10-27-2009, 06:39 | #1 |
'Sivil toplum andıcı' tescillendi
Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasının yer aldığı 'kirli eylem planı'nı savcılara gönderen subayın, ihbar mektubuna başka belgeleri de ilave ettiği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, bu belgelerin içinde, 'sivil toplum andıcı' da bulunuyor. Koç ve Eczacıbaşı ailelerinin yanı sıra TESEV gibi çok sayıda kuruluşun fişlendiği andıcın Genelkurmay tarafından kabul edildiğini gösteren belge ihbar mektubunda EK-C (STÖ'lerle ilgili habere ilişkin bilgi notu) başlığıyla aktarılıyor. Mektubu gönderen subay, andıç çalışmasının 29 Temmuz 2004'te başlatıldığına ve Nisan 2006'da ilgili makama arz edildiğine dikkat çekiyor. Subay, "Yani Genelkurmay Başkanlığı adı geçen andıcın varlığını kesin bir şekilde kabul etmektedir. Bu rapor neticesinde Albay Çiçek hakkında bir işlem yapılmamıştır." diyor. İhbar mektubu, 'Lahika-1'i tescilledi Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı 'Kaos Planı'nın orijinal nüshasını Ergenekon savcılarına yollayan subay, bu belgeleri ilave ettiği mektubunda önemli bir gerçeği su yüzüne çıkardı. İhbar mektubu, Taraf Gazetesi'nin 7 Nisan ve 20 Haziran 2008 tarihlerinde yayınladığı 'Lahika-1' andıcını da doğruluyor. Koç ve Eczacıbaşı ailelerinin yanı sıra Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) gibi çok sayıda sivil toplum kuruluşunun fişlendiği andıç, tescillenmiş oldu. Türkiye için çok önemli bir gerçeği kanıtlayan subayın gönderdiği mektuba iliştirdiği Ek-C (STÖ'lerle ilgili habere ilişkin bilgi notu) isimli belgenin içeriği ise henüz belli değil. Ancak subayın kaleme aldığı satırlar, andıç çalışmasının 29 Temmuz 2004 tarihinde başlatıldığına ve Nisan 2006'da ilgili makama arz edildiğine yer veriyor. Mektupta yer alan "Yani Genelkurmay Başkanlığı adı geçen andıcın varlığını kesin bir şekilde kabul etmektedir. Bu rapor neticesinde Albay Çiçek hakkında bir işlem yapılmamıştır." ifadesi ise bu andıcın Genelkurmay'ın bilgisi dahilinde yapıldığını ortaya koyuyor. TALİMAT, GENELKURMAY BAŞKANI'NDAN Mektupta andıçla ilgili söz konusu kısım şöyle: "Sayın savcım, Dursun Çiçek tarafından hazırlanan ve çeşitli 'Sivil Toplum Örgütleri'nin fişlenmesini içeren bir andıç (Lahika-1) 7 Nisan 2008 tarihinde Taraf gazetesinde yayımlanmıştır. Taraf Gazetesi'nin konuyu haber yapmasından sonra Genelkurmay Başkanlığı soruşturma başlatmıştır. Soruşturma sonucunda hazırlanan bilgi notu Ek C'de (Bu not savcıların elinde (F.V.)) sunulmuştur. Bu bilgi notunda andıç çalışmasının Genelkurmay Başkanlığı'nın emri ile 29 Temmuz 2004 tarihinde başlatıldığı, Nisan 2006'da ilgili makama arz edildiği ifade edilmektedir. Yani Genelkurmay Başkanlığı adı geçen andıcın varlığını kesin bir şekilde kabul etmektedir. Bu rapor neticesinde Albay Çiçek hakkında bir işlem yapılmamıştır." Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in ismi ilk olarak 'Lahika-1' belgesiyle gündeme gelmişti. 20 Haziran 2008'de Taraf'ta yayımlanan belgeye göre, Genelkurmay, 'üst yargı organları başkanlarını TSK ile aynı paralelde hareket ettirmeyi' amaçlıyordu. Basın mensupları, televizyon kanalları düzenli temasla yönlendirilecek, yandaş olmaları sağlanacaktı. TSK, Türk milletini kendi çizgisine çekmeyi hedefliyordu. Kürt bölgelerinin silahlarla rahatsız edileceği, bazı sanatçı ve yazarların destekleneceği ifade ediliyordu.FATİH VURAL İSTANBUL Genelkurmay'ın Koç andıcı da belgelendi pKaos Planı'nın orijinallerini Ergenekon savcılarına göndererek Genelkurmay içerisindeki cuntacıların eylem planlarını delillendiren meçhul subay, ayrıca 3 önemli belge daha ihbar etti. Taraf Gazetesi'nde 7 Nisan 2008 tarihinde yayınlanan 73 sayfalık Genelkurmay andıcına da değinen subay, bu belgenin nasıl sızdırıldığıyla ilgili bir çalışma yapıldığını ortaya koydu. Yapılan çalışmada işadamları, sanatçılar, yazarlar ve entelektüeller hakkında hazırlanan 'ABD ve AB'nin yönlendirdiği STÖ'ler' isimli andıç doğrulanırken belgenin nasıl sızdırıldığının ise tespit edilemediği belirtiliyor. Sivil toplum örgütleriyle ilgili andıç belgesi Taraf'ın haberiyle ortaya çıkmıştı. Andıçta STÖ'lerin faaliyetleri tek tek sıralanmıştı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den Rahmi Koç'a, Sabancı ailesinden Eczacıbaşılar'a, Can Paker'den Oktay Ekşi'ye, TÜSİAD'dan TESEV'e kadar kamuoyunca bilinen birçok isim ve kuruluşun fişlendiği belirlendi. Andıçta yer alan kişi ve kurumlar, "Türkiye'yi bölmek isteyen ABD ve AB'nin projelerini Türkiye'de yürütmek için birçok fondan yardım almakla" suçlanıyordu. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Genelkurmay Harekât Başkanı Bekir Kalyoncu ve Bilgi Destek Daire Başkanı Tümgeneral N. Baykul'a gönderilen ve altı bölümden oluşan andıçta çarpıcı ifadeler yer alıyordu. Genelkurmay'ın raporuna göre sivil toplum örgütlerinin birbiriyle yakın bir işbirliği var. Birbirine zincir halkaları gibi bağlanan bu örgütlenmenin tepesinde ABD başkanına bağlı olan Ulusal Güvenlik Konseyi gösteriliyor. ABD, AB ve Musevilerin Soros Vakfı üzerinden sivil toplum örgütlerine rejimi değiştirmek ve ülkeyi bölmek için yardım ettiği belirtiliyor. Ünlü spekülatör Soros'un Açık Toplum Fonu aracılığı ile desteklediği dünyadaki örgütler, Gürcistan darbesine verdiği destek, Kıbrıs'taki faaliyetleri yer alıyordu. Rapora göre Soros Vakfı ve National Endowment For Democracy gibi vakıflar aracılığıyla Türkiye'deki STK'lara para dağıtıyor. Tabloda bu kurumlarla ilişki içinde olan ve mali destek alan Türkiye'deki kurumlar da sıralanıyor. En başta ise TOBB, TÜSİAD; Adalet, Dışişleri ve Eğitim bakanlıkları, TESEV, Arı Hareketi, Sabancı Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Liberal Düşünce Topluluğu, KADER, KAMER, SODEV, ENKA okulları, Umut Vakfı, Robert Koleji, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı yer alıyor. BÜLENT CEYHAN İSTANBUL Askerî savcının 'sır' ziyareti p'Kaos planı'nın orijinalinin Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderilmesiyle başlayan süreçte ilginç gelişmeler yaşanıyor. İstanbul cumhuriyet savcılarının yeni belge ve bilgilerin kendilerine ulaşmasının ardından Genelkurmay Başkanlığı'na davetiye çıkararak, mektupta adı geçenlerle ilgili soruşturma yazısı yazdıkları belirtiliyor. Subayın ihbar mektubunda belgenin imhasında görevli rütbeliler ve erbaşlarla ilgili isimlerin yer aldığı ortaya çıkmıştı. Sivil savcıların Genelkurmay'dan soruşturmak için talepte bulunduğu 6 erbaşla ilgili davetiye yazısına henüz cevap alınamamış. İsmi geçen ve çarşamba günü terhis olarak İstanbul'a gelen bir erbaşın sorgulandığı ve olayı tüm detaylarıyla doğruladığı da kaydediliyor. Bunun üzerine 23 Ekim Cuma günü olağanüstü gelişmeler yaşanmış. Bu kapsamda Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği'nden Askerî Başsavcı Yavuz Şentürk'ün, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan hemen önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'i ziyaret ettiği ileri sürülüyor. İstanbul'a gelen Şentürk'ün, Başsavcı Engin ile İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın orijinalinin bulunması ve sivil savcıların sorgulama talebinde bulunduğu isimlerle ilgili görüşme yaptığı iddia ediliyor. Askerî savcılığın sorguya davet edilen erlerle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na olumsuz cevap verdiği ileri sürülüyor. ZAMAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-27-2009, 06:40 | #2 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|