AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Üç mevsim]

Uluslararası toplantıda medya sansürü

28 NATO ülkesinin savunma bakanlarını İstanbul'da bir araya getiren "NATO Savunma Bakanları Gayrıresmi Toplantısı"nda skandal üstüne skandal



NATO Savunma Bakanları Gayrıresmi Toplantıları, İstanbul Kongre Merkezi'nde devam ediyor. İstanbul'da dün başlayan ve 28 NATO ülkesinin savunma bakanlarını bir araya getiren zirveye organizasyon bozuklukları damgasını vurdu. Elektrikler kesildi, internet bağlantısı yasaklandı, akredite olan basın mensupları daha sonra dışarı çıkartıldı, toplantılar gazetecisiz yapıldı.

"GÜVENLİĞE SÖYLEYİN, DIŞARI ÇIKARSINLAR"

Dün sabah saatlerinde zirve için İstanbul Kongre Merkezi'ne gelen gazeteci ve katılımcılar, giriş kartları içeriden dağıtılmasına rağmen kartı olmayanların içeri alınamayacağını öğrendi. Maçka-Harbiye arasında kilometrelerce giderek tüm kapılarda şansını deneyen gazeteci ve katılımcılar yaklaşık 1.5 saat bekletildikten sonra güvenlik güçlerinin eşliğinde kongre merkezine girebildiler. Akreditesi olduğu olduğu halde içeri girenlerse özür dilenerek dışarı çıkartıldı.

İşte o anlar...




Zirvenin yapıldığı bölgeye girebilen basın mensupları defalarca arandı. Aramaların bir kısmını yapan polisler “Asker böyle istedi” derken, diğer arama noktalarındaki askerler ise “Böyle emredildi” açıklamasını yaptı. Aramalar sırasında sık sık tartışmalar da yaşandı. Sonunda içeri girebilen gazeteciler NATO'nun halkla ilişkilerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jean-Francois Bureau'-nun basın toplantısına gazeteci alınmayacağını öğrendi. Basın toplantısının gazeteciler bulunmadan yapılmasının anlamsız olacağı konusunda uzun uğraşlar sonunda görevlileri ikna eden gazeteciler, açıklamanın yapılacağı salona gittiklerinde basın toplantısının bittiğini öğrendiler. Açıklamalarını bir kez daha yapmak için ikna edilen Bureau “Bu koşullarda çalışmak çok kolay değil. Bu toplantı, ev sahibi ülke ve NATO'nun ortak çalışmasıdır. İki tarafı da suçlamak istemiyorum. Bizim için yaşananlar çok kötü çünkü basın kamuoyuna ulaşmamızın anahtarı” dedi.

İnternet yasak

Zirvenin yapıldığı İstanbul Kongre Merkezi'nin saat 13.00 sıralarında elektrikleri kesildi. Karanlığa bürünen merkezdeki yabancılar “Türkiye'nin elektrik faturasını ödeyecek parası yok galiba” diye dalga geçtiler. Yetkililer yaklaşık 15 dakika süren elektrik kesintisinin “tatbikat” olduğunu iddia etti. Basın merkezinde internet bağlantısı da güvenlik gerekçesiyle yoktu. İnternet yasağının mantığının sorulması üzerine Bureau gülerek, “Bu akşam sonuna kadar internetin olacağını umuyoruz” dedi.

Basın merkezi soğuk olduğundan İstanbul'un soğuna alışamayan bazı yabancı gazeteciler, paltoları, şapkalarını giyerek çalıştı. Farklı ülkelerden 250 gazetecinin izleyeceği zirve 2 gün sürecek.

RASMUSSEN'İ KAPIDA KARŞILADI

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve eşi Sevim Gönül, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile eşi Anne-Mette Rasmussen'i İstanbul Kongre Merkezi Tophane Salonu'nun kapısında karşıladı. Gönül ile Rasmussen daha sonra yarım saat baş başa görüştü. Savunma bakanları dün akşam “Lirik Tarih” gösterisini izledikten sonra çalışma yemeğinde bir araya geldi. Bugün yapılacak toplantıya Cumhurbaşkanı Gül de katılacak.

FÜZELİ PROTESTO

Zirve kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Kampüsü'nde düzenlenen “Barış ve Güven İçin Bilim” konulu toplantı bir grup öğrenci tarafından protesto edildi. Yaklaşık 15 öğrenci “Katil NATO defol, İTÜ bizimdir” yazılı pankart açtı. Yaptıkları füzeyi bina içerisine atan grup, alkışlarla ayrıldı.

ELEKTRİK KESİNTİSİ Mİ TATBİKAT MI?

Kongre merkezinde elektrikler kesilince konuklar ‘Elektrik parasını mı yatırmadınız' diye espri yaparken yetkililer ‘Tatbikat yapıldı' iddiasında bulundu. Zirve öncesi büyük bir karmaşa yaşanması da dikkat çekti.


Samanyoluhaber
05.02.2010

[Üç mevsim]

TSK akreditasyonu Türkiye'yi zora soktu

Samanyolu Haber Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar, tüm dünyanın odaklandığı NATO Toplantısı'nda Samanyolu Haber Televizyonu'na yapılan sansür skandalını kaleme aldı.





Türkiye uluslararası bir toplantıya ev sahipliği yaptı.

Dünyanın dört bir yanından en üst düzey yetkililer geldi.

Gelecekler elbette. Gelişiyoruz, dünyayla buluşuyoruz.

Almış hızımızı gidiyoruz. Koşa koşa…

28 ülkenin Savunma Bakanı. 100'ün üzerinde gazeteci.

Geldiler… Geldiler de ne gördüler.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN

06.02.2010 00:10:32

[Ukbâ]

Sabah akşam TSK'nın içine sızmış cuntacıları ifşa eden haberler yaparsanız bu kadar direnc ile karşılaşmanız doğal Milletin ,demokrasinin yanında olmayı bazen TSK'nın içindeki sisteme tercih etmeyeceksiniz. Biraz kartel basın ahlakı olsun sizde yanar döner olun. Neyse bu yüzyılda bu haber hiç yakışık olmamış elbette ileriki dönemlerde bu ayıplardan da temizleneceğiz, geçmişe baktığımızda bugünlere kadar çok şeyler değişmiş değişenler değişmek zorunda olanların teminatıdır.İçlerinde belki de Türkiye düşmanı olabilecek yabancı ülkelerin basınına izin vereceksiniz kendi ülkenizdeki basına akretide uygulayacaksınız emasyada kaldırıldı ama iç tehdit unsurları devam ediyor nasıl olsa iç tehdit algılarıda değişecek bu son olacağına eminim.

[Eşref]

Bu ülkede Samanyolu kadar kaliteli, Samanyolu kadar toplumu düşünen, Samanyolu kadar bilinçli, Samanyolu kadar objektif, Samanyolu kadar seviyeli... başka hiçbir kanal yok. (Samanyolu derken, bunun içine Samanyolu TV, Samanyolu Haber ve Zaman'ı katabilirsiniz.)

Diğer basın gruplarına baktığınızda, ya seviye düşük, ya taraflı, ya da toplumun beğenisini kazanacak kadar kaliteli değil. Mesela son zamanlarda çokça konuşulan bir Taraf Gazetesi var. İnanın, gizli kapaklı çalışan, pkk'nın yayın organı gibi. Bugün TSK'nın içinde olumsuz bir durum varsa, avuçlarını okşaya okşaya hemen manşete taşırlar. 10 doğru laf edip, bir tehlikeli düşünceyi milletin beynine zerk ederler. Önce ruhu okşayıp sonra Apo gibi katilleri süsleyip önümüze sürerler. TSK varsın almasın Ahmet Altan'ı, Tarafı.

Fakat Samanyolu hiçbir zaman böyle değildir.TSK içindeki cuntacılardan bahsederken, dikkat edin akla karayı ayırır. Samanyolu der ki; Milletimizin gözbebeği TSK'nın içine sızan cuntacılar..."

Sonra haberler biter, "İsimsiz Kahramanlar" başlar. Askerimizin acı hikâyeleriyle göz yaşı dökeriz. Sonra "Tek Türkiye" ile ülke üzerinde oynanan oyunları fark ederiz. Güneydoğu insanımıza devlet adına kimlerin işkence ettiğini görür, pkk'nın pis yaşamına tanıklık ederiz. Kötü askerin pkk'yı yönetenle aynı kişiler olduğunu görür, gerçek askeri severiz. Ardından bir Tv Filmi başlar. Doğruluğun, güzelliğin hikmetleriyle duygulanır, inançlarımız tazelenir. Yaratan'a şükrederiz. Bu ne güzel bir yayın anlayışıdır.

Oysa diğerleri ya askeri kötüleme amacı güder (Taraf gibi) ya da cuntacıyı, ergenekoncuyu koruma gayesi. (Doğan grubu gibi) Ya etliye sütlüye dokunmayayım diyerek milleti uyutur (Show gibi) ya da olayları ruhsuzca verir geçer. (TRT gibi)

Şimdi TSK'nın ve bu ülkeyi seven herkesin Samanyolu'na teşekkür etmesi, "Allah sizlerden razı olsun" demesi gerekir. Fakat teşekkürü hak eden bir yayın organına bu haksızlık, insanın içini acıtıyor. Bu skandala imza atanları, Samanyolu'na bu haksızlığı yapanları şiddet ve nefretle kınıyorum.

[ishakyilmaz]

Bu aklı evveller yok mu bu aklı evveller!Diyecek söz bulmakta güçlük çekiyorum.Kendi beyinsiz kafalarına göre kural icad edip genelle yayma cehaletleri yok mu insanı adetta çileden çıkartır.O yüzden bu aklı evvellerin en kısa zamanda tımar edilmesi lazım.!

[delidumrul]

KaraEsref Nickli Üyeden Alıntı

Bu ülkede Samanyolu kadar kaliteli, Samanyolu kadar toplumu düşünen, Samanyolu kadar bilinçli, Samanyolu kadar objektif, Samanyolu kadar seviyeli... başka hiçbir kanal yok. (Samanyolu derken, bunun içine Samanyolu TV, Samanyolu Haber ve Zaman'ı katabilirsiniz.)

Diğer basın gruplarına baktığınızda, ya seviye düşük, ya taraflı, ya da toplumun beğenisini kazanacak kadar kaliteli değil. Mesela son zamanlarda çokça konuşulan bir Taraf Gazetesi var. İnanın, gizli kapaklı çalışan, pkk'nın yayın organı gibi. Bugün TSK'nın içinde olumsuz bir durum varsa, avuçlarını okşaya okşaya hemen manşete taşırlar. 10 doğru laf edip, bir tehlikeli düşünceyi milletin beynine zerk ederler. Önce ruhu okşayıp sonra Apo gibi katilleri süsleyip önümüze sürerler. TSK varsın almasın Ahmet Altan'ı, Tarafı.

Fakat Samanyolu hiçbir zaman böyle değildir.TSK içindeki cuntacılardan bahsederken, dikkat edin akla karayı ayırır. Samanyolu der ki; Milletimizin gözbebeği TSK'nın içine sızan cuntacılar..."

Sonra haberler biter, "İsimsiz Kahramanlar" başlar. Askerimizin acı hikâyeleriyle göz yaşı dökeriz. Sonra "Tek Türkiye" ile ülke üzerinde oynanan oyunları fark ederiz. Güneydoğu insanımıza devlet adına kimlerin işkence ettiğini görür, pkk'nın pis yaşamına tanıklık ederiz. Kötü askerin pkk'yı yönetenle aynı kişiler olduğunu görür, gerçek askeri severiz. Ardından bir Tv Filmi başlar. Doğruluğun, güzelliğin hikmetleriyle duygulanır, inançlarımız tazelenir. Yaratan'a şükrederiz. Bu ne güzel bir yayın anlayışıdır.

Oysa diğerleri ya askeri kötüleme amacı güder (Taraf gibi) ya da cuntacıyı, ergenekoncuyu koruma gayesi. (Doğan grubu gibi) Ya etliye sütlüye dokunmayayım diyerek milleti uyutur (Show gibi) ya da olayları ruhsuzca verir geçer. (TRT gibi)

Şimdi TSK'nın ve bu ülkeyi seven herkesin Samanyolu'na teşekkür etmesi, "Allah sizlerden razı olsun" demesi gerekir. Fakat teşekkürü hak eden bir yayın organına bu haksızlık, insanın içini acıtıyor. Bu skandala imza atanları, Samanyolu'na bu haksızlığı yapanları şiddet ve nefretle kınıyorum.

10kere +. Tebrikler