05-31-2009, 18:10 | #1 |
Bu yazıyı hem başı örtülüler, hem açıklar okusun !!!
Bu yazıyı hem başı örtülüler, hem açıklar okusun !!! Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın kaleminden, hem başörtülüler için, hem başörtülü olmayanlar için önemli mesajlar içeren bir yazı... Bir psikiyatristin gözünden başörtüsüne ve bu duruma karşı çıkma eylemine bakmaya ne dersiniz? Kendinizle yüzleşmeye cesaretiniz var mı? Başını örtenler: Eğer inanmadan örtünüyorsanız, başörtüsünü çıkarınız. Eğer siyasi simge olarak örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer mahalle baskısı ile örtüyorsanız çıkarınız. Eğer babanızın baskısı ile örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer kocanızın baskısı ile örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer ağabeyinizin baskısı ile örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer yaşadığınız ortamda prim yaptığı için örtüyorsanız, başörtünüzü çıkarınız. Eğer gelenek olduğu için örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer sizi güzelleştirdiği için başınızı örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer ALLAH için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz. Eğer inandığınız için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz. Eğer dini gereklilik için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz devam ediniz. Ancak artık özgür olmadığınızı unutmayın. Başörtüsü ile sakız çiğneyerek dolaşamazsınız. Karşı cinsle sarmaş dolaş olamazsınız. Artık temsil ettiğiniz bazı değerlerin var olduğunu unutmayınız. Eğer inandığınız için örtünüyorsanız içini doldurunuz. Dürüstlüğünüz, çalışkanlığınız, hoşgörünüzle örnek olurken; ahlakî anlayışınız, oturup kalkışınızda da daha dikkatli olmalısınız. Çünkü başörtüsü sizin için hem bir hak hem bir değerdir. Haktır; çünkü sonradan çıkarılmış bir kavram değildir. 1400 yıllık bir geçmişi vardır. O halde örtündüğünüz gibi yaşayın. Yaşadığınız gibi örtünün. Karşı çıkanlar: Başörtüsüne size ölümü hatırlattığı için karşıysanız, vazgeçiniz. Ölüm vardır ve gerçektir. Başörtüsüne din karşıtlığınız sebebiyle muhalifseniz, vazgeçiniz. Dinin teselli etme ve hayata anlam katma gücünü yok edemezsiniz. Başörtüsüne korktuğunuz için karşıysanız, korkunuzu analiz ediniz. Korkunuz dini bir veriden kaynaklanıyorsa, o veriyi tartışınız. Korkunuz dinin yanlış yorumlarından kaynaklanıyorsa, doğru yorum bulmak ya da oluşturmak için mücadele ediniz. Korkunuz küçük kentler ve Anadolu’daki mahalle baskısı ile insanlarla diyologa giriniz. Birlikte yaşama bilincini oluşturmak gibi bir misyon üstleniniz. Yasağı yasakla gidermek çözüm olamaz. Korkunuz İran gibi olmaktan kaynaklanıyorsa, başörtüsüne karşı çıkmak yerine radikalliğe karşı çıkınız. Korkunuz Atatürkçülüğün tehlikede olmasından kaynaklanıyorsa hangi Atatürk’ü savunduğunuzu sorgulayınız. Korkunuz Cumhuriyetin tehlikede olmasından kaynaklanıyorsa “Tek Parti Cumhuriyeti”ni mi, “Çok Partili Cumhuriyeti” mi savunduğunuzu sorgulayınız. Korkunuzun sebebi özgürlüklerin kaybolması ise, ise herkese özgür yaşayacağı ortam sağlayacak çözümler üretiniz. Korkunuz laikliğin tehlikede olmasından ileri geliyorsa, laiklikle din karşıtlığını karıştırıp karıştırmadığınızı sorgulayınız. Korkunuz sahip olduklarınızı yitirmekse, elde ettiğiniz varlıklara “düşünceye karşı düşünce” yöntemiyle mi mücadele ediyorsunuz, bunu sorgulayınız. Başörtülü birini gördüğünüzde size ‘dinsiz’ denildiğini hissediyorsanız, vazgeçiniz. Çünkü bu sizin algınız olabilir. Niyet okuyarak hükme varmak, insanı realite körlüğüne götürür. Başörtülü bir kadını gördüğünüzde, ‘dinde böyle bir uygulama yok’ diye düşünüyorsanız, bırakınız onu konunun uzmanları söylesin. Bilimsel cahillik yapmayınız. Başörtüsünü ‘gericilik’ olarak değerlendiriyorsanız, asıl gericiliğin öğrenme hakkını engelleme olduğunu görünüz. Gericilikle mücadele cehaletle mücadeledir; dinle mücadele değildir. Başörtülüleri ‘kendilerini kısıtlayan insanlar’ olarak görüyorsanız, inandığı değerler için zevklerinden vazgeçenlere saygı duyunuz. Başörtülüler size ‘Usame Bin Ladin’i hatırlatıyorsa, zihin haritanızı değiştiriniz. Radikal din anlayışının, İslam dininin ilk doğuşunda üç halifeyi öldürdüğünü unutmayınız. Başörtüsünü görünce ‘dinî faşizm’den korkuyorsanız, Hitler’den hareketle ‘bütün Almanlar faşisttir’ deme adaletsizliğini yapmayınız. Başörtülüler, size ‘tehdit altında olduğunuz’ izlenimini veriyorlarsa, kendinize konuyu kişiselleştirip kişiselleştirmediğ inizi sorunuz. Başörtülülerle konuşmayı deneyiniz. Önyargıları, diyaloglar aydınlatır. Bir insanın başının zorla kapatılmasından yana iseniz, ceberutsunuz. İslam tarihinde selefi, harici radikalizm yorumu bunu öngörmüştür. Bir insanın başını zorla açtırıyorsanız yine ceberutsunuz. Bu durum, din karşıtlığını dogma haline getirdiğinizin ispatıdır: Kendinizle yüzleşiniz. Belki de ‘Modern Tiran’lığı savunuyorsunuz. Güç kullanarak kendi dogmalarınızı kabul ettirmek istiyorsanız, siz Ortaçağ’a aitsiniz. Dinî görünümlü ya da modern görünümlü olmanız fark etmez. Siyasî talebi olmayan bir genç kızın inançlarının gereğine göre yaşamasına karşı çıkıyorsanız, laikliğe de karşı çıkıyorsunuz demektir. Siyasî talebi olmayan bir ailelerin çocuklarına dinin öngördüğü ahlakî normları öğretmeyi, din dersi vermelerini laikliğe aykırı görüyorsanız; bu davranış bilimsel, çağdaş, ilerleme ve aydınlanmaya uygun değildir. Alternatif üretiniz. Siyasî talebi olmayan ama dinini yaşamak isteyen doktora, mühendise, subaya karışmayınız. Aydınlanmanın Descartes döneminde takılıp kalmışsınız demektir. ALLAH’a hesap verme duygusu yaşayan bir subay ya da doktor ülke için şanstır. Siyasî talebi olmayan ama dinin teselli gücünü, yaşama anlam katma özelliğini ve ölümden sonraki hayatı öngörme fikrini bilimle birleştirenlere karşıysanız, bilimsel gelişmeye ve düşüncenin ilerlemesine de karşısınız demektir. Başörtüsüne ‘bazı siyasîler sahip çıkıyor’ diye karşıysanız, demokratlığınızı sorgulayınız. ‘Başörtüsü istismar ediliyor’ diye düşünerek muhalefet ediyorsanız, istismar edenle etmeyeni anlamanın en iyi yolunu deneyiniz. Bu konuyu istismar edeni etmeyenden, önyargılı olanı olmayandan ayıran laboratuar, sosyal alanlardır. Üniversitelerde serbest bırakın. Üç, beş sene gözlemleyin. Eğer kamu düzeni bozulursa ve başı açıkların hakları ellerinden alınırsa, aptallık yapmayın; mücadelenizi verin. Eğer askerseniz ve sezgileriniz, Türkiye’nin geleceğini tehdit edecek bir tehlikeyi haber veriyorsa; üniversiteler sizin için birer sosyal psikoloji laboratuarı olacak. Böylece siz de deneyecek ve göreceksiniz: Kamu düzeni, provokasyonlara rağmen bozuluyor mu bozulmuyor mu? İnsan davranışlarının dilini, yalan söylenip söylenmediğini, niyetleri anlamayı ve korkuları yenmeyi gösterecek en iyi yol, deneme sınamadır. Deneme-sınama yöntemi her zaman risklidir, ancak radikalliği önlemek için bu riski göze almak gerekir. Adalet, cesaret istediği gibi doğruları bulmakta, risk almayı gerektirir. Özgürlük ve barış tarihte hiç kolay elde edilmemiştir. Bazıları başının dışını örtüyor, bazıları içini örtüyor. Bunun için sosyal psikoloji laboratuarı en etkili bilimsel deney ve gözlem yeridir. Türkiye kendi modernizmini geliştirmek dünyaya model olma şansını yakalayabilir. Bu konuda da rehberimiz akıl ve bilim olmalıdır. Bilim inancı taklit etmez ama tehdit de etmez. İnceler, rapor eder ve tarih sahnesine sunar. Özellikle üniversiteler hiçbir fikre kapısını kapamazlar. Analiz ederler, yorumlarlar. Evrensel yaklaşım bu olmalıdır. İnanç bilimsel kategoridir. Üniversitelerin sosyal psikolojik laboratuvar olması fırsatını kaçırmayalım. Türkiyemiz bu sınavı dünyaya örnek olacak şekilde aşması dileğiyle…
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
05-31-2009, 18:12 | #2 |
Allah (cc) razı olsun çok güzel bir yazı...
|
|
05-31-2009, 18:14 | #3 | |
Alıntı:
|
||
05-31-2009, 18:35 | #4 | |
Alıntı:
Başı örtülü ama çok tesettürsüz insan var.. Başımızı örtüp dini gerekleri yerine getirmeye bir adım daha atmışsak,bunu hareketleirmizlede göstermemiz lazım deniliyor.. Başı örtülü olupta, erkeklerle sarmaş dolaş her haltı yiyenleride gördük..Örtlülerin adını kirletiyorlar.. Hani günümüzdede özgürlük denildiği için bu gibi özgürlükleriniz(!) artık yok diyor Nevzat bey.. Bu hareketlerde olanlara bir iğneleme yapmış burada.. Yoksa başı örtülü yada açık olsun.. Bu hareketler hiç bir genç kıza yakışmaz.. Özgürlükte denilmez..Edepsizliktir sadece.. |
||
05-31-2009, 18:39 | #5 |
O cümleyi gayet net anladım belki nevzat bey bi anlık refleks olarak belirtmiş olabilir ve sonradan düzeltmemiş olabilir.
Bir kere dini gereklilik için bile taksa başörtüsünü dışarda sakız çiğnemesi din anlayışına zarar vermez. |
|
05-31-2009, 18:52 | #6 | |
Alıntı:
Ne anlamda sakız çiğnenmemesi gerektiğini herkes anlamıştır.. Başörtüsüyle ağzında cak cak sakız çiğneyen bir hanıma şahsen hiç hoş gözle bakmam.. Ayıptır.. Sadece başörtülü değil başı açıklar içinde geçerlidir bu.. Ve bu hem din hemde AHLAK anlayışıma terstir.. Bayanların bu şekilde dikkat çekip,bakılması sizce normal ise ve din anlayışımıza zarar vermiyorsa o yine size göredir bir şey diyemem.. Herkes siz değil..Bizim bakış açımızda budur..! |
||
05-31-2009, 18:58 | #7 |
E tabi sakız çiğnemekten çiğnemeye fark var dediğin gibi o şekil çiğneyenlere bende karşıyım bir kere insana yakışmaz.
Ama öle bir yazmış ki geneli kapsıyor cümlesi o bakış açısından bakarak belirttim fikrimi. çiğneyenlerede uyuz oluyorum ama çiğnemede demem. |
|
05-31-2009, 19:03 | #8 | |
Alıntı:
Bu hareketi yapan genele söylemiş zaten.. Baştada belirttiğim gibi başı örtülü olupta ''özgürlük adı altında'' her uygunsuz hareketi yapan,başındaki örtüye dikkat etmeyenlere binaen söylemiş bu yorumu.. Başınıza onu taktıysanız bir çok ''özgürlüğünüzden(!)'' vazgeçeceksiniz diye resmen iğneliyor aslında.. Allah onlarada hidayet etsin.. Selametle.. |
||
05-31-2009, 19:06 | #9 |
Tüm özgürlükler başı açıklarda olmuş oluyor o zaman
|
|
05-31-2009, 19:36 | #10 |
Yukarıdaki yorumuma bakın..
Sadece başı örtülüler değil açıklar içinde geçerlidir bu demişim.. Başı açık olupta edebiyle adabıyla yaşayan insanlarda vardır.. Tesettür sadece başı örtmek değildir.. Başı örtülü tesettürsüzlerde vardır diye belirtmişim yine.. Özgürlük başı açıklar içinde örtülüler içinde geçerlidir.. Ama sokakta cak cak sakız çiğnemek özgürlük değildir bize göre.. Edepsizliktir değil mi..? Ama şimdi buna kısıtlama getirilse veya fetva verilse ''aa özgürlüğüme karışıyorsunuz'' diye çıngar çıkartanlar adına ÖZGÜRLÜKTÜR sadece.. Edep başı açıklar içinde,örtülüler içinde geçerlidir.. Erkekler içinde,hanımlar içinde geçerlidir.. |
|