AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-18-2010, 11:40   #1
Kullanıcı Adı
Fırat
Standart Göstermelik
Göstermelik

Diyanet İşleri Başkanı beş yılda bir seçilecek ve en fazla iki dönem görev yapabilecekmiş... Cumhurbaşkanı gibi...
Bunun bir de "Din İşleri Yüksek Kurulu" var, onlar da on altı kişi olacaklarmış...
Birtakım genel müdürlükleri de var, din hizmetleri, hac ve umre hizmetleri, dini yayınlar, dış ilişkiler, insan kaynakları falan.
Mushaf inceleme ve kıraat kurulu da var.
"Hiyerarşik" yapıda memur kadroları da var, vaiz, uzman vaiz, başvaiz... Kuran öğretici, uzman öğretici, başöğretici... Müezzin, kayyım, başmüezzin... (Bilal-ül Habeşi sağ olsaydı hangisine girerdi acaba?)
Bu bir tasarı. Bu tablo "köklü değişiklik" olarak kabul ediliyormuş.
Niçin hiçkimsede "heyecan" uyandırmıyor? Niçin birkaç gazetenin sayfa dibinde iki sütun yer bulabiliyor?
Çünkü başkan da, bütün kadrosu da alt tarafı devlet memuru.
"Tapu-kadastroda" yapılacak reformlar bile daha ilginç.
Diyanet İşleri Başkanı beş yıllığına değil de sekiz yıllığına seçilse ne olacak, müezzinle kayyım arasına "muvakkit kadrosu" koysanız ne farkedecek?
Diyanet İşleri Başkanı Kızılçakçaklı Ahmet Hoca olsa ne olur, Çemişkezekli Mehmet Hoca olsa ne yazar, yerine Oflu Temel Hoca gelse ne değişir?
Çünkü sistem belli, barem bellidir, Diyanet İşleri Başkanı'na çizilmiş olan çerçeve de bellidir, ne yapıp ne yapamayacağı da bellidir.
"Modernize" edersiniz, örneğin Faize-Sevim'e ya da Zuhal Yorgancıoğlu'na "şık cüppe" diktirirsiniz, Osmanlı motifleri falan... (Yeni dönemde Yıldırım Mayruk "kreasyonlarını" da görelim!)
Böylece Papa ya da Patrik'le yanyana geldiğinde onların gösterişli giysilerinin yanında bizimki "kelek kalmamış" olur, o kadar.
Diyanet İşleri Başkanı, İslam cemaatinin içinden "temayüz etmiş", onun tarafından "seçilmiş" bir muhterem midir? Hayır.
"Devletin, din işlerini tedvire memur" ettiği bir bürokrattır, o kadar. Emekli olunca gideceği yer de bellidir: Bir gazetede "din ve ahlak sohbetleri" köşesi...
Üstelik, devletin ordu işlerini tedvire memur ettiği en yüksek bürokrat siyasete karışır, o karışamaz!
Diyanet İşleri Başkanı seçimi kamuoyunda günlerce konuşuluyor, tartışılıyor, cemaat harıl harıl camilerde kurulan oy sandıklarına koşuyor, şu hocayı değil de bu hocayı tercih ediyor mu?
Çeşitli İslam yorumlarının bu seçim sürecinde ortaya değişik programlar koymaları, çekişmeleri, propaganda yapmaları mümkün mü? Örneğin bendeniz ortaya, "Muhyiddin-i Arabi Hazretleri" çizgisini savunacak "mutasavvıf" bir aday ismi atabilir miyim, kendi inancım doğrultusunda?
Bir başkan seçimi, Papalık makamına şu "tutucu" ya da bu "ilerici" kardinalin gelmesi kadar meşgul ediyor mu müminlerin zihinlerini?
"Sünni dünyası" günlerce bu meseleye kafa yoruyor, örneğin Arap ülkelerinde seçimi beğenenler, onaylayanlar, kızanlar, karşı çıkanlar falan gözleniyor mu?
Şu ya da bu hocanın göreve gelmesiyle İslam dünyasında önemli ya da önemsiz bir gelişme olması ihtimali var mı?
Bana, Atatürk ya da İnönü devirlerinden üç başkanın adını sayabilir misiniz?
Bu, laiklik mi?
Bu, laiklik olduğu öne sürülmüş ve kabul ettirilmiş bir komiklik.


ENGİN ARDIÇ

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-18-2010, 11:50   #2
Kullanıcı Adı
SSS
Standart
Alıntı:
_Fırat_ Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Göstermelik
Diyanet İşleri Başkanı beş yılda bir seçilecek ve en fazla iki dönem görev yapabilecekmiş... Cumhurbaşkanı gibi...
Bunun bir de "Din İşleri Yüksek Kurulu" var, onlar da on altı kişi olacaklarmış...
Birtakım genel müdürlükleri de var, din hizmetleri, hac ve umre hizmetleri, dini yayınlar, dış ilişkiler, insan kaynakları falan.
Mushaf inceleme ve kıraat kurulu da var.
"Hiyerarşik" yapıda memur kadroları da var, vaiz, uzman vaiz, başvaiz... Kuran öğretici, uzman öğretici, başöğretici... Müezzin, kayyım, başmüezzin... (Bilal-ül Habeşi sağ olsaydı hangisine girerdi acaba?)
Bu bir tasarı. Bu tablo "köklü değişiklik" olarak kabul ediliyormuş.
Niçin hiçkimsede "heyecan" uyandırmıyor? Niçin birkaç gazetenin sayfa dibinde iki sütun yer bulabiliyor?
Çünkü başkan da, bütün kadrosu da alt tarafı devlet memuru.
"Tapu-kadastroda" yapılacak reformlar bile daha ilginç.
Diyanet İşleri Başkanı beş yıllığına değil de sekiz yıllığına seçilse ne olacak, müezzinle kayyım arasına "muvakkit kadrosu" koysanız ne farkedecek?
Diyanet İşleri Başkanı Kızılçakçaklı Ahmet Hoca olsa ne olur, Çemişkezekli Mehmet Hoca olsa ne yazar, yerine Oflu Temel Hoca gelse ne değişir?
Çünkü sistem belli, barem bellidir, Diyanet İşleri Başkanı'na çizilmiş olan çerçeve de bellidir, ne yapıp ne yapamayacağı da bellidir.
"Modernize" edersiniz, örneğin Faize-Sevim'e ya da Zuhal Yorgancıoğlu'na "şık cüppe" diktirirsiniz, Osmanlı motifleri falan... (Yeni dönemde Yıldırım Mayruk "kreasyonlarını" da görelim!)
Böylece Papa ya da Patrik'le yanyana geldiğinde onların gösterişli giysilerinin yanında bizimki "kelek kalmamış" olur, o kadar.
Diyanet İşleri Başkanı, İslam cemaatinin içinden "temayüz etmiş", onun tarafından "seçilmiş" bir muhterem midir? Hayır.
"Devletin, din işlerini tedvire memur" ettiği bir bürokrattır, o kadar. Emekli olunca gideceği yer de bellidir: Bir gazetede "din ve ahlak sohbetleri" köşesi...
Üstelik, devletin ordu işlerini tedvire memur ettiği en yüksek bürokrat siyasete karışır, o karışamaz!
Diyanet İşleri Başkanı seçimi kamuoyunda günlerce konuşuluyor, tartışılıyor, cemaat harıl harıl camilerde kurulan oy sandıklarına koşuyor, şu hocayı değil de bu hocayı tercih ediyor mu?
Çeşitli İslam yorumlarının bu seçim sürecinde ortaya değişik programlar koymaları, çekişmeleri, propaganda yapmaları mümkün mü? Örneğin bendeniz ortaya, "Muhyiddin-i Arabi Hazretleri" çizgisini savunacak "mutasavvıf" bir aday ismi atabilir miyim, kendi inancım doğrultusunda?
Bir başkan seçimi, Papalık makamına şu "tutucu" ya da bu "ilerici" kardinalin gelmesi kadar meşgul ediyor mu müminlerin zihinlerini?
"Sünni dünyası" günlerce bu meseleye kafa yoruyor, örneğin Arap ülkelerinde seçimi beğenenler, onaylayanlar, kızanlar, karşı çıkanlar falan gözleniyor mu?
Şu ya da bu hocanın göreve gelmesiyle İslam dünyasında önemli ya da önemsiz bir gelişme olması ihtimali var mı?
Bana, Atatürk ya da İnönü devirlerinden üç başkanın adını sayabilir misiniz?
Bu, laiklik mi?
Bu, laiklik olduğu öne sürülmüş ve kabul ettirilmiş bir komiklik.
ENGİN ARDIÇ



******* *******
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta