AK Gençliğin Buluşma Noktası


Konu Kapatılmıştır
Stil
Seçenekler
 
Alt 02-02-2010, 23:04   #1
Kullanıcı Adı
Kur'ânTalebesi
Standart Kadının boşanma hakkı
İslam hukukunda kocanın doğrudan (araya mahkemeyi sokmadan, mali külfeti yüklenerek) boşama (talak) hakkı bulunduğunu bilenlerin çoğu, evlilikten memnun olmayan, haksızlığa uğrayan kadınların -kocaları istemese bile- boşanma haklarının bulunduğunu bilmemekte ve bu yüzden ileri geri sözler etmektedirler.

Halbuki bugün dünyanın birçok ülkesinde uygulanan, sebeplerini ileri sürerek mahkeme yoluyla boşanmayı talep hakkı İslam hukukunda kadına da tanınmıştır. Bu hak, mahkemeye değil de hakemlere başvurularak da kullanılabilir. Ayrıca kadın, evlenme akdi yapılırken veya daha sonra kocasından boşama hakkı da alabilmekte ve gerektiğinde bu hakkı kullanarak doğrudan (kendi iradesiyle) boşanabilmektedir.

Kadının talebi üzerine ve hukukî sebeplerin bulunması hâlinde hakimin evliliğe son vermesi Hanefîlerce çok dar sınırlar içinde söz konusu olduğu için Hukuk-ı aile kararnamesine (A.K.) kadar Osmanlı ülkesinde revaç bulmamıştır. Mezkûr kanunun kabulü üzerine hâkimin salâhiyeti genişlemiş, diğer İslâm ülkeleri de iktibas ve genişletme yoluyla aynı müesseseyi geliştirmişlerdir.

Kadının boşanmayı talep etmesine dayanak olacak sebepler şunlardır:

1. Hastalık ve Kusur

Hastalık, sakatlık ve kusur iki nevidir. Birincisi cinsî hayatla ilgili olup, erkek veya kadında cinsî birleşmeyi engelleyen kusur ve hastalıklardır, ikincisi ise tiksinti ve nefret veren, yahut bulaşıcı olan hastalıklardır. Erkeğin iktidarsız olması, tenasül organının kesik veya sakat olması, kadının tenasül organında birleşmeyi engelleyen bir sakatlık veya anormalliğin bulunması birincisine; cüzzam, çiçek, frengi, saçkıran, akıl hastalığı... ikincisine örnektir.

2. Kayıplık

Kayıp olup yeri, yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen kimseye mefkud denir. İmam Mâlik, eşinin serbest kalması bakımından dört yıl beklemesini, bundan sonra ölümüne ve ayrılığa hüküm için hâkime başvurulabileceğini söylüyordu. (A.K.) da bu içtihadı benimsemiş ve kanunlaştırmıştır.

Yaşadığı bilinen, fakat evini terketmiş bulunan kocaya r0;gâibr1; denilmiştir. Kayıp şahsın eşi, Ebû Hanîfe ve Şafiî'ye göre bundan dolayı mahkemeye başvurarak ayırma talebinde bulunamaz. İmam Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'e göre ayırma talebinde bulunabilir. Kocanın yeri belli ise hâkim ona, gelmesi veya eşini almasını yazar ve bir müddet verir, müddetin hitamında durum değişmezse ayırır. Kocanın yeri belli değilse ve kayıplık müddeti bir yılı geçmiş ise karısının talebi üzerine hâkim ayrılığa hükmeder. Bu neticeler için kayıplığın askerlik, ilim tahsili, cihad gibi bir mazerete dayalı olmaması gerekir.

A.K. kayıplığın ayırma sebebi olabilmesini nafaka temininin imkânsız olma şartına bağlamıştır (md. 126).

Kayıplıktan dolayı hâkimin ayırma hükmü Mâlik'e göre bâin boşama, Ahmed b. Hanbel'e göre fesih hükmündedir. İbn Teymiyye uzun hapislik ve esirliği de kayıplık gibi telâkki etmiştir.

3. Nafakayı Kesmek

Nafaka temininin kocanın vazifesi, kadının da hakkı olduğu, evlenme akdinin hukukî sonuçları arasındadır. Koca nafakayı temin etmez, yahut edemezse kadının hakkını alabilmesi için müeyyide nedir? Nafaka ile ilgili âyetler ve umumî prensiplerden hareket eden müçtehitler bu soruya farklı cevaplar getirmişlerdir:

Ebû Hanîfe ve Sevrî'ye göre bu yüzden kadın boşanma dâvası açamaz, sabreder, kocasından çalışma izni ister ve alır, temin edemediği müddetçe kocası nafakayı borçlanır, alacakların tahsilindeki umumî kaidelere göre alacak tahsil edilir. Bu görüşün dayanağı ".. eli dar olana Allah, verdiği rızıktan fazla yük yüklemez..." mealindeki âyettir (et-Talâk: 65/7). İbn Hazm bu âyete ve benzeri delillere dayanarak daha da ileri gitmiş, "Fakir kocanın nafakası da, zengin olduğu takdirde karısına borçtur" demiştir.

Diğer üç mezhebin imamlarına göre kocanın nafakayı temin etmemesi veya edememesi kadının boşanma dâvası açması için bir sebeptir. "... onları (karılarınızı) zarar vererek nikâh altında tutmayın ki, haklarına tecavüz etmiş olursunuz..." (el-Bakara: 231) mealindeki âyet ile benzerleri de bu içtihadın delilleridir. İbn Kayyim'e göre kadın, evleneceği kocanın mâlî gücü konusunda aldatılmış olmadıkça nafaka yüzünden boşanma dâvası açamaz.

Nafakanın boşanma sebebi olması konusunda A.K. Ebû Hanîfe'nin (md. 94-99 ictihadını tercih etmiştir.

4. Kötü Davranma ve Geçimsizlik

Kötü davranış, geçimsizlik, aile hukukuna riayetsizlik kocadan geliyorsa (kusur kocada ise), kadının yapacağı iş durumu hâkime ve hakemlere intikâl ettirmektir. Bu kaideleri getiren âyet (en-Nisâ: 4/33-34) gereğince bütün müçtehitler, fena muamele ve geçimsizlik sebebiyle kendisine başvurulması halinde hakimin durumu hakemlere intikâl ettireceğinde birleşmişlerdir. Farklı görüşler, genellikle biri kadının, diğeri de kocanın ailesinden olan hakemlerin salâhiyetleri konusunda ortaya çıkmaktadır.

Ebû Hanîfe'ye göre hakemler vekil durumundadırlar, kendilerine boşama ve evliliğe son verme salâhiyeti verilmemiş ise bunu yapamazlar. İmam Mâlik ve daha başka bazı müçtehitlere göre ise hakemler duruma göre arayı bulmak ve düzeltmek, bu mümkün olmazsa bedelli, yahut bedelsiz evlilik hayatına son vermek salâhiyetine sahiptirler. Anılan âyet ile sahabe uygulaması bunu göstermektedir. Hanefî mezhebinin hâkim bulunduğu Osmanlı ülkesinde A.K. bu konuda İmam Mâlik'in içtihadını tercih etmiş ve kanunlaştırmıştır. Kanunun 130. maddesi özetle şöyle demektedir: "Eşler arasında geçimsizlik çıkar da birisi hâkime başvurursa, hâkim tarafların ailelerinden birer hakem tayin eder; ailelerde uygun şahıs bulunmazsa dışardan uygun şahısları hakem kılar. Böylece kurulan aile meclisi tarafları dinler, durumu inceler ve aralarını bulmaya çalışır. Durumu düzeltmek mümkün olmazsa bakar: Kusur kocada ise onları ayırır ve evlilik hayatına son verirler, kusur kadında ise mehrin bir kısmı, yahut tamamı karşılığında evlilik hayatına son verirler (muhâlâ'a yaparlar). Hakemler karara varamazlarsa hâkim ya başka bir hakem heyeti kurar, yahut da ailelere yabancı olan bir üçüncü şahsı heyete dahil eyler. Hakemlerin kararı kesindir." Hakemlerin ayırması bâin boşama hükmündedir (md. 131).

Bu konuda (kadının boşanma hakkı) daha geniş bilgi için "Anahatlarıyla İslam Hukuku" isimli kitabıma bakılabilir.

Hayrettin Karaman
Yeni Şafak

 

 
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi