"Devlet merkezli anayasa"yı hazırlayanlar askerî cuntanın arzusu doğrultusunda masa başına oturan bilim adamları ve hukukçular oluyor. Pekiyi "birey merkezli anayasaları" kim ve nasıl hazırlıyor? Konunun can alıcı sorusu budur!
"Birey" insan teki varlıktır, yani ferd-i vahid olan insandır. Ferd-i vahid olan insan "devlet" ve "toplum" gibi soyuttur. Dünyanın hiçbir yerinde bireyler insan teki varlıklar olarak bir araya gelip metin yazamazlar. Türkiye 72,5 milyon nüfusa sahipse, rüşd çağında olan 50 milyon insanın salt birey kimlikleriyle bir araya gelip tartışması, müzakere yapması ve ortak bir anlaşma zemini bulması mümkün değildir. Bu durumda yine birilerinin ortaya çıkıp bir metin yazması zarureti hasıl olmaktadır. Nitekim Batı'da da böyle oluyor. "Birey merkezli metni" yazanlar yine bilim adamları, akademisyenler ve hukukçular olmaktadır. Onlar da liberal filozof ve bilim adamlarından ilhamlarını alırlar, kitaplarda okuduklarını, liberal felsefe tarafından tanımı yapılmış, muhtevası belirlenmiş hak ve sorumlulukları, vecibe ve görevleri bir anayasa metni olarak ortaya dökerler. Kısaca onlar da masa başında metin yazarlar.
İşte benim temel itirazım burada başlıyor. Bana göre "devlet merkezli anayasa" ile "birey merkezli anayasa" metni arasında -içerik farklı olmakla beraber- usul yönünden fark yoktur. Her iki metinde de karşılıklı müzakere, tartışma söz konusu değildir. Pekiyi "toplum merkezli anayasa" nedir ve nasıl olmalıdır? Bunu da çarşamba günü ele almaya çalışacağız.
|