01-30-2010, 17:22 | #1 |
Önce Namaz... 1 milyon 750 Bin satan bir kitap
Zaman zaman yaptığım gibi, bugün de “gündemin dışı”na çıkmak, daha doğrusu “gerçek gündemimiz”e girmek istiyorum... Bugün, “Balyoz” adlı “darbe girişimi”ni de, 2003 tarihli “Çarşaf” ve “Sakal” kod adlı “eylem plânları”yla “Fatih ve Beyazıt camilerinin bombalanması”nın düşünüldüğünü de teğet geçmek istiyorum... Bugün, “örtülü ödenek paraları”yla, “Başbakan” ve “bakan”ların dinlenmesi için “telekulak cihazları” alındığını da görmezden geleceğim... Bugün “Ağca muamması”na da değinmek istemiyorum, Susurluk, Danıştay, Ergenekon ve PKK bilmecelerine de... Bugün, “eksen kayması” iddialarına cevap veren Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Ne yani; Hıristiyan diye Haiti’ye yardım etmeyelim mi?” sözlerine de şöyle bir değinip geçeceğim...
Kısacası, bugün; “Türkiye’yi sarsan” olaylardan değil, “bizi sarsması” gereken bir konudan bahsetmek istiyorum. O konu, “namaz”dır!.. NAMAZ YOKSA, İNSAN DA YOK! Hani, “imandan sonra en büyük hakikat” var ya, işte o!.. Hani, “Kişinin Rabbiyle buluşması ve O’na en yakın olduğu an” var ya, işte o!.. Hani, “Kur’an-ı Kerim’de 70 defa emredilen ibadet” var ya, işte o!.. Hani Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (sav)’in, “dinin direği, gözümüzün nuru, mü’minin miracı” dediği “namaz” var ya, işte o!.. Evet, bugün, Allah (c.c.)’ın evi Kâbe’de yapılan “tavaf”ı bile kesen, “en vazgeçilmez ibadet” olan ama hep “vazgeçilen”, hep “ertelenen”, hep “ıskalanan” ve hep “kaza”ya bırakılan “namaz”dan söz etmek istiyorum... Diğer söyleyeceklerime geçmeden önce, “bir tek söz” söylemek istiyorum; “Namaz yoksa, insan da yok!” Çünkü namaz, “tüm programlarımızın anası, direği ve varlık sebebi”dir!.. “İnsanın varlık sebebi” de “namaz”dır!.. Namaz, “Yaradılışın sebebi ve gayesi”dir!.. Tüm “Müslümanım” diyenler bilir ki; Bedir Savaşı esnasında bile vazgeçilmedi “namaz”dan... Askerler, “birer rekât bile olsa” kıldılar namazlarını!.. Namaz, “o kadar vazgeçilmez” ki; Hz. Ömer (r.a.) yarasından kanlar akarken bile ihmal etmedi namazını... Ve Hz. Ali (r.a.)... Topuğuna saplanmış “ok”un çıkarılması için “namaz”a durdu!.. DEĞİŞMEYEN TEK GÜNDEM, NAMAZ Hani, “Allahüekber” deyip, iki elimizi kulak memelerine getiririz ya; malûm, bu hareketin anlamı, “dünyayı geride bıraktığını” ve sadece “Allah’la baş başa” olduğunu ilân etmektir!.. İşte ben de, bugün “Allahüekber” deyip, bütün “dünya”yı, bütün “dünya meseleleri”ni geride bırakıp, “namaz”ı yazmaya durdum... Aslında, gecikmiş bir yazı... Evet, “kaza”ya bırakılmış bir yazı. Bu yazıyı, taa 5 yıl önce, yani “Namaz Gönüllüleri Platformu” kurulup, “panel”ler düzenlendiği, “konferans”lar verildiği, “radyo ve TV programları” yapılmaya başlandığı günlerde yazmaya niyet etmiştim. Çünkü; amacı insanlara sadece namaz kılmanın güzelliği ve bilincini vermek olan bu platform; son beş yıldır konferanslar ve toplantılar düzenleyerek insanlara Allah’ın bu güzel buyruğunu hatırlattı. Çünkü onlar; “namaz için namaz hareketi” olarak bir araya gelen, namazın içsel boyutu kadar sosyal boyutunu da insanlara tanıtan, ortak amaçları namaz sevgisi olan bir platform... Sadece yurt içinde değil Kıbrıs ve Almanya gibi yerlerden de platformun gelerek kendilerine konferans vermelerini istiyorlar. O kadar ki; böylesine yoğun bir ilgi ve destekten dahi şaşırmış durumda. Şöyle bir tespitte bulunuyorlar: “Temiz topluma giden ilk adım namazın bilincine varmaktan geçer.” Gelin, görün ki; “Sürekli değişen gündemler”le boğuşmaktan, “değişmeyen tek gündemimiz”e eğilmeye fırsat bulamadım. Bu yazıyı yazmama vesile olduğu için; sayıları düzineleri bulan “Namaz Gönüllüleri Platformu”nun çok değerli mensuplarına, özellikle de; 2000 yılında yazdığı “Ömür Boyu Aşk” ve 2002’de yazdığı “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?” adlı kitaplarıyla gündeme oturan Cemil Tokpınar kardeşime teşekkür ediyor; bıkmadan, usanmadan, yılmadan ve Türkiye’nin her yanını karış karış dolaşıp, “Namaz!.. İllâ da Namaz” demeye devam ettikleri için kendilerini tebrik ediyorum... Allah (c.c.) kendilerinden razı olsun!.. BİR KİTAP Kİ, 2 MİLYONA YAKLAŞTI! Önceki gün öğleyin, Cemil Tokpınar’la buluşup, hem yemek yedik, hem de uzun uzun sohbet ettik... Konumuz, hem “Namaz Gönüllüleri Platformu” üyelerinin “Namazla Diriliş” etkinlikleriydi, hem de, “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?” kitabının, “tam 1 milyon 750 bin adet” satmasıydı!.. Düşünebiliyor musunuz; Öyle bir kitap ki, “1 milyon 750 bin adet satıyor” ama bu “Türkiye rekoru” ile ilgili ne televizyonlarda bir haber var, ne gazetelerde!.. Hadi, “kartel medyası”nı boşver!.. Ne acı ki, “bizler”de de yok!.. Oysa, “Şu Çılgın Türkler” kitabı, o da “askerlere zorla sattırıldığı” halde, “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır”ın ancak “yarısı kadar” sattığı halde, nasıl pompalanmıştı, biliyorsunuz... Hep böyle olmamış mıdır; Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in deyimiyle; bir kısrak bir tay doğurur gıkı çıkmaz ve dolayısıyla kimseler duymaz ama tavuk; alt tarafı bir yumurta yumurtlar, bütün mahalleyi ayağa kaldırır!.. Cemil Tokpınar da öyle!.. Bir kitap yazıyor, o kitap 1 Milyon 750 Bin satıyor ama, gündeme bile gelmiyor, getirilmiyor!.. “Sol”dan biri olsaydı var ya; evinde, yağacak “ödül”leri koyacak yer bulamazdı!.. O KİTAP, ŞİMDİ SADECE 1 LİRA! Gerçi, onun derdi “şöhret” değil!.. “Para” da değil!.. Eğer “şöhret ve para” peşinde koşsaydı, “tanesi 5 lira”dan satılan kitaptan köşeyi dönmeye, han-hamam sahibi olmaya bakardı... Ama, o ne yapıyor; “Nesil Yayınları”na ricada bulunuyor... “5 Lira” olan fiyatı, “herkes okusun” diye “sadece 1 lira”ya indirtiyor... Dahasını da yapıyor; “Okuma-yazma bilmeyenler” için, kitabı “kaset”e okutturuyor... Onunla da yetinmiyor, “herkes yararlansın” diye “internet sitesi”ne koyuyor!.. Eğer “şöhret” ve “para” peşinde koşsaydı, herhalde bunları yapmazdı. Ne yalan söyleyeyim; Çok etkilendim... Hem de çok. İşte bu yüzdendir ki; sizlere de “tavsiye” ediyorum... “Sadece 1 Lira” olan kitaptan sizler de alın, eşinize-dostunuza, arkadaşınıza-akrabanıza hediye edin, “namazla diriltin” onları!.. Açın Moral Kitap’a bir telefon, Çevirin, 0212 – 444 24 14’ü... İsteyin, ayağınıza gelsin kitap!.. Yalnız, “en az 25 adet” isteyin... Malûm, 25 adetten aşağısı, onlara da zarar!.. Cemil Tokpınar, “Niye Sabah Namazı?” sorusuna şu cevabı veriyor: “Sabah namazı; birçok bakımdan özel nitelikler taşıdığı için, maalesef en çok kazaya bırakılan namazdır... Uyku, yorgunluk, televizyon, diziler ve filmler, vaktinin dar oluşu gibi sebepler, sabah namazına özel bir önem verilmesi gerektiğini gösteriyor... Bu açıdan bakıldığında; Bir kimse sabah namazını kılabiliyorsa, inşallah vakit namazlarını da kılabilir diye düşünüyoruz... Çünkü; En zoru başaran, diğerlerini de başarır!” HAYATIN AMACI KULLUK Amacı, sadece ve sadece, namaza, “hak ettiği yer”in verilmesini sağlamak... Öyle inanıyorum ki; bu kitabı okuduktan sonra; namazdan “haz” duyacak, “namazla dirilecek”siniz!.. Birçoklarının dirildiği gibi!.. Zaten, “hayatın amacı kulluk, kulluğun aracı da namaz” değil mi?.. Malûm; “Sahip olduğumuz her şey, bizim için bir imtihan sebebi... Bu imkânlarımızı nerede, nasıl ve hangi niyetlerle değerlendirdiğimiz konusunda sorumluyuz. Sağlık, servet, çocuk, ilim ve özel yeteneklerimizi Allah (c.c.)’ı razı edecek yönde kullanmamız, boşa harcamadan, heba etmeden hakkını vermemiz dünyada intizam, ahirette ise mükâfat olarak sonuçlarını bizlere gösterecek.” O halde; Haydin Namaz’a... Haydin Felâh’a... Haydin, “namazla dirilme”ye!.. En başta dedik ya; “Namaz yoksa, insan da yok!” Nerede “insan” varsa; Orada “namaz” da olmalıdır!.. Ve katiyen “vazgeçilmemeli”dir!.. Lütfen; “Namaz öncelikli bir hayat” sürelim!.. Ne mutlu, “önce namaz” diyenlere... ***** Taşlar dile gelecek ama! Aslı var mıdır, bir rivayet midir, bilmiyorum... Olay şu: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in; “Siz, Yahudilerle muhakkak savaşacaksınız... Harp o kadar şiddetli olacak ki; hatta taşlar dile gelip, ‘Şu arkamdaki Yahudi’dir’ diyecektir” şeklindeki Hadis-i Şerif’ini duyan bir İsrail askeri, İsrail’in eski liderlerinden Golda Meir’e sorar: “Böyle mi olacak?” Golda Meir, ilginç bir cevap verir... “Evet, bu cümleler Tevrat’ta da var” der ve ekler: “Ancak, bugünkü Müslümanlarda bunu göremiyorum... Müslümanlar, Cuma namazlarındaki kalabalığı Sabah namazlarında da sağlayamazlarsa bunu başaramayacaklardır!” Nasıl, enteresan bir cevap değil mi?.. Bence, “çok çarpıcı” bir tesbit... Demek oluyor ki, Müslümanlar, “Cuma, Bayram ve Teravih namazları”na verdikleri önemi, “Sabah namazları”na vermiyor!.. Bu durumda, “taş”lar nasıl dile gelsin? Bana öyle geliyor ki; “taş”lardan önce, Müslümanların “taşlaşan” kalpleri dile gelmeli!.. Taşlaşan kalpleri yumuşatacak tek şey de “namaz”dır!.. hasan karakaya vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
din, islam, kitap, namaz, peygamber, vakit |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|