anayasa’yı değiştiriyorlar, bir kez de barış için değiştirsinler. Sadece acırım ona, (Öcalan’ı kastediyor) o kadar. Aslında insanlara kızmak, yargılamak zamanı da geçti artık. Siz çağırdınız diye yıllardır dağlarda yaşayan insanlar “Lay lay lom” diyerek inmeyeceklerdir."

RADİKAL
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-20-2009, 20:25   #5
Kullanıcı Adı
rıfat gökalp
Standart



Savcı Ali Çakır'ı Nasıl Bilirsiniz?


Şamil Tayyar, ergenekon sanığı Veli Küçük'le ilişkisi tesbit edilen, apar topar emekliye ayrılan Savcı Ali Çakır'ı yazdı..



İLGİLİ HABERLER
» Şamil Tayyar'a Meydan Okudu
» Erkek Olsan, Çoktan Vurulmuştun!
» Olay Savcı'nın İsmi Ergekon'da




Şamil Tayyar / Star



İşte Benim Savcım


Bir sabah İstanbul'dan hiç tanımadığım, adını ilk kez görüşürken duyduğum bir avukat aradı. “Sizin sıkı bir okurunuzum ama arama gerekçem bu değil. Adliyeden arıyorum. 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde davanız var mı?” sorusuyla başladı söze.
“Hayır” dedim. Devam etti: “Ben de haberinizin olmadığını tahmin ettim. Çünkü siz de yoktunuz avukatınız da yoktu. Takip etmeniz için dosya numarasını aldım.”
Görüşmeden hemen sonra kurum avukatlarıma başvurdum. Öğrendik ki, anlatılanların hepsi doğru. Hakkımızda dava açılmış, devam ediyor, haberimiz yok.
Merak ettim, davayı açan savcı kim? Öncesinde avukatımla iddiaya girdim, “Kesin Ali Çakır'dır” dedim. Ali Çakır çıktı.
Çünkü; Ali Çakır, hakkımda açtığı hiçbir davada ifademi almadı. Ya tebligat yapmadı ya da usule aykırı şekilde İstanbul'dan Ankara'ya doğrudan tebligat yaparak ifade vermemi dolaylı şekilde engelledi.
Oysa yapması gereken, Ankara Basın Savcılığı üzerinden talimatla ifademi almaktı. İtirazımı da ciddiye almadı.
Ali Çakır, iddianamede ise açığını kapatmak için bizi ifade vermeye çağırdığı halde gelmemekle suçladı.
Yine bir sabah Ankara büroda arkadaşlarla sohbet ederken internet sitelerine Uğur Dündar'ın muhabir arkadaşımız Hüseyin Özay hakkında açtığı dava haberi düştü. Hüseyin şaşkındı, hakkındaki davadan haberi yoktu.
Sordum: “Soruşturma safhasında ifadeni almadılar mı?” “Hayır” dedi. “Savcı kim?” diye sordum bu kez. Bilmediğini söyleyince, araştırmasını rica ettim. “Kesin Ali Çakır'dır” demeyi ihmal etmedim.
Bir saat sonra Hüseyin geldi, “Ağabey haklı çıktın, Savcı Ali Çakır'mış.” Dündar'ın avukatı da bir Ergenekon sanığının şovmen avukatı Vural Ergül'dü.
Anahtar teslimi dava
Ali Çakır, böyle bir adamdır. Anahtar teslimi dava açıyor. Ergenekon sürecinde açtığı dava sayısı yüzlercedir. Hele Bülent Ersoy hakkında açtığı dava, hukuk tarihi açısından utanç davasıdır. İddianamenin gerekçesi ise evlere şenliktir. İnternette var. Herkesten istirham ediyorum, bulun okuyun. Okuyun ki, bu savcıyı yakından tanıyın.
Hülya Avşar'a açtığı soruşturmayı, konuşmaya bile gerek yoktur.
1 yıl 3 ay hapis cezası aldığım davanın da iddianamesini hazırlayan şahıstır. Allah'tan hakim insaflı çıktı, yoksa savcıya kalsa 18 yıl hapis cezasına çarptırılabilirdim.
Darbe günlükleri hazırlamış, evinde el bombaları saklamış, law silahlarıyla eğitim yaparken yakalanmış gibi hissettim kendimi.
Şimdi noter olmak niyetindeymiş, emeklilik dilekçesi vermiş. Giderayak başta Star Gazetesi olmak üzere Ergenekon'un üzerine giden gazetelere onlarca dava açarak veda etti.
Peki neden? Nedenini bir sonraki yazıma sakladım.
Artık, mızrak çuvala sığmıyor. Savcımızın kimi Ergenekon sanıklarıyla muhabbeti, öyle geçiştirilecek türden gözükmüyor. Ali Suat Ertosun'u gölgede bırakacak gibi...
Bu ne muhabbet böyle
Savcımız, 2006 yılında Bağcılar Cumhuriyet Savcısı iken “Latife” isimli kitabı nedeniyle Yazar İpek Çalışlar'ı şimdi Ergenekon sanığı olan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Genel Başkanı Taner Ünal'la birlikte sorgulamış. Soruşturmada bizim ifademize bile tenezzül etmeyen savcımız, Taner Ünal dostuna savcılık stajı yaptırırcasına Çalışlar'la aynı odada tartışma zemini oluşturmuş.
Haberin ayrıntılarını, Zaman Gazetesi, 9 Eylül günü ayrıntılı olarak yayınladı.
Dün de Taraf Gazetesi, Ali Çakır'la ilgili önemli bir ayrıntıya dikkat çekti. Meğer savcımız Ergenekon yöneticisi olmakla suçlanan Veli Küçük'le de ahbapmış.
Küçük'ün ajandasındaki 1 Eylül tarihli not şöyle: “26 Şubat pazartesi akşam savcı Ali ve Hasan ile yemek yiyeceğiz ve ortaklık görüşülecek”
Ajandanın dört yerinde Alı Çakır'ın ismi var. İş ve cep telefonu kayıtları da...
Sıradan arkadaşlığın ötesinde “ortaklık” görüşmeleri yapacak kadar samimiyet var aralarında. Veli Küçük'ün 30 Mayıs (2007) tarihli notu şöyle: “Hasan Çetin (Savcı Ali Çakır gönderdi) elektronik görüntü sistemlerinin sahibi. 0 212. 434....., 0 532 414..., L. Türkan ile görüştüm. Türker nakliyat ile görüşecek ve tekrar toplantı yapacağız ilk uygulamayı yapmak için. (Tekrar görüşeceğiz fiyat konusu incelenecek)”
Bu durumda merak edilen soru şudur: Ergenekon haberleriyle ilgili soruşturmalar, Ergenekon sanıkları Veli Küçük ve Taner Ünal'la yakın dostlukları tespit edilen bir savcıya neden teslim edildi?
Ali Çakır, yüzlerce medya mensubu hakkında dava açarken, Adalet Bakanlığı neden sessiz kaldı?
Ali Çakır'a ise tavsiyem şudur; Görevini layıkıyla yaptın veda ediyorsun, noterini Silivri'de aç, sırtın yere gelmez...
Baktın olmadı, TRT'de Medya Müfettişi'ne danışman olursun...
rıfat gökalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-21-2009, 17:29   #6
Kullanıcı Adı
hipermuhafazakar
Standart
İhanet çetelerinin savcısı onlara çalışıyor.
hipermuhafazakar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi