AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Ankara toz duman. Hem Taraf'ın yayınladığı darbe planı hem de Anayasa Mahkemesi'nin 'askere sivil yargı' olarak bilinen düzenlemeyi iptal etmesi kafaları karıştırdı.

İktidar partisinde bir yandan "Artık Anayasa değişikliği farz oldu" sesleri yükselirken bir yandan da "Bir değişiklik yapmamız AYM'nin kararına göre mümkün değil. Ne yaparsak yapalım mahkemeden döner" görüşü dile getiriliyor. İzlenecek yol, pakette hangi maddelerin olacağı konusunda bir netlik yok. Farklı ekoller çarpışıyor. Bununla birlikte hükümet bu yasama yılı bitmeden bir referandum paketini halkın önüne koyabilir de.

AYM'nin 'askere sivil yargı' düzenlemesini iptali ise bir anda Anayasa değişikliği tartışmalarının önüne geçti. Şu anda tabiri caizse hangi davanın hangi mahkemeye gideceği konusunda 'dava-toto' oynanıyor. Her kafadan farklı yorumlar geliyor.

Böyle zamanlarda nabzı tutma açısından doğru isim Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek. Bakan Çiçek ile dün Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programındaydık. Çiçek'e çok şey sorduk ama o tecrübesini konuşturup köşeli konuşmaktan kaçındı. Fakat söyledikleri havayı yansıtması açısından önemliydi. Öncelikle EMASYA protokolünün şu anda İçişleri Bakanlığı bünyesinde masaya yatırıldığını söyleyelim. Bu konuda yakında bir karar alınırsa sürpriz olmaz.

Balyoz Darbe Planı ile ilgili sorulara kendini bağlayacak cevaplar vermekten kaçınsa da ifadelerinin satır aralarından Balyoz'dan haberdar olduğu anlaşılıyor. "Soğanın acısını yiyen değil doğrayan bilir" benzetmesini yaparken "Türkiye 2010'a kolay gelmedi. 7 senedir demokrasi adına bir kısım sıkıntıları göğüsleyerek demokrasiyi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir kısım işleri biliyor olsak bile sabır göstererek kendi kuralları içinde çözmeye çalıştık." dedi.

Darbe planlarıyla ilgili soruları farklı bir pencereden yanıtlamayı tercih etti Bakan Çiçek: "Artık bir karar vermemiz gerekiyor. 21. yüzyılda en çok vurgu yapılan şey insan hakları, demokrasi ve özgürlükler. Bu tip planların bunların hiçbiriyle ilgisi yok. Demokrasi mevsimlik bir şey değildir. İktidarlar seçimle gelir seçimle gider. Bu 7 yılda çok şey gördük. Ama 27 Nisan ve 22 Temmuz bu halkın bu tip planlara tepkisidir. Herkes mesajını alsın bu tablodan." Bu noktada ifade ettiği bir benzetme var ki altını kalın çizgilerle çizmek şart: "Türkiye şu kalın bağırsaklarını bir temizlesin."

Cemil Çiçek'e sorduğumuz, herkesinde cevabını aradığı soruya gelince. AYM kararından sonra süren soruşturma ve davalar ne olacak? Kamuoyundaki yaygın kanı; yani 'kaos hali' endişesi Çiçek'te de mevcut. Kanunun eski hali ve kendi yaptıkları düzenlemenin yürürlükten kalktığını hatırlatıyor ve ekliyor: "Ortada bir boşluk var. Herhalde kararı verenler de karmaşa olmasın diye gerekçesini yazarken buna uygun davranmışlardır. Her şey gerekçeden sonra şekillenir."

Son günlerin popüler kulis konusu AK Parti'ye yönelik yeni bir kapatma davası hazırlığı ile ilgili olarak ise 'Yasalara göre partilerini kapattıracak herhangi bir icraatlarının mümkün olmadığını' söylüyor. Bu tür haberlerinde 'AK Parti'yi bölme niyetli senaryolar' olduğunu iddia ediyor. Çiçek'e göre Anayasa değişmeli ama bunu yapmak tek başına AK Parti'nin sorumluluğu değil.

Bu tabloda Anayasa değişikliği ne kadar mümkün? Açıkçası iktidar partisinin Anayasa değişikliği konusundaki cesareti tartışmalı. Çeşitli çevrelerden gelen "Halkın gündemi aş iş, Anayasa isteyen entelektüeller zaten bize oy vermiyor. Boş verin bu işleri ekonomiye bakın" baskısını da hafife atmamak lazım.

Fakat gerçek olan şu ki artık deniz bitti. Hükümet hiçbir adım atamaz hale gelmiş durumda. Hepsi deşifre olsa da darbe planlarının ardı arkası kesilmiyor. Demokratikleşme yolunda yapılan düzenlemeler bir bir mahkemeden dönüyor. Yarın bir gün Danıştay'dan yeni 'sürprizler' de gelebilir.

Eğer AK Parti konsantrasyonunu toparlayıp sisteme yönelik köklü düzenlemeler yapamazsa biz önümüzdeki on yıl boyunca da bilmem kaçıncı darbe planını manşet yaparız. Eğer o planlardan birisi başarılı olursa manşet atacak gazete kalmaz orası da başka tabii...