AK Gençliğin Buluşma Noktası
Forum Köşe Yazarlığı Ak Parti Forum Köşe Yazarları buraya.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-17-2010, 17:48   #1
Kullanıcı Adı
SSS
Standart Tarikatte Mürit - Mürşit - Şeyh İlişkisi
Tarikat adı verilen olgunun "Allah’a giden yol olmak" yerine, "Allah’a giden yola konulan tuzaklar" olduğunu, tamamen İslam’da en büyük ve bağışlanmaz günah olan "Şirk" kapsamında davranışlar olduğunu anlatan bir kitap geçti elime. Toplumsal Dönüşüm Yayınları’ndan E. Ali Okur’un eseri "TARİKAT GERÇEĞİ"
Bu eserin Tarikat Gerçeğini çok güzel ortaya koyan "Mürit-Mürşit-Şeyh İlişkisinin Kuralları" nı anlatan bölümünü özet olarak size sunacağım.

Mürit, abdestli olacak, bütün günahlarından 101 defa tövbe istiğfar edecek, Fatiha ve İhlas-ı Şerif okuyup mürşidin ruhaniyetine hediye edecek. Bunları yola çıkmadan, sabah namazından önce yapacak. Yol esnasında, kalbin mürşidinin kalbine zabt-ı rabt edecek. Mürşidin ruhaniyetinin kendisi ile hep beraber olduğuna imanı tam olacak.

Mürşidin gözünden düşmemeye çalışacak. Çünkü mürşidin gözünden düşmek, yedi kat gökten düşmekten daha beterdir.

Ve şeyhini emsalsiz bilecek... Şeyhim olmadan beni Rabbime götürecek yeryüzünde hiç kimse bulunmaz diyecek.

Ehlullah’a ( Allah’a yakın olan kimselere ) itiraz eden kimselerin mutlaka küfür üzere ( imansız ) ölecekleri gerçeğini hiç unutmayacak.

Mürit, mürşit ile konuşacağı zaman, önce usulünce izin isteyecek. Huzurunda hoşa gitmeyecek şeylerden sakınacak. Sesini gayet yavaş ve hafif olarak çıkartacak. Yüksek sesle katiyen konuşmayacak.
Mürşidin sözünü kalp ve dil ile onaylayıp, gerek sözle veya gerekse kalben;
" Neden, niçin, hayır öyle değil" gibi sözlerle karşılık vermeyecek. Zira araştırmacılar, mürşidine bu gibi karşılık veren müritlerin ebediyen kurtuluşa ermeyeceğini bildirmişlerdir. Onun için mürşidin davranışlarından, bunların sebebi hikmetinden sormak terbiye dışıdır. Mürit olan kimsenin, mürşidine inanması ve onun her türlü hareketini onaylaması vaciptir. (gerekli ) Ve mürit, yapacağı her iş için ondan izin isteyecektir. Bunda bereket vardır. Cenaze yıkayana, ceset nasıl teslim olursa, öylece teslim olacaktır. Mürşidinden hiçbir hal ve malını saklamayacaktır. Ve daha doğrusu şu ki, Allah’ın kendisini sanki mürşidine hizmet için yarattığına inanacaktır.

Allah’ın kendisine verdiği tüm mal ve evlatlarını, mürşidinin bereketi karşılığı verdiğine kesinkes inanacaktır. Tüm bunların sahibinin mürşidi olduğunu, ve kendisinin de onun kölesi olduğunu bilecektir.
Keza, mürşidinin uykusunun, kendisinin gece sabaha kadar yaptığı ibadetten, onun yemesinin ise kendi orucundan daha makbul olduğuna iman etmelidir.

Mürşidin inancı şu şekilde olmalıdır: Mürşidim beni kabul ederse, Allah’ın yanında kabul olunurum, ve eğer Allah dergahından kovulsam, mürşidimin beni kabul etmesinden başka kurtuluşum yoktur.
Padişahlar huzuruna bile aracısız girmek zor olunca, Allah’ın huzuruna varmak için aracı mutlaka gereklidir.

Bu eser, bir tarikata bir müddet dahil olup sonra ayrılan bir kişinin itiraf ve gözlemleridir. "Kulun kula köleliği" ne dayalı ve tamamen akıl ve İslam dışı inanç ve uygulamamalar ile ilgili bu söylemlerin tarikat olgusunu tanımak konusunda faydalı olacağını düşünerek sizlere aktardım.

 


Konu SSS tarafından (03-17-2010 Saat 19:06 ) değiştirilmiştir.. Sebep: düzeltme
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-21-2010, 16:44   #2
Kullanıcı Adı
Saltuk Buğra Han
Standart
Alıntı:
SSS Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Mürşidin gözünden düşmemeye çalışacak. Çünkü mürşidin gözünden düşmek, yedi kat gökten düşmekten daha beterdir.

Ve şeyhini emsalsiz bilecek... Şeyhim olmadan beni Rabbime götürecek yeryüzünde hiç kimse bulunmaz diyecek.

Ehlullah’a ( Allah’a yakın olan kimselere ) itiraz eden kimselerin mutlaka küfür üzere ( imansız ) ölecekleri gerçeğini hiç unutmayacak.
Allah’ın kendisine verdiği tüm mal ve evlatlarını, mürşidinin bereketi karşılığı verdiğine kesinkes inanacaktır. Tüm bunların sahibinin mürşidi olduğunu, ve kendisinin de onun kölesi olduğunu bilecektir.
Keza, mürşidinin uykusunun, kendisinin gece sabaha kadar yaptığı ibadetten, onun yemesinin ise kendi orucundan daha makbul olduğuna iman etmelidir.

Mürşidin inancı şu şekilde olmalıdır: Mürşidim beni kabul ederse, Allah’ın yanında kabul olunurum, ve eğer Allah dergahından kovulsam, mürşidimin beni kabul etmesinden başka kurtuluşum yoktur.
Padişahlar huzuruna bile aracısız girmek zor olunca, Allah’ın huzuruna varmak için aracı mutlaka gereklidir.
Eğer bunlar doğru ise vay halimize.Özellikle yukarıdaki yazılanları seçtim ki okuyunca insanın tüyleri diken diken oluyor.
Yaratılan tüm canlıların içinde sadece biz insanoğluna akıl vermek sureti ile onurlandırıp şereflendiren ve anlayacağımız bir şekilde yüce Kuran'ı önümüze koyan Allah ile aramızda olmalarına çok mu gerek var bilemiyorum ve yazıklar olsun diyorum.

Konu Saltuk Buğra Han tarafından (03-21-2010 Saat 21:40 ) değiştirilmiştir..
Saltuk Buğra Han isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-21-2010, 16:49   #3
Kullanıcı Adı
SSS
Standart
Alıntı:
Saltuk Buğra Han Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Eğer bunlar doğru ise vay halimize.Özellikle yukarıdaki yazılanları seçtim ki okuyunca insanın tüyleri diken diken oluyor.
Yaratılan tüm canlıların içinde sadece biz insanoğluna akıl vermek sureti ile onurlandırıp şereflendiren ve anlayacağımız bir şekilde yüce Kuran'ı önümüze koyan Allah ile aramızda olmalarına ve çok mu gerek var bilemiyorum ve yazıklar olsun diyorum.


...........................
SSS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-21-2010, 17:25   #4
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Şeyhi dergahtan kovunca kapıdan dışarıya atarlarken önce elleriyle sonra'da dişleriyle kapıyı ısırarak Şeyhini bırtakmak istemeyen Yunus Emre'de şirk kapsamın'da davranıyordu zaten

Lütfen biraz İslam tarihini araştırın arkadaşlar siz aklınızın Mevlana,Yunus Emre ve binlerce alimden daha iyi bastığını iddia ediyorsanız bir şey demiyorum ama Şeyhlik makamına söz söylemek size düşmez...

İslam alimleri arasın'da Şeyhi olmayana rastlayabilirmisiniz...?

Hanefi Mezhebin'in kurucu olan İmamı Azam bile ömrün'ün son iki yılın da Tarikata giriyor ve "Son iki yılım olmasaydı ben helak olmuştum" diyor...
SSS o bahsettiğin kitaptaki bizimle paylaştığın bilgilerin bir kısmı asparas bilgiler kölelik vs..

Tarikat Peygamberimizin (s.a.v) Hz.Ebu Bekir'e hira mağarasın da öğrettiği bir olgudur...

Ebu Bekir (r.a) Selmanı Farisiye (r.a) Selmanı Farisi Caferi Sadık (r.a) ya öğretmiş bu şekil de günümüze kadar bir çok Ehlullah vesilesiyle ulaşmıştır...
Hadi kişilere laf söyleme cüretin var ama Tarikatın kendisine laf söylemek için kafayı yemekte yetmez
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-21-2010, 17:30   #5
Kullanıcı Adı
Ömer Bekir
Standart
Öyle deme Depare kardeşim..Şimdi bu SSS'de sağdan soldan kaynak alıyor ya,oda şirktir..Aaaaa,yoksa SSS"Resûlüllah'tan birşey öğrenmek şirktir,Süleyman Ateşten kaynak almak sevaptır.."mı diyecek;Beklenir...
Ömer Bekir isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-21-2010, 17:36   #6
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Olabilir nasıl olsa Süleyman ateş evrimi kabul ediyor daha bilimsel ve akılcı (!) bir insan...
Hadis gibi Tarikat,Şeyhlik gibi dogmatik şeylerle uğraşmak Şirk ola (:
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-21-2010, 18:05   #7
Kullanıcı Adı
El Emin
Standart
El Emin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-21-2010, 19:36   #8
Kullanıcı Adı
menes
Standart
Tarikatlar, bugün bazı kişiler tarafından 'öcü' gibi gösterilmektedir.Hatta provokasyonlara alet edilmektedir.28 Şubat Süreci'nde bunu çok net gördük.
Bu provokasyonlar sonucu insanların zihninde tarikatler hakkında kötü anılar kalmıştır.
Tabi ki, yanlış işler yapan tarikatlar vardır.Ama bu şahısların sorunudur.
Tarikatlara baktığımızda geçmişte nice büyük insanı yetiştirmiştir.
depare arkadaşımın dediği Yunus Emre bunlardan biridir.
Tarikatların başka bir fonksiyonuda özellikle Osmanlı'da yeni fethedilen yerlere giderek oranın Müslümanlaşmasını sağlamaktı.
Tarikatların başlarında bulunan şeyhler de alim kişilerdi.
Tarikat bir gönül işidir.
Yani şunu söylemeliyim ki;
Tarikatlar bizim geçmişimizdir.Tarikat bir kültürdür.Tarikatlara düşman olanlar kendilerine düşmanlardır.

Konu menes tarafından (03-21-2010 Saat 19:38 ) değiştirilmiştir..
menes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
mürit, mürşit, tarikat, Şeyh


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi