AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

"Sevincimizi çok görmeyin" diyerek neden oldukları travmayı görmezden gelen DTP yöneticilerine küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var. Bu ülkenin tüm illerinde, irili ufaklı tüm ilçelerinde, üzerinde Türk bayrakları olan mezarlar var. Üstelik bu mezarlar 20'li yaşlarda gençlere ait.

Bu ülkede herkes, ya ailesinden ya da arkadaşlarından teröre kurban verdi. Ve herkes sorumlu olarak Öcalan'ı görüyor. PKK elebaşısını ekranda gördüğü zaman tansiyonu yükselen binlerce anne var bu ülkede.

Peki, bunu neden hatırlatma ihtiyacı hissettik? Devlet politikası olarak başlatılan demokratik açılım sürecinin en önemli kavşaklarından birisi dağdan inen ilk kafileydi. Eğer ilk parti teröristler sorunsuz şekilde evlerine gidebilirse bundan sonraki aşamalar çok daha çabuk ve sorunsuz olacaktı. Devlet üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Hatta çok büyük bir riski alarak tutuklanması gerekenleri bile serbest bıraktı.

Peki, DTP ve 'eve dönenler' ne yaptılar? Adeta zafer 'zafer sarhoşluğu' içinde il il, ilçe ilçe dolaşmaya çıktılar. Her gittikleri yerde de provokatif açıklamalar yapmaya devam ettiler.

Eminim ki bu ülkede milyonlarca insan rencide oldu. Olmaya da devam ediyor. Yaşananlar karşısında Cumhurbaşkanı Gül de Başbakan Erdoğan da DTP'yi sert bir dille eleştirdi. Devletin zirvesi herkese 'Kendine gelmesi' çağrısı bile yaptı.

Fakat bütün sağduyu çağrılarına rağmen DTP ısrarla 'kaşımaya' devam ediyor. Önceki gün Hayrünnisa Gül ile birlikte bir program için Van'daydık. Konuştuğum yerel kaynaklar DTP teşkilatlarının organize bir şekilde 'Devleti dize getirdik, söke söke savaşı kazandık' mealli propaganda başlattıklarını anlattılar. Türkiye'nin her yerinde benzer hazırlıklar var.

Örgütün Avrupa kanadı da Habur'da yaşanan uğurlama ve karşılama gösterilerinin bir benzerinin Almanya'da ve Brüksel'de de yapacaklarını ilan etti. Yine söylediklerine göre Avrupa'dan gelecek olan teröristler 28 Ekim günü uğurlanacaklarmış.

'Bir tahrik daha' denebilecek bir durum. Sanki günler torbaya girdi ! Muhtemelen 28 Ekim günü ya da bir sonraki gün gelerek 29 Ekim bayramını sabote etmeyi planlıyorlar. Hatta 'Biz 28 Ekim günü Almanya'dan uçtuk ama Türkiye'ye geldiğimizde 29 Ekim olmuştu, Cumhuriyet Bayramı'na denk gelmesi tamamen tesadüf' bile diyebilirler. İster bir gün önce, ister 29 Ekim günü gelsinler her şekilde iyi niyetli bir tarih olmadığı ortada.

Oysaki Başbakan Erdoğan DTP lideri Türk'ü partiden ve tabandan gelen tahrik dolu açıklamalar konusunda uyarmış, çağrıda bulunmuştu. Yine Beşir Atalay, PKK'lıların teslim olmalarına saatler kala Türk'ü arayarak 'Hassas bir dönemden geçiyoruz. Lütfen biraz hassasiyet' demişti. Fakat bırakın biraz daha dikkatli olmayı DTP'liler el birliği ile milyonlarca insanı tahrik etme yarışına girdiler.

'PKK'lılar şimdi Ankara'ya gelecekler mi' tartışması yaşanıyor. DTP yönetimi 'Onlar sıradan vatandaşlar' diyerek 'isterlerse gelebileceklerini' söylüyor. Gerçi cılız 'sakin olalım' sesleri de çıkıyor ama kimsenin onları taktığı yok. Bu genel başkan olsa bile!

Peki, DTP ne yapmak istiyor? Bile bile bu kadar tahrik dolu konuşmaları, eylemleri neden yapıyor? Bu konuda muhtelif yorumlar, analizler var. Öne çıkan ise İmralı faktörü.

İstihbari çevrelerde uzun süredir Öcalan'ın kendi derdine düşüp tüm stratejiyi kendi özgürlüğü üzerine kurduğu bilgisi dolaşıyordu. Şöyle ki hem yol haritasında hem de avukatları aracılığıyla yolladığı mesajlarda kendi geleceğinin pazarlığında olduğu işaretleri vardı.

Dikkat edilirse uzun süredir hem Kandil hem de DTP, ısrarla 'Muhatap İmralı' diyor. Teslim olan PKK'lılar da aynı yere vurgu yapıyor. Öcalan da 'Bakın herkesin lideri benim. Bu iş bitecekse benimle pazarlık yapacaksınız' söyleminde.

Bu yüzden DTP, teslim olan PKK'lılar sürecini kaşıyacak. Gerginliği artıracak. Bir taraftan 'Kürtlük' bilinci üzerine oynayacak bir yandan Öcalan'ı sahaya sürecek. Siyaseten güçlenmeyi umuyor. Hele bu süreçte bir de kendi partilerini kapattırmayı başarırlarsa amaçlarına ulaşmış olacaklar. Önümüzdeki seçimde 'parsayı toplarız' niyetindeler.

Yani 'Terör ve Kürt sorunu, DTP ve Kürtçüler'e bırakılmayacak ciddi bir konudur' diyenler maalesef haklı çıkıyor. Ama DTP'lilerin unuttuğu şey de şu: Öcalan'ı öne sürmek çıkmaz sokaktır...