12-08-2009, 21:13 | #1 |
TSK'daki gizli yapılanmayı deşifre etti ! NATO’nun gizli ordusu :Ergenekon-GLADİO
TSK'DAKİ GİZLİ YAPIYI DEŞİFRE ETTİ Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Ümit Sayın, 'kapalı celsede' verdiği ifadede davanın seyrini etkileyecek itiraflarda bulundu
GİZLİ TOPLANTILAR YAPILIYORDU
ÇYDD, ÇEV ve ADD SİVİL KANATTA GÖREVLİ Sivil uzantıları da bulunan gizli yapılanmadan ilk 2004 yılında haberi olduğunu, bu yapılanmanın sivil uzantıları olduğunu ise Şener Eruygur'dan 2006 yılında duyduğunu ifade eden Sayın, "Eruygur ve Hüseyin Kıvrıkoğlu askeriyedeki yapılanmanın sivil bağlantısından söz ettiler. 2 ya da 3 komutan sivil toplum örgütleriyle bağlantısından söz etti. Bu sivil toplum örgütleri arasında Çağdaş Eğitim Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile TESAV var.'' diye konuştu. Eruygur'un ADD'nin başına geçmesi cuntanın projesiydi
Üst yapıyı, Encümen-i Daniş olarak anlatmış
Başka komutanlarla yaptığı görüşmelerde de 'gidişata dur' demek için toplantılar yapıldığını söylediklerini ifade etti. Ümit Sayın, "Konuşmalar sırasında Ergenekon adı hiç geçmedi. Bu örgütlenmenin Ergenekon olup olmadığını bilmiyordum. Bir örgütlenme olduğunu, sivil toplum kuruluşlarıyla, Encümen-i Daniş ile koordineli olarak toplantılar yapıldığını biliyorum. Ama ben bu örgütün üyesi değilim. Ergenekon adını basından duydum.'' diye konuştu. Ana dava iddianamesi ile ikinci dava iddianamesini okuduktan sonra ordu içerisinde bir yapılanma olduğu kanaatine vardığını belirten Sayın, "Gerek Özden Örnek'in günlükleri, gerekse diğer deliller, TSK içerisinde bir örgütlenme olduğunu gösteriyor. Zaten ikinci dava darbe üzerine açılmış.'' şeklinde konuştu. Hüseyin Kıvrıkoğlu, hakkında çıkan iddialar üzerine Hürriyet'e konuşmuştu. 'O toplantıları Gül'e bildirdik' manşetiyle verilen haberde, Encümen-i Daniş toplantılarıyla ilgili açıklamalar yer aldı. Kıvrıkoğlu, ayda iki kez gerçekleştirilen söz konusu toplantılarda, dünya meselelerini tartıştıklarını, başbakan olduğu dönem Abdullah Gül'e bildirdiklerini anlattı. '1 Numara' olduğu yönündeki iddiaları yalanladı, Ergenekon'un adını operasyondan sonra öğrendiğini ifade etti. Gizli tanık itirafı: 'Anadolu' benim
Ergün Poyraz JİTEM'in elemanı
Emin Gürses'ten tehdit: Biraz sonra koğuşa geleceksin Duruşmanın ilerleyen saatlerinde Ümit Sayın'ın açıklamalarına ilişkin diğer sanık ve avukatların beyanları da alındı. Duruşmada, Sayın'ın, diğer sanıkların yokluğundaki oturumda anlattıklarının kağıda yapılan dökümü, diğer sanıklara mahkeme heyetince okundu. Bunun ardından söz alan tutuklu sanık Emin Gürses, Savcı Zekeriya Öz'ün gizli tanık olarak ifadesini aldığı sırada Sayın'a "221 etkin pişmanlık hükmü, 221'e girmezsen 35 sene yatarsın.'' şeklinde beyanda bulunduğunu savundu. Sayın ile aynı koğuşta kalan Gürses'in "Öz, 'Emin Hoca'nın burnunu biraz sürteyim' dedi mi?'' şeklindeki sorusuna, "Yok." cevabını verdi. Gürses'in "Bak burada öyle söylüyorsun. Sonra koğuşa geleceksin.'' şeklinde konuşması üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün müdahale ederek, "Bu ne demek?'' dedi. Gürses, "21,5 aydır aynı koğuşta kalıyorum. Tüm ihtiyaçlarını ben görüyorum. Zekeriya Öz bunu açıkça tehdit etti. Bunu bu duruma mahkeme getirdi. Sorgu sırasında, iddianame ve basında okuduklarından kendisi söylemiş gibi tutanağa yazıldığını anlattı. Sayın'ın durumu ortada. Açlık grevi tutuyor, intihar edeceğim diyor. Onun için tahliye istiyorum.'' dedi. Sanıklar ve avukatların sorularının tamamlanmasının ardından Başkan Şengün, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi. Ümraniye'de ele geçirilen bombaların sahibi olmakla suçlanan Oktay Yıldırım, Sayın'a "Bombalarla ilgili bahsettiğiniz konuşmada tam olarak duyduğunuz nedir?'' diye sordu. Sayın, konuşmanın Mehmet Demirtaş ve Oktay Yıldırım arasında geçtiğini belirterek, "Hangisi söylüyordu tam hatırlamıyorum; ama bombalardan bahsediyorlardı. Biri bombaların ortaya çıkmasının, Danıştay bombaları olduğunun duyulmasının tehlike yaratacağını söylüyordu. Diğeri de seri numaralarının farklı olduğunu söylüyordu. Bunu söyleyen sanırım Oktay Yıldırım'dı. Ben içeri girince sustular.'' dedi. Sayın, sık sigara içtiğini, sigara için dışarıya çıktığında kapının arkasından bunu duyduğunu ifade etti. Savcılar, Öcalan'ın dosyasını inceleyecek
Konu rıfat gökalp tarafından (12-08-2009 Saat 21:19 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-08-2009, 21:17 | #2 |
NATO’nun Almanya, Fransa İspanya, Portekiz, Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, İtalya, Yunanistan ve Türkiye’de Gizli Orduları vardı... Italya’da 3 Ağustos 1990 tarihinde, dönemin Başbakanı Giulio Andreotti, şifre adı Gladio (Kılıç sözcüğünün Latincesi) olan bir gizli ordunun varlığını açıkladı. Başbakan’ın, İtalya Senato Alt Komisyonunda yaptığı açıklamalar İtalyan toplumunu kökünden sarstı... Andreotti, bu gizli Gladio Ordusu’nun Savunma Bakanlığı içinde, Askeri İstihbarat Kuruluşu SMSI’nın şemsiyesi altında görev yaptığını söyledi. Askeri İstihbarat Kuruluşu SMSI’nın eski Başkanı, General Vito Micelli, Andreotti’nin bu sırları açıklamasına inanamadığını söyledi: ‘Ben, bu olağanüstü gizli örgütün varlığını açıklamamak için hapis yattım. Andreotti ne yaptı? Tuttu bütün bu sırları Parlementoya anlattı! İtalyan İstihbarat Örgütünce 1959 yılında hazırlanan bir belgeye göre, ‘gizli orduların’ bi başka deyişle ‘geride kalanlar birliği’ (The Stay Behind Group) nin iki amacı vardı: 1. Sovyet işgali sonrası ülkede direnişi örgütleyip başlatmak. 2. ‘Acil durumlarda’ ülke içinde operasyonlar düzenlemek! Acil durumu, İtalyan İstihbarat Örgütü, her geçen gün gücü artan İtalyan Komünist ve Sosyalist Partilerle mücadele olarak algıladı. Bu gizli ordu, teröristlere silah,bomba verdi... Suçu İtalyan soluna yükledi. Bu cinayetleri işleyenleri de polisten kaçırdı, onları korudu... Vincenzo Vinciguerra, sağcı terörist, Andreotti’nin her şeyi Parlementoya açıklamasını sağlayan Yargıç Felice Casson’a, şöyle ifade vermişti: ‘Sivillere saldırmak zorundasınız... Halka.... çoluk, çocuk, kadın, erkek ayırımı yapmadan. Nedeni çok basit. Halk, bombalar patlayıp silahlar atıldıkça, devlete dönecek... Kurtar bizi, diyecek. Daha geniş güvenlik önlemleri al!’ İtalyan Senatosu, 2000 yılında sonlandırdığı soruşturmada, şöyle bir açıklama yapmıştı:’ Suikastler, bombalamalar, askeri darbeler, İtalyan devlet yapısının içinde yuvalanmış kişilerce gerçekleştirildi. Bunların ABD İstihbarat Birimleriyle iç içe çalıştıklarıysa ortaya çıkarılmıştır.’ Şu ana kadar sadece Italyan, İsviçre ve Belçika Parlementolarında, bu ‘ulusal gizli orduların’ ortaya çıkarılması amacıyla soruşturma komisyonları kuruldu ve aylar hatta yıllar süren araştırmalardan sonra, bu soruşturmaların raporları halka açıklandı. Ancak ‘NATO’nun Gizli Orduları, Almanya, Fransa İspanya, Portekiz, Hollanda, Lüksemburg, Belçika, Danimarka, Norveç, İtalya, Yunanistan ve Türkiye’de de kuruldu.’ Bunların eş güdümünü (koordinasyonunu), adına Müttefik Gizli Komite (Allied Clandestine Committee-ACC), Gizli Planlama Komitesi (Clandestine Planning Committee CPC) denen kuruluşlar yürüttü. Ve bu ‘gizli ordulara şifre adları’ verildi. Danimarka’da Absalon, İsviçre’de P26, Norveç’te ROC, Belçika’da SDRA8... Kimi ülkelerde bu örgütler hiçbir zaman eyleme geçmezken, kimi ülkelerde terörün kaynağını oluşturdu, iktidarları değiştirdi. ‘Türkiye’de Kontr-Gerilla, hem iç terör hem işkence olaylarını yürüttü. Yunanistan’da LOK (Koyun Postu), Sosyalistlerin iktidara gelmesine engel olmak için 1967 askeri darbesini gerçekleştirdi. İspanya’da, Faşist Diktatör Franko’ya destek verirken gizli ordu, Almanya’da 1980 Münih terör olaylarıını hem tasarladı hem uyguladı.’ Avrupa Parlementosu, sorunla ilgili karar tasarısında şunları söylemek zorunda kaldı: ‘Avrupa Topluluğuna üye birçok ülkede gizli, paralel istihbarat ve silahlı eylem örgütlerinin 40 yıldır var olduğu Avrupa hükümetleri tarafından ortaya çıkarılmıştır. Dahası, kırk yıldır bu örgütlerin demokratik denetimden kurtulduğu ve ABD gizli servislerince yönetildiği anlaşılmıştır...’ Zamanında adına kontgerilla ya da özel harp dairesi denen, bugünse Ergenekon olarak bilinen bu örgütün, Türk demokrasisinin var olabilmesi için açığa çıkarılması gereğini herkesin anlaması ve kabul etmesi gerek. Bu işin Tayyip Erdoğan’la, Ahmet’le, Mehmet’le ilgisi falan yok.. Bu iş çok ciddidir... Ta ellili yıllardan bu yana, Türkiye’de faili mechul cinayetlerin, bombaların, sözde sağ-sol çatışmalarının artık aydınlanması gerekmiyor mu? Gerekmiyorsa, bunu açık açık söyleyin, biz de lay lay loma devam edelim!! (Kaynak: Center for Security Studies-Zurich; NATO’s Secret Armies, yazan Dr Danielle Ganser, Centre de recherche sur la mondialisation) |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|