11-16-2009, 13:01 | #1 |
''Civanım,Delikanlım Ne Hale Geldi''[Cezaevinden Başbakanlığa Uzanan Film Şeridi]
"Bak Tayyip Bey bile ne halden ne hale geldi. O civanım delikanlının şimdi gözlerinin altı morardı, düşünüyor. İktidar sorumluk ister, yorulmak ister, bazen ağlamak ister" Tam 15 yıl önce... Erdoğan daha 39 yaşında. Belediye Başkanı bile seçilmemiş. Saçlar siyah... Fazla kilolardan eser yok. Ve bir sene sonra.... Haziran 94... Artık Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Siyaset hayatında geri dönülmez bir yola girmiştir. Ama ilk aşkı olan futboldan da hiç vazgeçmez. Spor yapmayı ihmal etmez. 12 Aralık 1997... Eşinin memleketi Siirt'te bir konuşma yapar. Gençliğinin verdiği ateşle çoştukça coşar. Ve o malum şiiri okur: "Minareler süngümüz, camiler kışlamız olacak..." Başına gelecekleri bilmeden gülümsemektedir 1998'de Avrasya Maratonu'na katılıp, Boğaz'ı bir ucundan öbür ucuna geçer. Üstelik birçok profesyonel koşucuyu da geride bırakmıştır. Hala gençtir! 24 Mart 1999... Erdoğan Siirt'teki konuşmasından dolayı yarın hapse girecek. Ancak henüz haberi yok. Kendinden emin bir tavırla Taksim Metrosu'nun deneme seferini izliyor.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-16-2009, 13:03 | #2 |
Ve 25 Mart 1999... Erdoğan'ın siyasi hayatındaki ilk "felaket"... Ancak o bunu gülümseyerek karşılıyor. Hapse el sallayarak giriyor. Tam 4 ay sonra... Hapisten çıkıyor. Yılgınlık ifadesi yok. Aksine üzerine daha da kararlı bir duruş gelmiş. Evinin balkonundan "geçmiş olsun" diyenleri selamlıyor... Belki de o gün yeni bir parti kurmaya karar veriyor. Ancak bundan sonra yolu mahkemelerden hiç ayrılmayacak. Yıl 2000. Yine mahkeme kapısında. Nedeni ise mahkeme heyetine hakaret... Oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın nikahında çok mutlu görünüyor. 40'lı yaşlarını sürmekte ama yine eskisi gibi topa vurabiliyor... Ve işte Ak Parti'nin kurulduğu günkü yüz ifadesi... 14 Ağustos 2001... |
|
11-16-2009, 13:07 | #3 |
Siyasetin zorluğu kendini hissettirmeye başlamış bile. Çok değil parti kurulalı 5 ay oldu ama yüzünde ilk kez böyle sinirli bir ifade görülüyor. Nisan 2002... Başbakanlık yolunda ilerliyor... Milli Takım'ın Çin'le olan maçını seyrederken heyecanını gizlemek gereğini hissetmiyor. Ve Ak Parti iktidara geldi. Recep Tayyip Erdoğan artık başbakan... 3 Kasım 2002... 48 yaşında... Saçlar hala siyah. Kırışıklıklar yok gibi... 4 senelik başbakanlığı sonunda Erdoğan artık sık sık böyle düşünceli bir şekilde objektiflere yakalanır oldu. Kürsüde bakan Unakıtan, hakkında verilen 3. gensoru önergesi için konuşuyor. Erdoğan endişeli... 17 Ekim 2006... Yorgunluğu gözle görülür hale gelmiş. Bu fotoğraf çekildikten 1 gün sonra hipoglisemik (ani şeker düşmesi) şok nedeniyle makam aracında baygınlık geçirecek. Kayıtlara "balyoz vakası" olarak geçen o malum gün yaşanacak. Artık genelkurmay da iyice sıkıştırmaya başlamış. Tarihe e-muhtıra olarak geçen metni internet sitesinde yayınlayarak Ak Parti'yi uyarmış. Erdoğan geri adım atmasa da endişesi duruşundan belli. Ve 21 Temmuz 2007... Seçimlerinden bir gün önce. Erdoğan'ın seçimi kazanacağı garanti. Ama nedense yüzünde neşeden eser yok! 22 Temmuz 2007... Ak Parti ikinci kez hükümette. Erdoğan ikinci kez başbakan... Ama bu kez saçlar beyazlamış... Gözler çökmüş. Yorgunluk yüzünden okunuyor. Yüzündeki bu endişe en yakın arkadaşı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığının '367 oy'a takılmış olması nedeniyle. Durum ne olacak bilmiyor. Belli ki günleri uykusuz geçiyor 14 Mart 2008... Ak Parti'ye kapatma davası açıldı. Erdoğan'a siyasi yasak isteniyor. Erdoğan'ın gözleri eskisi gibi parlak değil, saçları iyice ağarmış... Alnındaki çizgiler endişesini belli ediyor. Ama o "kırgın ve kızgın değilim" diyor. Aradan 5 ay geçti. Erdoğan'ın gözleri yeniden ışıldıyor. Çünkü bugün 8 Ağustos 2008... Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç Ak Parti'nin kapatılmadığını açıkladı... Erdoğan "yola devam" diyor. Hatta hala "seçimlerde ikinci parti olursam genel başkanlıktan ayrılırım" diyecek kadar iddialı. Ziyaret ettiği okulun öğrencilerine başarı sırrını yazıyor: "Oku, düşün, uygula, neticelendir" Ama artık aldığı yaşları fotoğraflardan gizleyemiyor... |
|
11-16-2009, 13:13 | #4 |
Ama ne oldu Allah işde...
Balkonlarda, duvarlarda en önemlisi kalplerde bu aziz halk İNADINA TAYYİP!!! pes etme dedi.. İçlerindeki kini, öfkeyi kusmadılar beklediler.. Ve o gün geldi Akparti kuruldu.. Diğerlerinin küçümsediği, hesap edemediği birşey vardı.. Halk unutmamıstı ve inatcıydı.. Gerisi mağlum zaten, 3. Dönemdede.. İNADINA AKPARTİ!!! İNADINA TAYYİP!!! İshak bey mükemmel ötesiydi Allah razı olsun... |
|
11-16-2009, 13:36 | #5 |
Bu film şeridi gözlerimin önünden akarken çok duygulandım.Duygulanmamak elde mi ki?Ezilmiş ve yok sayılmış asil bir milletin,bu milletin önderliğini yaparak,tekrar dünya sahnesine taşıyan ''Delikanlı Recep Tayyip Erdoğan''ın bu süreçte geçirmiş olduğu hayırlı kazalar,ve zamanın alıp götürdükleri,bizim gibi kendisine gönülden bağlı gönüldaşlarını duygulandırmasında ne yapsın...
|
|
11-16-2009, 14:28 | #6 |
Çok teşekkürler.Duygulandım gerçekten,allah başımızdan eksik etmesin.
|
|
11-16-2009, 15:01 | #7 |
İlahi adalet... Duaların manası...
İNADINA TAYYİP!!! |
|
11-16-2009, 16:39 | #8 |
Su misali zaman akıp geçsede,akıp geçen zaman bizlerden çok şey götürsede,bizler ise arkamızda zamanın alıp götüremeyeceği hizmetler bırakırsak,o zaman NE MUTLU RECEP TAYYİP ERDOĞAN'a...
VE BİZLEREDE... |
|
11-16-2009, 17:32 | #9 |
Allah hükümetimize ve başbakanımıza zeval vermesin...
|
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ak, bakan, başbakan, başkanı, belediye, bursa, cezaevi, civanım, delikanlı, erdoğan, forum, gençlik, hükümet, ishak, parti, yılmaz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|