01-30-2010, 15:40 | #1 |
AK PARTİ Hükümeti 'Alevi Çalıştayı'İle Tuzağa mı Düşürülüyor???
Hükümet imtihan kavşağında Demokrasiye bir itirazımız yoktur...
Ancak, demokrasiyi zorlayarak saçma/sapan görüşleri nas gibi kabul etmemizi isteyenlere bazı sözlerimiz olacak... Nedir bu Alevi çalıştayının özü? Biz, Alevi cemaatini Müslüman biliriz... Şahid olduğumuz hatalara bakmadan Müslüman olduklarını kabul ederiz... Tanıdığımız Alevi dostlarımız olsun, tanımadıklarımız olsun, hiçbirisi “Bizim dinimiz ayrı” demediler... Vaktaki “delikli demirin icad olunup mertliğin bozulduğu” şekilde Avrupa arabasında stepneliğe soyunduk, geleneklerimiz, inançlarımız allak/bullak olmaya başladı... Gele gele geldik “Alevi Çalıştayı” dönemecine... Alevi olduğunu söyleyen dernek mensupları hükümetten öyle çirkin taleplerde bulunuyorlar ki, durup düşünmüşlüğünüz oldu mu? “Zorunlu din dersleri kaldırılsın!..” Niye? Yoksa siz dinsiz misiniz? Kem/küm etmeden açıkça söyleyin, Alevilik dinsizlik midir? “Diyanet teşkilatı lağvedilsin” talebi geliyor ardından... Yine soru sormak istiyorum: Siz neyin nesisiniz, kimin sesisiniz? “Alevi köylerinden camiler derhal kaldırılsın...” Biz 72 milyon içinde sayıları 10 bini bulmayan dinlerin kiliseleri, sinagogları kaldırılsın demiyoruz... Demek doğru değildir çünkü... Ve geldik zurnanın zırt dediği yere: “Cem evlerini ibadethane olarak tanıyınız...” Hayda!.. Hükümet yeni dinler tanıyıp tanımamaya yetkili bir kurum mudur? 1400 yıldır Müslümanlar camilere, mescitlere giderek ibadet ederler... AKP iktidarı istediğiniz fetvayı verir de, Aleviliği ayrı bir din kabul ederse hapı yutar kesinlikle... Dini literatürü incelemek lazım... Cemevleri ibadethanedir yazmış mı hiç? Muhtemelen, günde kaç vakit olursa, saz çalıp, kadınlı erkekli fırdöndü oynayarak, halkı ibadete davet mi edeceksiniz? Sünnilerle kız alıp vermek istemiyorsunuz... Mezarlıkları da ayırma projeniz var mı? Kitabınız var mı? Peygamberiniz Hz. Muhammed (sav) mi, yoksa hariçten tedarik ettiğiniz peygamber mi vardır?.. İronik sorular sormama bakmayın, Alevilik İslami bir tarikattır... Sevabı-günahı kendilerine... İsimler Mehmed, Ali, Murteza, Haydar, Hasan, Hüseyin... Sırf bu isimler, masum Alevilerin Müslüman olduklarına yeterli delil değil mi? Niçin Kur’an’da birleşme dururken cemevlerinde ayrılma tercih edilsin ki? Alevilerin içinde muhkem dindarlar olduğu gibi, Sünniler içinde de ateistler, Allah düşmanları mevcuttur... Nerde hata varsa, oradan dönülse olmaz mı? Camiler kaldırılsın, cemevleri ibadethane kabul edilsin talebi hiç masumane bir talep değildir... Hele bir tetkik edilsin Hz. Ali (ra), Hasan-Hüseyin, diğer imamlar saz eşliğinde semah dönerek ibadet yapmışlar mı? Örneği yoktur... Alevilik adına sapkınlığa çağıran bazı malum kişiler demokrasiyi istismar ederek, cahil cemaati de peşlerine takmak suretiyle yeni bir din (!!!) havariliği yapmaktadırlar... Ezansız, namazsız, oruçsuz, tekbirsiz, teslimiyetsiz... Aklı eren dedeler ne derler bilmiyoruz... AKP yine başına bir püsküllü bela sardı zannedersem... Nedir bu açılımların efsane ötesi gerçekleri? “Ali dede yeşil kanat açarak uçtu cennete gitti B. Efendi...” Ali dede vefat etmiş, ölürken başında 12 takipçi saz çalmış... Başında 12 saz çalınan insan uçarak cennete gitmez miymiş?.. Biz içe doğanı ilham biliriz, Her türlü nimeti ikram biliriz, Çift gözle bakarız iki dünyaya; Ve beyaz kefeni ihram biliriz... Abdurrahim Karakoç - Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-30-2010, 16:01 | #2 |
Alvilerin öncelikle dindar olduklarnı bilmemiz gerekiyor ki sonra tarikat olduklarını söyleyelim.Burada bir inanç zaafiyeti var.Dededen görme dindar sözü, alevileri tarif eder dersem yanılmış olmam sanırım.Dedeniz ne kadar dindar!, müslüman sa o kadar müslüman olursununz, yani sorgusuz sualsiz görmece bir din, taklidi bir inanç ve amel örüüntüsü.
Aleviler nedir sorusunu bir aleviye sorduğunuzda alacağınız cevap çözüm için ortaya koyacaklarınıza bir altyapı teşkil edecektir.Sorduğumuzda bir aleviye nesin diye, öncelikle arzuladığı şeyleri sayıyor ve bizde buyuz diyor.Camiler bize dayatma din dersleri dayatma diyanet varsa dedelerimiz neden maaşa lamıyor diyorlar. Neyse daha açmak isterim ama sazın teli bugün hassas ayarda...... |
|
01-30-2010, 17:28 | #3 |
Bu konuda ergenekon vari bir yapılanmanın olduğunu düşünüyorum!Bu yapı gerçek aleviliği saptırıp,abuk sabuk icaatlarla islam dinine zarar verme peşindeler!Hükümetimizinde bunun farkında olduğunu düşünüyorum.Alevi çalıştaylarının muhtevası dialog ve hoşgörü çerçevesinde gerçekleşmesi doğru olandır.Yoksa sayın yazarında belirtiği üzere,Yeni bir din icaat eylem ve söylemlerinden hükümetimiz kesinlikle ırak olmalıdır!
|
|
02-01-2010, 15:03 | #4 |
Ali Bulaç - zaman
2010-02-01 Cemevleri (1)Alevi çalıştayında en çok tartışılan ve Sünni kesimin iç huzuruyla onaylamadığı ana mesele "cemevlerinin ibadethane" sayılması gerektiği konusu oldu. Başta belirtmek gerekir ki, biz Alevilere dinî veya hukukî bir kimlik veya statü belirleme durumunda değiliz, bu yetki ve hakkı kendimizde görmüyoruz. Ancak karşılıklı olarak kaygılarımızı ve zihnimizdeki istifhamları belirtip giderme gibi bir hak ve sorumluluğumuz da var. Eğer Aleviler ısrarla "cemevlerinin ibadethane" statüsünde tanınmasını istiyorlarsa, sonuçta biz bunu kabul ederiz, ama bunun yol açabileceği sonuçları birlikte mütalaa etmemizde de zaruret var: Kur'an ve Sünnet kaynaklarındaki geçerli isimlendirmeye göre Müslümanların ibadet ettiği yerlere "mescid" denir. "Allah'ın mescitleri, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa" vs. "Camii"yi, daha çok biz Türkiye'de yaşayanlar kullanır ki, anlamı Müslümanların ibadet etmek üzere toplandıkları yer ise de, esasında "ölçeği genişletilmiş, büyük mescit" demektir. Suudi Arabistan'da aksine küçük mescidlere "camii" dendiği vakidir. Sünni, Şii, Zeydi, Harici ve İbadi mezheplerine mensup Müslümanlar ibadet yerlerine "mescit" derler, camii terimini bu manada kullanmaktadırlar ve prensip olarak bütün mescit ve camilerde kılınan namazın geçerli olduğunu bilirler. Alevi çalıştaylarının tümünde, Alevi sözcüleri Aleviliğin İslam-içi olduğunu özellikle vurguladılar. Bundan daha sevindirici ve rahatlatıcı bir beyan olamazdı. Bunun yanında Alevi sözcüleri bir yandan bu önemli beyanda bulunurken, diğer yandan "camiye gitmediklerini, 'Sünniler' gibi namaz kılmadıklarını" söylüyor; cemevlerinde yaptıkları niyaz ve ayinle ibadet ettiklerini, bu yüzden cemevlerinin birer "ibadethane" sayılması gerektiğini ittifakla ve ısrarla belirtiyorlar. Eğer cemevleri, "ibadethane" olarak isimlendirilecekse, Alevilerin Sünnilerden kategorik olarak farklı bir ibadet tarzları olduğu anlamına gelir ki, bu bir dinin, yani İslam'ın içinde "iki mabet" oluşması anlamına gelmez mi? Bu yeni isimlendirme ve ibadethanelerin farklılaş(tırıl)ması, zaman içinde bir dinin ikiye ayrılmasına, Müslümanların iki din mensubu şeklinde bölünmesine zemin hazırlamaz mı? Bir dinin iki mabedi olur mu? İki farklı mabet, iki farklı dini ima eder; mabet ortaksa eğer birden fazla mezhep mümkündür, meşrudur ve din içindeki çoğulculuğun gereği ve tezahürüdür. Mezhepler arasındaki farklılığın ibadetlere yansıması normal ve makuldür. Mesela Mardin ve Diyarbakır'da Hanefiler ve Şafiiler camilerde beraber namazı kılar, ancak cuma namazından/iki farz rekattan sonra "Zuhr-u ahir" adı altında Hanefiler dört rekat namazı münferit kılarken, Şafiiler sağ taraftaki mihrapta ve kendi imamları arkasında cemaatle kılarlar. Bu, bugüne kadar herhangi bir ayrışma ve çatışmaya sebebiyet vermemiştir. Aleviliğin bir fıkıh mezhebi olmaktan çok bir tasavvufi yorum olduğunu kabul etmemiz durumunda da, benzer pratikler vardır. Mesela Mevleviler, Mevlevi dergâhlarında sema ve zikir yapar ve bunu elbette ibadet bilinci ve düşüncesiyle yaparlar. Ama Mevleviler camiye gider, beş vakit, cuma ve bayram namazlarını kılarlar. Tabii ki, Mevleviler arasında da namaz kılmayanlar var, ama devam ettikleri Mevlevi dergâhlarını mescit veya camiinin dışında İslam içinde ikinci mabet gibi görmüyorlar. Böylelikle Mevlevilik, İslam içinde farklılığını muhafaza eden bir İslam yorumu, bir tarikat, bir inanç grubu olarak yer alıyor. Çarşamba devam edeceğiz |
|
02-06-2010, 17:11 | #5 |
Bence Alevilik'te meydana gelen büyük tezatlıkların ana nedeni,bu tarikatların içerisine sızan ETÖ yapılanmasının meydana getirmiş olduğu hurafelerdir!Yoksa aklı selim alevi,din derslerinin kaldırılmasını,cem evlerinin ibadethane statüsüne geçmesini talep etmez!
|
|
02-06-2010, 17:17 | #6 |
öncelikle sorum şu aleviler müslümanmı müslüman diye biliyorum peki müslüman olan kişi din dersi kalksın dermi demez bu nasıl bi tezatlık anlamadım bunlar demekki ayrı bir din olarak görüyorlar kendilerini
|
|
02-06-2010, 17:26 | #7 | |
Alıntı:
Sünniye kız vermem diyeni de var,Hepimiz Müslümanız diyeni de. Allah'ın evi Camiiye gitmeyi Aleviliğe aykırı sayanda var,Camii'de rahatça namazını kılanda. Sorun zaten satırlarımdaki ilk cümleleri sarfeden aleviler. Ülkede Alevilik konusunda bir kavram karmaşası var. "Alevilik nedir?" sorusuna tam anlamı ile kimse cevap veremez. Başbakanımız çok dikkatli olmalı. |
||
02-06-2010, 20:00 | #8 | |
Alıntı:
|
||
02-06-2010, 21:31 | #9 |
Alevi kardeşlerimiz kusura bakmasın ama Marksizm, bu yapıyı çok iyi kullanmıştır...
Sürekli, doğu ve güneydoğuda yapılan yanlışlıklardan bahsedilmektedir. Alevi toplumunun yaşadığı genelde iç Anadolu bölgesinde aynı Devlet görevlilerinin ihmalleri ve yanlışları olmamış mıdır? Evet kesinlikle büyük hatalar sözkonusu olmuştur... Bu isyanı, içindeki bu öfkeyi, Halk hareketinin diktaya, cunta yapısına, Oligarşik Faşist iktidarlara karşı yapılıyormuş gibi kullanmışlardır. Arkasından yetişen tüm gençlik, kendilerini marksizmin kucağında bulmuşlardır... Türkiye'nin bugün Alevilere bakış açısındaki temel sebeplerinin başında,Alevilerin içerisindeki inanç zenginliğinin, kültürel ve siyasi yozlaşmalardır.Bugün dikkat ederseniz talepleri olanların kavgacı bir uslupla değil,farklılığı sevdirme yöntemi ile taleplerini dile getirmesi,kendi içlerinde kavgaya sebebiyet vermektedir... "Asimilasyon" sözünü öne çıkaranlarda işte bu önyargıları ateşleyen,tıpkı Güneydoğu'daki sorunu etnik sorun olarak tanımlayanlar gibi,marjinal aşırı marksist gruplardır. Bugün Cem vakfı başkanının istediği kadar ''ezberi bozdu'' sözleri,basın'da manşet olsa da,kendi yönetimindeki,Cem evinden terörist cenazesinin kaldırılması da,basiretsizlikdir ya da bir nevi olarak samimiyetsizlikdir de diyebiliriz... |
|
02-06-2010, 21:31 | #10 |
Alevi kardeşlerimiz kusura bakmasın ama Marksizm, bu yapıyı çok iyi kullanmıştır...
Sürekli, doğu ve güneydoğuda yapılan yanlışlıklardan bahsedilmektedir. Alevi toplumunun yaşadığı genelde iç Anadolu bölgesinde aynı Devlet görevlilerinin ihmalleri ve yanlışları olmamış mıdır? Evet kesinlikle büyük hatalar sözkonusu olmuştur... Bu isyanı, içindeki bu öfkeyi, Halk hareketinin diktaya, cunta yapısına, Oligarşik Faşist iktidarlara karşı yapılıyormuş gibi kullanmışlardır. Arkasından yetişen tüm gençlik, kendilerini marksizmin kucağında bulmuşlardır... Türkiye'nin bugün Alevilere bakış açısındaki temel sebeplerinin başında,Alevilerin içerisindeki inanç zenginliğinin, kültürel ve siyasi yozlaşmalardır.Bugün dikkat ederseniz talepleri olanların kavgacı bir uslupla değil,farklılığı sevdirme yöntemi ile taleplerini dile getirmesi,kendi içlerinde kavgaya sebebiyet vermektedir... "Asimilasyon" sözünü öne çıkaranlarda işte bu önyargıları ateşleyen,tıpkı Güneydoğu'daki sorunu etnik sorun olarak tanımlayanlar gibi,marjinal aşırı marksist gruplardır. Bugün Cem vakfı başkanının istediği kadar ''ezberi bozdu'' sözleri,basın'da manşet olsa da,kendi yönetimindeki,Cem evinden terörist cenazesinin kaldırılması da,basiretsizlikdir ya da bir nevi olarak samimiyetsizlikdir de diyebiliriz... |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ak, alevi, çalıştay, çelik, cem, din, evi, faruk, ibadethane, namaz, parti |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|