12-11-2009, 18:49 | #1 |
Arınç: Hepimiz milliyetçiyiz, milletimizin değerlerine bağlıyız
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''İhanet sözcüğünü Türkiye'de hiç kimse kabullenmez, biz de AK Parti olarak kabul etmiyoruz. Hepimiz milliyetçiyiz, milletimizin değerlerine bağlıyız, hepimiz bu milletin daha yükselmesini, daha gelişmesini istiyoruz. Milliyetçilik boş sözlerle, kuru gürültülerle, hamaset nutuklarıyla olmaz'' dedi. Arınç, AK Parti Kayseri İl Başkanlığında partililere hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye'nin demokratikleştiğini ve özgürleştiğini ifade etti. Arınç, ''İnsanlar kendilerini rahatlıkla ifade etmeye başlıyorlar. Biz Türk milletinin mensuplarıyız. Allah'a çok şükür, bin yıldan beri bu topraklar üzerindeyiz. Bir kardeşliğimiz, bir beraberliğimiz, bir medeniyetimiz, bir kültürümüz, bir millet topluluğumuz var. Bunların içerisinde farklı etnik kökenlerden geldiğini söyleyen insanlarımız olabilir'' diye konuştu. Türkiye coğrafyası üzerinde farklı kökenlerden gelen insanların olduğunu yineleyen Arınç, şunları söyledi: ''Kayseri'de de var. Çerkezimiz var, başka bir yerde Boşnağımız var, Karadeniz bölgesinde Lazlarımız var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hatta Türkiye'nin pek çok yerinde (ben Kürt kökenliyim, annem babam Kürttür) diyenlerimiz de var. Bunlara hiçbirimiz itiraz etmemeliyiz, bunların hiç birisine ters yüzle bakmamalıyız. Biz onlarla beraberiz. Onlarla beraber bu milletin beraberliğini ve bütünlüğünü temsil ediyoruz. Onlar diyebilir ki, (ben kendi dilimi de konuşmalıyım, çocuklarıma da öğretme imkanı bulabilmeliyim. Onunla şarkı söylemeliyim, onunla radyo ve televizyonda program yapabilmeliyim.) Bu şimdi mümkün, ama eskiden mümkün değildi. 1980'de askeri darbe olduğunda Kürtçe konuşmak resmen yasaklanmıştı. Kendini ifade edemiyordu insanlar. 'Ben Kürdüm' demek suç haline getirilmişti.'' Arınç, bir gazetecinin, geçmişte Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yapan komutanlar ve bürokratlarla yaptığı görüşmelerden derlediği kitapta, o görevlilerin, kendini Kürt olarak tanımlayan kişilere karşı yaptıkları yanlış uygulamaların da dile getirildiğini ifade ederek şöyle devam etti: ''Teröristle mücadele edeceğiz. Bu bizim vazgeçilmez bir görevimiz. Çünkü terörist, bu ülkeye kastediyor, halkımızın malına, canına, huzuruna kastediyor. Onun anladığı şekilde, onun elindeki imkanlardan daha fazlasıyla onunla mücadele edeceğiz. Ama mesele sadece terörist ve terör meselesi değil. Başka şeyler var, onlara hayat veren başka sebepler de var. Terör bir sonuçtur, sebep değil. Terör, yani bu katliamlar, bu yaşanan olumsuzluklar sonuçtur. Ama bu sonuca 10 tane sebep yol açmış olabilir. Dolayısıyla siz sebepleri yok etmezseniz, sonuçla başa çıkmanız mümkün değil. Yani yanı başınızdaki bataklıkta üreyen sinekler, yaz aylarında sizi rahatsız eder. Siz (kahrolsun bu sinekler) dersiniz, ama sinekler buna hiç aldırış etmezler, umurlarında da olmaz sizin söyledikleriniz. Öldürmeye çalışsanız da kurtulamazsınız. O bataklığı kurutmaktan başka çareniz yok. Bataklığı kurutacaksınız ki, sinekten kurtulabilesiniz.'' -''POLİSİMİZ, ASKERLERİMİZ ELBETTE UYUMUYOR''- Teröristin sadece dağda eylem yapmadığını, şehirde de yaptığını vurgulayan Arınç, ''Demek ki terörist, her yere girebilir. Polisimiz, askerlerimiz elbette uyumuyor. Ama terörist, her türlü imkandan yararlanıp her türlü kılığa girerek amacını gerçekleştirmeye çalışıyor'' dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, kendilerinden önce 1999-2002 yılları arasında DSP, MHP ve ANAP koalisyonunun iktidarda bulunduğunu, Anayasa'nın 35 maddesinin o zaman değiştirildiğini, bu değişiklikler içerisinde idam cezasının kaldırılmasından, DGM'lerin kaldırılmasına kadar pek çok konunun bulunduğunu hatırlattı. Arınç, ''Bu değişiklik, tek bir amaçla yapıldı, Avrupa Birliği kriterlerine uymak, temel haklar noktasında biraz daha ileriye gitmek. Yanlış yaptıklarını söylemiyorum. Bu değişikliklerin tek sebebi, teröre yol açan sebepleri ortadan kaldırabilmek ve Türkiye'deki demokrasi ve hukuk standardını biraz daha yükseltebilmekti'' diye konuştu. O koalisyon ortaklarından biri olan MHP'nin, kendilerinin demokratik açılım projesine ihanet suçlamasıyla cevap verdiğini ifade eden Arınç, şunları kaydetti: ''İhanet sözcüğünü Türkiye'de hiç kimse kabullenmez, biz de AK Parti olarak kabul etmiyoruz. Hepimiz milliyetçiyiz, milletimizin değerlerine bağlıyız, hepimiz bu milletin daha yükselmesini, daha gelişmesini istiyoruz. Milliyetçilik boş sözlerle, kuru gürültülerle, hamaset nutuklarıyla olmaz. Böyle yaparsanız, size bile faydası olmaz. En iyi milliyetçiliği biz yapıyoruz ki, geçmiş yıllara göre Türkiye 100 misli daha itibarlı hale gelmiştir. Artık bu ülkenin Başbakanı olan kişi, sadece Türkiye'deki milyonların değil, dünyadaki mazlum ve masum milyonlarca insanın da sevgilisi olmuştur. Çünkü dünyada hiç bir başbakan, hiç bir devlet başkanı, yanında İsrail Başbakanı otururken, yüzüne bakarak, (sen zalimsin) diyememiştir.'' Arınç, Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinde son yıllarda büyük bir iyileşmeye gidildiğini, bunun büyük bir fırsat olduğunu belirterek, ''Bu terörü yok etmenin bir yolu da, terörün dış desteğini kesmektir. Türkiye'deki PKK örgütünün yurt dışında Avrupa ülkeleri içerisinde de, bir zamanlar kamp yaptıkları Yunanistan'da da Suriye'de de Güney Kıbrıs'ta da irtibatı vardı. Türkiye dostluklarını geliştirdikçe, Avrupa Birliği'nde müzakere sürecine başladıkça, terörün dış desteği minimum noktaya geldi, neredeyse kalmadı, diyebiliriz'' dedi. Avrupa Birliği ve ABD'nin, PKK'yı terörist örgüt olarak ilan ettiğini, hatta ABD'nin bununla kalmayıp, örgütün başındaki insanlara giriş yasağı koyduğunu, mal varlıklarını dondurduğunu ve onları uyuşturucu taciri olarak ilan ettiğini hatırlatan Arınç, ''Bugün Suriye, Irak ve İran PKK'ya karşıdır. Onun için örgütün çökmesi noktasında en ideal zamandayız. Dış destek gitti, milletimizin de zaten nefreti var. O zaman dağlarda bunlar barınamayacak haldeyse, Amerika'nın, AB'nin ve diğerlerinin de örgüte bakış açısı belli olduktan sonra konjonktürü iyi değerlendirmemiz lazım. Bizden önce 30 sene kimse buna cesaret edemedi, bizden sonra da kimse bunu yapamaz'' diye konuştu. -''EYLEM YAPAMAZ HALE GETİRECEKSİNİZ''- Terörü sona erdirmenin, eylem yapamaz hale getirmenin büyük bir iddia olduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti: ''Son altı aydan bu yana Türkiye bir çatışmasızlık sürecindeydi. Bundan dolayı da hepimiz memnunduk. Bir yerde silah patlamasa, eylem yapılmasa bundan memnuniyetsizlik duyacak insanlar kim olabilir, elbette örgütün kendisi olabilir. Çünkü o eylemlerle ayakta duracağına, sesini duyuracağına inanıyor. Varlık sebebinin eylemler olduğuna inanıyor. Belki İmralı'daki (beni de unutmasınlar) diye, örgütün ismini her zaman yüceltmeye çalışıyor. Ama bunlar bahsimizin dışında, biz zaten böyle bir örgütle mücadele etmeyi planımızın birinci sırasına yazmışız. Bağlantıları koparacaksınız, hayat damarlarını keseceksiniz, eylem yapamaz hale getireceksiniz. Nasıl? Bunu bilen devlet adamlarımız, planlarımız, kadrolarımız var. Buna inanın, bunu yapacağız.'' Demokratik açılım çalışmalarına bazılarının karşı çıktığını belirten Arınç, bunun tek sebebinin de hükümetin terörü bitirerek ülkede barışı, huzuru sağlayıp başarılı olacağını kıskanmalarının olduğunu söyledi. Arınç, ''Burada kıskançlığa yer yok. Biz öyle konular var ki ah keşke şunu bir başkası yapsa, şerefi de ona ait olsa, yeter ki Türkiye de bu sıkıntıdan kurtulsa diyoruz'' dedi. ''Şimdi biz bunu başardığımız zaman, ne bunun rantından, ne bunun itibarından bir gram bile istemiyoruz'' diyen Arınç, şöyle devam etti: ''Herkesin eli buna uzansın, herkes başarıdan nasibini alsın. Bu sürecin sonunda millet (Allah bin kere razı olsun) dediği zaman bütün partiler bundan nasibini alsın. Biz çok riskli bir işi aldık, bu iş oy için yapılacak bir iş de değil üstelik. Ne dedikodular, ne iftiralar duyuyorsunuz. Bir sene sonra seçim var Türkiye'de. Ana muhalefet ve yanındaki muhalefetin ağzına bakarsanız, biz vatan hainiyiz. Bu ne kadar çirkin bir yakıştırma, ne kadar sorumsuzca ifade edilmiş bir söz. Biz siyasetçiyiz, doğru yapabiliriz, yanlış yapabiliriz. Yanlış yaparsak, millet bunun cezasını verir. Milletten başkasının ceza vermesine gerek yok.'' -''HEPİMİZ GÖZYAŞLARI DİNSİN İSTİYORUZ''- Terörle mücadele konusunu bildiklerini ve bu konu üzerindeki çalışmaları sürdüreceklerini vurgulayan Bülent Arınç, ''Hiç biriniz rahatsız olmasın, endişe duymasın. Akan kanlar dursun, gözyaşları dinsin, demiyor muyuz? Bunu bizzat şehitlerimizin anneleri, babaları söylüyor. Siz hiçbir şehit annesinin ağzından (benim oğlum öldü, bütün askerler ölsün), diye birşey duydunuz mu? Haşa. Bunu söyleyecek bir anne Türkiye'de yok. (Benim gözüm ağladı, bütün gözler ağlasın, kan döküldü, bütün kanlar akmaya devam etsin) diyebilecek bir anne, bir baba, bir memleket evladı olabilir mi? Onur Öymen müstesna'' diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in, ''geçmişte de kan akmıştı, anneler ağlamasın dememiştik, hem anneler ağlamıştı, hem kan akmaya devam etmişti'' dediğini belirten Arınç, şöyle devam etti: ''Bunun özlemini duyan insanlar belli bir partide olabilir. Buna destek de çıkanlar da oldu maalesef. Ama ben inanıyorum ki, 72 milyon içerisinde Onur Öymen gibileri toplasanız, bu salonu dolduracak kadar insan çıkmaz. Hepimiz gözyaşları dinsin istiyoruz. Gözyaşlarının dindirilmesi konusunda da elimizden geleni yapacağız. Milliyetçi duyguları kimse istismar etmesin, kimse birbirini hainlikle suçlamasın. Hepimiz bu milletin tertemiz evlatlarıyız. Ben kendime ne kadar güveniyorsam, sayın Bahçeli'nin de bu ülkenin temiz bir evladı olduğuna inanıyorum. Sayın Baykal için de başka bir şey düşünemem. Siyaset yapan insanlara, ülkede önemli görevler üstlenmiş insanların hiç birisine biz hain gözüyle bakamayız. Yanlış yaptı diyebiliriz, onlar da bize yanlış yaptın diyebilirler. Ama birbirimizi yok etmek için değil. Çünkü biz birbirimizin ancak rakibiyiz, düşmanı değiliz. Elimize silah alıp da birbirimizi vuracak değiliz. Ama maalesef bu liderler öylesine ağır konuşmalar yapıyorlar ki, sanki birisine alın şunların hesabını görün der gibi. Bu bir siyasetçiye de yakışmaz, sokaktaki insanımıza da yakışmaz. Türk milleti kendisine yakışanı yapar.'' Arınç, AK Parti hükümetinin sürekli hizmet ürettiğini ve halkın mutluluğu, huzuru ve daha iyi yaşaması için ellerinden geldiğince çalıştıklarını da ifade ederek, ulaşımda yapılan çalışmaları da anlattı. Arınç, konuşmasının ardından partililerle vedalaşarak kara yoluyla Ankara'ya hareket etti. zaman
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|